baba ile maç izlemek

gamzelim
küçüklüğümde dışarda yaptığımız eylem.o zamanlar daha fanatiktim.bide yanımızda dayım olurdu. ortamda neredeyse tek kız olurdum.hatta birkeresinde galatasaray maçında benim yüzümden kavga çıkıyordu gol attığımızda küfür etmiştim
newcastle
babamın uzay mekiği yapabileceğine inandığım dönemlerde[ybkz]swh[/ybkz] çok daha sık yaptığımız; araya sosyal çevre değişikliklerim, kendisinin henüz bilmediği[ybkz]swh[/ybkz] sigara alışkanlığım gibi nedenler girince artık iyice seyrekleşen ritüel.

[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz]o kadar çok anımız var ki maç izlerken. bir porto maçında gol diye fırlayıp anneannemi korkudan altına sıçırtmamız, 1 ay boyunca konuşmayıp[ybkz]swh[/ybkz] slavia prag maçında gollerde sarmaş dolaş olmamız, 3-0 barca galibiyetinden sonra bir önceki sene kaybettiğimiz hasta beşiktaşlı büyükbabamı hatırlayıp öyle güzel bir gecenin ortasında ağlamamız, 2-1 aldığımız bir fener maçında ronaldo[ybkz]swh[/ybkz] 2 gol atınca bir anda "hasktr yanlış ronaldo yu almışız" diye ayağa fırlaması...

bir de karıncamız[ybkz]swh[/ybkz] eklendi bize şimdi yeni yeni. 3-1 aldığımız psg maçında babamın uyutmak için kucağına aldığı sonra daniel amokachi nin golünden sonra gaza gelerek havaya fırlattığı minik bebek büyüdü şimdi, bizden daha fanatik oldu.

hayat çok kısa amına koyim ya, birlikte daha çok maç izlemem lazım onunla.
kont brakula
babasının değerini bilen için en çok stadda keyif veren andır. onun yorumları, sevmeleri, sövmeleri bambaşkadır.

zordur. sana sövdürtmez. çünkü yanındaki oğlu bile olsa, beşiktaş ile ilgili herhangi bir şeye kendinden başkası sövemez.

bazen dumura uğratır. bir şey söyler, o dakikadan sonra maçtan kopar, düşüncelere dalarsın.
bugün maç[ybkz]swh[/ybkz] öncesi saygı duruşunda babam[ybkz]swh[/ybkz] "türk askerine gavur müziğiyle saygı duruşu" diye bir laf etti, ben nerdeyim dedim.
isyan devrim beşiktaş
farklı renklere gönül verdiyseniz çok zordur. hasta fenerbahçeli, çocukluğum boyunca beni de fenerbahçeli yapmaya çabalayan bir babam var. yıllardır birlikte derbi izleyemiyoruz. o ne kadar hastaysa ben de en az o kadar hastayım, kendimi kaybediyorum. hatta maç günü eve bile gitmemeye çabalıyorum ki tartışmayalım.

üniversitedeyken her derbi sonrası ilk işi beni aramak olurdu. hatta kadıköy'de 2-1 kaybettiğimiz bir türkiye kupası maçı vardı, o maçın ardından yine arayacak diye telefonumu kapatmıştım. numarasını kaydetmediği ev arkadaşımın numarasını bir yerden bulup arayıp beni istemiş, öyle geçmişti dalgasını. bazen gerçekten korkuyorum kendisinden.
lou salome
maç izlemelerin en güzeli, hele de küfür etmeni isteyen babaysa yanındaki.

en son birlikte gittiğimiz maç gaziantepspor-beşiktaş maçıydı, geçen sezon son dakika golüyle yenildik. maç çıkışı yolda atkılı olduğumuzu görenler skoru sordu ve o ben üzgünüm diye soranlara bilmiyorum deyip yürüdü.
donatella
Babanın da hasta beşiktaşlı olması sebebiyle son derece keyifli olan olaydır. Bazen ağızdan küfür kaçabilir maçın verdiği stresle. Şöyle bir babaya bakılır. Baba hiçbir tepki vermez aldırmaz durumu. Ama bi daha küfür etmemeye dikkat edilir saygıdan ötürü.
darkfather
çoğunlukla alkol tüketilemediği için (mesela ben içmiyorum-içemiyorum) dışarıda arkadaşlarla izlemek kadar sarmaz. ama sonuçta babadır, beşiktaşlıdır, onunla da imkan buldukça izlenmelidir. ailenin değerini sağken bilmek gerekir.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol