four four two

0 /
forzaquila
ağustos ayı sayısı benim için yılın sayısı olmuştur. nedenlerine gelecek olursak;

1- steven gerrard posteri: 7 yıldır çıkan dergide şu adamın posteri hiç verilmedi. en sonunda tek kişilik fakat kararlı bir ordu olarak baskı kurdum dergi üzerinde. ama yine de bu ay beklemiyordum, kuşlar bu ay mourinho posteri olacağını söylemişti, resmen sürpriz oldu. alın duvarınızı süsleyin.

2- beşiktaş 2013-14 yazısı: cartalete'den güzelce bir yazı, okuyunca insan umutlanıyor.[ybkz]swh[/ybkz]

3- süper lig'in 18 teknik direktörünün irdelendiği "18 dertli adam" yazısı;http://www.fourfourtwo.com.tr/wp-content/uploads/2013/07/teknik-direktor-raporu-1.jpg 12 angry men göndermesi şahane olmuş.

4- avrupa'nın 10 yeni menajerine kısa bir bakış, iyi/kötü senaryolar: tanıdığınız birinin yazısı bu da, fena değil.

5- jimmy floyd hasselbaink röportajı: harikaydı, zaten hayranıyım adamın

6- roberto carlos röportajı: boru değil.

7- four four two kampta: çok iyi olmuş bu. dergi ekibinden birini çaykur rizespor kampına oyuncularla çalışmaya gönderip izlenimlerini yazmasını sağlamışlar.

8- david moyes hakkında güzel bir yazı.

9- u20 dünya kupası'nın göze batan 16 oyuncusuna dair rapor

10- beckham portresi. klasik ama yine de hoş.

11- nasıl da unuttum eklemeyi; ludovets razgrad yazısı. henüz 2 sene önce yükseldiği süper lig'de üst üste iki şampiyonluk kazanıp bulgar ligindeki sofya hegemonyasını kıran deliormanlı pehlivanların hikayesi. enfes.
forzaquila
haziran 2013 sayısı cidden güzeldir. bir kere kapakta "galacticos" var; zidane-figo-carlos-ronaldo ile keyifli bir sohbet var, onun dışında inönü'ye veda kapsamında "50 unutulmaz inönü anı" yazısı var. ülkedeki gelişmeler nedeniyle yeterince duyurulamadı ve zaten olması gereken de buydu bana göre [ybkz]swh[/ybkz] [ybkz]swh[/ybkz]

bu arada elimde bu ayın ingiltere edisyonu da var, four four two ingiltere diego forlan'la yazarlık anlaşması yapmış, oyuncu her ay bir sayfa yazacakmış, ilk yazısı brezilya'ya ilk gelişinde havaalanında nasıl karşılandığıyla ilgiliydi mesela. ilginç.
forzaquila
2012-13 sezonunun en iyilerini seçmek adına bir anket sitesi açan dergi.
http://www.sezonodulleri.com/#

güzel seçenekler var, eğlenceli olmuş.
forzaquila
son dönemde internet sitesinin yanı sıra twitter sayfası da acayip değişen futbol dergisi. bir hareketlenme var, kesin.
https://twitter.com/FourFourTwoTR
gidiyorum bu
artık yılın ilk altı ayı beşiktaş, ikinci altı ayı ise adana demirspor özel sayısı çıkarmasını istemekte herhangi bir beis görmeyeceğim muzır neşriyat. kupon karşılığı silikon kek kalıbı da verirlerse, salonun ortasındaki geniş cam sehpanın altındaki bölmede her zaman bir adet bulunduracağıma söz veriyorum.

ha yok bu dediklerimi yapmazlarsa sayfalarıyla defterlerimi kaplarım.
dingoc
içeri ilk ajanımızı attığımız futbol dergisi. sevdiğimiz bir yazarımız; şu saatten sonra kadrolu çalışanı oldu. kendisini kutlar; dergiyi ele geçirinceye kadar tüm yazarlardan kendisine katkıyı bekleriz
forzaquila
mart 2013 sayısı harikadır.
http://sphotos-b.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-ash4/382313_573923099287535_794186024_n.jpg
borussia dortmund dosyası, carragher ve gerrard'la röportaj,robert lewandowski posteri[ybkz]swh[/ybkz],mustafa sarp röportajı ![ybkz]swh[/ybkz] ve dahası.
forzaquila
dünyanın en prestijli futbol dergisi. bunun britanya edisyonu şahanedir,futbolu seven adam için her ay mutluluk sebebidir.[ybkz]swh[/ybkz]

türkiye'de 6 senedir yayımlanan dergi türkiye'de bir türlü olması gereken satış rakamlarına ulaşamamış durumda, yamulmuyorsam 10 bin civarı bir satıştan bahsediliyordu. ekşi sözlük hiçbir siki beğenmeme timi üyelerine bakılırsa bu çağda dergi işi zor, haberler falan zaten internette var hep, neden dergi alınsın?

e karikatürler de her yerde var, niye her hafta penguen, uykusuz, leman falan alıyoruz? [ybkz]swh[/ybkz] bu bir kültürdür,çizgi roman, dergi gibi şeyler biriktirilir, sahibi için çeyiz değerindedir. ilk sayısından beri sadece 2 sayısını kaçırdım derginin, onun dışındaki tüm sayılar evde duruyor, 'bu bir kültür olayı ercan'[ybkz]swh[/ybkz]

röportajlarını beğendiğim dergidir bir de, türkiye edisyonunda hilal gülyurt'un yaptığı röportajları severek okurum, röportaj dediğin şey bir insanı tanımak için en büyük rehber. itici gelen birisinin röporatajında anlattığı şeyler ona ısınmanızı sağlayabilir, ya da emekli futbolcularla yapılan röportajlar genç futbolseverlere ülke futbolunun dünü hakkında önemli bilgiler verebilir. kaldı ki fourfourtwo dünyanın en prestijli futbol dergisidir ve röportaj yaptığı isimler arasında diego maradona,pele,messi,ronaldo,rooney,gerrard,eusebio,beckenbauer...kim yok ki, herkes vardır.

en az 55 milyon teknik direktörün bulunduğu bir ülkede böyle bir derginin satış rakamının bu kadar az olması bile neden futbolumuzun bu halde olduğunun kanıtıdır bence. dünya futbolundan anladığı şey playstation cafeye gidip real-barça maçı yaparken gol kaçırınca 'ananısskim messi' diye bağırmak olan tipler, telegol gibi programların prim yapmasına sebep olan kitleler bulundukça da böyle devam eder. şu ülkede yayımlanan birkaç futbol dergisi var zaten; fourfourtwo, goal, futbolextra ve tff'nin çıkardığı tam saha.[ybkz]swh[/ybkz], hayır işte, sırf teknoloji gelişti diye dergi kültürünü dinamitleyeceksek 'elin ingilizi' sahiden enayi. adamlar statta dağıtılan maç günü programlarını biriktiriyor, o programları internet üzerinden satın alıyorlar.

ha eğer bu itirazlarda bulunanlar gerçekten internetteki blog ve sayfaları takip ediyorlarsa ben ona da razıyım. yeter ki futbolu değişik perspektiflerden takip edebilsinler, ama türkiye'de blog yazarlığının da gelişmediğini görünce nasrettin hoca'nın meşhur sözü geliyor aklıma;

- bak hatun! şu gördüğün bizim kedi tam iki kilo geldi. aldığım et de iki kiloydu. bu tarttığım kedi ise, et nerede? yok bu tarttığım et ise, kedi nerede?!
newcastle
http://www.fourfourtwo.com.tr/2013/02/27/kaptan-da-bu-hale-dustuyse/

abi ne kadar kolay böyle dramatik cümlelerle durumu büyütmek. herifin ayağı kaymış la, bu kadar. yok bilmem, "kaptan da düştüyse barca yarraklara yan bastı" falan... yeni nesil futbol yaklaşımında böyle bir sorun var işte. mesela bu benim şahsen ali ece konusuna da mesafeli durmamın sebebidir. yani işin biraz fazla sanatsal ve edebi boyutunda adamlar. bence futbol böyle bir şey değil. strateji vardır, plan vardır, duygu da tabi ki vardır ama sanat yoktur abi futbolda. dramatik şeyler yaşamın her anında var. bazen çok acaip bir şekilde üst üste denk de gelebiliyor ama pazardan elma almak gibi bir şeydir futbol bence... tamam biraz fazla keskin oldu; gidip bir pastanede sevgilinle pasta yemek gibidir futbol. yiyeceğin pastayı, pastaneyi, sevgilini sen seçersin ama sonuçta yediğin şey bir pastadır.

ne bileyim, böyle bir haber beşiktaş için yapılsa "sikerim dramatikliğini, ananı skim renkli basın" diye ortalığı ayağa kaldırırız. kaldı ki geçen sene toraman-amrabat eşleşmesi sonrasında da buna benzer bir durum yaşanmıştı.

edit: oha, konuşup konuşup hiçbir yere bağlamamışım. neyse içimi döktüm hiç değilse.[ybkz]swh[/ybkz]
avcarlıçürük
şubat [ybkz]swh[/ybkz] sayısı adana demirspor özel eki, adana demirspor facebook sayfası tarafından şu şekilde tanıtıldı:

https://fbcdn-sphotos-e-a.akamaihd.net/hphotos-ak-prn1/404504_10151310737624472_804239504_n.jpg (alttaki 3 isme dikkat) [ybkz]swh[/ybkz]

not: sayfa tabii ki resmi değil.
gidiyorum bu
#245942.

eh madem öyle bu ay biraz fazla alıp; eşe dosta da dağıtacağım dergidir. bak hele şımartıyorsunuz bizi.[ybkz]swh[/ybkz]
forzaquila
şubat sayısı harika olmuş dergi.

kapakta iki kaptanımız ibrahim toraman ve necip uysal'ı kırmızı formalarıyla görünce içim bir hoş oldu.[ybkz]swh[/ybkz] bu arada toraman'ın kol kaslarını görünür kılmak için formanın kol kısmını kıvır kıvır etmesi gözlerden kaçmadı.[ybkz]swh[/ybkz]

mustafa demirtaş'ın 'balıkçı mehmet'in beşiktaş'ı' başlıklı yazısı kulübümüzün içinde bulunduğu süreci ve alınan doğru kararları, neyin değiştiğini ve değişeceğini anlatıyor ki herkes okumalı. ardından da kaptanlarla röportaj var zaten.

ayrıca dergiyi almak için bir sebep daha var bu ay; her ay bir takıma özel hazırlanan ek sayıda bu sayının konusu adana demirspor.
forzaquila
henüz haziran ayı sayısında kazandığımı belirttikleri 2012 model çek cumhuriyeti milli takım formasını bana ulaştırmamış dergi.bekliyorum ve bu ay da pirlo ile ilgili yazımı yolluyorum.

bu arada çıktığından beri sadece 2 veya 3 sayısını kaçırmışımdır hepsini biriktiriyorum bu dergilerin. yarın bir gün bünyesinde yazmak dileğiyle;
öptüm.
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol