fikret orman'a açık mektup

Sevgili Başkanım,

12 yıl sonra birisine başkanım diyebilmek inanın çok mutlu ediyor insanı. ben bir beşiktaş taraftarı olarak bunca cefadan sonra siz geldiğiniz için çok şanslı olduğumuzu düşünüyorum. derneklerle ilgili olayları hepimiz biliyoruz merak etmeyin, sizin altınızı kazmaya çalıştıklarını da biliyoruz. ve üstelik bunu beşiktaş adına değil kendi çıkarları uğruna yapıyorlar. bu durum benim gibi insanların kanına dokanıyor.

100.000 kongre üyesi ve taraftar kart projelerinize tamamen destek verdiğimi bilmenizi isterim. ancak o zaman beşiktaş'ın gerçek sahipleri taraftarlar olabilir ve bu çıkarcı insanlardan kurtuluruz. şunu bilmenizi istiyorum ki siz beşiktaş'ın değerlerine önem verdikten sonra, taraftarın görüşlerine önem verdikten sonra[ybkz]swh[/ybkz] biz hep sizin arkanızda olmaya devam edeceğiz.

ağır başlı ve kibar duruşunuz yıllardır özlemini çektiğimiz bir tutum bizim için. umarım ki bu futbol dünyası sizi de çileden çıkartmaz. gelecekte parayla kendisini satacak olan bir grup taraftar size küfür edecek, sizi üzmek isteyecek, bu grupların medya organları sizin en ufak açığınızı arayacaktır. sizin için de "ahmet dursun seba gitsin" minvalinde tezahuratlar hazırlanacaktır. siz bunlara inanmayın ve sakın bizi bırakmayın. beşiktaş'ın tekrar parası olan iş adamlarına peşkeş çekilmesine içimiz el vermez. bu nedenle 100.000 kongre üyesi projesi hemen hayata geçirilmelidir. siz projelerinizle zaten beşiktaş'ı bize geri vereceğinizi gösterdiniz. bunun için teşekkür ederiz.

her huzursuz ve mutsuz olduğunuz zamanda bizim sizin için yazacağımız, yazdığımız içerisinde büyük başkan geçen marşlarımızı hatırlayın. bu sizi mutlu etmeye yetecektir.

bunların dışında futbolmuş, şampiyonlukmuş benim gibi taraftarlar için teferruattır.

saygılar.

sevgili başkanım,
bilmem buraları okur musun, okumaz mısın? ama en azından belki birileri sana buraları okutur, seni buralara yönlendirir, bilemem.. açıkçası pek umrumda da değil. gecenin şu saati olmuş, yarın sabah işe gideceğim ama akşam üstünden beridir aklımda sen varsın... üzülüyorum... namussuzum üzülüyorum... babam için, dayım için, amcam için üzülüyor gibi üzülüyorum... neler hissettiğini, nelerle uğraştığını, neler için çırpındığını biliyorum... ben ki bazen seni buralarda eleştirdim, bazen portekizli futbolcuları savunayım derken kantarın topuzunu kaçırdım ama hepsi, topu senin kurbanın olsun... hiç kimsenin değil ama hepsi senin itin, köpeğin olsun... yolla, istediğini yolla, ağzımı açarsam, ağzını açana da boyun eğersem namert olayım...

bugün yönetim kurulunda ve derneklerde oldukça etkin olan bir abim ile 2 saat kadar karşılıklı sohbet ettim... anlattıkları karşısında kanım dondu... şimdi burada açıklamayacağım, özeldir, gizli kalması gereklidir belki... ama biliyorum başkanım... yıldırım demirören'in bıraktığı miras yetmezmiş gibi nasıl ibneliklerle, nasıl kahpece davranışlarla savaştığını biliyorum... en önemlisi ise nasıl kahrolduğunu, üzüldüğünü, uykusuz kaldığını, çaresiz kaldığını biliyorum...

ve yemin ediyorum ki seni seviyorum... varsın 2 sene 3 sene 10. olalım, 17-25 yaş arası oyuncularla oynayalım, fenerbahçe'den 5, galatasaray'dan 6 yiyelim... allah seni başımızdan eksik etmesin, şimdi bize düşen senin ve takımın arkasında durmak, kaya gibi yer almaktır... atlatırız aslanlar gibi, seni gülerken görürüz... süleyman seba bir tarafında, kapalı bir tarafında şampiyonluk kupası kaldırdığını da görürüz... inan biz nelere katlandık bunca sene, kimlere sabretmedik ki?

senin gibi mert, sağlam duruşlu bir başkanımıza da kupasız geçecek 2 senemiz helali hoş olsun... yemin ediyorum ki; bu saatten sonra tek dileğim senin üzülmemen ve aklındakileri kimseden çekinmeden, korkmadan eyleme dökmendir... ayrıca "kupasız geçen 2 sene" dedim ben dimi? ne garantisi var... önümüze geleni skertiriz o çocuklarla... biz ankaragücü değil, "beşiktaş"ız... eheh...

iyi geceler... öperim ellerinden...