şairlerin kralı. bir adam bunca kişinin yaşadığı aynı duyguları nasıl bu kadar farklı anlatır ki yahu?
kendi doğum sürecini anlattığı şiiri vazgeçilmezdir.aşık olduğumda en büyük ilaçtır.
can yücel
(i: ---------------alıntı---------------
bir insanı herhangi biri kırabilir,
ama bir tek en çok sevdiği acıtabilirmiş,...
çok acıttığında anladım..
---------------alıntı---------------)
bir insanı herhangi biri kırabilir,
ama bir tek en çok sevdiği acıtabilirmiş,...
çok acıttığında anladım..
---------------alıntı---------------)
1999dan beri datçada yatan ödpnin kurucularından, eski milli eğitim bakanı hasan ali yücelin oğlu, babasına yazdığı ben hayatta en çok babamı sevdim, sevgi duvarı gibi şiirlerin şairi.
(bkz: can baba)
(bkz: can baba)
aşık olunası, ölünesi bitilesi, her duyguyu, en önemlisi yaşamayı konuşmalarından ve şiirlerinden öğrenebildiğimiz şairdir.
Yasamın en tatsız tarafı sona eriş seklidir.
şüphesiz ki yaşamı tersten yasamak
Daha güzel, hatta mükemmel olurdu.
Nasıl mı?
Cami'de uyanıyorsunuz.
Bir tahta sandık içersinde,
Herkes karşınızda saf durmuş,
iyiliginize dua ediyor
ve tüm haklar helal edilmis vaziyette.
Tabuttan dogruluyorsunuz,
yasli, olgun ve agirbasli olarak.
Herkes etrafinizda, büyük bir itibar,
iltifatlar, çocuklar torunlar hepsi hazir.
Arabaniza kurulup evinize gidiyorsunuz.
Dogar dogmaz devlet size maas bagliyor,
aylik veya üç ayda bir maasinizi aliyorsunuz.
Ne güzel, hazir maas, hazir ev...
Altmisli yaslara kadar hersey garanti,
huzur içinde yasiyorsunuz.
Sagliginiz gittikçe düzeliyor,
kaslar güçleniyor, kuvvetleniyorsunuz.
Birgün çalismak istiyorsunuz
ve ise ilk basladiginiz gün
size hosgeldin hediyesi olarak bir plaket
ve altin kol saati veriyor patronunuz..
ve Genel Müdürlük veya
bunun gibi yüksek bir makamdan,
tecrübeli bir insan olarak ise basliyorsunuz.
Herkes karsinizda elpençe divan...
Vücudunuzda da bazi hosa giden hareketler de basliyor.
Gittikçe zayifliyor forma giriyorsunuz.
Diger hormonal aktiviteler artiyor,
fevkalade.....Aman ne güzel günler basliyor...
Derken birgün patron size
artik üniversiteye gitsen daha iyi olur diyor.
bu arada Babaniz ortaya çikmis,
"fazla çalistin" diyor.
"artik eve dön, isi birak,
okumaya basla, harçiligin benden olsun..."
Keyfe bakar misiniz ?
Okudugunuz dersler gittikçe kolaylasiyor.
Ekmek elden, su gölden bir dönem basliyor.
Partiler, Diskotekler,Kizlarin sayisi artiyor.
Derken Anne ve Babaniz sizi götürüp getirmeye basliyor,
araba kullanma derdi de yok artik...
Günün birinde sizi okuldan da aliyorlar,
"evde otur, keyfine bak, oyuncaklarinla oyna" diyorlar...
Mamaniz agziniza veriliyor,
zaman zaman altinizi bile temizliyorlar,
hatta bu durum aliskanli yaratiyor
ve hiç tuvalet kullanmamaya basliyorsunuz.
Derken Anneniz birgün size süt verme kararini aliyor
ve baska bir keyifli dönem basliyor.
Mama artik her yerde,
her an ve en taze seklinde hazir.
Bir gün karanlik ilik ve sicak bir ortama giriyorsunuz.
Beslenmek için agzinizi açmaya dahi gerek yok,
bir kordondan besleniyor,
sicacik, yumusacik,
gürültü ve patirtisiz bir ortamda yasiyorsunuz.
Kuculuyor, kuculuyor,
ufacik bir hücre halini aliyorsunuz.
Ve günün birinde müthis keyifli bir orgazm ile hayatiniz
bitiyor....
şüphesiz ki yaşamı tersten yasamak
Daha güzel, hatta mükemmel olurdu.
Nasıl mı?
Cami'de uyanıyorsunuz.
Bir tahta sandık içersinde,
Herkes karşınızda saf durmuş,
iyiliginize dua ediyor
ve tüm haklar helal edilmis vaziyette.
Tabuttan dogruluyorsunuz,
yasli, olgun ve agirbasli olarak.
Herkes etrafinizda, büyük bir itibar,
iltifatlar, çocuklar torunlar hepsi hazir.
Arabaniza kurulup evinize gidiyorsunuz.
Dogar dogmaz devlet size maas bagliyor,
aylik veya üç ayda bir maasinizi aliyorsunuz.
Ne güzel, hazir maas, hazir ev...
Altmisli yaslara kadar hersey garanti,
huzur içinde yasiyorsunuz.
Sagliginiz gittikçe düzeliyor,
kaslar güçleniyor, kuvvetleniyorsunuz.
Birgün çalismak istiyorsunuz
ve ise ilk basladiginiz gün
size hosgeldin hediyesi olarak bir plaket
ve altin kol saati veriyor patronunuz..
ve Genel Müdürlük veya
bunun gibi yüksek bir makamdan,
tecrübeli bir insan olarak ise basliyorsunuz.
Herkes karsinizda elpençe divan...
Vücudunuzda da bazi hosa giden hareketler de basliyor.
Gittikçe zayifliyor forma giriyorsunuz.
Diger hormonal aktiviteler artiyor,
fevkalade.....Aman ne güzel günler basliyor...
Derken birgün patron size
artik üniversiteye gitsen daha iyi olur diyor.
bu arada Babaniz ortaya çikmis,
"fazla çalistin" diyor.
"artik eve dön, isi birak,
okumaya basla, harçiligin benden olsun..."
Keyfe bakar misiniz ?
Okudugunuz dersler gittikçe kolaylasiyor.
Ekmek elden, su gölden bir dönem basliyor.
Partiler, Diskotekler,Kizlarin sayisi artiyor.
Derken Anne ve Babaniz sizi götürüp getirmeye basliyor,
araba kullanma derdi de yok artik...
Günün birinde sizi okuldan da aliyorlar,
"evde otur, keyfine bak, oyuncaklarinla oyna" diyorlar...
Mamaniz agziniza veriliyor,
zaman zaman altinizi bile temizliyorlar,
hatta bu durum aliskanli yaratiyor
ve hiç tuvalet kullanmamaya basliyorsunuz.
Derken Anneniz birgün size süt verme kararini aliyor
ve baska bir keyifli dönem basliyor.
Mama artik her yerde,
her an ve en taze seklinde hazir.
Bir gün karanlik ilik ve sicak bir ortama giriyorsunuz.
Beslenmek için agzinizi açmaya dahi gerek yok,
bir kordondan besleniyor,
sicacik, yumusacik,
gürültü ve patirtisiz bir ortamda yasiyorsunuz.
Kuculuyor, kuculuyor,
ufacik bir hücre halini aliyorsunuz.
Ve günün birinde müthis keyifli bir orgazm ile hayatiniz
bitiyor....
Yaşadığı yıllar boyunca sözünü hiç esirgemeyen, yüreği ile ağzı bir olan güzel insan.
(bkz: kart sensin postal da sana girsin.)
(bkz: kart sensin postal da sana girsin.)
çeviri üstadı, romeo juliet çevirisi ile büyük ses getirmiştir, hamlet ile tavan yapmıştır
yeni nesil gençlerin facebook şairi zannettiği büyük üstat.
http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1058679&Date=03.08.2011&CategoryID=77
" bizde g.te g.t derler" diyen muhteşem şahsiyet.
12. ölüm yıl dönümün de mezarına zarar verilen yazarımızdır.
söylentilere göre vasiyetinde, mezarına şarap dökülmesini istemesi üzerine hayranları tarafından bu işlevin gerçekleştirilmesinden bir gün sonra yapılan harekettir.
söylentilere göre vasiyetinde, mezarına şarap dökülmesini istemesi üzerine hayranları tarafından bu işlevin gerçekleştirilmesinden bir gün sonra yapılan harekettir.
mezarına şarap dökülmesi bahanesiyle mezarı talan edilen güzel adamdır can baba halbuki o bu insanlara ışığa çıkaracak binlerce dize bırakmışken bu saygısızlık şerefsizlikten başka birşey değildir.
iğneli şiirleriyle kendisine hasta etmiştir.kendisi bu durumu iğneli şiiriyle anlatır.söyledir;
''Anam babama aşık olmuş,
Babam da anama.
Gezelim bu çarşamba demiş babam.
Sür-dişli anam, öyle şık bir fistanı yok,
Ablasının nişanlığını istemiş ödünç,
Teyzem daha toplu, oturmamış üstüne entari,
Teyelle, iğneyle ayarlamışlar üstüne anamın.
Babam, kavilleri üzre, gelip Topkapı dışındaki evlerine
Anamı alıp, kaçbir tramvaylan aktarma,
Bebeğe götürmüş o Afrodit`i.
Bebek sırtlarına çıkmışlar.
Babam oturtmuş anamı çayıra,
Denizi göstermiş,
iyi şeylerden söz etmişler,
Derken öpecek olmuş anamı,
Anam çoktan razı.
Babam el atınca orasına burasına,
Fistandaki iğneler batmaz mı eline!
Ay! demiş bağırmış babam
O gün, o çayırda, o an
Düştüğüm için ben anamın imgelemine,
Yaşamda da, şiirde de
Böyle iğneli konuşmaklığım..''
''Anam babama aşık olmuş,
Babam da anama.
Gezelim bu çarşamba demiş babam.
Sür-dişli anam, öyle şık bir fistanı yok,
Ablasının nişanlığını istemiş ödünç,
Teyzem daha toplu, oturmamış üstüne entari,
Teyelle, iğneyle ayarlamışlar üstüne anamın.
Babam, kavilleri üzre, gelip Topkapı dışındaki evlerine
Anamı alıp, kaçbir tramvaylan aktarma,
Bebeğe götürmüş o Afrodit`i.
Bebek sırtlarına çıkmışlar.
Babam oturtmuş anamı çayıra,
Denizi göstermiş,
iyi şeylerden söz etmişler,
Derken öpecek olmuş anamı,
Anam çoktan razı.
Babam el atınca orasına burasına,
Fistandaki iğneler batmaz mı eline!
Ay! demiş bağırmış babam
O gün, o çayırda, o an
Düştüğüm için ben anamın imgelemine,
Yaşamda da, şiirde de
Böyle iğneli konuşmaklığım..''
adamın köküdür babamızdır yaşamayı bilmiş, korkusuz şairdir ve söylemeyi bilmiş, gerçek şairdir.şarabın tadı hissedilir eserlerinde.
sevgi dolu yüreklerin gururu olmazmış.
yüreğimde sevgi bulduğumda anladım.
ölürcesine isteyen, beklemez, sadece umut edermiş bir gün affedilmeyi.
beni affetmeni ölürcesine istediğimde anladım.
sevgi emekmiş, emek ise vazgeçmeyecek kadar
ama özgür bırakacak kadar sevmekmiş.
anladım şiirinin sahibidir.
sevgi dolu yüreklerin gururu olmazmış.
yüreğimde sevgi bulduğumda anladım.
ölürcesine isteyen, beklemez, sadece umut edermiş bir gün affedilmeyi.
beni affetmeni ölürcesine istediğimde anladım.
sevgi emekmiş, emek ise vazgeçmeyecek kadar
ama özgür bırakacak kadar sevmekmiş.
anladım şiirinin sahibidir.
sene 1997..bi gün yine oturmuş sohbet ederken aramızda şu diyaloglar geçiyor ;
-hocam şu karşıdan geçeni görüyormusun?
+evet görüyorum
-birde etrafındakilere bak bakışlarıyla küfür eder gibi her biri.. sırf küpe taktığı için olsa gerek.
+haklısın..bu toplum öyle bir toplum ki; "kendi kulağına küpe takan adamı taşlayıp, götüne kazık sokan adamları alkışlar." der can yücel [ybkz]swh[/ybkz]
-hocam şu karşıdan geçeni görüyormusun?
+evet görüyorum
-birde etrafındakilere bak bakışlarıyla küfür eder gibi her biri.. sırf küpe taktığı için olsa gerek.
+haklısın..bu toplum öyle bir toplum ki; "kendi kulağına küpe takan adamı taşlayıp, götüne kazık sokan adamları alkışlar." der can yücel [ybkz]swh[/ybkz]
son sıralarda facebook'da saçma sapan yazılar yazıp altına "can yücel" diye yazılan şahane adam.
canımız, babamızdır. en dobra şairdir; en açık sözlü, en güzel gözlü odur.
çalar saat adıyla, kendine dair kısa ve öz bir açıklamada (eleştiride hatta) bulunan bir şiir yazmıştır:
Birden bire uyuyacağım
Bunca uykulu uykusuzluktan sonra.
Sanki papatyalar açacak balkonumun önünde,
Kediler gelip içine sıçacaklar.
Gübre...
Uyuyacağım herkesi uyutmak için değil,
Uyandırmak için.
Ben hep böyle yaşadım;
Herkesi uyandırmak için...
Vakti saati değildi belki,
Belki de ben
Beceremedim...
çalar saat adıyla, kendine dair kısa ve öz bir açıklamada (eleştiride hatta) bulunan bir şiir yazmıştır:
Birden bire uyuyacağım
Bunca uykulu uykusuzluktan sonra.
Sanki papatyalar açacak balkonumun önünde,
Kediler gelip içine sıçacaklar.
Gübre...
Uyuyacağım herkesi uyutmak için değil,
Uyandırmak için.
Ben hep böyle yaşadım;
Herkesi uyandırmak için...
Vakti saati değildi belki,
Belki de ben
Beceremedim...
eski millieğitim bakanı hasan ali yücel in oğludur. iyi bir ögrencidir can.en yakın arkadaşıyla devletin yurtdışı bursu için başvururlar.babası hasan ali yücel makamını kullanıyo demesinler diye canı yollamamış ama arkadaşını göndermiştir. can da biriktirdiği tum parayı arkadaşına vermiştir benim burada ihtiyacım olmaz diyerek.arkadaşı tıpta alanının en iyilerinden olmuştur.bizim can ise keskin kalemli eşsiz bir şair,yazar.
'kaldır kadehi ey sevgili.
önce gelişine, sonra gidişine
dibini bulunca da gelmişine, geçmişine..'
önce gelişine, sonra gidişine
dibini bulunca da gelmişine, geçmişine..'
(b: 12 Ağustos 1999) ölüm yılı ve mezarı çok sevdiği topraklar (b: datça) dadır
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?