biliç bişey demiyor, diyemiyor. sadece laf kalabalığı yapıyor. açık açık başarısızım kabul ama;
diyor ve başlıyor kendince minareye kılıf uydurmaya. kimse de sormuyor hacım;
neden derbi maçı kazanamadın?
neden geçen seneki takıma 11 oyuncu alınmasına rağmen bir arpa boyu yol alamadın?
neden buca gibi bir ekibe elendin ?
neden tüm sezon bu takımı almeida'ya mahkum ettin?
neden devre arasında danny ve jones gibi adamları kabul ettin?
neden fernandes artık işin ucu kaçırana kadar onu her maç çok kötü oynamasına rağmen uyarmadın?
neden bazı oyunculara hiç şans vermedin?
neden toraman ve sezer olayına müdahale olamadın?
neden muhammed'i galatasaray maçında 80.00 kişinin önüne attın ve sonrasında yüzüne bakmadın?
neden beşiktaş'ı 90. dakikada vakit geçirmeye itecek kadar küçülttün?
daha sorulacak çok soru var ama biliç'in ağzı iyi laf yapıyor, iyi kıvırıyor, şovunu iyi yapıyor. ama çok sıradan ve başarısız bir hoca, zaten bu söylemi ile kendiside bunu söylüyor. başaramadım diyor. ama bunun gereğini yapmıyor.
beşiktaş'ı üçüncü yapmaya gelmedim
bir slaven bilic beyanı.
basın mensuplarıyla yaptığı toplantıda sarf etmiş bu sözü. tamam eleştirelim falan da bu cümleyi ne açıdan eleştiriyoruz, ben onu anlayamadım. yani ne demeliydi alternatif olarak? mesela şu nasıl;
"benim amıma koysunlar ki, bu kadar iyi bir durumdaki takımın anasını siktim. oturmuş, şampiyon bir kadro vardı ve ben resmen sezon boyunca hiçbir beklentinin karşılığını veremedim. beşiktaş taraftarı da ne malmış amk. iki romantizm yaptık, hasta oldular bana. küpeli bir teknik adamın takımın başında olması takıma hava katar sanıyor demek ki dingiller. bu kadar anlıyorlar işte futboldan. başkanın da ayrıca aklını sikeyim, nasıl tuttu beni la?"
bilic totalde şunu diyor beyler, kimsenin zoruna gitmesin;
"beşiktaş, son 20 yıldır galatasaray ve fener'in gerisinde kalmış ve artık bu durum üzerine sinmiş olan bir takım. bunu bir senede değiştirmek gerçekten zor. sezon içinde kulübün herkesçe bilinen sıkıntılarının ötesinde bir de bu psikolojiyi ortadan kaldırmaya çalışmakla uğraştık. öyle ki, kimi zaman ben bile bu psikolojinin kurbanı olup hatalı kararlar verdim. bu seneden zaten bir sikim olamazdı. şahsen bu sezonu, bir sonraki sezonun güçlü görünüme sahip beşiktaş'ına zemin oluşturma sezonu olarak gördüm hep. takım iskeleti ve birlikte çalışma ortamının sağlıklı olması bu sezonun gizli hedefiydi, ki zaten tek hedefimizin bu olduğunu insanlara yüksek sesle söyleyemezdik. zira, sikerlerdi bizi.
şimdi sezon bitti, ben de oynadığım bu gizli kumarı kazandım. başkan bir şekilde tuttu beni takımda. işte şimdi biz, bu sezondan elde ettiğimiz kazanımların üstünde durup beşiktaş'ı ait olduğu yerlere nasıl taşıyabiliriz, bunun yollarına bakacağız. ben bunu başaracağımıza inanıyorum."
slaven bilic'i bu sezon eleştirmeyecektim zaten; sözümün arkasındayım hala. önümüzdeki sezon hala değişen bir şey göremezsem işte o zaman benim kafamda taşlar yer değiştirir ancak. ben bu takımın istikrar ile kabuğunu kırabileceğine inanıyorum, kim ne derse desin.
not: sırf güzel konuşuyor ya da ideolojisi hitap ediyor diye desteklendiğinin iddia edilmesini de artık kendi namıma hakaret addediyorum.
basın mensuplarıyla yaptığı toplantıda sarf etmiş bu sözü. tamam eleştirelim falan da bu cümleyi ne açıdan eleştiriyoruz, ben onu anlayamadım. yani ne demeliydi alternatif olarak? mesela şu nasıl;
"benim amıma koysunlar ki, bu kadar iyi bir durumdaki takımın anasını siktim. oturmuş, şampiyon bir kadro vardı ve ben resmen sezon boyunca hiçbir beklentinin karşılığını veremedim. beşiktaş taraftarı da ne malmış amk. iki romantizm yaptık, hasta oldular bana. küpeli bir teknik adamın takımın başında olması takıma hava katar sanıyor demek ki dingiller. bu kadar anlıyorlar işte futboldan. başkanın da ayrıca aklını sikeyim, nasıl tuttu beni la?"
bilic totalde şunu diyor beyler, kimsenin zoruna gitmesin;
"beşiktaş, son 20 yıldır galatasaray ve fener'in gerisinde kalmış ve artık bu durum üzerine sinmiş olan bir takım. bunu bir senede değiştirmek gerçekten zor. sezon içinde kulübün herkesçe bilinen sıkıntılarının ötesinde bir de bu psikolojiyi ortadan kaldırmaya çalışmakla uğraştık. öyle ki, kimi zaman ben bile bu psikolojinin kurbanı olup hatalı kararlar verdim. bu seneden zaten bir sikim olamazdı. şahsen bu sezonu, bir sonraki sezonun güçlü görünüme sahip beşiktaş'ına zemin oluşturma sezonu olarak gördüm hep. takım iskeleti ve birlikte çalışma ortamının sağlıklı olması bu sezonun gizli hedefiydi, ki zaten tek hedefimizin bu olduğunu insanlara yüksek sesle söyleyemezdik. zira, sikerlerdi bizi.
şimdi sezon bitti, ben de oynadığım bu gizli kumarı kazandım. başkan bir şekilde tuttu beni takımda. işte şimdi biz, bu sezondan elde ettiğimiz kazanımların üstünde durup beşiktaş'ı ait olduğu yerlere nasıl taşıyabiliriz, bunun yollarına bakacağız. ben bunu başaracağımıza inanıyorum."
slaven bilic'i bu sezon eleştirmeyecektim zaten; sözümün arkasındayım hala. önümüzdeki sezon hala değişen bir şey göremezsem işte o zaman benim kafamda taşlar yer değiştirir ancak. ben bu takımın istikrar ile kabuğunu kırabileceğine inanıyorum, kim ne derse desin.
not: sırf güzel konuşuyor ya da ideolojisi hitap ediyor diye desteklendiğinin iddia edilmesini de artık kendi namıma hakaret addediyorum.
benim gibi bir çok biliçseveri bile ikna etmeyen açıklama.
sene başında deselerdi ki "üçüncü CL ön eleme oynayacak, kabul ediyormusunuz üçüncülüğü?" evet derdim ama sezon oynanırken gördük ki direkt CL biletini, hatta şampiyonluğu bir çok kez biz istemedik !
yanlış transferlerimi yazalım, yanlış kadro seçimlerini mi ? yoksa bazıları alemlerden başını kaldıramazken direk 11 oynarken, ibrahim toraman ve sezer öztürk'ün cinayet işlemişcesine bir türlü affedilmemelerini mi ?
sene başında deselerdi ki "üçüncü CL ön eleme oynayacak, kabul ediyormusunuz üçüncülüğü?" evet derdim ama sezon oynanırken gördük ki direkt CL biletini, hatta şampiyonluğu bir çok kez biz istemedik !
yanlış transferlerimi yazalım, yanlış kadro seçimlerini mi ? yoksa bazıları alemlerden başını kaldıramazken direk 11 oynarken, ibrahim toraman ve sezer öztürk'ün cinayet işlemişcesine bir türlü affedilmemelerini mi ?
#353529
hala aynı sorudayım. sorunluluk sana ait de; sonuç ne aga?
hala aynı sorudayım. sorunluluk sana ait de; sonuç ne aga?
küçük adam beyanatı sonrasında başarısız oldum ve gidiyorum deseydi ben o adamı başımda taşırdım. ama devamında madde madde bahane sayınca gözümde şarlatan carvalhal kadar değeri kalmadı.
slaven bilic beyanatı. açıkçası taraftarın bir kısmının çok hoşuna gitmesini bekliyorum yine. vay ne laf; vay hoca büyük adam falan. e o zaman bu 3.lüğün sebebi nedir arkadaş?
nedir eksik kalan; olmayan?
nedir eksik kalan; olmayan?
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?