aziz yıldırım

4 /
glnr1903
2 kasım'da doğmuş fb başkanı.

her zaman derim akrepin iyisi çok iyi, kötüsünün sokağından bile geçme diye.
rölanti
6 kez nitelikli dolandırıcılık, 4 kez şike, 3 kez de teşvik ile suçlanıp 49 yıldan 132 yıla kadar hapsi istenen, fenerbahçe taraftarının adam sandığı kişi. gerçi fenerbahçe taraftarı rte içinde aynısını söyleyip sonra çark etmişti. neyse. fenerbahçe taraftarının adamlıktan anlamadıklarının en somut göstergesi olan kişi diyelim, bitirelim.

kendisi de bitti zati.
fani madida
ben şahsen 14 şubatta anlatacaklarını önemsiyorum. bu adamın kirliliği konusunda hiç bir şüphem yok. ama türk futbolunda dönen bütün kirliliklerin de kendisine mal edilmesi haksızlık. 14 şubattaki duruşmada açıklayacaklarıyla türk futbolunun bütün kirli yüzünü ortaya dökecek bence.

ve bu ifşa arınmanın ilk adımı olacak.
avcarlıçürük
bugün yapılacak 26 ocak 2012 tff olağanüstü genel kurulu öncesi , tff'ye şöyle bir çağrıda bulunan, fenerbahçe'nin tutuklu başkanı:

---------------alıntı---------------
Türkiye Futbol Federasyonu Genel Kurulu’na,

Bugün tarihi bir toplantı yapılmaktadır. 58. Madde'de herhangi bir değişiklik yapılmasına dair bir gündem olmamasına rağmen, bu madde içinde yer almayan puan silme getirilmeye ve bu şekilde bazı kulüpler kurtarılmaya çalışılmaktadır.

Bu girişim, Türk Sporunun üzerinde kara bir leke olarak kalacaktır. Bu Genel Kurulun görevi, 1959’dan beri olan Türkiye liglerinin araştırılması için Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunmak olmalıdır.

işte o zaman tarih sizleri kahraman olarak anacaktır. Aksi halde ise Türk Sporuna verdiğiniz zarardan dolayı, en azından vicdanlarda yargılanacaksınız.

Fenerbahçe Spor Kulübü olarak, puan silme düzenlemesinin tamamına karşıyız; zira biz 'en az' orada olanlar kadar temiziz.

Bu dava, şike ve teşvik davası değildir; bu davanın aslında ne olduğunu süreç içinde göreceğiz.
---------------alıntı---------------
avcarlıçürük
14 şubat 2012 tarihinde görülecek olan, futbolda şike davası'nın ilk duruşması için, 1200 sayfalık bir savunma hazırladığı söylenen fenerbahçe spor kulübü başkanı.

http://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=314022&utm_source=dlvr.it&utm_medium=facebook
gagam koptu sira pencelerimde
sevmediğim, hoşlanmadığım, pis işlere bulaştığını düşündüğüm hatta nefret ettiğim ama aynı zamanda da takdirlerin en büyüğüne layık olan ve 3 temmuz itibariyle yanında durduğum, desteklediğim tutuklu 'yargılanan' fenerbahçe başkanı'dır.

bir kişiyi sevip sevmemeniz o kişiye karşı yapılan haksızlığa ses çıkarmamanızı gerektirmez. hatta bir vites artırarak devam edeyim; bir kişiyi sevmediğiniz için ona yapılan haksızlığa ses çıkarmıyorsanız, tepki göstermiyorsanız bu sizi de çürütür, kötüleştirir, kişiliksizleştirir. kendi ellerinizle şerefinize leke sürmüş olursunuz. serdal adalı, tayfur havutçu ve ahmet ateş 'kendileri gibiler için hazırlanan yasa' sayesinde hapisten çıkarken "(b: işte suçsuzlar dışarıda. suçlular içeride.)" nidaları atarak aziz yıldırım'ın tutukluluk halinin devamına ses çıkarmamak en hafif tabirle denyoluktur.

