ayrımcılığın ağa babasıdır. uzun zamandır gözlemliyorum, anlamaya da çalışıyorum. acaba türban daha yaşlı gösterdiğinden mi dedim defalarca; ama geçtiğimiz günlerde yaşadığımla kesinlikle alakalı olmadığına inandım.
otobüs hafif kalabalıktı. ayakta duran birkaç kişiden birisiydim. sonraki durakta, türbansız, saçları koyu sarı ve makyajlı 50'li yaşlarda bir kadın bindi otobüse. gelip yanımdaki demiri tuttu, otobüs hızlı hareket ettikçe de düşebilecek kadar dengesini kaybediyordu. etrafıma baktım, oturanlardan kimse oralı bile değildi. iki durak sonra, taş patlasın 30'lu yaşlarda türbanlı genç bir kadın bindi otobüse. tekli koltukta oturan bir adam, ''gel bacım otur'' diyerek türbanlı olan kadına yer verdi. kendi içimde bu konuyu sürekli tartıştım, ''adam ister yer verir isterse de vermez'' dedim, sonra otobüste yer verme gerekliliğini falan bile tartıştım ama yok, vardığım nokta yıllarca ayrımcılığa maruz kaldığını iddia eden bir tarafın aslında apaçık bir biçimde 'gizli ayrımcılık' yapmasıydı.
not: 'taraf' kelimesini kullanmak istemezdim. ancak bahsettiğim durumda alenen türbanlı ve türbansız iki 'tarafı' anlattığım için, 'taraf' dedim.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?