güntekin onay
slaven bilici tartışırken sınır tanımaması ile ün yapmaya niyetlenen gazeteci. program arkadaşı rıdvan çileden çıktı artık
#395826
#395826
19 mart 2015 beşiktaş club brugge maçı sonrası yazdığı yazıyla beni mahçup eden gazeteci.
şuradan;http://haber1903.com/n-5356-caniniz-sag-olsun.html
şuradan;http://haber1903.com/n-5356-caniniz-sag-olsun.html
--alıntı--
Derbinin şifreleri belli. Büyüsü, gizemi ve futbolun cilvesi zaten işin doğasında var. Ancak 2 takımın da ne yapmak isteyeceğini, ne oynayacağını kestirmek güç değil.
Fenerbahçe kazanmak zorunda. Kadıköy’de bu tip maçları nasıl oynaması gerektiğini biliyor. Kazanıyor da… Sarı-lacivertller favori gibi başlayıp yoğun bir pres ile Beşiktaş’a karşı öne geçip 3 puana uzanmak isteyecek.
Beşiktaş, savunmada alan bırakmadan kapanıp hızlı çıkışlarla gol arayacak. Beklenen bu. Ama Biliç, sürpriz yapıp takım savunmasını daha öne kurup rakibine baskı yapar mı? Yoksa her derbide olduğu gibi kendi yarı alanında topun arkasına geçip bekler mi? Asıl cevap arayan soru bu.
Fenerbahçe'nin en güçlü tarafı kanat bekleri.. Şayet Gökhan Töre ve Olcay; Caner Erkin ve Gökhan Gönül’ü sürekli kovalarsa Beşiktaş çıkmakta zorlanır.
Ama F.Bahçe’nin bu silahı aynı zamanda en zayıf noktası. Özellikle sol kanat çok açık veriyor. Beşiktaş, atağa çıkarken Ba’yı kenarlara gönderip; Sengalli’yi topla buluşturursa; onun servisleri ve boşaltacağı alanlarda Töre, Sosa ve Olcay ile pozisyonlar bulabilir. Demba Ba merkezde statik kalırsa F.Bahçeli stoperlerin kucağında oynarsa Beşiktaş bocalar.
Bir diğer anahtar ise şu: F.Bahçe alan daralttığı zaman çok etkili. Ancak oyun alanı genişlerse, top iki ceza alanı arasında gidip gelirse F.Bahçe yüksek tempoda zorlanıyor. Beşiktaş, pas yaparak çıkabilirse maçın devamında avantajlı olur.
Beşiktaş, risk alıp Töre ve Olcay ile Gökhan-Caner’i kovalamak yerine orta saha ve stoperlere baskı yaparsa F.Bahçe’yi şaşırtabilir. Bu taktiği kimse denemedi ve Kadıköy’de hep baskı yedi.
Siyah-beyazlıların savunması F.Bahçe’yi kendi kalesinden uzakta tutmalı. Ceza alanında beklerken kenardan gelen toplarda her türlü zaafiyet yaşıyorlar. F.Bahçe istediği baskıyı kurarsa, mutlaka golü de bulacaktır.
Saraçoğlu'nda kale arkalarının seyirciye kapalı olması Kadıköy atmosferini azaltacak. Daha çok isteyen, fiziksel olarak ayakta kalan maçı kazanacak. F.Bahçe kaybederse lige büyük ölçüde havlu atacak. Bu durum F.Bahçe geriye düşerse ciddi bir panik ve dezavantaj getirebilir.
Ben 3 puana çok ihtiyacı olan F.Bahçe’yi favori olarak görüyorum. Beşiktaş yorgun ve moralsiz. Maç Kadıköy’de. Ancak derbilerde 6’da 0 yapan Biliç, ilk derbi galibiyeti için cesur bir strateji ile çıkarsa maçı kazanabilir. Kara Kartal’ın savunması ve kalecileri alarm veriyor. F.Bahçe, baskı kursa da gol için zorlanıyor. İlginç bir maç olacak. Tuhaf bir skor ile da karşılaşabiliriz.
Aanahtar teknik adamların cebinde gibi görünse de oyuncuların günlük performansı her zaman olduğu gibi skoru belirler.
--alıntı--
Derbinin şifreleri belli. Büyüsü, gizemi ve futbolun cilvesi zaten işin doğasında var. Ancak 2 takımın da ne yapmak isteyeceğini, ne oynayacağını kestirmek güç değil.
Fenerbahçe kazanmak zorunda. Kadıköy’de bu tip maçları nasıl oynaması gerektiğini biliyor. Kazanıyor da… Sarı-lacivertller favori gibi başlayıp yoğun bir pres ile Beşiktaş’a karşı öne geçip 3 puana uzanmak isteyecek.
Beşiktaş, savunmada alan bırakmadan kapanıp hızlı çıkışlarla gol arayacak. Beklenen bu. Ama Biliç, sürpriz yapıp takım savunmasını daha öne kurup rakibine baskı yapar mı? Yoksa her derbide olduğu gibi kendi yarı alanında topun arkasına geçip bekler mi? Asıl cevap arayan soru bu.
Fenerbahçe'nin en güçlü tarafı kanat bekleri.. Şayet Gökhan Töre ve Olcay; Caner Erkin ve Gökhan Gönül’ü sürekli kovalarsa Beşiktaş çıkmakta zorlanır.
Ama F.Bahçe’nin bu silahı aynı zamanda en zayıf noktası. Özellikle sol kanat çok açık veriyor. Beşiktaş, atağa çıkarken Ba’yı kenarlara gönderip; Sengalli’yi topla buluşturursa; onun servisleri ve boşaltacağı alanlarda Töre, Sosa ve Olcay ile pozisyonlar bulabilir. Demba Ba merkezde statik kalırsa F.Bahçeli stoperlerin kucağında oynarsa Beşiktaş bocalar.
Bir diğer anahtar ise şu: F.Bahçe alan daralttığı zaman çok etkili. Ancak oyun alanı genişlerse, top iki ceza alanı arasında gidip gelirse F.Bahçe yüksek tempoda zorlanıyor. Beşiktaş, pas yaparak çıkabilirse maçın devamında avantajlı olur.
Beşiktaş, risk alıp Töre ve Olcay ile Gökhan-Caner’i kovalamak yerine orta saha ve stoperlere baskı yaparsa F.Bahçe’yi şaşırtabilir. Bu taktiği kimse denemedi ve Kadıköy’de hep baskı yedi.
Siyah-beyazlıların savunması F.Bahçe’yi kendi kalesinden uzakta tutmalı. Ceza alanında beklerken kenardan gelen toplarda her türlü zaafiyet yaşıyorlar. F.Bahçe istediği baskıyı kurarsa, mutlaka golü de bulacaktır.
Saraçoğlu'nda kale arkalarının seyirciye kapalı olması Kadıköy atmosferini azaltacak. Daha çok isteyen, fiziksel olarak ayakta kalan maçı kazanacak. F.Bahçe kaybederse lige büyük ölçüde havlu atacak. Bu durum F.Bahçe geriye düşerse ciddi bir panik ve dezavantaj getirebilir.
Ben 3 puana çok ihtiyacı olan F.Bahçe’yi favori olarak görüyorum. Beşiktaş yorgun ve moralsiz. Maç Kadıköy’de. Ancak derbilerde 6’da 0 yapan Biliç, ilk derbi galibiyeti için cesur bir strateji ile çıkarsa maçı kazanabilir. Kara Kartal’ın savunması ve kalecileri alarm veriyor. F.Bahçe, baskı kursa da gol için zorlanıyor. İlginç bir maç olacak. Tuhaf bir skor ile da karşılaşabiliriz.
Aanahtar teknik adamların cebinde gibi görünse de oyuncuların günlük performansı her zaman olduğu gibi skoru belirler.
--alıntı--
--alıntı--
BİLİÇ, Sosa ve Tolgay ile başlayıp pas yapan bir takım oluşturmak istedi derbide. Bunda kısmen başarı da sağladı ancak hücumda üretkenlik ve zenginlik bulamadı. F.Bahçe, Emenike ve Topal ile net pozisyonlar yakaladı. Beşiktaş ise ilk yarıda Volkan’ı tehdit edecek bir pozisyon yaratamadı.
2. yarı kaleci Günay’ı rahatsız bile edemeyen bir F.Bahçe vardı. Hücum bölgesinde 4 oyuncunun 3’ü değişmiş, Gökhan yok. Yavaş oynayan demoralize olmuş bir F.Bahçe var sahada. Son 30’da maç Beşiktaş’a döndü derken Ba, Oğuzhan ve Olcay net pozisyonlardan sonuç alamadı.
BEŞİKTAŞ galibiyeti kaçırdı diye yorumlamaya hazırlanırken Necip’in gereksiz hücum koşusu ile alanını boşaltması yüzünden 90+1’de golü yedi. Sahanın en kötüsü Ba’ydı. Senegalli son 1 aydır büyük düşüş yaşıyor ve dün de çok top kaybetti.
F.BAHÇE’Yİ 2 tribün cezalıyken, bu kadar kaos içinde yaşarken yakalamış bir Beşiktaş bu derbide de yenemiyorsa ne zaman kazanacak? 7 derbinin hiçbirini kazanamadı Biliç ve 5’inde yenildi. Bu sezon 3 derbide gol dahi atamadı. Muhtemelen maçtan sonra “Hak etmedik” diyecektir. Doğru, yenilgiyi hak etmedi. Ama futbol sonuç oyunu. Peki Sivas’ta hak ettin mi? Rize’de hak ettin mi? diye sorarlar bu kez de.
BEŞİKTAŞ, sadece kazanmak için oynar. Şampiyonluk hariç her sonuç başarısızlık. Futbolculara ve teknik ekibe kalan 9 haftada birileri bunları hatırlatsın. Bu galibiyetle F.Bahçe, Kadıköy’deki galibiyet sayılarını eşitledi. Beşiktaş böyle bir kulüp. Birileri bunu iletsin.
TUHAFLIKLARLA dolu bir derbi oldu. Emenike’nin formayı çıkarıp sahayı terk etmek istemesi görülmüş şey değil. Fırat Aydınus, ‘Hakemden izinsiz sahayı terk etme’ kuralını bilmiyor heralde. Emre kenara gelip Biliç’e İngilizce küfür ediyor. Yine bir yaptırım yok. Aydınus’un bilindik otoritesinden eser yoktu.
F.BAHÇE dün kaybetseydi kulüp ciddi bir kaosa girebilrdi. Son saniyede gelen gol 3 puanın ötesinde çok şey kazandırdı. Profesyonel bir oyuncunun formayı çıkarıp “Oynamıyorum” demesi, stadı terketmesi kabul edilemez. F.Bahçe’de oynuyorsun Emenike, okul takımı değil orası. 25 haftada 4 gol atmışsın. Tabii ki taraftar beğenmeyecek seni. Bu bir performans oyunu. Dün takımın maçı kaybetseydi bunun baş sorumlusu sen olacaktın.
--alıntı--
BİLİÇ, Sosa ve Tolgay ile başlayıp pas yapan bir takım oluşturmak istedi derbide. Bunda kısmen başarı da sağladı ancak hücumda üretkenlik ve zenginlik bulamadı. F.Bahçe, Emenike ve Topal ile net pozisyonlar yakaladı. Beşiktaş ise ilk yarıda Volkan’ı tehdit edecek bir pozisyon yaratamadı.
2. yarı kaleci Günay’ı rahatsız bile edemeyen bir F.Bahçe vardı. Hücum bölgesinde 4 oyuncunun 3’ü değişmiş, Gökhan yok. Yavaş oynayan demoralize olmuş bir F.Bahçe var sahada. Son 30’da maç Beşiktaş’a döndü derken Ba, Oğuzhan ve Olcay net pozisyonlardan sonuç alamadı.
BEŞİKTAŞ galibiyeti kaçırdı diye yorumlamaya hazırlanırken Necip’in gereksiz hücum koşusu ile alanını boşaltması yüzünden 90+1’de golü yedi. Sahanın en kötüsü Ba’ydı. Senegalli son 1 aydır büyük düşüş yaşıyor ve dün de çok top kaybetti.
F.BAHÇE’Yİ 2 tribün cezalıyken, bu kadar kaos içinde yaşarken yakalamış bir Beşiktaş bu derbide de yenemiyorsa ne zaman kazanacak? 7 derbinin hiçbirini kazanamadı Biliç ve 5’inde yenildi. Bu sezon 3 derbide gol dahi atamadı. Muhtemelen maçtan sonra “Hak etmedik” diyecektir. Doğru, yenilgiyi hak etmedi. Ama futbol sonuç oyunu. Peki Sivas’ta hak ettin mi? Rize’de hak ettin mi? diye sorarlar bu kez de.
BEŞİKTAŞ, sadece kazanmak için oynar. Şampiyonluk hariç her sonuç başarısızlık. Futbolculara ve teknik ekibe kalan 9 haftada birileri bunları hatırlatsın. Bu galibiyetle F.Bahçe, Kadıköy’deki galibiyet sayılarını eşitledi. Beşiktaş böyle bir kulüp. Birileri bunu iletsin.
TUHAFLIKLARLA dolu bir derbi oldu. Emenike’nin formayı çıkarıp sahayı terk etmek istemesi görülmüş şey değil. Fırat Aydınus, ‘Hakemden izinsiz sahayı terk etme’ kuralını bilmiyor heralde. Emre kenara gelip Biliç’e İngilizce küfür ediyor. Yine bir yaptırım yok. Aydınus’un bilindik otoritesinden eser yoktu.
F.BAHÇE dün kaybetseydi kulüp ciddi bir kaosa girebilrdi. Son saniyede gelen gol 3 puanın ötesinde çok şey kazandırdı. Profesyonel bir oyuncunun formayı çıkarıp “Oynamıyorum” demesi, stadı terketmesi kabul edilemez. F.Bahçe’de oynuyorsun Emenike, okul takımı değil orası. 25 haftada 4 gol atmışsın. Tabii ki taraftar beğenmeyecek seni. Bu bir performans oyunu. Dün takımın maçı kaybetseydi bunun baş sorumlusu sen olacaktın.
--alıntı--
spoiler--
Bu bir ceza değil, bir iş birliği aslında. Kemer sıkma politikası demek doğru olur. UEFA, ‘Hovardaca harcama yapma’ diyor. Akılcı şekilde hareket edilirse bu yapılandırma SİYAH-BEYAZLILARI sportif açıdan da geride bırakmaz.”
BEŞİKTAŞ’IN UEFA’yla yaptığı bir iş birliği ve yapılandırma anlaşması aslında bu... Herhangi bir ceza veya yasak değil. Ancak bir kısıtlama ve kemer sıkma politikası olarak değerlendirmek daha doğru olur. UEFA, ‘Biz senin sicilini biliyoruz, bu gelir-gider dengesini oturtmanız ve gelirlerinizin üzerinde hovardaca harcamalar yapmanız mümkün değildir” diyor.
BU durumda Beşiktaş oyuncu satmadıkça, bir transfer geliri elde etmedikçe bonservisiyle oyuncu transferleri yapamayacak. Bonservisi elinde, sözleşmesi bitmiş oyunculara yönelebilecek. Ancak diyelim ki 10 milyon Euro’ya bir oyuncu sattı, onu istediği şekilde kullanabilecek.
BURADA bir takip mekanizması söz konusu. Akılcı hareket edilirse bu yapılandırma Beşiktaş’ı finansal olarak düzlüğe çıkartır, sportif olarak da geride bırakmaz.
spoiler--
bugün vatan'daki yazısında hoş şeyler yazmış.
Bu bir ceza değil, bir iş birliği aslında. Kemer sıkma politikası demek doğru olur. UEFA, ‘Hovardaca harcama yapma’ diyor. Akılcı şekilde hareket edilirse bu yapılandırma SİYAH-BEYAZLILARI sportif açıdan da geride bırakmaz.”
BEŞİKTAŞ’IN UEFA’yla yaptığı bir iş birliği ve yapılandırma anlaşması aslında bu... Herhangi bir ceza veya yasak değil. Ancak bir kısıtlama ve kemer sıkma politikası olarak değerlendirmek daha doğru olur. UEFA, ‘Biz senin sicilini biliyoruz, bu gelir-gider dengesini oturtmanız ve gelirlerinizin üzerinde hovardaca harcamalar yapmanız mümkün değildir” diyor.
BU durumda Beşiktaş oyuncu satmadıkça, bir transfer geliri elde etmedikçe bonservisiyle oyuncu transferleri yapamayacak. Bonservisi elinde, sözleşmesi bitmiş oyunculara yönelebilecek. Ancak diyelim ki 10 milyon Euro’ya bir oyuncu sattı, onu istediği şekilde kullanabilecek.
BURADA bir takip mekanizması söz konusu. Akılcı hareket edilirse bu yapılandırma Beşiktaş’ı finansal olarak düzlüğe çıkartır, sportif olarak da geride bırakmaz.
spoiler--
bugün vatan'daki yazısında hoş şeyler yazmış.
--alıntı--
Dik durdu, eğilip, bükülmedi. Kimseye yaranmak zorunda hissetmedi. Kendini olduğundan farklı göstermeye çalışmadı. Centilmendi, Beşiktaş’ı iyi temsil etti.
LAKİN başarılı mıydı? Kesinlikle hayır. Bir kere şunu vurgulayarak başlayalım. Profesyonel hayatta duygusallık diye bir şey söz konusu olamaz.
