bi siktir git dedirten icatlar

şutmesafesişutpozisyonu
çocukken böyle açılan kolaların gazı kaçmasın diye yapılan tıpa benzeri bişey vardı.Mantarı cola şişesinin ağzına sokar sonra üsütndeki mandalı aşağı iterdin böylece mantar şişer sözde koladan asiti kaçırmazdı.
O yıllarda şişe koladan başkası olmadığından ve israf güna olduğu için bunu takar sonra kolamıza kaldığımız yerden devam ederdik.
Hiçbirimiz birbirimize itiraf etmesek bile bu palavra tıpa bi boka yaramaz kolalar asitsiz olarak tüketilirdi. Sonrasında ne tıpa kaldı nede şişe kola. Zaten şimdi dönem tüketim çağı kullan at çağı.
avcarlıçürük
(bkz: alkolsüz bira)

alkolsüz bira, helal viski gibi zırvalıklara getirilebilecek mantıklı bir açıklama yoktur. haram olduğu için içki içmeyen bir müslümanın, mantık olarak canı viski, bira gibi içkiler çekmez. çünkü bunların tadını bilmez. içki de zaten tadı güzel diye içilen bir şey değildir. ama sen tutup da bu insanlar içsin diye helal adı altında alkolsüz içki üretiyorsan, ya bu insanları içmeye teşvik ediyorsun ya da o insanların, bu içkilerin tadını bilip, özlediğini varsayıyorsun. neresinden baksan çelişkili, neresinden tutsan elinde kalır bir kafa.
pepük
orta okul öğrencisiyken portakalların sarılı olduğu kağıtlarla paraşüt yapmaya niyetlenmiştim.
4 tane kağıdı birbirine yapıştırıp kocaman bir paraşüt yaptım. alt kısmını da kağıttan kül tabağı yapar gibi yaptım ve ipleri geçirdim.
mevzu bundan sonra zaten. memlekette kocaman bir kayalık vardı yüksekliği 500-600 metre civarıydı. her bahar mevsiminde rengarenk kağıtlarla uçaklar yapıp yukarıdan aşağıya salı verirdik. bir gün paraşütümü oraya götürüp uçurmaya niyetliydim. tam kayalıklara konuşlandım ve arada yavru bir kedi gördüm. [ybkz]swh[/ybkz] kediyi paraşüte yerleştirdim ve kayalıklardan aşağı bıraktım. bir anda aşağı çakılacağı korkusu vardı ama sallana sallana aşağı kadar indi.
o gün eve döndüm ama çok kötü bir rüya görmüştüm. ertesi sabah saat 8 gibi okula gitmeden arkadaşımla kayalıkların dibine dere yolundan indik. paraşütün düştüğü yeri öğle saatine yakın bulmuştum. etrafına dağılıp ararken arkadaşım kediyi buldu bir ağacın dibindeydi. çok sevindim ve aldım o kediyi sırt çantama koyup okula gittim. okulda da yanımdaydı. sonra eve döndüm ve babam yakaladı tabi.sırt çantamdaki sesleri duyunca çıkardı tabi kediyi.
hesap sorarken şerefsiz arkadaşım babam ağzını açar açmaz;
-amca yemin ederim kediyi oğlun attı uçuruma dedi ve kaçtı.
babam apartmanın kazan dairesine götürdü kızgın demirleri üzerime sürerek bak şu an hiç bir şey yapamıyorsun o hayvanı atarken hiç mi üzülmedin dedi.
acayip tırsmıştım. kulak dibine doğru bi tane indirdi. siktir git odana dedi.
o sırada bi hemşire abla gördü aynı apartmanda oturduğumuz.
babamda durumu hemşire'ye anlattı. oda aklınca ceza verecek bana. bu kediyi her gün besleyeceksin. ona bi yuva yapacağız demişti.
zevkli gelmişti aslında.
hafta sonu güzel bir yuva yaptık.
o yavru büyüdü, yavrular yaptı. hemşire de tayinini alıp giderken bi yavrusunu almıştı.

o vizdansızmışım lan ben.
ama paraşüt yapabilmiştim.[ybkz]swh[/ybkz]

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol