evlenmek

yuva kurmak adlandırılan hayatı geçirmeyi umduğun kişi ile hayat birleştirme işi

(bkz: game over)

boşanmanın en geçerli sebebi.

bu sıralar etrafımdaki çoğu çiftin kalkıştığı durum.ben de yok düğüne kıyafetim yetişecek mi, yok ne taksam, yok o hafta planlarımı iptal etmeliyim derdine düşeyim. hayır yani eve dönüp yalnız uyuyacak olan da benim, işin acı tarafı bu.[ybkz]swh[/ybkz]

evlenen şahsınız haricinde birisiyse kılık kıyafeti gelin-güveyden daha çok dert edeceğiniz,yaşınız da geldiyse herkesin size birşey ima edermiş gibi baktığını sandığınız,gelinin makyajına,saçına bi dünya çemkireceğiniz merasimdir...

düzenli hayata atılan ilk adımdır.

çok para gerektiren resmi sevişme izni.

içinde bulunduğunuz aileden koparak, başka bir aile de kurucu üye olarak görev alma işi.
(bkz: aile değiştirmek)

etrafımdaki fenerlilerin "inşallah fenerli biriyle evlenirsin" şeklinde etmiş olduğu hatta işi abartıp cuma namazlarında anlaşmalı bir şekilde "toplu dua" olayına girmeleri ve onların bu dualarının kabul olmaması için beşiktaşlı dostlarım tarafından "allah besiktaskliyi fenerlilerden" korusun şeklinde karşılık bulmasından ötürü olsa gerek hâlâ [ybkz]swh[/ybkz] gerçekleştiremediğim eylem.

fenerliler, çekin beddualarınızı üzerim(iz)den. [ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz]

devlet ve/veya din adamı tasdikli ilişki biçimidir. ya da ev almak [ybkz]swh[/ybkz]

---------------alıntı---------------
gecenin 02.30 una kadar sizinle pankart hazırlamasına rağmen ertesi sabah 08.00 de kalkan. o sıkışıklıkta bile kahvaltıyı hazır eden. 11.40 ta ki nikahta en önde olan. 18.00 da ki nikahta sizinle birlikte kadıköy e gelen. oradan saat 20.00 da içerenköyde ki düğüne geçen. gece yarısına yakın bir saatte eve geldiğinde hala gözlerinin içi gülen.
---------------alıntı---------------
bir kadınla yaparsanız, hayatınızın en doğru tercihi olacak olan eylem.

(bkz: konuşkankartal)

dingoc gibi istisnai bir durum gerçekleştirip kendinize bir konuşkankartal bulamazsanız, benimki gibi hezimetle sonuçlanacak, bir kadınla eve çıkma durumu.

sonuç negatifse başınıza gelecekleri özetleyeyim;
tek başına yemek hazırlayıp yemek,
yemek yaparken ocak yakmak,
halılardaki lekeleri çıkartması için anneyi çağırmak,
gündüz vaktini uykuyla geçirenler için geceleyin bitmek bilmeyen ev temizlik maratonu,
tüm bunlardan daha önemlisi ise "neden" ile başlayan tüm sorularla bezenmiş sorgu safhasından geçmeden biranızı alıp koltuğa gömülürken televizyon kumandasının sizde olmasıdır.

çok çok iyi düşünmeden yapılmaması gereken hatta düşünülmüş olsa bile yapılmaması gereken eylem ama hepimiz yağacağız kaçış yok.

doğru insanla oldumu düzenli hayatın ilk adımıdır.

bir anda eş dost çevresinin değişmesi; misafirlik alışkanlıklarının güncellenmesi gibi durumları yaşatan medeni hal.

kaptan'ın eylül'de yapacağı eylem. mutluluklar dileriz.

Evlenenler tarafından tavsiye edilmeyen resmi uygulama.

alıntı--

Ben yoruldum, insanlar yorulmadı sormaktan. Neden evlenmiyor muşum?! Kocalar kapıda sıraya dizildi de biz mi seçemedik? Düzgün bir adam karşımıza çıktı da biz mi istemedik? Aşık olduk da bekarlık kurumunun bize ihtiyacı var diye biz mi kaçtık?
Herkes evlenmek zorunda sanki…

Sevip aşık olmadığın biriyle evlenmektense evlenme daha iyi…
Kısmet demekten dilim damağım kurudu. Olmayacak dualara amin demekten dudaklarım yoruldu. O yüzden evlenmedim.
Yukarı tükürsem ıssız adam, aşağı tükürsem dingil! Hangisiyle evlenelim?

Zaten evlenince de hayatımıza kuş mu konuyormuş sanki? Kamberliğin bana verdiği yetkiye dayanarak şunu söyleyebilirim ki, hazırlıkları da dahil olmak üzere total olarak kocaman bir fiyasko evlilik. Hangimiz gümüş makasa pul yapıştırıp kurdele sarmak istiyor? Nişan tepsisi almak için kaç saatinizi sokaklarda geçirmek istersiniz? O kadar dandirik ki her şey; buzdolabı seçmek bile problem. Bütün sülalenin parmağı her işinizin içinde maşallah! Gelinliğiniz hakkında bile her kafadan çıkan milyonlarca konuşma baloncuğu… Biri ak diyor öbürü kara! Aman da herkesin gönlü olsun derken, iki gönül bir olunca seyran olacak samanlık dar geliyor insana.

Düğün olayını hiç anlamış değilim keza. Neden bir adamla aynı evde yaşamaya başlıyorum diye Dayımla karşılıklı Ankara havası oynuyoruz ki? Üstelik üzerimde beyaz ve ters bir mantar kostümüyle! Bir de boyumdan büyük bir pastayı kılıçla kesiyoruz yanımdaki penguen kostümlü kocamla! Sebep?
Peki ya mutlu sondan sonra?
Bulaşığı, yalaşığı gırla evin içinde… Oje bile süremiyor insan. Sürsen bile yemek yaparken, bulaşık yıkarken bozuluyor zaten. Bütün gün işte çalış, aksam eve gel yemek yap, ortalığı toparla, bulaşıkları yıka… Aman tanrım yarın kaynanam geliyor sendromu da cabası…

Hepi topu bir Pazar günümüz var o da ütüye kurban gidiyor. Bir de evin içinde dolaşan erkeksinin kılı tüyü pisliği… Sinirleri kulak memesi kıvamında cılklaşan kadın çemkirmeye başlıyor. Ardından kavgalar gürültüler ve ta tam! Hadi bakalım ben annemin evine gidiyorum Hüseyin!
Ondan sonra adliyenin önü boşanma kuyruğu…

İşte bu yüzden evlenmiyorum teyzelerim amcalarım. Henüz bu yaşanacak, anlat anlat bitmeyecek sıkıntıları bana pembe gösterecek biriyle tanışmadım da ondan evlenmiyorum. Sırf sarılıp uyumak için bu kadar yükü taşıyabileceğimi düşündürmedi kimse de o yüzden hala yalnız yaşıyorum.
Bir gün biri gelir, al bu da senin aptal cesaretin hadi evlenelim der ve beni ikna edebilecek kadar aşık ederse, ben de evlenirim belki. İşte o zaman gelini öpebilirsiniz.

Ama şimdilik ojelerim bozulmasın diye evlenmiyorum.

alıntı--