küçüklüğünde çok büyük astım sıkıntıları çekmiş yürekli adam.
ernesto che guevara
alıntı--
Samano’nun Gözleri
Almanya’nın Kassel kentinde Server Tanilli’nin vermiş olduğu öğüdü anımsıyorum: “Tarihin bir fo toğraf makinesi vardır. Dünyaya gelen her insanın fotoğrafını çeker o makineyle… Ama yalnızca bir kere!.. Ve insanlar o fotoğraf ile anılırlar yarınlarda. Tarih, bir gün senin de fotoğrafını çekecek Sunay. Dikkatli ol da, sakın o fotoğrafta gözlerin kapalı çıkma!..”
Hocamın öğüdünü Fortino Samano’nun fotoğrafıyla birlikte tutmak, istiyorum. 1916’da, Meksika devrimi sırasında, Agustin Vıctor Casasola tarafından çekilen fotoğrafta gülüyor Samano… Federal ordunun askerleri tetiğe basmadan az önce deklanşöre basıyor Casasola… Elindeki elbette fotoğraf makinesidir tarihin! Kendisini kurşuna dizmeye hazırlanan askerlere gülüyor devrimci. Silah sesleri duyulacak birazdan…
Ve şapkasıyla, purosuyla yere yıkılacak Fortino Samano. Askerler, kanlar içindeki beyaz gömleğiyle yerde cansız yatan devrimciyi tekmeleyecekler, üstüne tükürecekler… Ama çok geçtir artık. Tarihin fotoğraf makinesinin çektiği poz, özgürlüğe, barışa ve eşitliğe inanan insanların eline ulaşacaktır. Sömürüye karşı olan devrimciler yanlarında taşıyacaklardır Fortino Samano’nun fotoğrafını… Gözleri açık, gülümseyen fotoğrafını!.
Che’nin Elindeki Puro
Avukat Ricardo Rojo şunları söyler Ernesto Guevara’ya:
“Neden Venezuela’ya, sadece para kazanmaya yarayan o ülkeye gidiyorsun? Benimle Guatemala’ya gel, gerçek bir toplumsal devrim yaşanıyor orada.”
24 Aralık 1953’te, Ernesto Guevara’nın Guatemala’ya varışı “Che’nin doğuşudur. Arjantinliler ko nuşmalarının sonun da “Che” sözcüğünü kullandıklarından Orta Amerikalılar, Arjantin’den gelenlere bu adı verirler. Bolivya’nın Santa Cruz bölgesinde, 8 Ekim 1967’de, Bolivyalı askerler tarafından yaralı olarak yakalanan Che, Higueras köyündeki bir okula getirilir ve konuşması için işkence yapılır. Ertesi gün, öğleye doğru kalbinden kurşunlanan Che’nin cansız bedeni bir helikoptere bağlanarak getirildiği Vallegrande kasabasında sergilenir.
Che’nin kardeşi cesedi tanımak için Bolivya’ya geldiğinde kendisine cesedin yakıIdığı ve küllerinin savrulduğu söylenir. 30 yıl sonra bulunur Che’nin kemikleri… Mezarının Küba’ya taşınışı malzeme olur medyaya. Kapitalistler, para kazanmak için yakışıklı yüzünü, satabilecekleri eşyalara basarlar. Düşüncelerinden, yapmış olduğu devrimci hamlelerden ise söz edilmez. Satranç oynayan bir Che fotoğrafı rahatsız eder kapitalistleri. Oyun devam etmektedir çünkü…
Yolsuzluk dosyaları, işkenceler ve çetelerin ortaya çıkışıyla birer birer kaybedilir taşlar. Ama ayak diremekteler hâlâ..
Nasıl mı?..
Ataol Behramoğlu’nun dizelerinden öğreniyoruz:
Elinde ne piyon kaldı, ne vezir, ne kale
Düştü birbiri ardına atlar, filler
Ama şah hâlâ ayak diremekte
Yeni taşlar bulundu çünkü: Köpekler…
Fotoğrafa dikkatli bakın; Che’nin elinde luttuğunun Samano’nun ağzındaki puro olduğunu
alıntı--
[ybkz]swh[/ybkz]
fotoğraflar:
http://buyukakin.files.wordpress.com/2011/09/s-nun-gozleri.jpg
http://buyukakin.files.wordpress.com/2011/09/che-puro.jpg
Samano’nun Gözleri
Almanya’nın Kassel kentinde Server Tanilli’nin vermiş olduğu öğüdü anımsıyorum: “Tarihin bir fo toğraf makinesi vardır. Dünyaya gelen her insanın fotoğrafını çeker o makineyle… Ama yalnızca bir kere!.. Ve insanlar o fotoğraf ile anılırlar yarınlarda. Tarih, bir gün senin de fotoğrafını çekecek Sunay. Dikkatli ol da, sakın o fotoğrafta gözlerin kapalı çıkma!..”
Hocamın öğüdünü Fortino Samano’nun fotoğrafıyla birlikte tutmak, istiyorum. 1916’da, Meksika devrimi sırasında, Agustin Vıctor Casasola tarafından çekilen fotoğrafta gülüyor Samano… Federal ordunun askerleri tetiğe basmadan az önce deklanşöre basıyor Casasola… Elindeki elbette fotoğraf makinesidir tarihin! Kendisini kurşuna dizmeye hazırlanan askerlere gülüyor devrimci. Silah sesleri duyulacak birazdan…
Ve şapkasıyla, purosuyla yere yıkılacak Fortino Samano. Askerler, kanlar içindeki beyaz gömleğiyle yerde cansız yatan devrimciyi tekmeleyecekler, üstüne tükürecekler… Ama çok geçtir artık. Tarihin fotoğraf makinesinin çektiği poz, özgürlüğe, barışa ve eşitliğe inanan insanların eline ulaşacaktır. Sömürüye karşı olan devrimciler yanlarında taşıyacaklardır Fortino Samano’nun fotoğrafını… Gözleri açık, gülümseyen fotoğrafını!.
Che’nin Elindeki Puro
Avukat Ricardo Rojo şunları söyler Ernesto Guevara’ya:
“Neden Venezuela’ya, sadece para kazanmaya yarayan o ülkeye gidiyorsun? Benimle Guatemala’ya gel, gerçek bir toplumsal devrim yaşanıyor orada.”
24 Aralık 1953’te, Ernesto Guevara’nın Guatemala’ya varışı “Che’nin doğuşudur. Arjantinliler ko nuşmalarının sonun da “Che” sözcüğünü kullandıklarından Orta Amerikalılar, Arjantin’den gelenlere bu adı verirler. Bolivya’nın Santa Cruz bölgesinde, 8 Ekim 1967’de, Bolivyalı askerler tarafından yaralı olarak yakalanan Che, Higueras köyündeki bir okula getirilir ve konuşması için işkence yapılır. Ertesi gün, öğleye doğru kalbinden kurşunlanan Che’nin cansız bedeni bir helikoptere bağlanarak getirildiği Vallegrande kasabasında sergilenir.
Che’nin kardeşi cesedi tanımak için Bolivya’ya geldiğinde kendisine cesedin yakıIdığı ve küllerinin savrulduğu söylenir. 30 yıl sonra bulunur Che’nin kemikleri… Mezarının Küba’ya taşınışı malzeme olur medyaya. Kapitalistler, para kazanmak için yakışıklı yüzünü, satabilecekleri eşyalara basarlar. Düşüncelerinden, yapmış olduğu devrimci hamlelerden ise söz edilmez. Satranç oynayan bir Che fotoğrafı rahatsız eder kapitalistleri. Oyun devam etmektedir çünkü…
Yolsuzluk dosyaları, işkenceler ve çetelerin ortaya çıkışıyla birer birer kaybedilir taşlar. Ama ayak diremekteler hâlâ..
Nasıl mı?..
Ataol Behramoğlu’nun dizelerinden öğreniyoruz:
Elinde ne piyon kaldı, ne vezir, ne kale
Düştü birbiri ardına atlar, filler
Ama şah hâlâ ayak diremekte
Yeni taşlar bulundu çünkü: Köpekler…
Fotoğrafa dikkatli bakın; Che’nin elinde luttuğunun Samano’nun ağzındaki puro olduğunu
alıntı--
[ybkz]swh[/ybkz]
fotoğraflar:
http://buyukakin.files.wordpress.com/2011/09/s-nun-gozleri.jpg
http://buyukakin.files.wordpress.com/2011/09/che-puro.jpg
şu an kolumda "savaşan kaybedebilir;şavaşmayan çoktan kaybetmişdir"sözünün dövmesi bulunan devrimci lider..
aynı gün doğduğum devrimci kişilik.
kendine, ailesine ve çevresine hiçbir katkısı bulunmayan asosyal bir emoyken, kızların sağcılardan çok solcu gençlere baktığını öğrenmesiyle devrimcilik oynamaya başlayan, kozasını yırttıktan ve kekelemeden konuşmayı öğrendikten sonra da bu karı kız ortamında prim yapan hitler, nihal atsız ve yunus günce sempatizanı poster devrimcisi.
Kendine atatürkü örnek alan devrimci.
mevkisi kaleci aile arasındaki lakabı tete olan yalnız ve güzel devrimci.
kaleciliğine sebep astım hastalığıdır.
kaleciliğine sebep astım hastalığıdır.
marx'ın tüm öğretilerini dikkatle okuyup bir noktasını kaçırmış olan devrim savaşçısıdır.
şöyle ki;
marx sosyalizmin hiçbir zaman küt diye indirilebileceğini,savaşla kazanılabileceğini savunmamıştır. ona göre hegelden alıp geliştirdiği diyalektik - çatışma yaklaşımı sosyalizmi getirebilecek mutlak yöntemdir.yöntem o an var olan sistem ile alternatif sistemin güçleri eşitlendiğinde bir çatışmaya başlayacağı ve sonunda ortak bir yeni düşünce ortaya çıkacağını savunur. 'sönümlenme' terimi ile ifade ettiği kapitalizm'e karşıtlık duygusu ve bilincin ilerlemesi ile ortaya çıkacak olan yeni düşüncenin doğuşu ile birlikte gelişmenin mümkün olduğunu açıklamıştır.
che abimiz ne yapmış?
kendi canını hiçe sayarak bu uğurda mücadele vermiş,taraf toplamaya çalışmış ve marxın çatışmacı yaklaşımının gerektirdiği alternatifi oluşturmaya çalışmış,yanlız alternatif sistem o anki topluma birkaç gömlek üstün gelmiş...tıplı badana fırçası ile resim yapmak gibi. bir uyumsuzluk doğmuş yani kısaca...
dolayısı ile savaşmak ve sonunda onurlu bir adam olarak ölmek zorunda kalmıştır.
şöyle ki;
marx sosyalizmin hiçbir zaman küt diye indirilebileceğini,savaşla kazanılabileceğini savunmamıştır. ona göre hegelden alıp geliştirdiği diyalektik - çatışma yaklaşımı sosyalizmi getirebilecek mutlak yöntemdir.yöntem o an var olan sistem ile alternatif sistemin güçleri eşitlendiğinde bir çatışmaya başlayacağı ve sonunda ortak bir yeni düşünce ortaya çıkacağını savunur. 'sönümlenme' terimi ile ifade ettiği kapitalizm'e karşıtlık duygusu ve bilincin ilerlemesi ile ortaya çıkacak olan yeni düşüncenin doğuşu ile birlikte gelişmenin mümkün olduğunu açıklamıştır.
che abimiz ne yapmış?
kendi canını hiçe sayarak bu uğurda mücadele vermiş,taraf toplamaya çalışmış ve marxın çatışmacı yaklaşımının gerektirdiği alternatifi oluşturmaya çalışmış,yanlız alternatif sistem o anki topluma birkaç gömlek üstün gelmiş...tıplı badana fırçası ile resim yapmak gibi. bir uyumsuzluk doğmuş yani kısaca...
dolayısı ile savaşmak ve sonunda onurlu bir adam olarak ölmek zorunda kalmıştır.
Kendisi Arjantinlidir. Küba devrimin yaratıcısı falan değildir, devrim olduktan sonra kübaya gitmiş ve Fidel Castronun kurduğu 26 temmuz hareketinin bir üyesi olmuştur.
Ayrıca şarkılarla türkülerle bir efsane olmuş nereli bile olduğunu bilmeyen, onun hakkında hiçbir şey okumayan insanların diline pelesenk olmuştur.
Atatürk ile kıyaslanması hakkında yorum yapmak bile abesle iştigaldir.
Ayrıca şarkılarla türkülerle bir efsane olmuş nereli bile olduğunu bilmeyen, onun hakkında hiçbir şey okumayan insanların diline pelesenk olmuştur.
Atatürk ile kıyaslanması hakkında yorum yapmak bile abesle iştigaldir.
yaşasaydı türk gençlerine; "beni değil atatürk'ü örnek alın" diyeceğini tahmin ettiğim insan
sırt çantasından nutuk çıkan devrimci.
arkasında küba gibi yıkılmaz bir kale bırakan dünyanın gelmiş geçmiş en büyük lideridir. evet en büyüktür. atatürk'ten bile büyük bir liderdir. çünkü atatürk'ün geride bıraktığı türkiye temellerinden çatır çatır çatırdamaktadır; ernesto'nun geride bıraktığı küba ise dünyadaki hakim sisteme, kapitalizme, emperyalizme karşı dimdik durmaktadır.
ölüm yıldönümü nedeniyle twitter'da tt olan, neden tt olduğunu bilmeyen insanların hakkında iyi ya da kötü salladıkları devrimci. ideolojisini paylaşır ya da paylaşmazsınız, mühim değil, ama tarih için önemli bir şahsiyet olduğu kesin. sırf moda diye insanların tanımadan bahsetmeleri beni gerçekten çileden çıkarıyor. hele de atatürk'le aynı kefeye konması. yahu bu iki insan farklı şeyleri savunuyordu! haberiniz var mı?! biraz okuyun be. okumuyorsanız da yazmayın, komik oluyorsunuz.
(i: söylemeden geçemedim, bugünü che'nin doğumgünü sanan bile var. öldüm gülmekten.)
(i: söylemeden geçemedim, bugünü che'nin doğumgünü sanan bile var. öldüm gülmekten.)
asıl mesleği doktorluk olan, motorsikletiyle pek çok ülke gezen ve burdaki hayat koşullarını görerek kendini devrime adayan, mücadele ettiği ülkelerden hiç biri kendi ülkesi olmamasına rağmen oradaki insanların mutluluğu için hayatını ortaya koyan büyük devrimci.
herkesin kendini düşündüğü bu bencil dünyamızda tüm insanlık uğruna tüm hayatını feda eden devrimci liderdir.ayrıca liderliğin tüm vasıflarını taşır.
aynı dönemde genç olamamaktan utanç duyduğun ikinci liderdir.
ilki tabi ki mustafa kemal atatürk'tür.onunla 10 dakika bile silah arkadaşı olmak için tüm hayatımı verirdim.atam affet bizi nelere müsade ediyoruz!
ilki tabi ki mustafa kemal atatürk'tür.onunla 10 dakika bile silah arkadaşı olmak için tüm hayatımı verirdim.atam affet bizi nelere müsade ediyoruz!
arkadaşlarıyla beraber latin amerikada cüzzamlı hastlar için çalışma yapmış,parası bitince annesine mektup yazarak döneceğini bildirmiştir.dönüş yolunda bir liman kentindeyken büyük para ödüllü bir futbol turnuvasına katılırlar arkadaşıyla.che kaleci,arkadaşı alberto ise forvet olur.1-0 öndeyken bir penatı verilir che'nin aleyhine.kurtarır penaltıyı ve kendini devrimle tanıştıracak olan o güzel insanlarla tanıştıracak yerde kalır.dönmez geriye.[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz]
ya o penaltı gol olsaydı...
ya o penaltı gol olsaydı...
sunay akının hakkında enfes bir şiir yazdığı, lider tanımına eksiksiz bir şekilde uyan ender insanlardan birisi.
Dünya böylesine güzel olur muydu yine
Diplomasını çerçeveleyip
Para kazanma derdine düşseydi Dr. Che
Yüreğini dağlara asmak yerine. [ybkz]swh[/ybkz] [ybkz]swh[/ybkz]
Dünya böylesine güzel olur muydu yine
Diplomasını çerçeveleyip
Para kazanma derdine düşseydi Dr. Che
Yüreğini dağlara asmak yerine. [ybkz]swh[/ybkz] [ybkz]swh[/ybkz]
nihat doğan'dan sonra adını zikredemediğim devrimci.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?