"guldenburgların mirası" adıyla 1980'lerin ikinci yarısına denk gelen bir dönemde trt'den takip edilen dizi. bu sayede almanya'nın en ünlü bira üreticilerinden olan soylu guldenburg ailesinin içinde yaşanılan mal mülk kavgaları türkiye'de renkli televizyon sahibi olan orta/üst sınıf ailelerin derdi olmuştur. ticari rakipleri balbeck ailesi ile kız alıp-verirler. ailenin büyük oğlu thomas guldenburg çapkın ve kumarbazdır. kırmızı bir de spor arabası vardır.
çok ağır bir ekonomik buhrandan geçtikleri dönemde ailenin en yaşlı kadın üyesi christine von guldenburg, arkadaşıyla bir mekânda bira içmek için otururken, yanlarına gelen garsonun saydığı bira çeşitleri arasında "guldenburg"un yer almaması kendisini hayli sarsar. hatta "bir guldenburg lütfen" dediğinde aynı garson "üzgünüm efendim guldenburg yok maalesef" dediğinde daha bir kötü olur zarif christine.
ben de benzer bir duyugu tgrt'de yayınlanan "kalbimi kıra kıra" isimli dizide muazzez ersoy'un peruk taktığını görünce yaşamıştım. ne demek olduğunu çok iyi bilirim yani.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?