"iki çay söylemiştik orda biri açık
keşke yalnız bunun için sevseydim seni"
diyen şair. bu iki cümleyi aldım önce kendime. şiirlerine ayrı ölürüm aşklarına ayrı elma'sına çok ayrı. iyi ki yazmış.
cemal süreya
"önce sevdiğiniz terk eder sizi, ardından uykunuz.sonra ne sevdiğiniz geri gelir ne de uykunuz."
asafla otursalar batak masasına "aşk" gel derdi yerdeki koz yerine.
"dün görüşemedik iki yüzyıl gibi geldi bana ve üç yüzyıllık göresim geldi" diyen insan.
"sonra gülüşün geldi aklıma ve içimden dedim ki; yine gelsen yine severim seni."
'ilk kez gibi buluştunuz mu son kez gibi seviştiniz mi' diye soran şair.
kısa bir şiiri vardır, keza adı da kısadır. şiiri de şöyledir;
"hayat kısa
kuşlar uçuyor"
anlayacağın şiirin teması da mesajı da kısadır...
"hayat kısa
kuşlar uçuyor"
anlayacağın şiirin teması da mesajı da kısadır...
kelimeleri ahenkle seçebilen güzel insan.
ölümünün 24. yılı. ruhu şad olsun.
''Şimdi sen kalkıp gidiyorsun. Git.
Gözlerin durur mu onlar da gidiyorlar. Gitsinler.
Oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin ''
ışıklar içinde uyusun.
Gözlerin durur mu onlar da gidiyorlar. Gitsinler.
Oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin ''
ışıklar içinde uyusun.
sizin hiç babanız öldü mü?
sizin hiç babanız öldü mü?
benim bir kere öldü kör oldum
yıkadılar aldılar götürdüler
babamdan ummazdım bunu kör oldum
siz hiç hamama gittiniz mi?
ben gittim lambanın biri söndü
gözümün biri söndü kör oldum
tepede bir gökyüzü vardı yuvarlak
şöylelemesine maviydi kör oldum
taşlara gelince hamam taşlarına
taşlar pırıl pırıldı ayna gibiydi
taşlarda yüzümün yarısını gördüm
bir şey gibiydi bir şey gibi kötü
yüzümden ummazdım bunu kör oldum
siz hiç sabunluyken ağladınız mı?
sizin hiç babanız öldü mü?
benim bir kere öldü kör oldum
yıkadılar aldılar götürdüler
babamdan ummazdım bunu kör oldum
siz hiç hamama gittiniz mi?
ben gittim lambanın biri söndü
gözümün biri söndü kör oldum
tepede bir gökyüzü vardı yuvarlak
şöylelemesine maviydi kör oldum
taşlara gelince hamam taşlarına
taşlar pırıl pırıldı ayna gibiydi
taşlarda yüzümün yarısını gördüm
bir şey gibiydi bir şey gibi kötü
yüzümden ummazdım bunu kör oldum
siz hiç sabunluyken ağladınız mı?
şu şiir ile turgut özal'ı intihara davet etmiş olan şairdir. turgut bey elbette icabet etmedi.
ülkemizi sizden,
sizi de kendi özel sıkıntılarınızdan
kurtarmak için
arkadaşım muzaffer buyrukçu'yla
bir önerimiz var:
intihar etmelisiniz!
ben ve buyrukçu bu konuda
dostça omuz veriyoruz size.
gelin, halkın önünde,
üçümüz birlikte intihar edelim.
yer: kadıköy eski iskelesinin önü,
günü ve saati siz saptayın.
ülkemiz sizden kurtulsun,
biz de bir işe yaramış olalım.
ülkemizi sizden,
sizi de kendi özel sıkıntılarınızdan
kurtarmak için
arkadaşım muzaffer buyrukçu'yla
bir önerimiz var:
intihar etmelisiniz!
ben ve buyrukçu bu konuda
dostça omuz veriyoruz size.
gelin, halkın önünde,
üçümüz birlikte intihar edelim.
yer: kadıköy eski iskelesinin önü,
günü ve saati siz saptayın.
ülkemiz sizden kurtulsun,
biz de bir işe yaramış olalım.
alıntı--
Şimdi sen çırılçıplak elma yiyorsun
Elma da elma ha Allahlık
Bir yarısı kırmızı bir yarısı yine kırmızı
Kuşlar uçuyor üstünde
Gökyüzü var üstünde
Hatırlanacak olursa tam üç gün önce soyunmuştun
Bir duvarın üstünde
Bir yandan elma yiyorsun kırmızı
Bir yandan sevgililerini sebil ediyorsun sıcak
İstanbul'da bir duvar
Ben de çıplağım ama elma yemiyorum
Benim öyle elmalara karnım tok
Ben böyle elmaları çok gördüm ohooo
Kuşlar uçuyor üstümde bunlar senin elmanın kuşları
Gökyüzü var üstümde bu senin elmandaki gökyüzü
Hatırlanacak olursa seninle beraber soyunmuştum
Bir kilisenin üstünde
Bir yandan çan çalıyorum büyük yaşamaklara
Bir yandan yoldan insanlar geçiyor çoğul olarak
Duvarda bir kilise
İstanbul'da bir duvar duvarda bir kilise
Sen çırılçıplak elma yiyorsun
Denizin ortasına kadar elma yiyorsun
Yüreğimin ortasına kadar elma yiyorsun
Bir yanda esaslı kederler içinde gençliğimiz
Bir yanda Sirkeci'nin tiren dolu kadınları
Adettir sadece ağızlarını öptürürler
Ayaküstü işlerini görmek yerine
Adımın bir harfini atıyorum
alıntı--
[ybkz]swh[/ybkz]
Şimdi sen çırılçıplak elma yiyorsun
Elma da elma ha Allahlık
Bir yarısı kırmızı bir yarısı yine kırmızı
Kuşlar uçuyor üstünde
Gökyüzü var üstünde
Hatırlanacak olursa tam üç gün önce soyunmuştun
Bir duvarın üstünde
Bir yandan elma yiyorsun kırmızı
Bir yandan sevgililerini sebil ediyorsun sıcak
İstanbul'da bir duvar
Ben de çıplağım ama elma yemiyorum
Benim öyle elmalara karnım tok
Ben böyle elmaları çok gördüm ohooo
Kuşlar uçuyor üstümde bunlar senin elmanın kuşları
Gökyüzü var üstümde bu senin elmandaki gökyüzü
Hatırlanacak olursa seninle beraber soyunmuştum
Bir kilisenin üstünde
Bir yandan çan çalıyorum büyük yaşamaklara
Bir yandan yoldan insanlar geçiyor çoğul olarak
Duvarda bir kilise
İstanbul'da bir duvar duvarda bir kilise
Sen çırılçıplak elma yiyorsun
Denizin ortasına kadar elma yiyorsun
Yüreğimin ortasına kadar elma yiyorsun
Bir yanda esaslı kederler içinde gençliğimiz
Bir yanda Sirkeci'nin tiren dolu kadınları
Adettir sadece ağızlarını öptürürler
Ayaküstü işlerini görmek yerine
Adımın bir harfini atıyorum
alıntı--
[ybkz]swh[/ybkz]
Biliyorum sana giden yollar kapalı
Üstelik sen de hiç bir zaman sevmedin beni
Ne kadar yakından ve arada uçurum;
İnsanlar, evler, aramızda duvarlar gibi
Uyandım uyandım, hep seni düşündüm
Yalnız seni, yalnız senin gözlerini
Sen Bayan Nihayet, sen ölümüm kalımım
Ben artık adam olmam bu derde düşeli
Şimdilerde bir köpek gibi koşuyorum ordan oraya
Yoksa gururlu bir kişiyim aslında, inan ki
Anımsamıyorum yarı dolu bir bardaktan su içtiğimi
Ve içim götürmez kenarından kesilmiş ekmeği
Kaç kez sana uzaktan baktım 5.45 vapurunda;
Hangi şarkıyı duysam, bizimçin söylenmiş sanki
Tek yanlı aşk kişiyi nasıl aptallaştırıyor
Nasıl unutmuşum senin bir başkasını sevdiğini
Çocukça ve seni üzen girişimlerim oldu;
Bağışla bir daha tekrarlanmaz hiçbiri
Rastlaşmamak için elimden geleni yaparım
Bu böyle pek de kolay değil gerçi...
Alışırım seni yalnız düşlerde okşamaya;
Bunun verdiği mutluluk da az değil ki
Çıkar giderim bu kentten daha olmazsa,
Sensizliğin bir adı olur, bir anlamı olur belki
İnan belli etmem, seni hiç rahatsız etmem,
Son isteğimi de söyleyebilirim şimdi:
Bir geceyarısı yazıyorum bu mektubu
Yalvarırım onu okuma çarşamba günleri
Üstelik sen de hiç bir zaman sevmedin beni
Ne kadar yakından ve arada uçurum;
İnsanlar, evler, aramızda duvarlar gibi
Uyandım uyandım, hep seni düşündüm
Yalnız seni, yalnız senin gözlerini
Sen Bayan Nihayet, sen ölümüm kalımım
Ben artık adam olmam bu derde düşeli
Şimdilerde bir köpek gibi koşuyorum ordan oraya
Yoksa gururlu bir kişiyim aslında, inan ki
Anımsamıyorum yarı dolu bir bardaktan su içtiğimi
Ve içim götürmez kenarından kesilmiş ekmeği
Kaç kez sana uzaktan baktım 5.45 vapurunda;
Hangi şarkıyı duysam, bizimçin söylenmiş sanki
Tek yanlı aşk kişiyi nasıl aptallaştırıyor
Nasıl unutmuşum senin bir başkasını sevdiğini
Çocukça ve seni üzen girişimlerim oldu;
Bağışla bir daha tekrarlanmaz hiçbiri
Rastlaşmamak için elimden geleni yaparım
Bu böyle pek de kolay değil gerçi...
Alışırım seni yalnız düşlerde okşamaya;
Bunun verdiği mutluluk da az değil ki
Çıkar giderim bu kentten daha olmazsa,
Sensizliğin bir adı olur, bir anlamı olur belki
İnan belli etmem, seni hiç rahatsız etmem,
Son isteğimi de söyleyebilirim şimdi:
Bir geceyarısı yazıyorum bu mektubu
Yalvarırım onu okuma çarşamba günleri
Soyadının bir harfini iddia sonucu atmış şair, ayrıca insana umut etmeyi öğreten yıllarca okusan da bıkılmayacak cinsten olan sevda sözleri vardır, okunasıdır.
biz şimdi alçak sesle konuşuyoruz ya
sessizce birleşip sessizce ayrılıyoruz ya
anamız çay demliyor ya güzel günlere
sevgilimizse çiçekler koyuyor ya bardağa
sabahları işimize gidiyoruz ya sessiz sedasız
bu, böyle gidecek demek değil bu işler
biz şimdi yan yana geliyoruz ve çoğalıyoruz
ama bir ağızdan tutturduğumuz gün hürlüğün havasını
işte o gün sizi tanrılar bile kurtaramaz.
sessizce birleşip sessizce ayrılıyoruz ya
anamız çay demliyor ya güzel günlere
sevgilimizse çiçekler koyuyor ya bardağa
sabahları işimize gidiyoruz ya sessiz sedasız
bu, böyle gidecek demek değil bu işler
biz şimdi yan yana geliyoruz ve çoğalıyoruz
ama bir ağızdan tutturduğumuz gün hürlüğün havasını
işte o gün sizi tanrılar bile kurtaramaz.
asıl adı cemalettin seber’dir. 1931 yılında erzincan’da doğdu. zaza alevi asıllıdır. 1938 dersim isyanı sonrasında ailesi bilecik’e sürgün edildi. cemal süreya bu sürgünü şu şiiriyle dile getirmiştir:
bizi kamyona doldurdular,
tüfekli iki erin nezaretinde,
sonra o iki erle yük vagonuna doldurdular,
günlerce yolculuktan sonra bir köye attılar,
tarih öncesi köpekler havlıyordu.
bizi kamyona doldurdular,
tüfekli iki erin nezaretinde,
sonra o iki erle yük vagonuna doldurdular,
günlerce yolculuktan sonra bir köye attılar,
tarih öncesi köpekler havlıyordu.
“Pencereniz kirliydi, gördüğünüz her insana çamur attınız.”
31 yıl önce hayatını kaybeden Türk şiirinin usta kalemi #CemalSüreya, “İkinci Yeni” şiirinin öncü şairlerinden biridir.
31 yıl önce hayatını kaybeden Türk şiirinin usta kalemi #CemalSüreya, “İkinci Yeni” şiirinin öncü şairlerinden biridir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?