87. oscar ödül töreni

saniyede yirmidört kare
gecenin en güzel görüntüsünün barbaros tapan'ın girişte açtığı beşiktaş atkısı olduğu tören.https://twitter.com/BarbarosTapan/status/569647882808094720

izlemeyenlerin çok bi'şey kaybetmedi. sanırım artık sosyal medya sayesinde sektörle, yıldızlarla iç içe olduğumuzdan (merhaba icloud merhaba eheh) artık o kadar da heyecanlandırmıyor kırmızı halıda yürüyen oyuncular, yönetmenler, yapımcılar. teheey! eskiden böyle miydi?

önce magazinsel gideceğim. törenin yalnızca açılışı çok güzeldi bir de film sunumlarında kullanılan illüstrasyonlar. o kadar da olsun artık. töreni canlı yayınlayan digitürk'e yekta kopan ve mehmet açar hatrına lanet yağdırmak istemiyorum. ancak bir dahakine lütfen diğer konukları özenle seçsinler. filmleri izlememiş, adayların kim olduğunu bilmeyen kisvesi modacı mıdır nedir bilemediğim insanların orada oturup oscar 'değerlendirmesine' tahammül edemedim. insan utanır da bilmiyorum diye katılmaz programa. töreni sunan neil patrick harris'i de yalnızca donuyla sevdim. sadece donu güldürdü.

neyse törene dönelim. sıfır atraksiyon. kimse merdivenlerden düşmedi, kimse kimseyi dudaklarından öpmedi ve kimse anarşik laflar etmedi. sadece patricia arquette en iyi yardımcı kadın oyuncu ödülünü alırken biraz kadın haklarına selam etti, the imitation game'in senaristi de eşcinsel görünürlülüğü ile ilgili güzel mesajlar verdi, innaritu göçmenlik ve ödül törenleri mantığı ile ilgili süper kelamlar etti.

ödüller ise, bir önceki entrymde bahsettiğim adil olmama hadisesinde beni biraz utandırdı. çok acayiptir ki en iyi film ödülünü the grand budapest hotel alamadı diye üzülürken, aynı zamanda boyhood alamadı diye seviniyordum. whiplash'a gitmemesine de çok sevindim. en iyi yönetmen konusunda kararsızdım, birçok insana göre boyhood'un yönetmeni 'sırf yapımı 13 yıl sürdü diye ödül almayı haketmiyordu' ama bence bir filme o kadar uzun süre konsantre olmak ve sonunda güzel bir iş çıkarmak bence 'yönetmenlik' başarısıdır. birdman'inse başarısı zaten en iyi görüntü yönetmenliği ödülünü de aldığı üzere görüntü yönetmeni başarısıdır. bu ikisi farklı şeylerdir bana göre, ama demek ki akademiye göre değilmiş. birdman'in aynı zamanda en iyi orijinal senaryo ödülü alması da sanırım jürinin çok kolay özdeşleşme yaşayıp meslek dayanışmasına gitmesi sanırım.

ve oyuncular... sanırım en adil kategori en iyi erkek oyuncu oldu. akademiye güvenmeyerek ''birdman'la micheal keaton alacak ama eddie redmayne alsın istiyor gönlüm.'' demiştim, yine birdman özdeşleşmesinden verecekler herhalde diye düşünürken the theory of everything'i tek başına sürükleyen eddie redmayne kardeşimiz ödüllendi. en iyi yardımcı erkek oyuncu da gitmeseydi büyük ayıp olacak j.k. simmons'a giderken, bir ara ''ay yoksa bunlar edward norton'a vermesinler!'' diye kaygılandığımı itiraf etmeliyim. kadın oyunculara da aynı şekilde hakettikleri ödüller verildi.

geri kalan önemli kategorilerde the grand budapest hotel zaten kostümün, saçın, makyajın ve sanat yönetiminin hakkını verdiği üzere ödülleri toparladı. gecenin bence en güzel şey, american sniper'ın yalnızca ses kurgusu ödülü ile dönmesi. yani yok artık öyle amerikancılık!

netice itibariyle 87. oscar ödülleri verilip starlar ünlerine ün zenginliklerine zenginlik eklerken, saniyede yirmidört kare bacınız yine pijamalarıyla oturup kırmızı halıda yürüyenlerin elbiselerini boklayıp bir yandan da elma soyarken ve uyumamak için kahveye kahve eklerken ''acaba ben oscar'da ödül alırken nasıl bir konuşma yaparım'' diye hayal kurup aynı esnada aklına liverpool maçı gelince, konuşmasını (vurgula: siyaaah ulaaan! beyaaaz ulaaan! alayınaaa gider ulaaan!) şeklinde yapmaya kadar verdi.

akademiiiğğ beyaz deseneeeğ!
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol