facebook'tan tepki koymak

olmayandır. olamayacak olandır.

facebook'tan tepki falan koyulmaz. facebook'tan ancak organize olunur. birbiriyle alakasız insanları bir amaç uğruna bir yere toplamak için kullanırsınız. yoksa 'şehidim canım benim', 'sen ağlama anam geride bizler varız', 'bu vatan kolay kurulmadı' gibi sözleri oralardan yazmak bir şey ifade etmez. önemli olan icraattır. facebook'tan, twitter'dan tepki gösterdiğini sanan zihniyet aciz bir zihniyettir. sen sokağa çıkıp eylemlere katılmadıktan sonra oralardan yazdıklarının hiçbir anlamı olmaz. laftan ibarettir. en çok 15-20 tane beğenen, yorum yapan çıkar. o kadar. sen de 'vay be ne sert tepki gösterdim ama' diye kendini avutursun.

arap baharı olarak nitelendirilen ayaklanma ve devrimler bu şekilde başlamıştır. bu nedenle önemini inkar etmemek gerekir. evet götünün üstüne oturup sadece feysbuktan atıp tutmak mantıklı değildir. ama sosyal ağlar doğru şekilde kullanıldığında kitlesel örgütlenme konusunda büyük önem taşır. bu nedenle eleştirirken bunun ayrımını yapmak gereklidir.

tüm olumsuz yanları bir tarafa; sosyal medyanın, kitlesel ayaklanmaları bile örgütleyebilecek güçte olduğunun farkında olmaktır. "internetime dokunma" eyleminde taksim'de yüzbinlerce insanın toplanması (pardon 200-300 kişi) sosyal medya sayesinde olmuştur. henüz 18'ine yeni bastığı halde 28 yaşına gelmiş insanları ergen olmakla itham eden arkadaşlarımızın göremediği bir gerçektir bu.

bu amına koduğumunu feysbuku ve tivitırı bayramda tukaka edilir, maç sonraları tukaka edilir, ulusal mesele sonraları tukaka edilir. şimdi gençliğine ve birazda tezcanlılığına verdiğim arkadaşlarım bu siktiğim siteleri olmasa hiç bir meselede bir araya gelemeyecek olan sen evet sen bu sitelerden duydukların neticelerinde hareketlenmeye başladığının farkında değilsin herhalde.

az önce cüneyt özdemir bir yazsısında dediki 8 gazetenin toplam tirajından daha çok takipçim var. şimdi bu sitelerin yaptırım gücünü doğru orantı ile kullanırsan türkiyede ki en büyük aktivist eylemin başlangıcı olacağını en büyük gücün toplanacağını görmüyorsan, yunanistana bak o insanların nasıl haberleşip nasıl birlik olduğuna, mısıra bak. muhalefet olmak için bazı şeyleri abartmadığımız gün daha iyi anlaşacağız.

duyarlılıkları,samimiyetleri,tepkilerinin büyüklüğü kendi arkadaş grubu tarafından değerlendirilen kişilerin eylemidir.bu ortamlarda[ybkz]swh[/ybkz] tepkisiz kalanları ise duygusuz,duyarsız ve belli birtakım inanç,örgüt sempatizanı sananların yaptığı eylemdir.

Genelde 14-18 yaş arasında pek meşhurdur geneli hükümeti eleştirir yada ordunun iyi yönetilmediğini falan tamam bunlar doğru ama hayatı tunalı,bahçeli,çayyolu üçgeninde geçen bu arkadaşlar halkın durumunu bilmezler onlara göre sadece günümüz hükümeti suçludur[ybkz]swh[/ybkz] bide bu arkadaşlara orduyu verseler kuzey ırağı dağıtırlarmış terörü bitirirlermiş falan daha bir sürü şey işte.

profil resmine bayrak koymanın, 26 şehit için 26bin kişi olalım gruplarının,lanetliyoruz demeçlerinin ne işe yaradığını çözemediğimdir. Keşke bir işe yarasa bir değişiklik yaratsa ama meclisin önünde kendini yaksan umurunda değildir hiç kimsenin ne yazık ki.

bağdat caddesi'nde,kalamış'ta,kavacık'ta yapılan eylem halkı değil burjuvaziyi temsil etmiştir.

bu facebook'dan vatan kurtarmak muhabbetini bende gördüm,yahu arkadaşım biraz objektif bakın.
hayatların da ellerine havai fişek almamış adamları oraya göndermek ''ölürseniz ölün amk,banane'' demektir,bunu destekleyen de bu suça ortak olmuştur. ''vatan için ölünür'' diye sizi zikmişler yıllardır.
kimseye bok atmayın,hepiniz suçlusunuz...
sizin oylarınız sayesinde bu durumdayız bugün,öberim.

çok şükür sokaklarda tepkisini ortaya koyan insaları da gördüğümüz hatta aralarına katıldığımdan dolayı da daha beter uyuz olduğum durumdur. zira facebook kahramanı olmak bize koaly gelendir. tıpkkı bilip bilmeden sözlük üzerinden atıp tutmak gibi.

bugün için facebook ile sınırlı kalmayan tepkidir. kafasını kaldırıp bir sokağa bakan herkesin bunu görmesi mümkün ama tv'de veya internette göremezsiniz. herkes sokaklardaydı bu gece. istanbul'un 2 yakasında da taksiciler konvoy halinde eylem yaptı, bağdat caddesi'nde, kalamış'ta, kavacık'ta ve daha pek çok semtte protestolar yapıldı. yani bırakalım artık birbirimize bok atmayı da, ya harekete geçelim ya da susmaya devam edelim. ben facebook profil fotomu da tivitır profil fotomu da siyah yaptım evet, sabahtan beri de oralardan tepkimi yazıyorum, rahatsız olan, canını sıkanların gönderilerini engellemekte özgürdür. "internetime dokunma" diye sokaklara döküldüysek, insan hayatı söz konusu olduğunda susacak değiliz. kimse kimseye bilip bilmeden bok atmasın. kim nasıl istiyorsa öyle koyar tepkisini, bırakın artık birbirinizle didişmeyi yeter sıktınız.

asmak kesmek kelle uçurmak, katliam istemek gibi fevri tepkiler, atam neredesin diye biçare konuşmalar olabileceği gibi; klavye delikanlılığına tepki ve şehitlere bir nevi saygı duruşu olarak bir saat klavye bırakma eylemi olarak da gerçekleştirilebilen eylemdir. tabii bazen akıl tutulması yaşanır ve bazı eylemlerin sebebi algılanamayabilir, o ayrı.

(bkz: sınır ötesi harekat değil katliam istiyoruz)

sadece facebook'tan değil twitter'dan yapılanı da mevcuttur. tvit atmama eylemi falan yapmaya kalkışıyorlar. çok büyük bir şeymiş gibi. çünkü tvit atmayınca hükümet "aa tepki gösteriyorlar bak" diyecek değil mi? klavye başında yapın anca eyleminizi zaten. kıçınızı kaldırın alın bayrağınızı elinize sokağa çıkın. hayat twitter'da yaşanmıyor.

gerçekten beyin bedava ya. yazık.

teknoloji ve yenilik kavramları ile arasında mesafe olan milletimizin, kolaycılıktan olsa gerek pek severek yaptığı tepki verme işi. konunun çok önemi yok, hafızalarda yer de etmiyor.