forza beşiktaş

5 /
newcastle
forum kurulu açıktan açığa çoluğu ve çocuğuyla tehdit edilir. adminler gecenin bir körü evinden alınır, götürülür; günlerce tutuklu kalır.

sitenin tepkisizliğini eleştirmeden evvel bu durum üzerinde bir düşünülür. ardından konfüçyus un o meşhur sözü hatırlanır

fikir sahibi olmadan bilgi sahibi olmak boşuna, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak tehlikeli

ve sonra sessizce dağılınır.

bence daha ziyade kulübün resmi faşistliğini sorgulamakta fayda var.
dingoc
her yerde beşiktaş taraftarının sesi olduğunu duyuran, bu yolla reklamlar alarak, paralar kazanan sitedir. bütün bunların elbet bir maliyeti de olacaktır. gazetelere çıkarken, televizyon programlarına katılırken, yöneticileri (b: deplasmanlara uçakla giderken ) her şey iyi, ama iş sorumluluk almaya gelince kötü.
avcarlıçürük
tehditler nedeniyle muhalif sesleri kısmak zorunda kaldığı iddia edilen oluşum. bu mantığı savunanlar, 3 maymuna dönen medyamızı da savunmalı şu durumda. onların susma sebebi de farklı değil çünkü. baskılara boyun eğmeyi kabul etmeyenlerin bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak ile suçlanmasına ise diyecek söz bulamıyorum; tarihteki büyük ironiler arasında yerini almıştır bana göre.
avcarlıçürük
---------------rıdvan akar---------------
Beşiktaş taraftarı olarak bizler kendimizi çarşı olarak bilinen o büyük şemsiyenin altında hissederiz. Zira çarşı pek çok konuda bizim adalet ve vicdanımızla örtüşen bir duruş sergilemiştir. Bunun son örneği Van için gösterilen duyarlılıktı.

Ancak saygınlık zor kazanılan ama çabuk kaybedilen bir haslettir.

çarşı'nın Pluton'dan Etoo'ya, nükleer santralden Hasankeyf'e kadar pek çok konuda gösterdiği hassasiyeti kendi "varlık nedeni" ile yani Beşiktaş ile de göstermesini beklemek hakkımızdır.

Eğer sevdalısı olduğunuz kulubün başkanı şike Soruşturması sürecinde Fenerbahçe'yi kurtarmayı kendisine görev edinmişse, eğer sevdalısı olduğunuz kulübün başkanı doğruları dile getiren -geçmişten beri dost olduğumuz- Altay Kulübünün başkanına "okur, haddini bil" demişse ve en beteri de sevdalısı olduğunuz kulübün başkanı "Fenerbahçemiz" sözcüğünü böylesine keyfiyet içinde kullanabiliyorsa, çarşı'nın da bir tepki göstermesini beklemek hakkımızdır.

Aksi takdirde "çarşı'nın neye karşı" olduğunu sorgulamaya başlarız ki o takdirde çarşı'yı "Asi" yapan o A mahsun kalır....

Kusura bakmayın arkadaşlar, geçmişte çokça sorgulanan ve sizleri de çok rahatsız ettiğini bildiğim, "çarşı - yönetim" iddialarını boşa çıkarmak içir tarihi bir fırsat elinizdedir. Bu fırsatı harcamamanızı tavsiye ederim.

En azından o Denizli maçında dayak yiyen Beşiktaşlılar için...isterim.

Benim duruşum ise şudur: Statta iki elimi havaya kaldırır ve çapraz sallarım:

YETER DEMiRöREN
---------------rıdvan akar---------------
mati
an itibari ile sitenin adminleri terbiyesizliğin dibine vurmuş durumda. rıdvan akar abimizin yazısını anasayfadan taşıyorlar ve buna içerlenen rıdvan abimizin veda yazısını ışık hızıyla siliyorlar. yazık gercekten cok yazık. şu anda anlamış durumdayız forzanın kime hizmet ettiğini.
newcastle
"yarin yanağından gayrı her yerde her şeyde beraber" diyorduk ya hep, işte şu an yarin yanağı noktasındayız.

sana göre süt, bana göre çikolata. ben o adama diyemem ki, "gel vazgeç sevdiklerinin hayatından, birlikte bağıralım." ama sen diyebiliyorsundur ve bekleyebiliyorsundur bunu ondan, bu senin seçimin; saygı duyarım. ben buna cüret edemem.

sonuçta, eski günlerini mumla aratan taraftar sitesidir ama gerçek anlamda muhakkak geri dönecektir, şüphem yok.
kartalpençesi
günü kurtarmak adına acele bir açıklama yapmışlar akıllarınca biz taraftarları ters köşeye yatırmışlardır sallayacağınız adamlar bizler değil yıldırım demirören olmalıydı adam olmadığınız daha net anlaşıldı bir daha bu siteye beşiktaşın temsilcisi diyeninde aklını.
nevergiveup
yıldırım demirören'e gider yapması beklenirken gideri beşiktaş taraftarına yapan taraftar sitesi...sizin asi ruhunuza tüküreyim ben!
gagam koptu sira pencelerimde
sadece çarşı'yı değil beşiktaş taraftar profilini yansıtan oluşumdur. evet evet hepimizin görünümü böyle aslında. benim, senin, bizim, hepimizin.

(b: neden) mi?
(b: "lan bi saçmalama. siktir git manyak herif!") mi?

hemen açıklamamı da yapayım o zaman:

burada forza'ya atıp tutanlarla, çarşı'ya "satılmış koyduklarım!" diyenlerle geçen sezonun başına veya devre arasına geri dönüp dışardan halimize bakabilsek keşke.

(b: guti, quaresma, simao, fernandes, almeida geldiğinde tüm stadı doldurup "delirt bizi başkan, çıkar bizi baştan" diye bağıranlar...)
(b: stada gidemeyip evinde televizyonunun başında "vay amına koyim! bu adama da o kadar küfrettik falan ama cidden harika iş yaptı lan. bu adamları getirdiği yetmiyormuş gibi bir de schuster'i getirdi. valla helal olsun" diyenler...)
(b: "robinhooooooo" nidaları atanlar...)

ne oldu? sensin değil mi bu? benim değil mi bu?

arkadaşlar bizler (hepimiz, tüm beşiktaş taraftarı olarak) bu adama yıllardır küfretmiyor muyuz? yıllardır "yaa allah aşkına siktir git! yeter ulan artık!" demiyor muyuz? eee eyvallah. bu adamı seven, sayan kimse yok zaten.

ammaa sen, ben eğer geçen sene bu transferler gerçekleştiğinde bir kereliğine de olsa, öylesine de olsa, anlık da olsa "helal olsun lan! inşallah adam olursun da bizi haksız çıkarırsın." dediysek -ki eminim ki hepimiz dedik bunu- şu anda forza'ya tepki göstermenin, kızmanın, küfürler etmenin bir anlamı yok. orada da aynı senin gibi insanlar, senin gibi beşiktaş aşıkları var. ancak aramızda ince bir fark var. o adamlar bir şeylere, birilerine bağlılar. bağlı olmak zorundalar çünkü. ne yazık ki güzel ülkemin her yerinde bu düzen bu şekilde işliyor işte. sen orada aldığı emri, kendisine verilen talimatı yerine getiren adama niye küfrediyorsun ki? o adama niye kızıyorsun ki? sen o talimatı veren adama kız, talimatı veren adama küfret. asıl suçlu o çünkü. şayet bunun adı sansürse -ki sansür- bu sansürü emreden kimse ondan hesap sor. çarşı'ya, forza'ya sallama buradan veya başka bir yerden. hiç boşuna efelenmeye gerek yok. sen geçen gün demirören'e küfrediyordun, dün alkışlıyordun, bugün yine küfrediyorsun. bu adamlar da geçen gün küfrediyordu, dün alkışlıyordu, bugün de sessiz kalıyor. ama işte sen bireysel takılıyorsun, bu adamlar organize takılıyor. önceki başkanlar tribünlere karışmıyordu, işlerine bakıyorlardı. ama bugünkü başkan önce tribünleri ele geçirmek istedi. ve en büyük, en etkili, en saygın, en otoriter yer olan çarşı'dan daldı olaya. ve geçen gün kendisine küfreden çarşı dün kendisini alkışlayınca hazır fırsat yakalamışken hoopp aldı avucunun içine bu adamları. ve çarşı bugün ne alkışlıyor ne küfrediyor. daha doğrusu ne etliye ne sütlüye politikasını benimsemiş durumdalar. "suya sabuna dokunmayayım benim başım yanmasın" demekteler. neden peki? senin, benim, bizim...hepimizin yüzünden. çünkü ortada bir yanlış varsa bu yanlışı sadece çarşı veya forza değil bütün beşiktaş taraftarı, bütün beşiktaş camiası yaptı.

(b: not:) geçen seneki transferlere rağmen, schuster'e rağmen bir anlık bile olsa içinden "lan yoksa bu demirören artık düzeliyor mu?" demeyen varsa alnından öperim! ama tabii boşuna kendinizi kandırmayın hacılar. hepimiz dedik bunu. kimimiz yüksek sesle dile getirdi kimimiz de içinden geçirdi.

(b: not2:) keşke çarşı'nın, forza'nın tutumu eskisine dönse de ben de göt olsam. gerçekten çok istiyorum bunu. evet. göt olmak istiyorum. çarşı'nın beni göt etmesini istiyorum. umudum var mı? az biraz umut parçacıkları var işte içimde. göt olmam için yeterli mi? hiç bilmiyorum. sonuçta çarşı bu. ne zaman ne yapacağı belli olmaz.
dingoc
---------------alıntı---------------
‎15 Mart Perşembe Günü
Daha çok isteyen Tribünde Yerini Alsın...
Başlama Vuruşuyla Başlayıp Bitiş Düdüğüne Kadar; Yer Siyah, Gök Beyaz Olacak!
Yüreği Kaldırmayan Maça Gelmesin
Bağırmayan Maça Gelmesin
Ayakta Duramayacak kadar içen Maça Gelmesin!
Hır-Gür çıkartacaklar Mabede Gelmesin!
Mabetteki Ambiyansa Katkı Sağlamayıp Sırf izlemek isteyenler; Lütfen Bu Maçlık Gelmesin...
Mabette Yaşatacağımız Baskıya, Coşkuya Katkı Sağlayacak Kartallar Yerini Alacak
Mabedin Nasıl Bir Yer Olduğunu Unutan Kim Varsa Hatırlayacak!
---------------alıntı---------------
avcarlıçürük
15 mart 2012 beşiktaş atletico madrid maçı için yaptıkları çağrıda, "sırf izlemek isteyenler; lütfen bu maçlık gelmesin... " ve "ayakta duramayacak kadar içen maça gelmesin!" kısımlarını oldukça saçma buldum. maçla ilgin olmadan nasıl baskı kuracaksın acaba? hiç bakma sahaya, sonra rakip atağa çıkarken "kartal gol gol gol" deriz artık yine, her zaman olduğu gibi. alkol konusuna ise girmek dahi istemiyorum, işin ucunun dokunacağı yerleri düşünmek istemiyorum çünkü. umarım ben yanılırım ya da umarım öyle bir maç çıkarırız ki bunları konuşmaya gerek bile kalmaz.
5 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol