fikret orman

beşiktaş kulübünün tayyip erdoğan'ıdır son zamanlarındaki hal, hareket, davranış ve demeçleriyle.

-yanan eve girdik, sorumluluk aldık, bizden başka kimse cesaret edemedi, bir sürü icralık dava ile uğraştık tarzı söylemler. bülent deriş ve nazmi koca da aday idi hatırlatırım. evet güçlü değillerdi fakat başkan olma gayesiyle bu yolda aday oldular. öyle yalan açıklamalara gerek yok. özellikle bastıra bastıra ''bir biz cesaret ettik'' falan demeyeceksin. ayrıca yanan eve girdiysen girdin kardeşim tamam! ama yöneticilik çözüm üretme sanatıdır, milletin gözüne gözüne bir şeyleri sokmak değildir.
-bol bol ben olmasaydım ne stat vardı, ne böyle iyi bir takım vardı minvalinde konuşmalar. evet bu cümleyi kurmuyor ama, sonu bu fikre varan cümleler kuruyor.
-içinde ben olan çok cümle kuruyor. misal: ''ferrari'nin parasını ben ödüyorum''. sen ödemiyorsun başkan! 3 kuruşunu kenara koyup bilet, kombine, forma, atkı alan ödüyor.
-son açıklama zaten fiyasko. ''artık beşiktaşlılar ezik ezik dolaşmıyor''. ayy götüm derim ben buna! orada dur başkan. bu takım 10 küsür sene şampiyon olamadığı zamanları da gördü; büyüklüğünden kaybetmedi. bakın bu büyük bir kibirdir.

maalesef son zamanlarda çok bencil ve kibirli olduğunu düşünüyorum ben. bu benim düşüncem; isteyen istediği gibi düşünmeye devam edebilir.

bir de stadın denizin altında olduğunu, 85 bin kamyon hafriyat taşındığının, 200 küsür icra davasını kapattıklarını falan anlatmasın artık. idrak ettik sayın başkan, gerçekten. o kadar çok söyledin ki, kalahari çölündeki bedeviler duydu.

bana göre artık sadece beşiktaş'ın maçına atanan şaibeli hakem atamaları, maç günleri gibi konularda konuşmalı; beşiktaş'ın şampiyonluğu dışında bir konusu olmamalıdır.