aşağıdaki açıklama bugün itibariyle aziz yıldırım tarafından avukatları aracılığıyla yapılmış bir açıklamadır. varın siz beni 'ajan', 'fenerbahçeli', 'fenerbahçe'nin uşağı', 'troll', 'renkli' olarak niteleyin. hatta daha da ileri gidip 'şerefsiz', 'piç', 'dalyarak', 'koyduğumun pezevengi' gibi sözler de söyleyin.ama şu açıklamayı bir kez okuyun. beşiktaş'ı veya beşiktaşlılık'ınızı aklınızdan çıkarmayın sakın. aksine beşiktaşlılık duygularınızla okuyun. beşiktaşlı'ın 'haklı'nın, 'masum'un, 'emek'in yanında olduğunu unutmadan okuyun. sadece 'fenerbahçe nefreti'ni bir an için çıkarın aklınızdan. tarafsız olun diyemem çünkü görüyorum ki sözlüğün çok çok önemli bir bölümü tarafsız olamıyor. daha önemlisi sözlüğün çok çok önemli isimleri de tarafsız olamıyor.[ybkz]swh[/ybkz] ancak bir an için içinizdeki nefret duygularını atın bir kenara.

sadece okuyun şu açıklamayı:

---------------alıntı---------------

Fenerbahçe’nin haklılığına adanmış ömrümün beni getirdiği en son yer olan burada, huzurlarınızdayım…

3 Temmuz’dan bu yana yegane sevdamız Fenerbahçe’ye ve bizlere yapılanlar, kamuoyunun malumudur.

Ancak bu nasıl bir yazgı ve nasıl bir tesadüftür ve teselli kaynağıdır ki; Fenerbahçe ile buluştuğum ilk gün 14 şubat Sevgililer Günü’dür…

öncelikle bu yargılamayı takip ve buna tanıklık eden herkes bilmelidir ki;
"MüCADELEMiZ ZULüM VE ZALiMLEDiR…"

Sekiz aydır sizlerin huzuruna çıkarılmayı beklemekteyiz. Bizlere reva görülen bu muamele, ne vatanını satanlara ne yetim hakkı yiyenlere ne de devlete ve halkına kurşun sıkanlara görülmedi.

Suçlandığımız asılsız iddialar, hiçbir bilgi ve belgeye dayanmadan, kişilik haklarımız hunharca katledilerek, yanlı ve yanlış her bilgi kamuoyuna servis edildi, sızdırıldı.
Kamuoyu seyretti…

Bu davanın şikayetçisi olduğunu yani yargılamada taraf olduğunu bağıranlar, 8 aydır hakkımızda televizyonda programlar yaptı. Ağızlarından salyalar saçarak Fenerbahçe’ye küfür eden, bugüne kadar mektup dahi yazmamış ’birileri’ Türkiye’nin en büyük köşe yazarları oldular. Bize saldırdılar.

Kamuoyu yine seyretti…

Kendileri için kanun çıkaranlar sadece Fenerbahçeli yani savcının deyimiyle ’örgüt olmadıkları için’ cezaevinden çıktıklarında, zaten kendilerinin suçsuz olduklarını söylediler.

Ve yasayı sizin için çıkardık diyen sporla ilgili bazı kişiler, utanmadan bizlerden gayri ahlaki taleplerde bulundular.

Herkes gördü…

Futbol takımımız darmadağın edildi. Kulübümüz basıldı. Hemen hemen her talebimiz, gerekçesiz reddedildi.

Gün o gündü. Fenerbahçe’ye, Fenerbahçeliye hakaret etme, saldırma günüydü… Günlerini gün ettiler. Herkes seyretti…

Bizler sustuk.

Hep bu "Cumhuriyet’in güneşinin" en tepede olmasını amaçladık.

Ama gördük ki; "BiR YERDE KüçüK iNSANLARIN BüYüK GöLGELERi VARSA O YERDE GüNEş BATIYOR"MUş…

Hiçbir hukuki suç içermeyen konuşmaları gerekçe göstererek hakkımızda dinleme kararı aldılar. Birileri düğmeye bastı.

Amaç, Fenerbahçe’yi ele geçirmekti ve bunun için önce O’na hizmet eden, onun başarısı için uğraşan Fenerbahçeliler ele geçirilmeliydi.

öyle de yaptılar… Ancak karşılarında Fenerbahçe’nin O BüYüK TARAFTARLARINI buldular.

Sonra bizlerle Başbakanımızın irtibatını koparmaya kalktılar. Ve hatta Kulübümüz ve Yönetimdeki arkadaşlarımızla da irtibatımızı koparmaya çalıştılar…

Ama yapamadılar. Sonra oklarını Fenerbahçe’ye çevirdiler.

Takımımızın, şampiyonlar Ligi hakkını, emeğini, parasını çaldılar. Hem de sizleri yani yargılama yapacak mahkemeleri dahi hiçe sayarak!

Ancak bunu da başaramadılar… Bir kısmı kaçtı, kalanlar ise kovalanmayı beklemekte...

Ve gördük ki; Bizler, hohlaya hohlaya buz dağlarını eritmişiz. şimdi ortalık ’çamurdan’ geçilmiyor…

Gelinen noktada kamuoyunun huzurlarındayız. şimdi susma sırası onlarda!

Aslında mizacım bu kadar haksız, bu kadar kurguya dayalı bir linç kampanyasına cevap vermeye uygun değil.

Ancak Türkiye Cumhuriyeti’nin, hiçbir yere bağımlı ve özel olmadığını düşündüğüm mahkemelerine inancım tam.

Ancak Sokrates; "KiMSEYE HiçBiR şEY öğRETEMEM, SADECE ONLARIN DüşüNMELERiNi SAğLARIM" demiş.

Ben de aslında, sizlerin; çok da yakın olmadığınız bir konuda sadece düşünmenizi sağlamaya çalışmaktan öte bir şey yapmayacağım.

çünkü bizler, kuyunun derin olduğunu değil; ipin kısa olduğunu düşünenlerdeniz…

Yalnız sizlerden önemle beklentim; burada yapılan yargılamada, kişisel olarak hiçbir talebimin ya da çıkarımın olmadığını bilmenizdir.

Ve malesef birilerinin istediği gibi burada yargılananın aslında Fenerbahçe olduğunu, benim de hala Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı olarak huzurunuzda bulunduğumu, bu süreçte, bir an olsun, lütfen unutmayınız…

Bizi, bu mücadelemizde, bir an olsun yalnız bırakmayan Büyük Fenerbahçe Taraftarlarına, şükranlarımı sunuyorum.

Onlar olduğu müddetçe, her türlü esarete hazır olduğumu kamuoyunun bilgisine sunarım…

Ve bilmelerini isterim ki; HAKLILIğIMIZA iNANANLARIN HAKLILIğI YAKINDIR. Ve inanıyorum ki; HEP BiRLiKTE, GüZEL GüNLER GöRECEğiZ, GüNEşLi GüNLER…

Saygılarımla,

AZiZ YILDIRIM

---------------alıntı---------------

(b: not): alıntı ve beşiktaşlılık ile ilgili bölümler hariç tamamen kişisel görüş olup kimseyi bağlamamaktadır. kişisel görüşlere -bile- tahammül edemeyen arkadaşların tahammülsüzlük başlığına gitmeleri şiddetle tavsiye olunur.
avcarlıçürük
son açıklaması, facebook'ta paylaşıla paylaşıla boku çıkarılmış özlü sözlerden derleme gibi duran fenerbahçe başkanı. "fenerbahçe'nin haklılığına adanmış bir ömür" kısmı haklı olabilir belki ve hatta fb taraftarının, bu adama destek vermesinin tek sebebi de budur. ama o hakları korumak için, başta başkalarının hakkı olmak üzere her türlü hakkı yok sayıp, kuralları kendine göre yonttuğu gerçeğini değiştirmiyor bu duygusal (!) sözlerin hiçbiri. kısacası, olaya objektif bakarak hak verebileceğimiz tek nokta, katil, tecavüzcü ve teröristlerin elini kolunu sallayarak gezdiği bir ülkede, aziz yıldırım'a dünyayı yıkmak isteyen adam muamelesi yapılmasıdır (tıpkı ergenekon davasında olduğu gibi). geri kalan açıklamalar, benim nazarımda hikâyedir, tribüne oynamaktan ibarettir.

http://tinyurl.com/6vtwaa6
baranoviçi
teröriste katile yapılmayan muamelelerden gem vurarak bizim suçumuz o kadar büyük değil mesajı vermiş olan radara yakalandığını kendi direktörü itiraf etmiş ve toplum vicdanında suçlu olan klüp başkanı.gerçekleri her futbolsever biliyor.sadece kendi taraftarları hayal kahramanlarının sahte okey çıkmasını yediremediklerinden inkarda.milyonların duygularıyla oynamış yönetici.2004 sezonu ve derby ler irdelenmeli ve hesap sorulmalı.ayrıca bildiklerini acıklasada alem renklilerin hangisi daha şikeci.karar verse...
avcarlıçürük
yeri yerinden oynatacağını iddia ettiği savunmasının ilk bölümünü dün [ybkz]swh[/ybkz] tamamlayan, tutuklu kulüp başkanı. savunmadan ziyade sağa sola saldırmak olarak adlandırabiliriz yaptığı şeyi. galatasaray'ın fi tarihindeki maçını hakime izletmeler, trabzonspor ile ilgili iddialar, falan filan... mahkeme salonunda bulunanların aktardığına göre, yaşananlar duruşmadan çok, bir tiyatro oyununu andırıyormuş. ha tabi bir de "şike yaptığım kanıtlanırsa kendimi intihar ederim!!11" kısmı var işin. hep söylüyorum; bir kukla tiyatrosunun içinde yaşıyoruz uzun zamandır. bu dava da o tiyatronun bir perdesi işte, fazla bir şey beklememek lazım.
fani madida
21 şubat 2012 tarihli savunmasından anlaşılacağı üzere, savunmasını saldırmak stratejisi üzerine oturtmuş olan fenerbahçe başkanı. söylediği bazı şeylerde kendince haklı ama "galatasaray yapınca suç değil biz yapınca niye suç" şeklindeki savunması pek mantıklı değil.

galatasaray'ın yargılanmaması hukukun bir eksikliğidir, ama bu fenerbahçe'yi aklamaz.
champion
---------------alıntı---------------
şike davasının 8. duruşması sonucunda tutukluluk haline devam edilmesine karar verilen fenerbahçe başkanı.
---------------alıntı---------------
avcarlıçürük
şike davası'nın 11. duruşmasından da, kendisi için tahliye kararı çıkmamıştır. bugün yaptığı savunmada, şöyle bir cümle vardı: "herkes tahliye oldu, bir biz içerideyiz. şikeyi tek başıma yaptım herhalde." kendisiyle ilgili her türlü olumsuz duyguyu bir kenara bırakarak diyorum ki; adam haklı beyler. rte "ingilizler 5 yıl avrupa kupasına katılmadı da ne oldu" dediği an, bu işin şike ile falan ilgisinin olmadığı resmiyet kazandı. rte'nin o cümlesi, aynı zamanda bir talimat, hatta karar idi. tıpkı tutuklu gazeteciler için "onlar hırsızlıktan, tecavüzden içeride." demesinin hemen ardından yapılan ve beklenen tahliyelerin gerçekleşmediği duruşmada olduğu gibi.
şutmesafesişutpozisyonu
Klüpte her küçük detaydan,gelişmeden haberdar olan. Klüp tuvaletine takılan sifon markasına , hatta klüpte ikram edilen çay markasına bile kendisi karar veren ancak "kendinden habersiz" gelişen bu şike teşebbüslerinden haberi olmayan insan. Baklım bunları öğrenince ne tepki verecek???
dingoc
fenerbahçe camiasının açıkça sahiplendiği adam. bu saatten sonra ortaya çıkacak boklarında da, kimse ben temizim demesin
4 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol