aziz yıldırım

gagam koptu sira pencelerimde
sevmediğim, hoşlanmadığım, pis işlere bulaştığını düşündüğüm hatta nefret ettiğim ama aynı zamanda da takdirlerin en büyüğüne layık olan ve 3 temmuz itibariyle yanında durduğum, desteklediğim tutuklu 'yargılanan' fenerbahçe başkanı'dır.

bir kişiyi sevip sevmemeniz o kişiye karşı yapılan haksızlığa ses çıkarmamanızı gerektirmez. hatta bir vites artırarak devam edeyim; bir kişiyi sevmediğiniz için ona yapılan haksızlığa ses çıkarmıyorsanız, tepki göstermiyorsanız bu sizi de çürütür, kötüleştirir, kişiliksizleştirir. kendi ellerinizle şerefinize leke sürmüş olursunuz. serdal adalı, tayfur havutçu ve ahmet ateş 'kendileri gibiler için hazırlanan yasa' sayesinde hapisten çıkarken "(b: işte suçsuzlar dışarıda. suçlular içeride.)" nidaları atarak aziz yıldırım'ın tutukluluk halinin devamına ses çıkarmamak en hafif tabirle denyoluktur.

aşağıdaki açıklama bugün itibariyle aziz yıldırım tarafından avukatları aracılığıyla yapılmış bir açıklamadır. varın siz beni 'ajan', 'fenerbahçeli', 'fenerbahçe'nin uşağı', 'troll', 'renkli' olarak niteleyin. hatta daha da ileri gidip 'şerefsiz', 'piç', 'dalyarak', 'koyduğumun pezevengi' gibi sözler de söyleyin.ama şu açıklamayı bir kez okuyun. beşiktaş'ı veya beşiktaşlılık'ınızı aklınızdan çıkarmayın sakın. aksine beşiktaşlılık duygularınızla okuyun. beşiktaşlı'ın 'haklı'nın, 'masum'un, 'emek'in yanında olduğunu unutmadan okuyun. sadece 'fenerbahçe nefreti'ni bir an için çıkarın aklınızdan. tarafsız olun diyemem çünkü görüyorum ki sözlüğün çok çok önemli bir bölümü tarafsız olamıyor. daha önemlisi sözlüğün çok çok önemli isimleri de tarafsız olamıyor.[ybkz]swh[/ybkz] ancak bir an için içinizdeki nefret duygularını atın bir kenara.

sadece okuyun şu açıklamayı:

---------------alıntı---------------

Fenerbahçe’nin haklılığına adanmış ömrümün beni getirdiği en son yer olan burada, huzurlarınızdayım…

3 Temmuz’dan bu yana yegane sevdamız Fenerbahçe’ye ve bizlere yapılanlar, kamuoyunun malumudur.

Ancak bu nasıl bir yazgı ve nasıl bir tesadüftür ve teselli kaynağıdır ki; Fenerbahçe ile buluştuğum ilk gün 14 şubat Sevgililer Günü’dür…

öncelikle bu yargılamayı takip ve buna tanıklık eden herkes bilmelidir ki;
"MüCADELEMiZ ZULüM VE ZALiMLEDiR…"

Sekiz aydır sizlerin huzuruna çıkarılmayı beklemekteyiz. Bizlere reva görülen bu muamele, ne vatanını satanlara ne yetim hakkı yiyenlere ne de devlete ve halkına kurşun sıkanlara görülmedi.

Suçlandığımız asılsız iddialar, hiçbir bilgi ve belgeye dayanmadan, kişilik haklarımız hunharca katledilerek, yanlı ve yanlış her bilgi kamuoyuna servis edildi, sızdırıldı.
Kamuoyu seyretti…

Bu davanın şikayetçisi olduğunu yani yargılamada taraf olduğunu bağıranlar, 8 aydır hakkımızda televizyonda programlar yaptı. Ağızlarından salyalar saçarak Fenerbahçe’ye küfür eden, bugüne kadar mektup dahi yazmamış ’birileri’ Türkiye’nin en büyük köşe yazarları oldular. Bize saldırdılar.

Kamuoyu yine seyretti…

Kendileri için kanun çıkaranlar sadece Fenerbahçeli yani savcının deyimiyle ’örgüt olmadıkları için’ cezaevinden çıktıklarında, zaten kendilerinin suçsuz olduklarını söylediler.

Ve yasayı sizin için çıkardık diyen sporla ilgili bazı kişiler, utanmadan bizlerden gayri ahlaki taleplerde bulundular.

Herkes gördü…

Futbol takımımız darmadağın edildi. Kulübümüz basıldı. Hemen hemen her talebimiz, gerekçesiz reddedildi.

Gün o gündü. Fenerbahçe’ye, Fenerbahçeliye hakaret etme, saldırma günüydü… Günlerini gün ettiler. Herkes seyretti…

Bizler sustuk.

Hep bu "Cumhuriyet’in güneşinin" en tepede olmasını amaçladık.

Ama gördük ki; "BiR YERDE KüçüK iNSANLARIN BüYüK GöLGELERi VARSA O YERDE GüNEş BATIYOR"MUş…

Hiçbir hukuki suç içermeyen konuşmaları gerekçe göstererek hakkımızda dinleme kararı aldılar. Birileri düğmeye bastı.

Amaç, Fenerbahçe’yi ele geçirmekti ve bunun için önce O’na hizmet eden, onun başarısı için uğraşan Fenerbahçeliler ele geçirilmeliydi.

öyle de yaptılar… Ancak karşılarında Fenerbahçe’nin O BüYüK TARAFTARLARINI buldular.

Sonra bizlerle Başbakanımızın irtibatını koparmaya kalktılar. Ve hatta Kulübümüz ve Yönetimdeki arkadaşlarımızla da irtibatımızı koparmaya çalıştılar…

Ama yapamadılar. Sonra oklarını Fenerbahçe’ye çevirdiler.

Takımımızın, şampiyonlar Ligi hakkını, emeğini, parasını çaldılar. Hem de sizleri yani yargılama yapacak mahkemeleri dahi hiçe sayarak!

Ancak bunu da başaramadılar… Bir kısmı kaçtı, kalanlar ise kovalanmayı beklemekte...

Ve gördük ki; Bizler, hohlaya hohlaya buz dağlarını eritmişiz. şimdi ortalık ’çamurdan’ geçilmiyor…

Gelinen noktada kamuoyunun huzurlarındayız. şimdi susma sırası onlarda!

Aslında mizacım bu kadar haksız, bu kadar kurguya dayalı bir linç kampanyasına cevap vermeye uygun değil.

Ancak Türkiye Cumhuriyeti’nin, hiçbir yere bağımlı ve özel olmadığını düşündüğüm mahkemelerine inancım tam.

Ancak Sokrates; "KiMSEYE HiçBiR şEY öğRETEMEM, SADECE ONLARIN DüşüNMELERiNi SAğLARIM" demiş.

Ben de aslında, sizlerin; çok da yakın olmadığınız bir konuda sadece düşünmenizi sağlamaya çalışmaktan öte bir şey yapmayacağım.

çünkü bizler, kuyunun derin olduğunu değil; ipin kısa olduğunu düşünenlerdeniz…

Yalnız sizlerden önemle beklentim; burada yapılan yargılamada, kişisel olarak hiçbir talebimin ya da çıkarımın olmadığını bilmenizdir.

Ve malesef birilerinin istediği gibi burada yargılananın aslında Fenerbahçe olduğunu, benim de hala Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı olarak huzurunuzda bulunduğumu, bu süreçte, bir an olsun, lütfen unutmayınız…

Bizi, bu mücadelemizde, bir an olsun yalnız bırakmayan Büyük Fenerbahçe Taraftarlarına, şükranlarımı sunuyorum.

Onlar olduğu müddetçe, her türlü esarete hazır olduğumu kamuoyunun bilgisine sunarım…

Ve bilmelerini isterim ki; HAKLILIğIMIZA iNANANLARIN HAKLILIğI YAKINDIR. Ve inanıyorum ki; HEP BiRLiKTE, GüZEL GüNLER GöRECEğiZ, GüNEşLi GüNLER…

Saygılarımla,

AZiZ YILDIRIM

---------------alıntı---------------

(b: not): alıntı ve beşiktaşlılık ile ilgili bölümler hariç tamamen kişisel görüş olup kimseyi bağlamamaktadır. kişisel görüşlere -bile- tahammül edemeyen arkadaşların tahammülsüzlük başlığına gitmeleri şiddetle tavsiye olunur.
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol