yıldırım demirören hariç en çok utandığım yönetici.
candaş tolga ışık
napoli taraftarı için söylediği istanbul tehdidi boşa çıkmış yönetici polis`in iş bilmezliği nedeni ile bir kısmı şirinevlerde polis ,özelgüvenlik ,mahalle sakini ve münferit taraftar koalisyonundan dayak yemesinin dışında yönetim hamlesi olmadı.
bu arada inkilap kitapevinden "portakal ağacı" isimli kitabı çıkan yönetici. sen böyle güzel işlerle uğraş dediğim insan.
bu arada inkilap kitapevinden "portakal ağacı" isimli kitabı çıkan yönetici. sen böyle güzel işlerle uğraş dediğim insan.
19 ekim 2016 napoli beşiktaş maçında taraftara yapılan zulme dikkat çeken "bu maçın bir de istanbul'u var" diyerek atarlanmış yönetici.
--alıntı--
Taraftarlar biraz fotoğraf çekmeyi ve eldeki telefonunu bırakıp maça konsantre olmalı.
--alıntı--
https://twitter.com/KartalSozluk/status/781029496069693442
Taraftarlar biraz fotoğraf çekmeyi ve eldeki telefonunu bırakıp maça konsantre olmalı.
--alıntı--
https://twitter.com/KartalSozluk/status/781029496069693442
lig radyo'da ilker duralı'ya, bir mekanda karşılaştığı aziz yıldırım'ın kendisine "hadi hayırlı olsun, Lucescu’ya anlaşmışınız; yılda da 4 milyon Euro verecekmişiniz" dediğini söylemiştir.
kusura bakmasın ama kolpacının önde gideni, bayrak sallayanıdır. insan, kendini böylesine rezil eder mi?
https://eksisozluk.com/entry/38915654
hem çok güldüm hem çok üzüldüm.
https://eksisozluk.com/entry/38915654
hem çok güldüm hem çok üzüldüm.
http://www.haberedikkat.com.tr/haber/cArsi-VICDANDIR-/158030
posta gazetesi köşe yazarı. kendisi biyologmuş. best fm ve alem fm'de program yapan ışık, daha sonra tv 8'de bunu konuşalım isimli program yapmaya başladı, geçen yıl kanaltürk'te program yapmaya başladı.
bugün çarşı ve 28 mayıs 2013 taksim gezi parkı direnişi'yle ilgili enteresan bir yazı yazmış.
çarşı nedir? kimdir? bu gruba kimler mensuptur? nasıl hareket eder? bu grubun organizasyon yapısı nedir? kim yönetir? artık bununla ilgili o kadar çok bilgi kirliliği var ki, bu yazı da farklı bir mevzudan girmiş olaya....
--spoiler--
"Çarşı, Gezi olayları sırasında Dolmabahçe'deki Başbakanlık ofisini basacaktı" diye bir efsane dolaşıyordu ortalıkta...
O olayın en yakın tanığı olarak anlatayım... Vaktiyle yazdım ama bir kez daha yazayım da herkes öğrensin kim nereyi, nasıl basıyormış!
Gezi olaylarının üçüncü ya da dördüncü günüydü... Gazetede çalışırken İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu aradı.
"Beşiktaş'ta bir grup, Gezi'ye destek eylemi yapıyor. Provokasyon ihtimali çok yüksek. "Gezi Parkı'na gidin" dedik. "Hayır biz burada kalacağız" diye ısrar ediyorlar. Sen bir gidip konuşsan da, orada durmasınlar... Yoksa tatsız işler olmasından endişe ediyoruz" dedi.
Atladım gittim. 3 bin kişilik grup Beşiktaş'ta eylem yapıyordu. "Niye burada duruyorsunuz?" diye sordum. "Polis, Gezi'ye çıkmamıza izin vermiyormuş" dediler. "Kim söyledi bunu size? Bu doğru değil, ben vali ile konuştum. Polis burada durmanızı istemiyor. Gezi'ye çıkabilirsiniz" dedim. Bu sırada Çarşı tişörtü giymiş bir kişiyle Beşiktaş formalı 2 kişi yanıma geldi. Belindeki bıçağı gösterip, düşük bir tondan "Uza buradan. Biz burada kalacağız" kabilinden bir şeyler söyledi. Oralı olmadım. Sadece "Bu insanlar burada kalmayacak. Siz meraklıysanız kalın" deyip uzaklaştım.
Beşiktaş'tan Gezi Parkı'na doğru yürürken gruptan öğrendim ki; Gezi eylemi için toplanan insanları birileri uzun süredir Dolmabahçe'deki Başbakanlık Ofisi'ne yönlendirmeye çalışıyormuş.
Sonuçta o gece birlikte Gezi'ye çıktık.
Fakat aklıma takılmıştı:
"Kimdi o Çarşı tişörtlü adam?"
10 yıldır Beşiktaş'ın her maçına giden, haftanın 4 gününü semtte geçiren ve Çarşı'daki birçok insanı tanıyan, tanımadıklarına ise sima olarak aşinalığı bulunan ben neden bu "Çarşılı" adamı ve arkadaşlarını o güne kadar hiç görmemiştim?
Sonrasında semtte sormadığım insan kalmadı. Ne tanıyan vardı ne de bilen... Daha da enteresanı bu "Çarşılı" olduğunu iddia eden bıçaklı şahıs veya yanındakiler o olaydan sonra Çarşı'nın organize ettiği hiçbir platformda da karşıma çıkmıyordu!
Neden mi?
Çünkü ne Beşiktaşlıydılar ne de Çarşı ile uzaktan yakından alakaları vardı.
Peki kimdiler?
Onu bilmem ama neden orada oldukları belliydi: Üzerlerindeki tişört ve formalarla o günlerde herkesin sempatisini kazanan Çarşı'ya ve Beşiktaşlılığı kullanarak kalabalığı provoke etmek!
Bu olayı hem polis müdürlerine hem de Çarşı'nın büyüklerine anlattım.
Hiç kimse merak etmesin:
Çarşı aralarına sızan provokatörler olduğunun farkında!
Onları ayıklamak için elinden geleni yapıyor, yapacak ve yapmalı...
Ancak lütfen siz de farkına varın artık: Üzerine her Çarşı tişörtü giyen 'Çarşılı' değil!
Hem de hiç değil!
--spoiler--
bugün çarşı ve 28 mayıs 2013 taksim gezi parkı direnişi'yle ilgili enteresan bir yazı yazmış.
çarşı nedir? kimdir? bu gruba kimler mensuptur? nasıl hareket eder? bu grubun organizasyon yapısı nedir? kim yönetir? artık bununla ilgili o kadar çok bilgi kirliliği var ki, bu yazı da farklı bir mevzudan girmiş olaya....
--spoiler--
"Çarşı, Gezi olayları sırasında Dolmabahçe'deki Başbakanlık ofisini basacaktı" diye bir efsane dolaşıyordu ortalıkta...
O olayın en yakın tanığı olarak anlatayım... Vaktiyle yazdım ama bir kez daha yazayım da herkes öğrensin kim nereyi, nasıl basıyormış!
Gezi olaylarının üçüncü ya da dördüncü günüydü... Gazetede çalışırken İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu aradı.
"Beşiktaş'ta bir grup, Gezi'ye destek eylemi yapıyor. Provokasyon ihtimali çok yüksek. "Gezi Parkı'na gidin" dedik. "Hayır biz burada kalacağız" diye ısrar ediyorlar. Sen bir gidip konuşsan da, orada durmasınlar... Yoksa tatsız işler olmasından endişe ediyoruz" dedi.
Atladım gittim. 3 bin kişilik grup Beşiktaş'ta eylem yapıyordu. "Niye burada duruyorsunuz?" diye sordum. "Polis, Gezi'ye çıkmamıza izin vermiyormuş" dediler. "Kim söyledi bunu size? Bu doğru değil, ben vali ile konuştum. Polis burada durmanızı istemiyor. Gezi'ye çıkabilirsiniz" dedim. Bu sırada Çarşı tişörtü giymiş bir kişiyle Beşiktaş formalı 2 kişi yanıma geldi. Belindeki bıçağı gösterip, düşük bir tondan "Uza buradan. Biz burada kalacağız" kabilinden bir şeyler söyledi. Oralı olmadım. Sadece "Bu insanlar burada kalmayacak. Siz meraklıysanız kalın" deyip uzaklaştım.
Beşiktaş'tan Gezi Parkı'na doğru yürürken gruptan öğrendim ki; Gezi eylemi için toplanan insanları birileri uzun süredir Dolmabahçe'deki Başbakanlık Ofisi'ne yönlendirmeye çalışıyormuş.
Sonuçta o gece birlikte Gezi'ye çıktık.
Fakat aklıma takılmıştı:
"Kimdi o Çarşı tişörtlü adam?"
10 yıldır Beşiktaş'ın her maçına giden, haftanın 4 gününü semtte geçiren ve Çarşı'daki birçok insanı tanıyan, tanımadıklarına ise sima olarak aşinalığı bulunan ben neden bu "Çarşılı" adamı ve arkadaşlarını o güne kadar hiç görmemiştim?
Sonrasında semtte sormadığım insan kalmadı. Ne tanıyan vardı ne de bilen... Daha da enteresanı bu "Çarşılı" olduğunu iddia eden bıçaklı şahıs veya yanındakiler o olaydan sonra Çarşı'nın organize ettiği hiçbir platformda da karşıma çıkmıyordu!
Neden mi?
Çünkü ne Beşiktaşlıydılar ne de Çarşı ile uzaktan yakından alakaları vardı.
Peki kimdiler?
Onu bilmem ama neden orada oldukları belliydi: Üzerlerindeki tişört ve formalarla o günlerde herkesin sempatisini kazanan Çarşı'ya ve Beşiktaşlılığı kullanarak kalabalığı provoke etmek!
Bu olayı hem polis müdürlerine hem de Çarşı'nın büyüklerine anlattım.
Hiç kimse merak etmesin:
Çarşı aralarına sızan provokatörler olduğunun farkında!
Onları ayıklamak için elinden geleni yapıyor, yapacak ve yapmalı...
Ancak lütfen siz de farkına varın artık: Üzerine her Çarşı tişörtü giyen 'Çarşılı' değil!
Hem de hiç değil!
--spoiler--
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?