3 temmuz 2013 mısır'da yapılan darbe

(bkz: 14 temmuz 2013 mısır'da askeri müdahale)

mısır askeri hükümetinin, göstericileri dağıtmak için halık üzerine ateş açması ile 120 kişinin ölmesine neden olan darbedir.etkisi halen çok canlı

mısırda ölenler için hükümetin gözünü yaşartan, türkiyede öldükleri için ölümleri meşru görülen zıt kutbu yaratan olay.

mısır'ı iki meydana bölen darbe. tahrir ve adeviye meydanları insan dolu ve her iki tarafta birbirlerinin tam zıt isteklerini bildiriyor

sorumlularının ankara cumhuriyet başsavcılığı tarafından yargılanacağı darbe. darbe evrensel bir suç imiş; türk adalet sistemi yine yaptı yapacağını.

(bkz: kenan evren)

darbe her yerde darbedir. zulüm her yerde zulümdür. katliam her yerde katliamdır. cinayet her yerde cinayettir. bunların ortak özelliği kötü olmalarıdır. memleketteki solcu, sağcı, liberal, muhafazakar ve her neyse kardeşlerimizin içinde olduğu temel kafa karışıklığı bunu ayırt edememeleridir. yukarıda sayılanlardan hiçbirinin mantıklı gerekçesi yoktur. yanlıştır "ama"sı da yoktur. darbe için konuşacaksak her darbe acılar getirir. biz bunu en iyi bilen milletiz. siz buradaki iktidardakilerin darbe mağduriyetinin miadı dolması hasebiyle oradaki darbeden mağduruz edebiyatı çıkarmasını boşverin. siz oradaki darbeyi zihninizde, kalbinizde, vicdanınızda lanetleyin, ve mısır'daki herkes için dua edin.

mursi'nin tayyipten feyz alıp,iktidarını sağlama alamadığını gösteren darbe.
halka herşeyi müstahak görmeden önce , orduyu ve gazetecileri içeri tıkması gerekiyordu.

türkiye sınırları içinde türkiye'de olan olaylardan daha çok yankı bulmuş darbedir. ülkemizin farklı yerlerinde direnişe devam sloganları atılmakta ama nedense polis hiç sesini çıkarmamaktadır. başka bir ülkenin iç işlerine sürekli müdahale etmeye çalışan siyasilerimiz var, mısır'da yaşayan insanları direnişe çığırıyorlar.

protesto eden insanlar istediklerini yapabilirler, mısır'da yapılan darbeye, insanlara yapılanlara vs tepki gösterebilirler en doğal haklarıdır ama benim ağrıma giden (bkz: iki yüzlülük) tür.

demokrasi denilen şeyin sanıldığı kadar kolay bir ülkede işlemeye başlamayacağının kanıtı. zaten o kadar kolay olsaydı biz halen demokrasi adı altında sivil diktatörlükle yönetilmezdik.

mısır'da gelişen olaylara hem siyasi iktidar hem de halk cephesinden bakmak lazım. halk meydanlara inmenin ve örgütlenmenin gücünü gördü ve şimdi elindeki bu gücü kullanmak istiyor. tabi bu son derece istismara açık bir konu. sürekli olarak istikrarsızlık sorunları çıkarabilir mısır'da.

mursi cumhurbaşkanlığındaki mısır iktidarı açısından bakıldığında kendilerinin de henüz demokrasi anlayışını oturtamadıklarını görüyoruz. sandıkla başa geldikten sonra her erki kendisine bağlamak istedi. yani bizim ülkemizde şu anda 11 yılda yapılan şeyi 1 yılda yapmaya çalışınca sonucu bu oldu. oysa rte'den biraz ders alsa nasıl karıncaya tecavüz edip beli incitilmez bunu öğrenebilirdi.

her şeye rağmen askeri bir darbe olması hoş olmadı. mursi'nin direniş çağrısı da ülkeyi bir çeşit içsavaşın eşiğine getirmiş oldu. umarım daha fazla kan akmadan bir çözüm yolu bulunur.

son olarak "seçimle gelen silahla gitmemeli" diyenleri iki yüzlü olmamaya davet ediyorum.

mısır'ın, halk isyanını müslüman kardeşler'in sahiplenmesiyle gelen iktidarının, yine halk isyanıyla devrilmesi ve bu devrimi ordunun sahiplenmesi olayı. halk, bir kez daha sokaklara indi, iktidar köşeye sıkıştı ve ordu da bunu fırsat bilip, olayı sahiplendi. mısır halkı, örgütlenmeyi başaramadığı sürece, böyle her devrimi sahiplenen biri çıkar. öyle sokaklara inip, kadınlara toplu tecavüz etmekle ve onları öldürmekle olmaz devrim.

mısır'ın sandıkla gelen yöneticilerini görevden indiren askerin başardığı darbedir.