şu entry'mi kanıtlayandır ;http://www.kartalsozluk.com/sozluk.php?t=%23252365 .. kanıt ;http://d1303.hizliresim.com/17/l/l5vyx.jpg
beşiktaş
uzun süredir aklımda var olan tanımlamaların takımı. hepsini toparlayamayacağımın farkındayım ama bir yerlerden başlamak gerekiyor;
talihsizce kaybettiğinde, başkaları karaları bağlarken daha çok bağlanıyorum. basit bir arabesk söylem değil bu,kendimi daha ait hissediyorum beşiktaş'a böyle zamanlarda. eminim çoğumuz böyleyiz, peki neden böyle?
- beşiktaş yağmurlu bir günde yürüyerek işine gitmeye çalışırken hayvanat gibi hızlı giden arabaların sıçrattığı suyla pantolonu berbat olduktan sonra ''hassiktir be!'' diye sövüp ardından o haliyle yürümeye devam eden bir adam.
- iddaa'da 100 misli kupon yapıp 90+4'de yenen sikko bir gol yüzünden milyarları kaçıran bir kumarbaz.
- deli gibi çalıştığı sınava girince aklındaki her şeyi unutan şaşkın bir çocuk.
- başarısı hep daha az takdir edilen bir ağabey, şımarık kardeşlerinin uzağında ve vakur. hep günah keçisi.
- bir yarışmayı kazandığının sevinciyle havalara sıçrarken aslında yedek talihli olduğunu öğrenen adam...
- karadeniz'de gemileri de batsa hayatta olduğuna şükredip rakı masasında güleç yüzüyle muhabbeti körükleyen bir kaptan.
evet, umut sarıkaya tarzı mutsuzluk tanımları gibi geliyor ama cidden değil. beşiktaş, saniyeler içinde bir telefon kulübesinde dönüşümünü tamamlayarak şehri kötülerden kurtaran superman değil, olsa olsa ağaçta mahsur kalmış bir kediyi kurtarmak için çocukluğundan sonra ilk kez tırmanma aksiyonuna girişen kalbi tertemiz hafif göbekli bir ağabey.
o yüzden biz beşiktaşlıyız. kahramanlığa, görkeme, zafere meraklılar ise sarı ışıklar altındalar. bu yüzden beşiktaş güzel...
not: yanlış anlaşılma olmasın, kaybetmeye mahkum bir kulüpten bahsetmiyorum. bu takım şampiyonlar ligi kupasını da kazansa doğası aynı kalacaktır.[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz]
benim eyyorlamam bu kadar.
talihsizce kaybettiğinde, başkaları karaları bağlarken daha çok bağlanıyorum. basit bir arabesk söylem değil bu,kendimi daha ait hissediyorum beşiktaş'a böyle zamanlarda. eminim çoğumuz böyleyiz, peki neden böyle?
- beşiktaş yağmurlu bir günde yürüyerek işine gitmeye çalışırken hayvanat gibi hızlı giden arabaların sıçrattığı suyla pantolonu berbat olduktan sonra ''hassiktir be!'' diye sövüp ardından o haliyle yürümeye devam eden bir adam.
- iddaa'da 100 misli kupon yapıp 90+4'de yenen sikko bir gol yüzünden milyarları kaçıran bir kumarbaz.
- deli gibi çalıştığı sınava girince aklındaki her şeyi unutan şaşkın bir çocuk.
- başarısı hep daha az takdir edilen bir ağabey, şımarık kardeşlerinin uzağında ve vakur. hep günah keçisi.
- bir yarışmayı kazandığının sevinciyle havalara sıçrarken aslında yedek talihli olduğunu öğrenen adam...
- karadeniz'de gemileri de batsa hayatta olduğuna şükredip rakı masasında güleç yüzüyle muhabbeti körükleyen bir kaptan.
evet, umut sarıkaya tarzı mutsuzluk tanımları gibi geliyor ama cidden değil. beşiktaş, saniyeler içinde bir telefon kulübesinde dönüşümünü tamamlayarak şehri kötülerden kurtaran superman değil, olsa olsa ağaçta mahsur kalmış bir kediyi kurtarmak için çocukluğundan sonra ilk kez tırmanma aksiyonuna girişen kalbi tertemiz hafif göbekli bir ağabey.
o yüzden biz beşiktaşlıyız. kahramanlığa, görkeme, zafere meraklılar ise sarı ışıklar altındalar. bu yüzden beşiktaş güzel...
not: yanlış anlaşılma olmasın, kaybetmeye mahkum bir kulüpten bahsetmiyorum. bu takım şampiyonlar ligi kupasını da kazansa doğası aynı kalacaktır.[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz]
benim eyyorlamam bu kadar.
28. hafta sonunda görüp görebileceği en kötü tablo ;
1- galatasaray 56
2- fenerbahçe 52
3- beşiktaş 46
4- bursaspor 46
5- kasımpaşa 43
yada
1- galatasaray 56
2-fenerbahçe 52
3- beşiktaş 46
4- kasımpaşa 44
5- bursaspor 44
olandır.
iyiye bakıp umutlanmak bize göre değil, kötüye bakıp üzülelim diyorum ben.
1- galatasaray 56
2- fenerbahçe 52
3- beşiktaş 46
4- bursaspor 46
5- kasımpaşa 43
yada
1- galatasaray 56
2-fenerbahçe 52
3- beşiktaş 46
4- kasımpaşa 44
5- bursaspor 44
olandır.
iyiye bakıp umutlanmak bize göre değil, kötüye bakıp üzülelim diyorum ben.
doğum günün kutlu olsun aşkların en güzeli. nice 110 yıllara..
(bkz: sonsuza dek sevildiğini bil yeter)
(bkz: sonsuza dek sevildiğini bil yeter)
gecenin bir vakti uyutmayan aşk yarasıdır.
http://www.youtube.com/watch?v=oSGh765AbkE
iyi ki doğmuştur da ağzımıza sıçmaktadır muntazaman.
http://www.youtube.com/watch?v=oSGh765AbkE
iyi ki doğmuştur da ağzımıza sıçmaktadır muntazaman.
bu nasıl büyük bi sevda
geçer babadan oğullara
bu aşkın tarifi yok ki
seni sevmek yaşam biçimi
bir asır 10 sene önce
beşiktaşım doğdu bu gece
dertlerin sevinçlerinle
kartalım nice senelere
türkiye'nin en büyük kulübü 110 yaşında. nice şerefli kupalara beşiktaş'ım!
geçer babadan oğullara
bu aşkın tarifi yok ki
seni sevmek yaşam biçimi
bir asır 10 sene önce
beşiktaşım doğdu bu gece
dertlerin sevinçlerinle
kartalım nice senelere
türkiye'nin en büyük kulübü 110 yaşında. nice şerefli kupalara beşiktaş'ım!
iyi ki doğdun her daim olan hasretim.
http://www.youtube.com/watch?v=ZeTjmp2x8i8&feature=share
http://www.youtube.com/watch?v=ZeTjmp2x8i8&feature=share
110. yılını 100. yılını kutladığı gibi kutlamasını istediğimiz canımız,kanımız,siyah beyaz hikayemiz. nice 110 yıllara.
http://www.youtube.com/watch?v=-pJ-fqBx6-Y
http://www.youtube.com/watch?v=zpM8gEuP4ns
http://www.youtube.com/watch?v=-pJ-fqBx6-Y
http://www.youtube.com/watch?v=zpM8gEuP4ns
fazla söze hacet yok şerefimizle övündüğümüz yenmeyi de yenilmeyi de "senden gelen her şey mübahtır." cümlesine yükledik.babamızın dedemizin öğrettiği gibi renklerimizle gurur duyup ağladık güldük.sonsuz 110 yıllara Beşiktaş'ım.
iyi ki doğmuşsun serencebey mahallesinin medine muhafızı osman paşa'nın konağının bahçesinde. iyi ki milyonların gönül sevdası olmuşsun.
(bkz: kartalım nice senelere)
(bkz: kartalım nice senelere)
110 yıllık çınar. en büyük sevdamız...
http://www.youtube.com/watch?v=ytEPTL1irkE
böyle bir kara sevda toprakta biter diye haykırdığımız sevdamız...
böyle bir kara sevda toprakta biter diye haykırdığımız sevdamız...
günden güne eriyip giden beni de çok fazla üzen takımım. sevinmek için sevmiyoruz zaten ama ben beşiktaşım için çok endişeleniyorum. yarın uefa'dan ters bir haber gelse maddi anlamda da bedeli ağır olur,toparlanamayız gibi geliyor.nereden duydum, kim demişti hatırlamıyorum ama, türkiye liginin marka değerinin yükselmesi için 3 büyük fazla geliyor beşiktaş saf dışı bırakılıp 2 büyük yaratılmaya çalışılıyor denmişti. mantıksız olduğu aşikar ama böyle bir niyeti varsa birilerinin buna karşı koyacak gücümüz de olmayacak seneye toparlanamazsak.
kulübün son 15 günde 43 kalemlik sorunu çözüme kavuşturup 32 milyon euroluk borcu yapılandırması üzerine;
http://www.tribundergi.com/haber/kahir-panosundan-mutluluk-panosuna
yürüyeceğiz güneşe, hadi hayırlısı.
http://www.tribundergi.com/haber/kahir-panosundan-mutluluk-panosuna
yürüyeceğiz güneşe, hadi hayırlısı.
(bkz: beşiktaş) sen olmasan yaşamak neye yarar?
bu hafta sonu yaşanan rezaletlerden sonra bir kez daha kendine aşık olduğum ve iyi ki ona gönül vermişim dediğim takımım. yani her şey ortada galatasaray teknik direktörü, fenerbahçe başkanı nasıl kazanmak için herşeyi mübah görüyorlar, nasıl rakiplerine ve diğer tüm kurumlara saygısızlar ve nasıl kazanmak için her şeyini satıyorlar. yıllar boyunca yaşanan teşvikler, şikeler, hakem odaları basmalar, hakemleri ateşe atmalar, siyasi bağlantılar, medya kaynaklarını (silahlarını) kullanmaları hep bu renkli kardeşlerde çünkü onlar için hakkınla kazanmak yok, sadece kazanmak var. onlar asla adelet istemez her zaman kayırılmak isterler. işte beşiktaşımı bu diğer iki klüpten ayıran, şeref beylerle , hakkı yetenler ile başlayıp süleyman başkanla devam eden beşiktaş tavrı bunu asla kabul edemez, zaten böyle bir başarı en çok beşiktaşlıları üzer. o yüzden bırakın onlar bu yollarla armalarının üzereine fazladan kirli yıldızlarını eklesinler, ama biz tertemiz armamızla, ay yıldızıma baktığımızda kimin aslında gerçek şampiyon olduğunu hatırlayalım.
her yenilgiden sonra, daha bir sarılıyorum odamdaki beşiktaş bayrağına.
belki bazen çok sıkı sarıyorum canımızı yaktın diyorum sen de sıkıl istiyorum ama kıyamıyorsun işte..
açıyorum müzeyyen ablayı; "kimseye etmem şikayet, ağlarım ben halime" diyor. delikanlı adamız ya ağlasak da göz yaşımızı gizli gizli sileriz işte.
samet aybaba açıklama yapmış ;" futbolda böyle yenilgiler normal" demiş hazretleri.. her yenilgiden sonra bizim de ciğerimiz yanıyor bu da normal ama işte bunları yaşamak istemiyor insan sametçim.. hadi gel buyur masamıza aybaba, matem var bugün masamızda. gel de senin takıma veda etmen şerefine kaldıralım kadehleri de masamız kurtulsun matemden, umutlanalım gelecek yılları için bari biraz. bu sefer de gelecek yılların umudu için içelim. vücudumuzda yarattığın kanser hücreleri yavaşlasın bari.. hadi yapabilirsin samet...
şarkılar seni söylüyor beşiktaş, dillerimizde nağme olmuş adın, yüreğimizin en güzel köşesine işlemişiz adını nakış nakış, her iğne batışında yanmış canımız, ama olsun demişiz, "beşiktaşım sen çok yaşa, canım feda olsun sana" demişiz. ama bu sezon ki gibi koftiden feda değil, yüreğimizi feda etmişiz, ruhumuzu ezmişiz dertlerinin altında. sırtımız kamburlaşmış belki omuzumuzda ki sevda yükünden.. olsun demişiz "lütfun da hoş kahrın da hoş be beşiktaş" demişiz..
neler demedik ki ah neler.. her sezon başında yeni umutlarla her galibiyetten sonra şampiyonluk şarkıları söyledik, umutlarımızı haykırdık, sonra sezon sonu geldi bu sefer efkardan içmeye başladı kartal yürekli abiler.. "gelecek sezon" dediler, "gelecek sezon bi gelsin hem bak alt yapıdan gelenler var" dediler umutlar bağladılar yine.. sonrası yine aynı senaryo...
bizi feleğe küstürdün be beşiktaş ama olsun senin için feleği de karşımıza alır ona nanik yapar yine senin peşinden gideriz. inönüde boşuna demedik; "hiç bir şeye değişilmez senin sevgin bu dünyada" diye.
son olarak çoğu sezon olduğu gibi yine haykıralım bestemizi;
"bazıları kupalara, bazıları şampiyonluğa,
bizim bu büyük aşkımız sadece beşiktaşımıza!
şampiyon olmasak bile seveceğiz seni yine de
sen bizim yarınlarımız, tüm hayatımızsın beşiktaş!!!"
belki bazen çok sıkı sarıyorum canımızı yaktın diyorum sen de sıkıl istiyorum ama kıyamıyorsun işte..
açıyorum müzeyyen ablayı; "kimseye etmem şikayet, ağlarım ben halime" diyor. delikanlı adamız ya ağlasak da göz yaşımızı gizli gizli sileriz işte.
samet aybaba açıklama yapmış ;" futbolda böyle yenilgiler normal" demiş hazretleri.. her yenilgiden sonra bizim de ciğerimiz yanıyor bu da normal ama işte bunları yaşamak istemiyor insan sametçim.. hadi gel buyur masamıza aybaba, matem var bugün masamızda. gel de senin takıma veda etmen şerefine kaldıralım kadehleri de masamız kurtulsun matemden, umutlanalım gelecek yılları için bari biraz. bu sefer de gelecek yılların umudu için içelim. vücudumuzda yarattığın kanser hücreleri yavaşlasın bari.. hadi yapabilirsin samet...
şarkılar seni söylüyor beşiktaş, dillerimizde nağme olmuş adın, yüreğimizin en güzel köşesine işlemişiz adını nakış nakış, her iğne batışında yanmış canımız, ama olsun demişiz, "beşiktaşım sen çok yaşa, canım feda olsun sana" demişiz. ama bu sezon ki gibi koftiden feda değil, yüreğimizi feda etmişiz, ruhumuzu ezmişiz dertlerinin altında. sırtımız kamburlaşmış belki omuzumuzda ki sevda yükünden.. olsun demişiz "lütfun da hoş kahrın da hoş be beşiktaş" demişiz..
neler demedik ki ah neler.. her sezon başında yeni umutlarla her galibiyetten sonra şampiyonluk şarkıları söyledik, umutlarımızı haykırdık, sonra sezon sonu geldi bu sefer efkardan içmeye başladı kartal yürekli abiler.. "gelecek sezon" dediler, "gelecek sezon bi gelsin hem bak alt yapıdan gelenler var" dediler umutlar bağladılar yine.. sonrası yine aynı senaryo...
bizi feleğe küstürdün be beşiktaş ama olsun senin için feleği de karşımıza alır ona nanik yapar yine senin peşinden gideriz. inönüde boşuna demedik; "hiç bir şeye değişilmez senin sevgin bu dünyada" diye.
son olarak çoğu sezon olduğu gibi yine haykıralım bestemizi;
"bazıları kupalara, bazıları şampiyonluğa,
bizim bu büyük aşkımız sadece beşiktaşımıza!
şampiyon olmasak bile seveceğiz seni yine de
sen bizim yarınlarımız, tüm hayatımızsın beşiktaş!!!"
kalan maçlarda teknik patron olarak sahaya çıkmak istiyorum. savaşan parçalayan ve koşmaktan sadece menemenle karınlarının doymayacağı bir futbolcu birliği oluşturacağımı garanti ederim.
ilk entryim kurban olsun sana kara kartalım.şu sıkıntılı günlerde yüzümüz gülmesede her zaman arkandayız.zaten biz gülmek için değil acı çekmek için beşiktaşlı doğmuşuz.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?