27 aralık 2012 beşiktaş khimki moscow region maçı

0 /
mezeak
moralimizi bozmamamız gereken maçtır.önümüzde çok maç var.bide tribünler neden dolmuyor anlamadım gitti.
ala rase
her zamanki gibi maç öncesi şarkılarla coşulan maçtır. bir tane yabancı şarkı var. dımtıslı. sürekli duyuyorum. sevdim ama bir bok bilmiyorum şarkıyla ilgili. sözlük yazarlarının beyin ampulü yanarsa benim de mesaj kutumun ışığını yakmalarını rica ediyorum. şarkının melodisini veriyorum;

-dıırır dın dın dırırın dın dın dımtısdımtıs [ybkz]swh[/ybkz]
pepük
2 dakikalık aralıklarla canlandığımız fakat sonuca ulaşamadığımız karşılaşma.
Gereksiz yere çok top kaybettik.
şutmesafesişutpozisyonu
Markota ve cevherin berbat savunmaları ve hucümda sıfır etki ile oynamaları sonucunda kaybettiğimiz maç olmuştur. Bu ikili Efes maçında da toplam 4 sayı ile oynarken sadece savanoiç 17 sayı ile oynamıştı.
çünkü bu iki arkadaşta savunma yapmayı semiyorlar, markota zaten o tip bir oyuncu değil.
Genel kanı jerrels bu takım için yetersiz olarak gözüksede benim kanım 4 numarada büyük bir zaaf var.
Belki barış hersek sertliği burada daha fazla denenmeli.
Ancak beşiktaşın geçen sene yaşadığı çalkantılar ve takımın dağılması ve malum süreç sonucunda ,takımda hiç bir oyuncu yokken 9 yıllık fransa kariyerini bir kenara atıp tüm riskleri alarak bu takımı top 16 ya sokan gerçek kaptan erman hocayı kutlmak lazım. Bu büyük bir başarıdır ve bundan sonra grupta tek bir galbiyet bile alınamasada bu değişmeyecektir.

Not: Kişisel fikrim en az 3-4 galibiyet alabileceğimiz yönündedir.
ala rase
yazık olan maç. tek kelime ile yazık.

yok arkadaş dayanamıyorum. ben tv başında, tribünde falker'a dayanamıyorum. bu adam pis işler için alındı değil mi? o zaman pis işleri yap bi zahmet? pota altını yol geçen hanı yapma mesela? topu eline alan gidemesin potaya mesela? farkın açıldığı dakikalara dikkat edilsin, falker'ın sahada olduğu pota altının anasının ağladığı zamanlarla aynı. kimse bana fridzon'un attıklarından bahsetmesin. sonradan geldi hepsi. tutturunca da devam etti. erman hocam "(b: cemal nalga erken faul problemine girdi )" demiş. hocam affedersin de adamın 2 faulü var. loncar'ın arkasında ezilen falker yerine nalga daha sağlam duramaz mıydı koç? cevher ile markota 4-5 oynadığı zamanlar bile daha yararlı geçti falker'a nazaran.

markota'ya ayrı bir parantez açmak istiyorum. 2 tane kırılma anında top elindeydi. bir tanesini pota altında elinden kaçırdı. diğerinde ise çok savruk bir 3'lük denedi. bir insan kötü bir gününde olabilir. bunu anlarım. [ybkz]swh[/ybkz] markota da dün kötüydü. bu da yenilgimizde önemli bir etkendi. böyle kötü olduğu zamanlarda cevher daha fazla süre almalı mı acaba diye düşünmekteyim.

planinic son çeyreğin tamamını 4 faulle oynadı. topu her eline aldığında penetre etmeyi seven curtis bir kez bile denemedi 5. faulünü aldırmayı. son çeyreğin tamamını planinic'den yoksun olan khimki'yi yenmemiz çok kolaylaşırdı. ha bu arada planinic 36 dakikanın üzerinde sahada kaldı. bizde de tam tersi anasını satayım. vidmar 3 faullü diye 18 dakika oynadı.

vidmar'a da bir şeyler demeden geçemeyeceğim. bu adam kendini aştı resmen. savunma tavan adamda. müthiş, mükemmel işler yapıyor pota altında. sadece pota altı değil her yere yardıma gidiyor. blokluyor, savaşıyor. gerçekten harika. gözle görülür de bir iyileşme var serbest atışlarında. [ybkz]swh[/ybkz] [ybkz]swh[/ybkz]. sanırım 300 bin $ dolaylarında bir paraya sene sonu alabiliyorduk. inşallah doğru hatırlıyorumdur. bu adam bizde kalmalı. vidmar'ın bu oyununda erman kunter'in etkisi büyük diye düşünüyorum.

her şeye rağmen canımız sağolsun koç. istikrar. istikrar.
miglate
müthiş taraftar desteğine rağmen oyuncuların bir türlü gaza gelmediği maç.ulan tam yakalıyoruz orta sahadan üçlük atmaya çalısıyoruz.lan ikilik at amk ne olacak.falker denen şut atma özürlü ve defansif anlamda da bir sike yaramayan basketbolcu bozuntusu yüzünden kaybettiğimiz maç.gerçi suç onda değil oynatanda.
höwedes
2. çeyreğin ortalarına kadar açtığımız farkı koruyamamak, en önemli zamanda üst üste iki hücumda boş üçlükleri kaçırmak gibi birçok kırılma noktası olan ve yine son zamanlardaki gibi klasik hatalarımızla 75-80 kaybettiğimiz maçtır.
issizimissizz
saat 12.00 itibari ile 1.000 bilet satilmis. yaziklar olsun. kimse sinan erdemde olsa soyle olurdu boyle olurdu demesin 1.000 bilet nedir arkadas gorende maci silivride oynaniyor sanar. topkapi metrobüsten inip minibüse binceksin 10 dakika sonra salondasin daha neyin artisligini yapiyoruz bilemiyorum.
gidiyorum bu
erman kunter ve talebelerinin kazanarak top 16 için de camiaya esaslı bir mesaj vermelerini ümit ettiğim maçtır. hemen sonda söyleyeceğimizi başta söyleyelim bc khimki öyle hello cello bir takım değil. litvanya basketbolu'nun yetiştirdiği en önemli kısa oyunculardan olan rimas kurtinaitis yönetiminde normal sezonda bulundukları grupta sessiz sedasız çok iyi işler çıkardılar.

aslında beşiktaş rus ekibiyle ilk kez karşılaşmıyor. dört yıl kadar önce cola turka sponsorluğunda ve murat didin'in koçluğunda eurocup'ta kendileri ile aynı gruba düşmüştük. tabii ismini ilk duyduğumuzda "bunlar khimki abi yeaaa eheheh" tarzı yavan espirilerde gecikmesek de adamların o sene rusya'da cska moskova hakimiyetini yıkmak adına büyük bir yatırımla yola çıktığını öğrendiğimizde renk benz atmamız çok da uzun sürmedi. hele ki koçluğa sergio scariolo'yu, oyuncu olarak da nba'den carlos delfino ve jorge garbajosa'yı transfer ettiklerini görünce kekelemeye başladık. istanbul'da kendilerini daha bir zorlasak da iki maçta da mağlup olduk.

o günden bugüne şartlar değişti mi? eh biraz. bir kere khimki iyi bir koça ve önemli oyunculara sahip ama o yıllardaki kadar büyük paralar harcamıyorlar. deplasmanda çok da parlak istatistiklere sahip değiller. gruplarında panathinaikos dışında tüm takımlara deplasmanda mağlup olmuşlar. yalnız yine bu durum yanıltmasın örneğin fenerbahçe ülker deplasmanında dördüncü çeyreğe kadar sarı lacivertlileri oldukça zorladılar. zoran planinic gibi avrupa basketbolunda bilhassa ispanya özelinde çok önemli işler çıkarmış bir oyun kurucunun saha içi direksiyonda bulunduğunu unutmamak gerekir. kendisine kresimir loncar, vitaly fridzon ve sergey monya gibi ün yapmış, tecrübeli isimler eşlik ediyor. abd'li paul davis pota altındaki bir başka önemli silahları.

bize göre bayağı uzun bir takım. 2.05'in üzerinde tam altı oyuncuları var. yani ribaundlara oldukça dikkat etmemiz gerekiyor. özellikle hücum ribaundu vermemek adına kısalarımızın da boyalı alana geçerek bu mücadeleye katılmaları gerekecek. bizim maçın son anına kadar oyun disiplininden kopmadan oynamamız çok önemli. yenildiğimiz karşılaşmaların hiçbirisinde oyunu son dakikalara kadar taşıyamamışız. geri düştüğümüzde maçtan çok çabuk kopuyoruz. tribünler de bu kopuşa çanak tutuyorlar ne yazık ki.

patrick christopher değişik bir adam. maça iyi başlarsa devamını getiriyor. ancak baştan şutları girmezse önce kendisine sonra oyuna küsüyor ve felaket yüzdelerle karşılaşmayı tamamlıyor. kendi şutunu yaratabilen bir adam değil. o yüzden sizin ona şut atabileceği pozisyonu yaratmanız lâzım. bunu yapacak olan da tutku açık. ne yazık ki sakat. curtis jerrells iki ucu keskin bıçak. maçın sizin lehinize alıp götürebilir de saçma sapan hareketlerle karşı tarafa verebilir de. bariz bir kontrol problemi yaşamasa sanırım kendisini cska moskova, barcelona regal seviyesindeki takımlarda izleyebilirdik.

asıl beni düşündüren yerli oyuncuların performansının ne olacağı noktasında somutlaşıyor. ne serhat çetin, ne cevher özer, ne de can akın işler sıkıştığında inisiyatif alan oyuncular değiller. attıkları zaman kendilerine güvenleri geliyor. ancak baştan iki üç atış kaçırırlarsa potaya bakmaya korkuyorlar. biraz muratcan güler'i bu ekibin dışında tutuyorum.

özetle boyalı alanda damir markota, gasper vidmar ve randal falker'ın khimki uzunlarına karşı vereceği mücadele; dışarına ise curtis jerrells, patrick christopher ve daniel ewing'in işin özellikle hücum kısmında ortaya koyacakları performans maçın da gidişatını belirleyecek. ve her ne olursa olsun iyi başlamamız çok önemli. baştan 0-6, 0-8 gibi serilere yakalandığımızda çabuk toparlayabilen bir takım değiliz çünkü.

dün öğrendiğim kadarıyla maç için satılan bilet sayısı 1000'i bulmamış daha. bugün akşama kadar umuyorum ciddi bir hareketlenme olur. yoksa 1 sene eve kapanıp en ufak bir mağlubiyette "geçen seneki şampiyon kadroyu dağıttılar yeaa" diyenin otomatik olarak ağzına ağzına vuracak bir cihaz üzerinde çalışacağım.

remzin kara kartallar gibi manileri yen aş; lâyıktır bu vasıflar sana ey şanlı beşiktaş.
bidly
muhtemelen top 16'daki en önemli, beni 1 gün öncesinden bile heyecanlara sevk eden maçımız. umarım kazanırız
deniztarafindakikale
üzülerek söylüyorum ki salonun YiNE dolmayacağı maçtır. taraftarımız neden basketbol'a bu kadar mesafeli anlamakta güçlük çekiyorum. aksiyon, ambiyans herşey futboldan önde ama nedense destekte de hep futbolun gerisinde.
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol