doğan tılıç

artin
birgün gazetesinde köşe yazarı.

1960 yılında Niksar'da doğdu. 12 Eylül'le birlikte ODTÜ Sosyoloji Bölümü'ndeki eğitimine zorunlu bir ara verdi. 1984 yılında üniversiteye döndü ve mezun oldu. 1997'de verdiği tezle doktor unvanı aldı. Gazeteciliğe 1987 yılında 2000'e Doğru dergisinde başladı. 1990 yılında Demokrat dergisini çıkaranlar arasında yer aldı derginin Ankara temsilciliğini yaptı. 1988 yılında Alman Radyosu ARD için, bir yıl sonra da halen Türkiye temsilciliğini sürdürdüğü İspanya Uluslararası Haber Ajansı AGANCIA EFE için çalışmaya başladı. Çalıştığı kurumlar için defalarca Afganistan'daki çatışmaları izledi. Körfez Savaşı sırasında Irak ve Suudi Arabistan'dan haberler geçti. 1992 yılı boyunca Yugoslavya'nın parçalanma sürecine tanıklık etti. Azeri-Ermeni çatışmalarını izlemek üzere Azerbaycan ve Karabağ'da bulundu. BBC Dünya Servisi'ne Türkiye'den haberler geçti. 1995-96 yıllarında Siyah-Beyaz gazetesinde "Dünya ve Politika" adlı köşesinde düzenli olarak dış politika yazıları yazdı. Mürekkep dergisinin yayın kurulunda yer aldı. 1996 yılında, 25 ülkeden 2500 gazeteciyi bünyesinde toplayan Avrupa Gazeteciler Birliği (AEJ) Uluslararası Yürütme Kurulu üyeliğine seçildi. Halen AEJ Yürütme Kurulu üyeliği yanınıda AEJ Basın Özgürlüğü İzleme Komitesi başkanlığını da yapıyor. İngilizce, Almanca ve İspanyolca olarak da baskıya hazırlanan Utanıyorum ama Gazeteciyim, Tılıç'ın ilk kitabı. Kitap, Yunanistan'ın önde gelen yayınevlerinden Livanis tarafından da basılıyor.
artin
4 şubat 2016 tarihli birgün gazetesinde "amedspor" başlıklı köşe yazısı yayınlanan gazateci
alıntı--


Futbolun asla sadece futbol olmadığını en çarpıcı biçimiyle Yugoslavya öğretti bana; şimdi yerinde yeller esen, bölündüğü yetmezmiş gibi daha da bölünme sinyallerini veren o güzelim eski ülke.

Alkol ve ölüm kokan marşlarıyla İngiliz ve İtalyan holiganlarını taklit eden Yugoslavya holiganlarının, parçalanma sürecinde nasıl birer “hızlı vatansever”e dönüştü(rüldü)klerine bizzat tanık oldum. Sırbistan’da Kızıl Yıldız ve Partizan, Hırvatistan’da Dinamo Zagrep ve Hajduk Split taraftarları milliyetçilik konusunda birbirleriyle yarışıyor, stadyumları şoven marşlar ve sloganlarla inletiyorlardı. Böylece keskinleşen taraftarlar, zamanla, parçalanan Yugoslavya’nın farklı cephelerinde birbirlerine ve masum sivillere vahşice saldıran zalim “bölücüler” oldular.

En kanlı Sırp katliamlarının sorumlusu paramiliter “Kaplanlar”ın komutanı Arkan, “Hemen o maçtan sonra örgütlenmeye başladık. Zagrep’teki o maçta savaşın yaklaşmakta olduğunu gördüm. … Baştan itibaren disiplin üzerinde durdum. Futbol taraftarlarının nasıl olduğunu bilirsiniz. Gürültücü, içkici ve dağınıktırlar. Bunlara son verdim. Saçlarını kestirdim, düzenli tıraş olmalarını sağladım ve içkiyi bıraktırdım” diyerek, 13 Mayıs 1990 tarihli Dinamo Zagrep-Kızıl Yıldız maçı sonrası Kızıl Yıldız taraftarlarını gerçek savaşa hazırlamaya karar verdiğini anlatır.

Türkiye Yugoslavya değil. Tribünlerden kaderimizi belirleyen paramiliter gruplar çıkmayabilir. Ancak, bu ülkenin ruhen bölünmesinde “tribün vatanseverleri”nin önemli bir payı olacak/oluyor.

alıntı--


yazının tamamı için :

http://www.birgun.net/haber-detay/amedspor-102734.html

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol