6 şubat 2013 türkiye çek cumhuriyeti maçı

forzaquila
milli takımdan ne köy, ne kasaba, ne otağ, ne de herhangi bir yerleşim birimi olamayacağını bir kez daha kanıtlayan maç.
uzun analizlere gerek yok, sahaya çıkardığın oyuncuların kağıt üstündeki değerine bak.
şimdi de çek cumhuriyeti takımına ve sahada olmayan eksiklerine bak. (cech,hübschman,jiracek,pilar,pekhart,necid)
çeklerin 90 dakika yaptığı müthiş baskıyı, alan dalartmayı, yardımlaşmayı, hızlı hücumu gözünün önüne getir.
türkiye'nin bir halt yapamayıp selçuk ve arda'nın ayağına bakışını, arda'nın topla oynarken çeklere savunmaya dönmeleri için gerekli zamanı sağladığını gör.

rezalet ötesi bir maç daha. futbolun basitliğini algılayıp gerekeni yapamayan tek ulus biziz sanırım şu sıralar. neredeyse her takım, ki buna malta, azerbaycan, estonya, romanya gibi takımlar dahil, işin koşup mücadele etmekten, takım halinde savunma ve hücum yapabilmekten geçtiğini algılamış, buna göre oynuyor. biz oynama safhasına geçemedik bile.

milli takımda yer alan her futbolcuya zorla 6 şubat 2013 fransa almanya maçı izletilmeli, ne ders çıkardıkları sorulmalı, ardından oynadıkları maç izlettirilip karşılaştırılma yaptırılmalı. çünkü futbol çokça düşünsel bir iştir. düşünmeden oynarsan geleceğin nokta ancak burasıdır.

çek cumhuriyeti'nin bilek yönetiminde çok iyi iş çıkardığını söylemezsek çarpılırız. savunmaları, sivok reyizin de katkısıyla, çok sağlam. herkes yardımlaşıyor, hızlı oyun var, genç oyuncular yavaş yavaş kadroya entegre ediliyor, 2004'de finali kaçıran efsanevi altın jenerasyondan sonra yeni bir jenerasyon geliyor, belli.
semt bizim aşk bizim
sadece necip uysal'ın çağrılıp, üstüne bir de antrenmanda sakatlandığı karşılaşma.

tarihe not düşülsün; bu kaçıncı milli takıma gönderip sakatlanan futbolcumuz..

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol