öncelikle; bu sezona dair tüm umutlarımızın tükendiği maç olmuştur.
dün fenev maçına bakıyorsun, bugün bizimkine... trabzon ve gençlerbirliği, üç aşağı beş yukarı birbirine denk iki takım bunlar, ikisinin de diğerinden güçlü ve zayıf yönleri olsa da. fenev'in oynadığı oyun, aldığı sonuca bakıyorsun, bir de bizimkine. aradaki farka bakıyorsun, iki şey göze çarpıyor: birincisi, azim ve istek. adamlar köpek gibi koşuyor, basıyor, hücumda çoğalıyor, akıllı paslar atıyor, sahaya gerektiği gibi yerleşiyor, yayılıyor falan filan... ikincisi ise kanatlardaki etkinlik. sürekli topları kanatlara dağıtıyor ve oradan gelen orta ve bindirmelerle rakibi bunaltarak sonuca gidiyorlar. bu arkadaşları örnek olarak vermemin nedeni, karşılarındaki rakibin bizim rakibe orantılı bir gücünün oluşu ve yine rakiplerin ligdeki konumu olmasının yanı sıra, fenev ve bizim ligdeki pozisyonumuzdur. bir tarafta isteyen, baskı yapan, çabalayan ve üreten bir takım; diğer tarafta "dünya s*kine minare g*tüne" mahalle takımı bozması. artık ağır konuşmaktan çekinmiyorum, çünkü çok ciddi sorunlarımızın olduğu aşikar.
arkadaş 4 stoperle maça çıkmak neyin kafasıdır? hücuma hiçbir katkı sağlamayacağını bildiğin bek mevkisinde oynayan stoperlerin, görev verdiğin pozisyonun gereğini yerine getirecek hıza da sahip olmadığını bilmiyor musun sen? rakibin oyun anlayışının tamamen kontra atağa dayalı olduğunu bilmiyor musun? bir hafta boyunca ne halt ettin? beklerin sakat olabilir de, hiç sevmesek de ekrem denen adamı herhangi bir kanadın beki olarak neden oynatmaz da fantazilere girişirsin? madem bu kadar çaresizsin, alt yapıdan takıma adapte edebileceğin hiçbir bek yok mu? hiç izledin mi o çocukların mücadelesini acaba? iki tane bekinin sakatlanma ihtimalini düşünmedin değil mi hiç? rıdvan şimşek'i neden gönderdin düşüncesiz herif?
uzar da gider bu sorular. ancak kesin olan bir şey var ki, hocanın istanbul tatili artık sona ermiştir.
iki çift lafım da oyunculara var tabii ki:
fernandes: babacım nerelerdesin sen? canavar gibi top oynuyordun bir aralar...? derbilerden hep kaçtın, "aha, bu derbide oynayacak" diye ümitlendik, ama bu sefer de ruhen gözükmedin ortalıkta. topları hep ezdin, ağır kaldın, oyun yönlendirmede yetersizdin, savunmaya destek olamadın... en kritik maçlarda yoktun, gaza basmamız gereken bu zamanda da vitesi yükseltemedin; senden beklentimiz yüksek, bu yüzden eleştiriyoruz. belki bu kadarına hakkımız yok ama, senin de bu denli silik oynamaya hakkın yok birader.
quaresma: öncelikle senden hâlâ medet uman hocaya, sonra da senin bu "amaaan s*kerler maçı, bana paradan haber verin" tavrına sokayım. ne iş yaparsın sahada ben anlamıyorum. ne top oynarsın, ne top kovalarsın, bir asist yapar yatarsın, bütün olayın budur. hep bu numarayla ağzımıza bir parmak bal çalıp uyuttun bizi. helal olsun valla ne diyim...
almeida: attığın golle beni kandıramazsın arkadaş. çok zor pozisyondu, iki kişiyle birlikte zıpladın; yakın mesafe olmasına rağmen, o dengesiz pozisyonda gol atamasan en fazla "ah ulan beee" der geçerdik. sen kaçırdıklarınla çok şeye mâl oldun şimdiye kadar, o yüzden istersen beş gol at, umrumda değil.
sivok: sana sevgim sonsuz, ama bugün eleştireceğim, kaçamazsın. yanında egemen varken taş gibisiniz: biriniz kesiyor, diğeriniz oyun kuruyor; nispeten daha rahat hissediyorduk rakip atakları sırasında. ama sen, yanında sağlam bir kesici olmayınca, standardının da altında oynuyorsun. bunun sebebini sen daha iyi biliyorsun eminim, ama yıllardır böylesin. yanındaki, alıştığın adam, oynamadığında sen, takımı iki kişi yokmuşçasına oynatıyorsun. ondan sonra çıkıp da yönetimden maaşında %100 zam istiyorsun, vazgeçilmez bir adam olduğunu kanıtlamamışken hem de. yazık oldu, yazık...
ve ernst... abi, artık aklın varsa ayrıl şu takımdan, rica ediyorum biraz kendini düşün. kafanda saç kalmamış zaten, g*tündeki kılları bile kaybedeceksin burada oynadıkça benden söylemesi. yanında oynayanları adam edemedin yıllardır, olmayacaklar da emin olabilirsin, bizim kafamızda sorun çünkü. artık uzaklaş bu takımdan, bu ülkeden; 1-2 sene kafan rahat bir şekilde topunu oyna, çok seviyorsan bi antalya yaparsın stres atarsın 3-5 günlüğüne, oooh mis. bak iyi düşün bu dediklerimi, biz yandık sen yanma en azından...
geri kalanlara herhangi bir laf etme gereği duymuyorum, zira hep aynılar hep aynılar, yaza yaza parmakların nasır oldu artık zaten.
hayatımızı s*ktin beşiktaş, öldürdün bitirdin beşiktaş; sevdik gönül verdik, biz verdikçe sen bi daha s*ktin beşiktaş[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz] [ybkz]swh[/ybkz]
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?