SONUÇLAR başarısız olduğunu gösteriyor. Ortada tek bir kupa yok. 2 yıl üst üste ezeli rakiplerinin arkasında 3’üncü sırada yer almış. 7 derbi oynamış 1 tane bile galibiyet alamamış.
KUPADA önce Buca’ya; bu yıl Kay-seri’ye.. Yani alt lig takımlarına elenmiş.
OFANSİF parametrelerde rakiplerin fersah fersah gerisinde.. Mesela gol girişimi.. Ligde bu alanda 8’inci.
TOPLAM gol sayısında 66 maçlık lig serüveninde 2 yıldır F.Bahçe, G.Saray, Trabzon, Kasımpaşa ve Bursa’nın arkasında kalmış.
ELEŞTİRİ yaparken altını doldurmak lazım. Berabere ve yenik durumda iken oynadığı futbol ile galip iken oynadığı futbol arasında uçurumlar oluşmuş. Mesela takım mesafesi.. Beşiktaş skoru bulunca 10-14 metre geriye gitmiş hep. 2-0’ı aramak yerine 1-0’ı korumaya gitmiş.
FİNALLERİ KAZANAMADI
KARARLAR, değişiklikler, hamleler hep yanlış olmuş. Brugge karşısında 2 maçta da 1-0’ı bulmasına rağmen yenilmiş.
DNIPRO’NUN final oynadığı kupada 16’ya kalmak başarı mı? Avrupa’da varlık gösteremeyen İngiliz takımlarının vasatı, eksik Liverpool’u elemek tarih mi?
LİGDE sorunlar ile boğuşan ve 2 “deneyimsiz” teknik adamın çalıştırdığı; oynadıkları futbolu kimsenin beğenmediği G.Saray ve F.Bahçe’nin arkasından 3’üncü olmak mı başarı?
ORGANİZE ve sahayı iyi parselleyen bir takım yarattı Biliç.. Bu doğru. Ağır çekim futbol oynanan Türkiye Ligi’nden kimse Arsenal, Tottenham ve Liverpool ile böyle oynayamazdı. Bu da doğru..
KABUL edelim ki Biliç, ligimize oranla Avrupai bir oyun inşa etti. Lakin bunda süreklilik sağlayamadı. Hedef maçları ve kendi finallerini 1 kez bile kazanamadı.
GEÇEN sezon lig 2.’ciliği aslında şampiyonluk kadar değerliydi. Konya-Karabük-Sivas üçgeninden sadece 1 puan çıkartıp Şampiyonlar Ligi’ni, yani 25 milyon Euro’yu G.Saray’a resmen hediye etti.
BU yıl Ba ve Sosa gibi 2 uluslararası yıldız katılmasına karşın en kritik anlarda Balıkesir, G.Antep, Akhisar ve Konya’yı yenemeyerek şampiyonluğu elinin tersiyle itti.
HEP az gol attı. Oyuna yaptığı hamleler ile takımı iyiye değil, kötüye götürdü.
AZ gol problemine çözümü az gol atan Mustafa Pektemek ile aradı.
NECİP’İ büyük oyuncu sandı. En kritik virajlarda hep Necip ile savruldu.
ROTASYON yapması gereken yerde yapmadı. Yapmaması gereken yerde tuhaf takımlar sahaya sürdü.
50 MİLYON EURO KAÇTI
BİLİÇ’İ adamlığı ile çok sevdik. Lakin “winner” olamadı. Daha cesur, güvenli ve sakin olsa Beşiktaş tura hazırlanıyordu.
BİZLER değil. O tarihe geçecekti.
SON 2 yılda Beşiktaş, Biliç’in hataları yüzünden 50 milyon Euro kaçırdı.
YÖNETİMİ eleştirenler var. Ben de birçok konuda eleştirdim ama bu olumsuz mali tabloya rağmen Ba, Sosa gibi uluslararası yıldızlar transfer ettiler. Gökhan, Tolga ve Tolgay için büyük fedakârlık yaptılar.
SEVGİLİ Slaven, empati kuruyorum. Senin gerçekleştirdiklerine saygı duyuyorum. Beşiktaş’ta birçok sorunla boğuştun.
Stadın yoktu. Bazen çok yanlız kaldın. Hakemler canını yaktı. Çok haklı olduğun taraflar da var fakat unutma ki her şeye rağmen yine de hayâller avuçlarının içindeydi ve hiç de uzak değildi.
MAALESEF başaramadın.
--alıntı--
Dik durdu, eğilip, bükülmedi. Kimseye yaranmak zorunda hissetmedi. Kendini olduğundan farklı göstermeye çalışmadı. Centilmendi, Beşiktaş’ı iyi temsil etti.
LAKİN başarılı mıydı? Kesinlikle hayır. Bir kere şunu vurgulayarak başlayalım. Profesyonel hayatta duygusallık diye bir şey söz konusu olamaz.
SONUÇLAR başarısız olduğunu gösteriyor. Ortada tek bir kupa yok. 2 yıl üst üste ezeli rakiplerinin arkasında 3’üncü sırada yer almış. 7 derbi oynamış 1 tane bile galibiyet alamamış.
KUPADA önce Buca’ya; bu yıl Kay-seri’ye.. Yani alt lig takımlarına elenmiş.
OFANSİF parametrelerde rakiplerin fersah fersah gerisinde.. Mesela gol girişimi.. Ligde bu alanda 8’inci.
TOPLAM gol sayısında 66 maçlık lig serüveninde 2 yıldır F.Bahçe, G.Saray, Trabzon, Kasımpaşa ve Bursa’nın arkasında kalmış.
ELEŞTİRİ yaparken altını doldurmak lazım. Berabere ve yenik durumda iken oynadığı futbol ile galip iken oynadığı futbol arasında uçurumlar oluşmuş. Mesela takım mesafesi.. Beşiktaş skoru bulunca 10-14 metre geriye gitmiş hep. 2-0’ı aramak yerine 1-0’ı korumaya gitmiş.
FİNALLERİ KAZANAMADI
KARARLAR, değişiklikler, hamleler hep yanlış olmuş. Brugge karşısında 2 maçta da 1-0’ı bulmasına rağmen yenilmiş.
DNIPRO’NUN final oynadığı kupada 16’ya kalmak başarı mı? Avrupa’da varlık gösteremeyen İngiliz takımlarının vasatı, eksik Liverpool’u elemek tarih mi?
LİGDE sorunlar ile boğuşan ve 2 “deneyimsiz” teknik adamın çalıştırdığı; oynadıkları futbolu kimsenin beğenmediği G.Saray ve F.Bahçe’nin arkasından 3’üncü olmak mı başarı?
ORGANİZE ve sahayı iyi parselleyen bir takım yarattı Biliç.. Bu doğru. Ağır çekim futbol oynanan Türkiye Ligi’nden kimse Arsenal, Tottenham ve Liverpool ile böyle oynayamazdı. Bu da doğru..
KABUL edelim ki Biliç, ligimize oranla Avrupai bir oyun inşa etti. Lakin bunda süreklilik sağlayamadı. Hedef maçları ve kendi finallerini 1 kez bile kazanamadı.
GEÇEN sezon lig 2.’ciliği aslında şampiyonluk kadar değerliydi. Konya-Karabük-Sivas üçgeninden sadece 1 puan çıkartıp Şampiyonlar Ligi’ni, yani 25 milyon Euro’yu G.Saray’a resmen hediye etti.
BU yıl Ba ve Sosa gibi 2 uluslararası yıldız katılmasına karşın en kritik anlarda Balıkesir, G.Antep, Akhisar ve Konya’yı yenemeyerek şampiyonluğu elinin tersiyle itti.
HEP az gol attı. Oyuna yaptığı hamleler ile takımı iyiye değil, kötüye götürdü.
AZ gol problemine çözümü az gol atan Mustafa Pektemek ile aradı.
NECİP’İ büyük oyuncu sandı. En kritik virajlarda hep Necip ile savruldu.
ROTASYON yapması gereken yerde yapmadı. Yapmaması gereken yerde tuhaf takımlar sahaya sürdü.
50 MİLYON EURO KAÇTI
BİLİÇ’İ adamlığı ile çok sevdik. Lakin “winner” olamadı. Daha cesur, güvenli ve sakin olsa Beşiktaş tura hazırlanıyordu.
BİZLER değil. O tarihe geçecekti.
SON 2 yılda Beşiktaş, Biliç’in hataları yüzünden 50 milyon Euro kaçırdı.
YÖNETİMİ eleştirenler var. Ben de birçok konuda eleştirdim ama bu olumsuz mali tabloya rağmen Ba, Sosa gibi uluslararası yıldızlar transfer ettiler. Gökhan, Tolga ve Tolgay için büyük fedakârlık yaptılar.
SEVGİLİ Slaven, empati kuruyorum. Senin gerçekleştirdiklerine saygı duyuyorum. Beşiktaş’ta birçok sorunla boğuştun.
Stadın yoktu. Bazen çok yanlız kaldın. Hakemler canını yaktı. Çok haklı olduğun taraflar da var fakat unutma ki her şeye rağmen yine de hayâller avuçlarının içindeydi ve hiç de uzak değildi.
MAALESEF başaramadın.
--alıntı--
Güntekin Onay'a...
Başarı oranları
Luce %64
Del Bosque %47
Rıza %57
Tigana %49
Ertuğrul %67
Denizli %56
Schuster %40
Carvahal %45
Aybaba %47
Bilic %55 (bütün maçlar deplasmanda oynanmıştır)
Ama derbi kazanamıyor di mi Güntekin Bey? Bir rakibini 10 senedir diğerini de 5 senedir yenemiyorsun zaten ama bundan önce hiç derbi hakkında yazma ihtiyacınız yoktu galiba
Winner değil di mi? Çünkü sen bundan önce her Avrupa maçında eyvah 5 mi yiyeceğiz eyvah 6 mı olur diye izlerken şimdi her maça umutlu çıktığımız için tam bir loser di mi Güntekin Bey?
Oyun okuyamıyor di mi? Euro 2008'de takımını çeyrek final oynatan, en son 5 sene önce gruptan çıktığın Uefa'da son 16'ya kalan adam oyun okuyamıyor, sen okuyorsun evet.
Bilic'i de gönderin. Yenisini getirin.
Onu da 2 yazı yazıp gönderirsiniz.
Bu takım ne zaman ki televizyondaki yorumcuların, yazılı basının dediklerine kulak asmaz işte o zaman güzel günler görürüz.
Evet Güntekin Bey, Bilic'i de kovun çünkü yerine ya Mourinho ya Ancelotti ya da Klopp gelecek. (Kazara gelseler bile eminim ki onları da eleştirir gönderirsiniz...)
Başarı oranları
Luce %64
Del Bosque %47
Rıza %57
Tigana %49
Ertuğrul %67
Denizli %56
Schuster %40
Carvahal %45
Aybaba %47
Bilic %55 (bütün maçlar deplasmanda oynanmıştır)
Ama derbi kazanamıyor di mi Güntekin Bey? Bir rakibini 10 senedir diğerini de 5 senedir yenemiyorsun zaten ama bundan önce hiç derbi hakkında yazma ihtiyacınız yoktu galiba
Winner değil di mi? Çünkü sen bundan önce her Avrupa maçında eyvah 5 mi yiyeceğiz eyvah 6 mı olur diye izlerken şimdi her maça umutlu çıktığımız için tam bir loser di mi Güntekin Bey?
Oyun okuyamıyor di mi? Euro 2008'de takımını çeyrek final oynatan, en son 5 sene önce gruptan çıktığın Uefa'da son 16'ya kalan adam oyun okuyamıyor, sen okuyorsun evet.
Bilic'i de gönderin. Yenisini getirin.
Onu da 2 yazı yazıp gönderirsiniz.
Bu takım ne zaman ki televizyondaki yorumcuların, yazılı basının dediklerine kulak asmaz işte o zaman güzel günler görürüz.
Evet Güntekin Bey, Bilic'i de kovun çünkü yerine ya Mourinho ya Ancelotti ya da Klopp gelecek. (Kazara gelseler bile eminim ki onları da eleştirir gönderirsiniz...)
alıntı--
İtalya’da yaşadığım bir anıyı unutamam. Lazio-Roma maçı öncesinde, Lazio kampındayım. Hemen hemen tüm takımla röportaj yapmışım ama o zaman takımın yıldızı Signori ve bir şekilde onunla da konuşmam gerek. Signori’yi gördüm ama güvenlik bırakmıyor, bir türlü ulaşamıyorum. O sırada oralarda üzerinde eşofmanla dolaşan genç bir çocuk gördüm, yanıma çağırdım, Türkiye’den geldiğimi, Signori’yle mutlaka konuşmam gerektiğini söyledim.
Çocuk, bunun üzerine Signori’nin yanına gitti, bir şeyler konuştu, Signori kapıdaki güvenlik görevlilerine işaret etti, ben de yanına gidip röportaj yapma isteğimi belirttim. Röportaj dönüşü hâlâ oralarda dolaşan çocuğun yanına gidip teşekkür ettim. Adın ne dedim, ‘Nesta’ dedi. Kimin aklına gelirdi ki Nesta’nın ileride bu kadar büyük bir yıldız olacağı.
alıntı--
güntekin onay'dan bir anı.
İtalya’da yaşadığım bir anıyı unutamam. Lazio-Roma maçı öncesinde, Lazio kampındayım. Hemen hemen tüm takımla röportaj yapmışım ama o zaman takımın yıldızı Signori ve bir şekilde onunla da konuşmam gerek. Signori’yi gördüm ama güvenlik bırakmıyor, bir türlü ulaşamıyorum. O sırada oralarda üzerinde eşofmanla dolaşan genç bir çocuk gördüm, yanıma çağırdım, Türkiye’den geldiğimi, Signori’yle mutlaka konuşmam gerektiğini söyledim.
Çocuk, bunun üzerine Signori’nin yanına gitti, bir şeyler konuştu, Signori kapıdaki güvenlik görevlilerine işaret etti, ben de yanına gidip röportaj yapma isteğimi belirttim. Röportaj dönüşü hâlâ oralarda dolaşan çocuğun yanına gidip teşekkür ettim. Adın ne dedim, ‘Nesta’ dedi. Kimin aklına gelirdi ki Nesta’nın ileride bu kadar büyük bir yıldız olacağı.
alıntı--
güntekin onay'dan bir anı.
adın ne deyince nesta demiş he soyadını söylemiş yani yalanına sokıyım güntekin.
alıntı--
Teknik Direktör Şenol Güneş'e gereken imkanlar sağlanıp, 2-3 tane üst düzey oyuncu alınırsa Beşiktaş'ın şampiyonluk yarışında daha güçlü hale geleceğini belirten Onay; "Beşiktaş çok kritik bir dönemden geçiyor. Hem takımın yeniden yapılanması, kurgulanması ve özellikle de güçlenmesi gerekiyor. Bu takımın 2-3 tane üst düzey takviye ile birlikte şampiyonluğun en büyük adayları arasında olabilme gücü var. Bu transfer politikasına kim karar veriyor? Gözüktüğü üzere Şenol Güneş artık karar verecek. Şenol Hoca'ya güveniyorum. Kendisine gereken imkanlar sağlanırsa, mutlaka takımı istediği şekilde dizayn edecektir. Bakıyorum taraftarda bir sabırsızlık var. Önümüzde daha çok zaman var. Yanlış oyuncular, gelişi güzel transferler yapılacağına doğru hamleler yapılsın. Açıkcası Şener Özbayraklı'yı Beşiktaş alabilirdi. Sağ bek arayışları var. Kaliteli bir stoper mutlaka alınmalı. Bu ikisi olmazsa olmaz. Demba Ba giderse onun boşluğunu doldurabilecek bir santrafor şart gözüküyor. Beşiktaş'ta bununla ilgili çalışmalar yürütülüyor. Kolay pozisyonlar değil. Dünyadaki bütün kulüpler golcü santrafor ararlar. Hiç kimse golcü olmayan santrafor transfer etmek istemez. O yüzden santrafor bölgesi zor ve pahalı bölgedir. Çin ve WBA takımları da Demba Ba'ya bu yüzden yüksek paralar teklif ediyor. Beşiktaş Kulübü'nün bu konu ile ilgili hassas bir çalışma yapması gerekir" dedi.
-HER GÜN BAKIYORUM-
Beşiktaş'ın yapılmakta olan Vodafone Arena Stadyumu'nun inşaatını her gün izlediğini ve çok yavaş ilerlediğini ifade eden Güntekin Onay; "Stadyum konusunda bütün camia heyecan ile bekliyor. Geçen yıl yaşanan başarısızlık stada bağlandı. Stat ile ilgili çalışmaları Vodafone Arena Canlı Kamera'dan her gün takip ediyorum. Maalesef çalışan sayısı oldukça az. Statta 5-6 kişi çalışıyor, 10'u geçmiyor. Bir tane vinç operatörü bir şey indirip kaldırıyor, altında da 2 tane işçi onu alıp yerleştiriyor. Bu şekilde bu stat 2015 yılında zor yetişir gibi gözüküyor. Bunu köstek olmak için söylemiyorum, somut bir veriden söylüyorum. Ayrıca köstek olacak bir şey de yok. Stadın yavaş ilerlediğini söylemek abestle iştigal oldu. O yüzden artık Fikret Orman savunmaya geçeceğine, sözler vereceğine bu stadı bitirmek için ne gerekiyorsa yapsın. 3 vardiya mı, 2 vardiya mı, ne yapıyorsa yapsın. Bakıyorum işçiler 1 vardiya zor çalışıyor. Maalesef böyle bir tablo ile karşı karşıyayız. Son derece yavaş ilerliyor. Bu bir günlük gözlem değil. Her gün de bakıyorum. Camianın bu konuya dikkat çekmesini rica ediyorum" diyerek sözlerini tamamladı.
alıntı--
https://haber1903.com/n-8636-guntekin-onaydan-vodafone-arena-isyani.html
Teknik Direktör Şenol Güneş'e gereken imkanlar sağlanıp, 2-3 tane üst düzey oyuncu alınırsa Beşiktaş'ın şampiyonluk yarışında daha güçlü hale geleceğini belirten Onay; "Beşiktaş çok kritik bir dönemden geçiyor. Hem takımın yeniden yapılanması, kurgulanması ve özellikle de güçlenmesi gerekiyor. Bu takımın 2-3 tane üst düzey takviye ile birlikte şampiyonluğun en büyük adayları arasında olabilme gücü var. Bu transfer politikasına kim karar veriyor? Gözüktüğü üzere Şenol Güneş artık karar verecek. Şenol Hoca'ya güveniyorum. Kendisine gereken imkanlar sağlanırsa, mutlaka takımı istediği şekilde dizayn edecektir. Bakıyorum taraftarda bir sabırsızlık var. Önümüzde daha çok zaman var. Yanlış oyuncular, gelişi güzel transferler yapılacağına doğru hamleler yapılsın. Açıkcası Şener Özbayraklı'yı Beşiktaş alabilirdi. Sağ bek arayışları var. Kaliteli bir stoper mutlaka alınmalı. Bu ikisi olmazsa olmaz. Demba Ba giderse onun boşluğunu doldurabilecek bir santrafor şart gözüküyor. Beşiktaş'ta bununla ilgili çalışmalar yürütülüyor. Kolay pozisyonlar değil. Dünyadaki bütün kulüpler golcü santrafor ararlar. Hiç kimse golcü olmayan santrafor transfer etmek istemez. O yüzden santrafor bölgesi zor ve pahalı bölgedir. Çin ve WBA takımları da Demba Ba'ya bu yüzden yüksek paralar teklif ediyor. Beşiktaş Kulübü'nün bu konu ile ilgili hassas bir çalışma yapması gerekir" dedi.
-HER GÜN BAKIYORUM-
Beşiktaş'ın yapılmakta olan Vodafone Arena Stadyumu'nun inşaatını her gün izlediğini ve çok yavaş ilerlediğini ifade eden Güntekin Onay; "Stadyum konusunda bütün camia heyecan ile bekliyor. Geçen yıl yaşanan başarısızlık stada bağlandı. Stat ile ilgili çalışmaları Vodafone Arena Canlı Kamera'dan her gün takip ediyorum. Maalesef çalışan sayısı oldukça az. Statta 5-6 kişi çalışıyor, 10'u geçmiyor. Bir tane vinç operatörü bir şey indirip kaldırıyor, altında da 2 tane işçi onu alıp yerleştiriyor. Bu şekilde bu stat 2015 yılında zor yetişir gibi gözüküyor. Bunu köstek olmak için söylemiyorum, somut bir veriden söylüyorum. Ayrıca köstek olacak bir şey de yok. Stadın yavaş ilerlediğini söylemek abestle iştigal oldu. O yüzden artık Fikret Orman savunmaya geçeceğine, sözler vereceğine bu stadı bitirmek için ne gerekiyorsa yapsın. 3 vardiya mı, 2 vardiya mı, ne yapıyorsa yapsın. Bakıyorum işçiler 1 vardiya zor çalışıyor. Maalesef böyle bir tablo ile karşı karşıyayız. Son derece yavaş ilerliyor. Bu bir günlük gözlem değil. Her gün de bakıyorum. Camianın bu konuya dikkat çekmesini rica ediyorum" diyerek sözlerini tamamladı.
alıntı--
https://haber1903.com/n-8636-guntekin-onaydan-vodafone-arena-isyani.html
annesi vefat etmiştir. allah rahmet eylesin.
Beşiktaş gündemindeki transferler ve olayları yorumlamış.https://www.mixcloud.com/tribundergi/guntekin-onaydan-dobra-dobra/
--alıntı--
Ntvspor'da yayınlanan "Transfer Günlüğü" programında Güntekin Onay, Beşiktaş'ın transfer gündemi hakkında açıklamalarda bulundu.
Onay, Beşiktaş'a tek bir forvet transferinin yetmeyeceğini söylerken hem Mario Gomez hem de N'Doye transferinin yapılacağını düşündüğünü ifade etti.
--alıntı--
Ntvspor'da yayınlanan "Transfer Günlüğü" programında Güntekin Onay, Beşiktaş'ın transfer gündemi hakkında açıklamalarda bulundu.
Onay, Beşiktaş'a tek bir forvet transferinin yetmeyeceğini söylerken hem Mario Gomez hem de N'Doye transferinin yapılacağını düşündüğünü ifade etti.
--alıntı--
--alıntı--
MARIO Gomez kendisini fazlasıyla ispat etmiş, dünya futboluna kendini kabul ettirmiş, yüksek kariyerli bir santrfor. Stuttgart’ın şampiyon olduğu 2007 sezonunda bir patlama yaşadı ve Almaya’da yılın futbolcusu seçildi. Bayern Münih kariyeri de şampiyonluklar, kupalar ve zaferlerle dolu. Şampiyonlar Ligi finalleri oynadı.
KARİYERİNİ ve başarılarını tartışmaya gerek yok. Beşiktaş çok önemli bir santrfor aldı. Bu pozisyonda oynayan bir futbolcunun tüm temel özelliklerine sahip. İki ayağını da kullanabiliyor. Ayak içi ve üstüyle vuruş kalitesi yüksek. Yüksek toplarda kafayla darbeli ve hedefe net vuruşlar yapabilen bir futbolcu.
SEZGİLERİ ve pozisyon bilgisi en üst seviyede. Bitiricilik konusunda Gomez’e tam not verebiliriz. Uzun boyuna rağmen açık alanda savunma arkasına etkili koşular yapabiliyor. Boyuna göre oldukça süratli. Kariyer istatistiklerine bakarsak gerçek bir gol makinesi olduğunu görebiliriz.
AKTİF oyuncular içerisinde şu anda Bundesliga’da ondan daha golcüsü hala yok. Hatta dakika başına düşen gol sayısında Avrupa’nın halen 3 numaralı golcüsü durumunda. Beşiktaş’ta onun arkasında oynayacak Quaresma, Gökhan, Sosa, Oğuzhan gibi oyuncular ceza sahası içinde onu beslerse gol sayısı konusunda hiç kimseyi mahçup etmez.
TEK SORU İŞARETİ GÜÇLÜ VE FİT Mİ?
BURAYA kadar her şey mükemmel. Lakin 2 yıl geçirdiği Fiorentina’daki ilk sezonunda yaşadığı sakatlıklar ve geçen seneki toparlanma sürecindeki rakamları Alman oyuncunun tek soru işareti. Eskisi kadar güçlü ve fit mi? Yerine geldiği Demba Ba’yla kıyaslarsak uluslararası futbolda Gomez, 1. sınıf bir santfor seviyesinde.
ALMAN oyuncu B.Münih ve Alman Milli Takımı düzeyinde oynadı. Demba Ba ise Hoffenheim, Newcastle ve Chelsea’nin yedek santforu düzeyindeydi. Senegal Milli Takımı’nın ise hiçbir zaman vazgeçilmezi olmadı. En üst seviye futbolda Gomez’in tecrübesi çok daha yüksek.
BEŞİKTAŞ, tarihinin en kariyerli santforunu transfer etti. Bu durumu geçmişte yaptıklarına istinaden söylüyoruz. Umarım ki bu parlak seviyesini Türkiye’deki kariyerine de taşır. Sakatlık yaşamazsa 20 golü geçmemesi için hiçbir neden yok. Önemli olan güçlü ve fit olması. Adaptasyon sorunu da yaşayacağını düşünmüyorum. Ayrıca kişilik olarak son derece mütavazı ve uyumlu bir karakter. Beşiktaş, mevcut koşullar içerisinden bundan daha iyi bir 9 numara transferi yapamazdı.
--alıntı--
MARIO Gomez kendisini fazlasıyla ispat etmiş, dünya futboluna kendini kabul ettirmiş, yüksek kariyerli bir santrfor. Stuttgart’ın şampiyon olduğu 2007 sezonunda bir patlama yaşadı ve Almaya’da yılın futbolcusu seçildi. Bayern Münih kariyeri de şampiyonluklar, kupalar ve zaferlerle dolu. Şampiyonlar Ligi finalleri oynadı.
KARİYERİNİ ve başarılarını tartışmaya gerek yok. Beşiktaş çok önemli bir santrfor aldı. Bu pozisyonda oynayan bir futbolcunun tüm temel özelliklerine sahip. İki ayağını da kullanabiliyor. Ayak içi ve üstüyle vuruş kalitesi yüksek. Yüksek toplarda kafayla darbeli ve hedefe net vuruşlar yapabilen bir futbolcu.
SEZGİLERİ ve pozisyon bilgisi en üst seviyede. Bitiricilik konusunda Gomez’e tam not verebiliriz. Uzun boyuna rağmen açık alanda savunma arkasına etkili koşular yapabiliyor. Boyuna göre oldukça süratli. Kariyer istatistiklerine bakarsak gerçek bir gol makinesi olduğunu görebiliriz.
AKTİF oyuncular içerisinde şu anda Bundesliga’da ondan daha golcüsü hala yok. Hatta dakika başına düşen gol sayısında Avrupa’nın halen 3 numaralı golcüsü durumunda. Beşiktaş’ta onun arkasında oynayacak Quaresma, Gökhan, Sosa, Oğuzhan gibi oyuncular ceza sahası içinde onu beslerse gol sayısı konusunda hiç kimseyi mahçup etmez.
TEK SORU İŞARETİ GÜÇLÜ VE FİT Mİ?
BURAYA kadar her şey mükemmel. Lakin 2 yıl geçirdiği Fiorentina’daki ilk sezonunda yaşadığı sakatlıklar ve geçen seneki toparlanma sürecindeki rakamları Alman oyuncunun tek soru işareti. Eskisi kadar güçlü ve fit mi? Yerine geldiği Demba Ba’yla kıyaslarsak uluslararası futbolda Gomez, 1. sınıf bir santfor seviyesinde.
ALMAN oyuncu B.Münih ve Alman Milli Takımı düzeyinde oynadı. Demba Ba ise Hoffenheim, Newcastle ve Chelsea’nin yedek santforu düzeyindeydi. Senegal Milli Takımı’nın ise hiçbir zaman vazgeçilmezi olmadı. En üst seviye futbolda Gomez’in tecrübesi çok daha yüksek.
BEŞİKTAŞ, tarihinin en kariyerli santforunu transfer etti. Bu durumu geçmişte yaptıklarına istinaden söylüyoruz. Umarım ki bu parlak seviyesini Türkiye’deki kariyerine de taşır. Sakatlık yaşamazsa 20 golü geçmemesi için hiçbir neden yok. Önemli olan güçlü ve fit olması. Adaptasyon sorunu da yaşayacağını düşünmüyorum. Ayrıca kişilik olarak son derece mütavazı ve uyumlu bir karakter. Beşiktaş, mevcut koşullar içerisinden bundan daha iyi bir 9 numara transferi yapamazdı.
--alıntı--
--alıntı--
BEŞİKTAŞ çok hızlı başladı. Baskı, tempo, kalite dolu bir 10 dakika ve Cenk Tosun’un golü... Bu sezon ile ilgili bize fikirler sunan bir 10 dakika oldu. Aslında Şenol Güneş’in ofansif oyun anlayışını, mantalitesini gösteren ilk basamak Oğuzhan’ı Atiba’nın yanında kullanmak oldu. Pas kalitesi, topun hızı, atak kalitesi ile sürekli golü düşünen ve arayan bir Beşiktaş göreceğiz bu yıl. Atiba’nın 1’i direkten dönen 2 gol pozisyonu zaten çok şey anlatıyor. Geçtiğimiz 2 yıl golü bulduktan sonra el frenini çeken Beşiktaş, Güneş ile vites yükseltiyor. Fark çok açık. Kimse sakın Mersin zayıf demesin. Bu takım geçen yıl aynı kadro ile 7. oldu.
“NEDEN Gomez yok? Cenk var?” diye soranlar cevabını ilk 45 dakikada aldı. Cenk çok kaliteli bir golcü. Şenol Güneş, hazırlık maçlarındaki golcü performansı ve çalışmasının karşılığında forma vererek genç golcüyü mükafatlandırdı. Cenk de hocasını mahçup etmedi, hat-trick ile başladı.
OĞUZHAN SANAT ŞAHASERİ
Beşiktaş, Nakoulma ve Weillton’un savunma arkasına koşularıyla sorunlar yaşadı ve golü de böyle yedi. Güneş zamanla bu sorunu çözmek için tedbirler alacaktır.
HEYECANLA beklenen Quaresma, forvet arkasında, merkezde başladı. Orijinal pozisyonu olmamasına rağmen Beşiktaş’ı öne taşıdı, zaman zaman topu ayağından geç çıkarsa da rakip orta sahayı ve savunmayı geriye itti. Ancak sahanın yıldızı Oğuzhan’dı. Şenol Güneş ile çıkış yakalamasını beklediğimiz Oğuzhan, hünerlerini sergiledi. Oyun zekası ve tekniği ile devleşti. 4 golün hepsinin hazırlayıcısı oldu.
ATIBA ve Beck, kusursuz ve temiz bir oyun sergilerken, Tosiç de oyun aklı, pozisyon bilgisi ve çift yönlü performansıyla beğeni topladı. Ancak son dakikadaki hatası ile iyi oyununu gölgeledi.
SEZONUN henüz ilk maçı. Beşiktaş yeni oyun anlayışına haftalar geçtikçe daha da fazla adapte olacak, gelişme kaydedecektir. Geçen sezon Bursa ile 69 gol atan Şenol Güneş, Beşiktaş’ı yıllardır hasret kalınan golcü kimliğine büründürecek, genç yıldızları parlatacaktır. İlk maç bunu fazlasıyla gösterdi. 4 gol, 10’dan fazla pozisyon ve gol girişimi ile ilk haftanın ardından ligin en çok keyif veren takımı Beşiktaş oldu. Her şeye rağmen bir stoper ve orta saha transferi ile siyah-beyazlılar kadro derinliğini arttırmalı.
--alıntı--
BEŞİKTAŞ çok hızlı başladı. Baskı, tempo, kalite dolu bir 10 dakika ve Cenk Tosun’un golü... Bu sezon ile ilgili bize fikirler sunan bir 10 dakika oldu. Aslında Şenol Güneş’in ofansif oyun anlayışını, mantalitesini gösteren ilk basamak Oğuzhan’ı Atiba’nın yanında kullanmak oldu. Pas kalitesi, topun hızı, atak kalitesi ile sürekli golü düşünen ve arayan bir Beşiktaş göreceğiz bu yıl. Atiba’nın 1’i direkten dönen 2 gol pozisyonu zaten çok şey anlatıyor. Geçtiğimiz 2 yıl golü bulduktan sonra el frenini çeken Beşiktaş, Güneş ile vites yükseltiyor. Fark çok açık. Kimse sakın Mersin zayıf demesin. Bu takım geçen yıl aynı kadro ile 7. oldu.
“NEDEN Gomez yok? Cenk var?” diye soranlar cevabını ilk 45 dakikada aldı. Cenk çok kaliteli bir golcü. Şenol Güneş, hazırlık maçlarındaki golcü performansı ve çalışmasının karşılığında forma vererek genç golcüyü mükafatlandırdı. Cenk de hocasını mahçup etmedi, hat-trick ile başladı.
OĞUZHAN SANAT ŞAHASERİ
Beşiktaş, Nakoulma ve Weillton’un savunma arkasına koşularıyla sorunlar yaşadı ve golü de böyle yedi. Güneş zamanla bu sorunu çözmek için tedbirler alacaktır.
HEYECANLA beklenen Quaresma, forvet arkasında, merkezde başladı. Orijinal pozisyonu olmamasına rağmen Beşiktaş’ı öne taşıdı, zaman zaman topu ayağından geç çıkarsa da rakip orta sahayı ve savunmayı geriye itti. Ancak sahanın yıldızı Oğuzhan’dı. Şenol Güneş ile çıkış yakalamasını beklediğimiz Oğuzhan, hünerlerini sergiledi. Oyun zekası ve tekniği ile devleşti. 4 golün hepsinin hazırlayıcısı oldu.
ATIBA ve Beck, kusursuz ve temiz bir oyun sergilerken, Tosiç de oyun aklı, pozisyon bilgisi ve çift yönlü performansıyla beğeni topladı. Ancak son dakikadaki hatası ile iyi oyununu gölgeledi.
SEZONUN henüz ilk maçı. Beşiktaş yeni oyun anlayışına haftalar geçtikçe daha da fazla adapte olacak, gelişme kaydedecektir. Geçen sezon Bursa ile 69 gol atan Şenol Güneş, Beşiktaş’ı yıllardır hasret kalınan golcü kimliğine büründürecek, genç yıldızları parlatacaktır. İlk maç bunu fazlasıyla gösterdi. 4 gol, 10’dan fazla pozisyon ve gol girişimi ile ilk haftanın ardından ligin en çok keyif veren takımı Beşiktaş oldu. Her şeye rağmen bir stoper ve orta saha transferi ile siyah-beyazlılar kadro derinliğini arttırmalı.
--alıntı--
--alıntı--
BEŞİKTAŞ ilk yarıda hiç alan bulamadı. Trabzon, yetenekli ayakları iyi kilitledi ve Şota’nın top rakipteykenki planı 0 işledi. Oğuzhan’ın pas kanallarını tıkayan Trabzon, kanatlardan da geçit vermedi. Cenk ve Olcay da kalabalığın içinde kayboldular.
Beşiktaş’ın bekleri de hücuma yeterli desteği veremeyince oyun gereken genişliği kazanmadı.
BİR oyuncu bazen herşeyi değiştirebilir. Mbia, orta sahayı toparlamış ve maçın en iyilerindendi. 2. yarıda daha canlı ve hareketli bir Beşiktaş vardı. Cenk’in ‘al da at’ diye verdiği pası sağ ayağı ile boş kaleye yuvarlamak varken sol ayağına alıp golü kaçıran Töre, %100 bir pozisyonu harcadı.
OZZIE ÇOK KAYBETTİ!
1-0 öne geçecek iken Beşiktaş, 3 dakika sonra yenik duruma düştü. Mbia ve N’Doye ile gelişen hücumda Yusuf’un golü Beşiktaş için maçı daha da zora soktu. Quaresma’nın ortası rüzgar ile dönüp Trabzon kalesine yönelirken Portekizli’nin bu golü Beşiktaş için bir şans anıydı.
GOLDEN sonra baskıyı arttıran Beşiktaş, Ali Palabayık’ın ‘düdüğümü bekle’ uyarısına uymayan Quaresma’nın 2. sarısına takıldı. Bir çok maçta bu tip pozisyonlara hakemler toleransla da yaklaşabilir. Lakin kural sarı diyorsa buna saygı duymak gerekiyor. 10 kişi kalan Beşiktaş yine de iyi bir mücadele etti. Ama geçen haftanın yıldızı Oğuzhan kötü günündeydi ve çok top kaybı yaptı. Atiba ve Beck ise Beşiktaş’ın iyileriydi. Gomez de yanlız kalmasına rağmen gayretliydi. Motta ise son derece yetersiz.
MAÇ 0-0 iken boş kaleye %100 bir golü kaçıran G.Töre’nin, topu savunmadan çıkartmak isterken 84’te Erkan’a yaptığı asist de genç futbolcunun bir diğer talihsizliğiydi. Maçın kaderini bu tip detaylar belirliyor ve dün Quaresma’nın bir anlık dikkatsizliği, Töre’nin hataları Beşiktaş’ın kaybetmesine neden oldu.
Hayırlı bir yenilgi olabilir
ERKEN gelen bu mağlubiyet Beşiktaş açısından eksiklerini görebilmek için hayırlı bir yenilgi olabilir. Beşiktaş, bir orta saha oyuncusu transferi için çok geç kaldı.
TRABZON ise M.Ekici’nin yokluğuna rağmen olgun bir takım görüntüsü verdi. Emniyetli oyundan vazgeçmeden değerli bir 3 puanı cebine koydu.
--alıntı--
BEŞİKTAŞ ilk yarıda hiç alan bulamadı. Trabzon, yetenekli ayakları iyi kilitledi ve Şota’nın top rakipteykenki planı 0 işledi. Oğuzhan’ın pas kanallarını tıkayan Trabzon, kanatlardan da geçit vermedi. Cenk ve Olcay da kalabalığın içinde kayboldular.
Beşiktaş’ın bekleri de hücuma yeterli desteği veremeyince oyun gereken genişliği kazanmadı.
BİR oyuncu bazen herşeyi değiştirebilir. Mbia, orta sahayı toparlamış ve maçın en iyilerindendi. 2. yarıda daha canlı ve hareketli bir Beşiktaş vardı. Cenk’in ‘al da at’ diye verdiği pası sağ ayağı ile boş kaleye yuvarlamak varken sol ayağına alıp golü kaçıran Töre, %100 bir pozisyonu harcadı.
OZZIE ÇOK KAYBETTİ!
1-0 öne geçecek iken Beşiktaş, 3 dakika sonra yenik duruma düştü. Mbia ve N’Doye ile gelişen hücumda Yusuf’un golü Beşiktaş için maçı daha da zora soktu. Quaresma’nın ortası rüzgar ile dönüp Trabzon kalesine yönelirken Portekizli’nin bu golü Beşiktaş için bir şans anıydı.
GOLDEN sonra baskıyı arttıran Beşiktaş, Ali Palabayık’ın ‘düdüğümü bekle’ uyarısına uymayan Quaresma’nın 2. sarısına takıldı. Bir çok maçta bu tip pozisyonlara hakemler toleransla da yaklaşabilir. Lakin kural sarı diyorsa buna saygı duymak gerekiyor. 10 kişi kalan Beşiktaş yine de iyi bir mücadele etti. Ama geçen haftanın yıldızı Oğuzhan kötü günündeydi ve çok top kaybı yaptı. Atiba ve Beck ise Beşiktaş’ın iyileriydi. Gomez de yanlız kalmasına rağmen gayretliydi. Motta ise son derece yetersiz.
MAÇ 0-0 iken boş kaleye %100 bir golü kaçıran G.Töre’nin, topu savunmadan çıkartmak isterken 84’te Erkan’a yaptığı asist de genç futbolcunun bir diğer talihsizliğiydi. Maçın kaderini bu tip detaylar belirliyor ve dün Quaresma’nın bir anlık dikkatsizliği, Töre’nin hataları Beşiktaş’ın kaybetmesine neden oldu.
Hayırlı bir yenilgi olabilir
ERKEN gelen bu mağlubiyet Beşiktaş açısından eksiklerini görebilmek için hayırlı bir yenilgi olabilir. Beşiktaş, bir orta saha oyuncusu transferi için çok geç kaldı.
TRABZON ise M.Ekici’nin yokluğuna rağmen olgun bir takım görüntüsü verdi. Emniyetli oyundan vazgeçmeden değerli bir 3 puanı cebine koydu.
--alıntı--
haber1903'e açıklamalarda bulunan yazar.
--alıntı--
Ricardo Quaresma’nın gördüğü kırmızı kart ile ilgili Güntekin Onay; “Quaresma, rakibine bir terbiyesizlik yaptı mı? Hayır. Bir ahlaksızlık yaptı mık? Hayır. Rakibin veya hakemin üzerine yürüdü mü? Hayır. Küfür mü etti? Hayır. Bu kadar büyütülecek, abartılacak, konuşulacak ne yaptı? Hakemin düdüğünü beklemeden atışı kullanmış. Hücum yapan taraf, oyunu çabuk başlatma hakkına sahiptir. İlla barajı bekleyip de kullanmak zorunda değil. Çünkü baraj savunmanın lehine olan bir şeydir, hücumun lehine olan bir şey değil. Hakem kendisi pozisyon almak için ‘düdüğümü bekle’ dedi. O yüzden oyunu tekrar başlattı. İlla sarı kart göstermesi gerekiyor muydu? Gerekmiyordu. Orada Quaresma’nın yanına mesela Beck gelse ve beraber paslaşarak kullansalar yine sarı kart gösterecek miydi? Bence göstermemesi gerekirdi. Oyuncu çabuk kullanabilir. Beşiktaş, Quaresma’nın attığı golde nasıl çabuk kullandı ve gol oldu. O pozisyonda da Quaresma, çabuk kullanıp gol şansı yakalatmak istedi. Beşiktaş, çabuk kullanma hakkına sahipti ve hakemin baraj kurdurmasına gerek yoktu. Bence hakem, orada acele etti ve birazcık acımasız davrandı. Kuralda “sarı kart göster” diyor. Ama Quaresma’nın hareketi çok abartılacak, büyütülecek bir şey değildi. Maalesef Quaresma’nın veya Beşiktaş’ın bir yerlere gitmesini istemeyen insanlar bunu özellikle abartıyor olabilirler. ‘Yakalamışken vuralım’ düşüncesiyle hareket edenlerin olduğunu düşünüyorum. İşin acı tarafı, Beşiktaşlı olan insanlar da bunu yapıyorlar. Quaresma, eleştirilebilir ama bu kadar sert eleştirilecek bir şey yapmıyor. Bunu kabul etmek lazım. Quaresma, Beşiktaş için bir değerdir ve önemli oyuncudur. Herhangi bir ahlaksızlığı ve agresifliği de olmamıştır. Kartı gördükten sonra da bir kelime etmeden çıkıp gitti” dedi.
-GOMEZ VE SOSA İLE BEŞİKTAŞ, GERÇEK KİMLİĞİNE BÜRÜNECEK-
Trabzonspor’un başarılı savunma yaptığını ifade eden Onay; “Trabzonspor maçını izledikten sonra gece tekrarını bir kez daha izledim. Beşiktaş, 75 dakika çok iyi oynadı. Sadece Gökhan Töre başta olmak üzere bazı oyuncular tutuktu. Fazla top alamadı. Aktif bölgede topla buluşamadı. Cenk Tosun da 1-2 pozisyonun dışında tutuktu. Trabzonspor, Oğuzhan’ı iyi kapattı ve beklenin çok üstünde kapalı bir savunmayla oynadı, hiç alan vermedi ve başarılı savunma yaptı. Gomez ve Sosa daha ilk 11’de oynamadı. Bunların da katılımıyla birlikte Beşiktaş, gerçek kimliğine bürünecektir. Beşiktaş için endişe edecek bir durum yok. Maçın kaybedilmesinde Gökhan Töre’nin çok önemli bir pozisyonu kaçırması, 10 kişi kalınması gibi birçok faktör var” dedi.
-GAZİANTEPSPOR DEPLASMANI KOLAY GEÇMEYECEK-
Spor Toto Süper Ligi’nin 3. haftasında oynanacak olan Gaziantepspor karşılaşmasını değerlendiren Güntekin Onay; “Gaziantepspor, Bursaspor maçında çok iyi görüntüler ortaya koydu. Önemli bir galibiyet elde etti. Gaziantepspor deplasmanı kolay geçmeyecek. Ama Beşiktaş’ın artık kadrosunu şekillendirmesi, Gomez ve Sosa gibi daha kaliteli, değerli ve kazanmayı bilen oyuncularla hareket etmesi gerekiyor. Gaziantepspor, mutlaka kazanılması ve milli maç arası öncesi 3 puan alınması gereken bir karşılaşma. Beşiktaş’ın hızlı ve yüksek tempolu oyuncularla Gaziantepspor’u yeneceğini düşünüyorum. Artık Gomez de Sosa da sahne almalı” dedi.
-BECK, ATIBA İLE BİRLİKTE BEŞİKTAŞ’IN EN İYİLERİNDEN BİRİYDİ-
Beşiktaş’ın orta saha eksikliğine değinen Onay; “Orta sahada bir eksiklik olduğu ortaya çıktı. Maçlar orta sahada kazanılır, kaybedilir. Oğuzhan’ı çok iyi marke ettiler ve Gaziantepspor da mutlaka Oğuzhan’a önlem alacaktır. Oğuzhan’a önlem alındığı yerde Sosa’yı Olcay’ı, Gökhan Töre’yi devreye sokabilmek önemli. Tosic, Motta’dan daha iyi. Motta yeterli ve hazır değil. Beck, çok iyi performans ortaya koydu ve Atiba ile birlikte Beşiktaş’ın iyilerinden biriydi.” diyerek sözlerini tamamladı.
--alıntı--
--alıntı--
Ricardo Quaresma’nın gördüğü kırmızı kart ile ilgili Güntekin Onay; “Quaresma, rakibine bir terbiyesizlik yaptı mı? Hayır. Bir ahlaksızlık yaptı mık? Hayır. Rakibin veya hakemin üzerine yürüdü mü? Hayır. Küfür mü etti? Hayır. Bu kadar büyütülecek, abartılacak, konuşulacak ne yaptı? Hakemin düdüğünü beklemeden atışı kullanmış. Hücum yapan taraf, oyunu çabuk başlatma hakkına sahiptir. İlla barajı bekleyip de kullanmak zorunda değil. Çünkü baraj savunmanın lehine olan bir şeydir, hücumun lehine olan bir şey değil. Hakem kendisi pozisyon almak için ‘düdüğümü bekle’ dedi. O yüzden oyunu tekrar başlattı. İlla sarı kart göstermesi gerekiyor muydu? Gerekmiyordu. Orada Quaresma’nın yanına mesela Beck gelse ve beraber paslaşarak kullansalar yine sarı kart gösterecek miydi? Bence göstermemesi gerekirdi. Oyuncu çabuk kullanabilir. Beşiktaş, Quaresma’nın attığı golde nasıl çabuk kullandı ve gol oldu. O pozisyonda da Quaresma, çabuk kullanıp gol şansı yakalatmak istedi. Beşiktaş, çabuk kullanma hakkına sahipti ve hakemin baraj kurdurmasına gerek yoktu. Bence hakem, orada acele etti ve birazcık acımasız davrandı. Kuralda “sarı kart göster” diyor. Ama Quaresma’nın hareketi çok abartılacak, büyütülecek bir şey değildi. Maalesef Quaresma’nın veya Beşiktaş’ın bir yerlere gitmesini istemeyen insanlar bunu özellikle abartıyor olabilirler. ‘Yakalamışken vuralım’ düşüncesiyle hareket edenlerin olduğunu düşünüyorum. İşin acı tarafı, Beşiktaşlı olan insanlar da bunu yapıyorlar. Quaresma, eleştirilebilir ama bu kadar sert eleştirilecek bir şey yapmıyor. Bunu kabul etmek lazım. Quaresma, Beşiktaş için bir değerdir ve önemli oyuncudur. Herhangi bir ahlaksızlığı ve agresifliği de olmamıştır. Kartı gördükten sonra da bir kelime etmeden çıkıp gitti” dedi.
-GOMEZ VE SOSA İLE BEŞİKTAŞ, GERÇEK KİMLİĞİNE BÜRÜNECEK-
Trabzonspor’un başarılı savunma yaptığını ifade eden Onay; “Trabzonspor maçını izledikten sonra gece tekrarını bir kez daha izledim. Beşiktaş, 75 dakika çok iyi oynadı. Sadece Gökhan Töre başta olmak üzere bazı oyuncular tutuktu. Fazla top alamadı. Aktif bölgede topla buluşamadı. Cenk Tosun da 1-2 pozisyonun dışında tutuktu. Trabzonspor, Oğuzhan’ı iyi kapattı ve beklenin çok üstünde kapalı bir savunmayla oynadı, hiç alan vermedi ve başarılı savunma yaptı. Gomez ve Sosa daha ilk 11’de oynamadı. Bunların da katılımıyla birlikte Beşiktaş, gerçek kimliğine bürünecektir. Beşiktaş için endişe edecek bir durum yok. Maçın kaybedilmesinde Gökhan Töre’nin çok önemli bir pozisyonu kaçırması, 10 kişi kalınması gibi birçok faktör var” dedi.
-GAZİANTEPSPOR DEPLASMANI KOLAY GEÇMEYECEK-
Spor Toto Süper Ligi’nin 3. haftasında oynanacak olan Gaziantepspor karşılaşmasını değerlendiren Güntekin Onay; “Gaziantepspor, Bursaspor maçında çok iyi görüntüler ortaya koydu. Önemli bir galibiyet elde etti. Gaziantepspor deplasmanı kolay geçmeyecek. Ama Beşiktaş’ın artık kadrosunu şekillendirmesi, Gomez ve Sosa gibi daha kaliteli, değerli ve kazanmayı bilen oyuncularla hareket etmesi gerekiyor. Gaziantepspor, mutlaka kazanılması ve milli maç arası öncesi 3 puan alınması gereken bir karşılaşma. Beşiktaş’ın hızlı ve yüksek tempolu oyuncularla Gaziantepspor’u yeneceğini düşünüyorum. Artık Gomez de Sosa da sahne almalı” dedi.
-BECK, ATIBA İLE BİRLİKTE BEŞİKTAŞ’IN EN İYİLERİNDEN BİRİYDİ-
Beşiktaş’ın orta saha eksikliğine değinen Onay; “Orta sahada bir eksiklik olduğu ortaya çıktı. Maçlar orta sahada kazanılır, kaybedilir. Oğuzhan’ı çok iyi marke ettiler ve Gaziantepspor da mutlaka Oğuzhan’a önlem alacaktır. Oğuzhan’a önlem alındığı yerde Sosa’yı Olcay’ı, Gökhan Töre’yi devreye sokabilmek önemli. Tosic, Motta’dan daha iyi. Motta yeterli ve hazır değil. Beck, çok iyi performans ortaya koydu ve Atiba ile birlikte Beşiktaş’ın iyilerinden biriydi.” diyerek sözlerini tamamladı.
--alıntı--
beşiktaş'ın uefa avrupa ligi kurasını değerlendirmiş kişi.
http://www.ntvspor.net/video-galeri/besiktasa-sahanda-bile-yenilme-ama-berabere-kal
http://www.ntvspor.net/video-galeri/besiktasa-sahanda-bile-yenilme-ama-berabere-kal
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?