oyuncu transfer edemedi diye yönetime siktir çeken taraftar

aklı sikinde çalışan 16 yaşındaki delikanlı gibidir. [ybkz]swh[/ybkz] yapılacak transferler ile çoşar, transfer şampiyonu oldum diye kudurur. saha da oynanan oyun onun pek umrunda değildir, tıpkı kulübünün içinde bulunduğu ekonomik çıkmaz gibi. ya da yönetimin elinin kolunun bağlı olması gibi, borçtan.
bu arkadaş sormaz örneğin, buraya gelene kadar paralar nereye gitti diye, yıldız gelmiştir ya; yeter ona.
bu arada o yıldızında formasını falan almaz kendisi, ama sağda solda ismini yazar, gururdan ölür transferi sonrası.

oyuncu transfer edemedi diye değil de basiretsizlikten öteye geçen acziyet ve beceriksizlik yüzünden yönetimi eleştirmesi normal taraftardır. siktir çekmemeli tabi, o kadar da değil. çünkü sen bonservisi olmayan bir adamı elini çabuk tutup alamıyorsan, euroleague bileti cebinde takıma sponsor bulamıyorsan iyi bir yönetim değilsindir. yd'ye bin kere tercih ederim o ayrı, iyi niyetli ama beceriksiz bir yönetim izlenimi veriyor yönetim. neden? çünkü levent erdoğan denilen adama yer verilip ibrahim altınsay gibi bir adamın harcanmasına göz yumuldu mesela. bir sorun bakalım kendinize;altınsay olsaydı bu takım mali külfete girmeden nokta atışı transferler yapar mıydı yapmaz mıydı?

ha taraftar da taraftarlık görevini yerine getirecek önce, sonra yönetime sallayacak.

ne 16 yaşında ne de yapılan transferle coşan biri olmayabilir.

kulübün borcu var yeaaa diye ortada gezinenlerden çok daha fazla kulübün girdi çıktısını biliyor, parasını verip kombinesini de formasını da alıyor, uzun zamandır kongre üyesi olduğu için yeniden üye olamıyor olabilir.

önüne atılan haberlerle fikir sahibi olanlardan çok daha fazlasını biliyor olabilir.

bütün bunlar ortadayken demek ki sadece bu yüzden siktir çekmemiş olabilir.

hepsinden öte "buralar benim nasıl olsa yeeaaww, ben buranın kralıyım" modunda ve rahatlığında takılıp, ima yollu laf sokup haddini bilmeden entry üzerinden karakter tahlili yapan üst düzey beşiktaş taraftarından tiksiniyor olabilir.

ve an itibariyle sözlüğün, bir sözlük mü, yoksa 3-5 arkadaş toplaşıp oluşturulan bir kahvehane sanal cafeterya mı olduğu konusunda ikilem yaşıyor olabilir... zira bu "biz bu mahallenin çocuğuyuz" rahatlığını her erkek bilir..

bu dediklerimin hepsi olabilir. olmayadabilir.

o taraftar ister yönetime siktir çekebilir, ister başka bişey çekebilir

amaaaaaa tanımadığı kimse hakkında sidikten karakter tahlili yapmak gibi ucuz bir ahmaklığa da düşmeyebilir..

yıldız oyuncu dedektörü arkadaşlardan pek farkı yoktur.
gerek yaşı, gerek semte yakın doğması veya yaşaması dolayısı ile semte birçok kişiden daha hakim diye önüne gelene saydıran tiple ne farkı var bu taraftarın allasen...

- quaresma yıldız değil... quaresma'yı sikeyim!
- ama neden ki?
- bilerek kırmızı gördü göt!
- e pascal nouma'da görürdü...
- olsun o yıldız! adam o adam! fransa'da doğdu, beşiktaşlı oldu o!
- e peki o zaman...
- ben büyüğüm, ben bilirim, ben ben ben...
- abi tamam, sen... sen tamam...
- çarşıeeeeeeeeaaağğğğğ!

halden anlamayan, yıldız manyağı olmuş taraftar. tabi kendisi suçludur ama taraftar profilini bu noktaya çeken demirören'dir asıl suçlu.