küçükken hatırlıyorum. üç tekerlekli bisikletler ile kendinizi salacağınız en güzel yokuşlar bu şehirdedir. bürokratik havasına, bazılarının artık klasikleşmiş gri şehir benzetmelerine inat ankara'da geçen çocukluk unutulmaz. aslında hiçbir şehirde yaşanan çocukluk unutulmaz. çünkü bir şehri güzel yapan deniz ya da sosyal olanakları değil, kişinin yaşanmışlıklarıdır. çocukluğuma nazaran daha az sevdiğim doğrudur bu şehri. artık kendi ayaklarım üzerinde de durabiliyorum üstelik. kendi ayakları üzerinde durmak da ne demekse sanki. güzel bir şeymiş gibi. yani uzun lafın kısası halamın elimden tutup beni gençlik parkına götürmesini, sinemaya gidip aslan kralı izletmesini, bana kızılay'da hamburger yedirmesini özledim. o hamburger nasıl kocaman gelirdi bana. dünyalar benim olurdu... şimdi ise...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?