aşk

6 /
iceberg
Hayatın boyunca sadece bir kere başına gelen hüzünlüde olsan neşelide sadece aklında her zman yer bulan sarsılmaz duygu bütünü yada kısacık yazılan ama anlamı bir ömüre sığmayan bir tanımla Beşiktaşk
16 karakterle olmaz ki bu is
ne olduğu bilmeden körü körüne birşeylere kapılır gidersin. biraz zaman geçer yüzüstü kaldığında kendini sorgularsın ve ardından aslında olmadığına karar verirsin. önce bu seni çok üzer. kendini öyle kaptırmışsındır ki aşka yok olmasının hayatı tamamen anlamsız kılacağını düşünürsün. ardından farkedersin ki aslında gayet yaşanabilir hayat aşksız. ardından herşey düzene girer, biraz zaman geçer ve etrafında aşkın ne kadar güzel birşey olduğunu anlatan boş kafalara denk gelmeye başlarsın. önceleri kendini tutarsın genç dersin daha birşeylerin farkında değil dersin ama sonra bunlar seni sinirlendirmeye başlar tutamaz olursun kendini. insanlarla konuşmaya, sert çıkışlar yapmaya başlarsın. kimse anlamaz sadece kendi kendine gerilmiş olursun. ardından farkedersin ki aslında bu bir hastalıktır. sadece beynin etkilendiği hormonsal bir sorundur aslında tıp dilinde. beyin mantığı kaybetmiştir. artık o hastalıktan kurtulduğun için sevinirsin ama insanların farkında olmadığı ve bir çırpıda kurtulamadığı bu illet için üzülürsün, üzülürsün ve sonra evet sonra yanlız kaldığın zamanlar tekrar düşünürsün neden insanlar hala hasta diye. senin gibi sağlıklı arkadaşlarınla oturur konuşursunuz neden kimse iyileşmiyor diye. ve anlarsınız o masada aslında siz hastasınızdır da onlar sağlıklıdır. bir anda herşey altüst olur bunca zaman savunduğun fikirlerin bir bir yanlızlığa itmiştir seni. bundan sonrası kişiden kişiye değişir, biri hemen iyileşmek için kendini koyverir ve ilk ilacı alıp içer tadına bakmadan iyileşmek için, biri daha yeni kaybettiklerinin ardından şiirler yazıp biraz daha yalnız kalmayı seçer ve oda ilk hastaya katılır. birde daha yeni aşkı kaybetmişler vardır. sorgulamayı bitirmiş hastanın aslında kendi olduğunu anlamış olanlar. onlar ne bok yer cidden bilmiyorum öyle sözlükte takılır ya da eski resimlere felan bakar heralde ama kolay kolay mutsuz gözükmezler gülerler güldürürler olgun durmaya çalışırlar. doğru ilacı beklerler bir süre arada bir tadını yakaladıklarını sanıp biraz koyverince eskiler dürter bir yanlarından. vazgeçerler
gagam koptu sira pencelerimde
(b: bir fotoğraf, bir söz; sokakta bir yüz; kulağa çalınan bir gülüş)tür...yani...sanki...belki de...aniden aklıma düştü ya gözlerin...lanet olsun. ama sana değil bana, ona, şuna, buna...sana denk gelmesin kaderin kahpelikleri; hep gül lan sen. hep mutlu ol amına koyim. siktir et geridekileri. sen rahat ol; rahat uyu yeter işte...

allak bullak olmuş kafasıyla bir sigara daha yakar ve yalnızlığında, anılarında, aklında boğulmaya terkeder kendini...
peter pan
enfes bir ilhan berk şiiri.


Sen varken kötü diye bir şey bilmiyorduk.
Mutsuzluklar, bu karalar yaşamada yoktu.
Sensiz karanlığın çizgisine koymuşlar umudu
Sensiz esenliğimizin üstünü çizmişler
Nicedir bir pencereden deniz güzel değil
Nicedir ışımayan insanlığımız sensizliğimizden.

Sen gel bizi yeni vakitlere çıkar.
peter pan
su gibi duru ve güzel bir birhan keskin şiiri.


Sevgilim sabahın erkenini seviyor,
ben geceyi ve esmerliğini onun,
o dorukları sevior, korkuyor bundan
ben rüzgarla buluşan tepeyi, tuhaflığı,
ona bir yeşil gülümsüyor,
ben, hayatı delice sevdiysem nasıl,
diyorum, seni de öyle.
O kendi boşluğunda oyalanan günlerde
canı sıkılan bir çocuk gibi uyuyor,
ben göğe bakıyorum geceden,
kendi çukurunu bulmuş deniz gibiyim
diyorum, yanında,
o sabahları eğilip öpüyor denizi.

çıplağın çıplağımda, rüzgarın dağımda olsun,
esmerliğin gecemde, öyle kal.
"Bulutlara bak, gidiyorlar, hızla" diyorsun,
yağmur bir yalıyor yüzümü,
bir duruyor. Sabahları eğilip yüzüme
öpüşün geçiyor bir, bir duruyor aklım.

Su ve rüzgar, dağ ve doruk, sonsuz hepsi,
oysa camdaki sardunya gibi üşür
bana biçtiğin ömür, ölüm geliyor aklıma bir
bir, çıplağın çıplağımda.

Rüzgarın dağımda olsun esmerliğin gecemde
öyle kal, sana sonsuz sarıldığımda.
peter pan
aynı adı taşıyan bir başka birhan keskin şiiri. bunu daha bir çok seviyorum.


Aniden. Birdenbire, beklenmedik olandan...
Beklemeyene: Dile gelen bir dünya.
Vahiy gibi, en çok ona benziyor.
Baharın karnını öptüğüm rüya.

O yüzden "ayaklandım", yukarı ağdım.
Sana vardığımda ağlamam bundan...

Adını andığımda sıcak akıyor bütün nehirler
Dünyayı dolduran sözü olduran o.
Ve ben ne desem şimdi, benden değiller.
Hala soruyor musun bana, aşk ne demek:
O en "bir" ve "tam" olana yürümek.

Durup durup geçmesin içinden ağlamak
Dur, neden ağlıyorsun ca'nım,
yetmez mi ikimize bir sağanak...
forzaquila
uğrunda savaşılması gereken bir şeymiş. iyi tamam da, öyle dövme olur mu?
http://www.fourfourtwo.com.tr/2013/04/22/cunku-ask-icin-savasmaliyiz/
mjoranda
hakkını veremediğim, üç harften daha fazlası.. gerçekle yalan karışımı; hayal ya da rüya.. sesi, teni, kokusu, gözleri, mimikleri aşk.. yanındayken göremediğin, uzaktayken aradığın. mutluluğum ve göz yaşlarım..

şimdiki duygusallığım aşk. sevgiyle kıyasladığım, alışkanlıkla, heyecanla, hüzünle, mutlulukla, şehvetle, tutkuyla, ölümle.. benim aptallığım. benim korkaklığım.. tek kişilik, iki kişilik, üç kişilik yaşadığım aşk. kırmak istemediğim; üzülmek istemediğim.. zamanla yarışan, yorgun hissim.

akıldan vazgeçmek midir aşk? yoksa aklı başa getiren mi? zamana yenik düşen mi; zamanla değerlenen mi?

bir varmış bir yokmuş gibi..

sahi kim bu aşk?
saanen
elif şafak'ın sufizmi konu alan kitabı.
eğer elif şafak'ın okunan ilk romanıysa, okur bu kitaptan çok memnun kalır. ama elif şafak'ın daha önceki romanlarını okumuş olanlara fazla sığ bir dille anlatılmış gibi gelir ve rahatsız eder. tek bir cümleyi satırlarca sürdürebilecek zekaya ve neyi anlatıyorsa görmüş, duymuş, tatmış, koklamış gibi hissettirebilecek yeteneğe sahip bir yazarın; alışılmışın dışında düz bir üslupla yazması eski okurlarında hayal kırıklığı yaratır.
güzel ve etkileyici bir kitap olsa bile ne şems bu kadar yüzeyseldir ne de elif şafak bu kadar basit şekilde yazar. zaten aşk kitabı çok büyük satış rakamları elde ettikten sonra yazar, işi iyice ticarete döküp sevimsizleşmeye başlar.
yokartik
bitmeyen bi şeydir ya da bitmesini istemediğin bi şey
kana kana içtiğin su gibi,açlıktan ölesiye bir parça ekmek
ama mühim olan doğru insanı sevebilmek
ya da sevilebilecek kadar doğru insan olabilmek

aşk olsun demekle olmayacak bir şey
AŞK bi insanı ölesiye sevebilmek
uyanturkiye
anlatılamaz yaşanır denilecek durumlardan biridir.Kelimelere sığdıralamayacak kadar heyecanlı değişik duygular barındırır.
6 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol