adliye diyalogları

fani madida
çoğu zaman sabır sınayan diyolaglardır. mesela şöyle;

duruşma salonuna girilir mübaşir tanığı çağırır. hakimin dosyayı incelememiş olduğu bilindiği için hakime "efendim bu dosyadaki durum biraz karışık isterseniz önce izah edeyim ona göre soru yöneltelim tanığa" denir. hakim gözlerinden ateş fışkırtarak "avukat bey ben sorularımı sorayım, sonra eksik kalan varsa siz sorarsınız" diye çemkirir.

sonra tanığa soru sormaya başlar hakim, tanıktan gelen cevaplarla iyice kafası karışınca avukata dönerek;

"avukat bey burada olay neydi anlatır mısınız"

bayan nihayet
nezarette geçirilen geceden sonra adliyeye götürülürsünüz ve avukatınız gelir;

a:avukat
b:ben
s:savcı

a:yalan söyleme hakkın var,sen eyleme filan gitmedin tesadüfen geçiyordun seni de tutukladılar.
b:bakarız.

savcı karşısına çıkarsınız;

s: (alaycı bir tavırla) komünistmisin sen?
b: evet.
a: (tedirginlik içinde kısık bir sesle) hasiktir!
s: (duyar) avukatını da kendine benzetmişsin.
a: .....
b: .....
fani madida
1988 yılında açılan ve 1990 yılında karar verilen bir dosyada bir araç üzerine haciz konulmuştur. bu haciz halen araç üzerinde göründüğünden sorun çıkarmaktadır. haczin kaldırılması için ilgili mahkeme kalemine gidilir ve yazı işleri müdürüne durum açıklanır. müdürden gelen dumur edici cevap şöyledir;

- avukat bey, bu dosyada sizin vekaletiniz var mı?

not: o dava açıldığında ben daha 3 yaşındaydım.
fani madida
daha çok meslek icabı adliyeye sıklıkla gitmek zorunda kalan kimselerin maruz kaldığı ilginç diyaloglardır. örnek vermek gerekirse;

müvekkil adına adli sicil kaydı almak için gidilir.

- iyi günler hanımefendi, müvekkilim adına adli sicil kaydı almak istiyorum.
(kadın dilekçeyi alır, uzun uzun inceler ama kafasına yatmaz, gider müdüre sorar gelir)
- avukat yanında mı staj yapıyorsunuz?
- stajyer değilim, avukatım ben.
-onu anladım da avukat yanında mı staj yapıyorsunuz?
( iyice sinirlenmiş bir halde)
-hayır hanımefendi avukatım ben.
-allah allah, neyse ya kuyruk da çok uzadı vereyim bari. (lutfetmiş gibi)
-sağolun çok anlayışlısınız.
simsiyah
yaş 17-18 falan uyanık bir arkadaşa uyup galatasaray maçında şampiyonluk tişörtleri satıcaz. yolumuzu buluruz diye ne sattığımı çok umursamadan gittik sami yenin önüne daha bir tişört bile satamadan avukat ve polislerden oluşan bir grup apar topar karakola götürdü işportacılıktan. neyse efendim lisanslı ürünler üreten firmanın avukatları davacı falan oldular[ybkz]swh[/ybkz]. mahkemeye çıktık bi süre sonra,

hakim: oğlum galatasaraylımısın sen

ben: ha ha hayır[ybkz]swh[/ybkz] beşiktaşlıyım öğretmenim [ybkz]swh[/ybkz]

hakim: o zaman neden bu [ybkz]swh[/ybkz]rengibozukların malını satıyon

ben: para kazanırız sandım ondan [ybkz]swh[/ybkz]

hakim: tamam galatasaylılarda bunları mahkemeye vermiş becerememişler lisans işini, düşer bu dava merak etme sen dedi. takipsizlik falan olucak gibi bişeyeler dedi avukat gibi bana istersem onları dava edebileceğimi fatura bulmam halinde zayi olan mallardan dolayı dava açabileceğimi falan söylemişti. sağolsun tanıdığım en baba fenerliydi.

ben[ybkz]swh[/ybkz]: mahkemeye çıkmanın korkusuyla bir daha gitmemek için sadece dua etmiştim davacı falan da olmamıştım, ama öğretmenim ne ya
fani madida
bir haciz talebi ve bir harç yatırma işlemi için icra dairesine gidilir.

-müdür bey kolay gelsin, bir haciz talebimiz vardı.
-bırakın şöyle bakarız bir ara.
-müdür bey biraz acele de bugün baksanız olmaz mı?
-avukat bey, benim 3 gün hakkım var, bir sürü işim var başka bugün bakamam.
-peki, bir de şu dosyaya harç yatıracaktım. ( x liralık harç için y lira verilir) üstü kalsın müdür bey.
(sihirli sözü duyan müdürün birden gözleri parlar)
- sizin şu haciz işini de halledelim avukat bey, madem acele bekletmeyeyim sizi.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol