gideceğiniz yerde olmaya, yapacağınız bir şeyi tam saatinde yapmaya saplantılı olma hali. üstelik bunu farkında olmadan yapıyorsunuz, başka birileri de eskaza geç kalsa sinirleriniz tepenize çıkıyor. saat 2 ise 2'dir, 2:15 ise kesinlikle 2:15 olmalıdır, 14 değil! misal az önce bir hocamı aramam gerekti, ona saat 17'de arayacağımı söylemiştim. saat 16:56'ydı. peki ben naaptım? tabiki 4 dakika daha bekleyerek tam saat 17:00'da aradım, sonra da kendime kızdım. nedeeen allahım nedeeen!
hastalık derecesinde dakik olmak
hastalığın en ilerlemiş halinde olduğunuzu gösteren durum. bir gün sırf bu kadar dakik olmaktan ve ince düşünmekten öleceğimi düşünüyorum. bazen de o dakikalara öyle bir takılırsınız ki, mesela bir arkadaşınızı sabah uyandıracaksınız, onu eğer bir kaç gün aynı saat ve dakikada arıyorsanız, diğer günlerde durup o dakikayı beklersiniz. kabus gibi kabustur.
(bkz: sen kaç beni tanıdılar)
her seferinde bol bol beklemekle sonuçlanacak olan ve hiçbir getirisi bulunmayan, lüzumsuz takıntı.
mesela, sabah alarmını 5 dakika daha ileri bir saate kurmak için, işe geç kalıp kalmayacağını hesaplarken; o 5 dakikayı geceden telef edersin. öyle bir gereksizlik işte.
her seferinde bol bol beklemekle sonuçlanacak olan ve hiçbir getirisi bulunmayan, lüzumsuz takıntı.
mesela, sabah alarmını 5 dakika daha ileri bir saate kurmak için, işe geç kalıp kalmayacağını hesaplarken; o 5 dakikayı geceden telef edersin. öyle bir gereksizlik işte.
bu ruh hastaları karşısındakinden de mütekabiliyet bekler. sorun şu ki, karşıdaki ruh hastası değildir. aslında sorun değil, normallik.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?