27 ağustos 2014 arsenal beşiktaş maçı

özellikle ikinci yarıda sık sık oyundan düştüğümüz maç. adamların liginin başlamış olması vs. etken tabi hep.

ayrıca iki adet bariz penaltımızın yendiği maç.

türkiye'dekiler bitmiş gibi bi de avrupadakilerle uğraşıyoruz.

maalesef yine makus talihimize yenildiğimiz bir başka maç olarak kayıtlara geçen maç. her hakem ibne doğar sözünün belgesi olan bir başka hakem yine beşiktaş'ımızı katletmiştir. iki penaltı pozisyonundan birini verse ve öne geçen biz olsak 2-3 farkla cl bileti almamız işten bile değildi. eminim sözlü talimatlar gereği vermedi o penaltıları. hakemlerin yazılı talimatları harici bir de sözlü talimatları vardır. örneğin şu takıma biraz sabırlı davran, kolay kart gösterme, penaltı verme aleyhlerine gibi.

izlediğim kadarıyla premier lig üstünde bir mücadele vardı sahada. beşiktaş oyunun defans bölümünü oldukça iyi oynarken, hücum bölümünde yeterli değildi.

takımımla gurur duydum, muhteşem taraftarımız yine üzerine düşeni fazlasıyla yerine getirdi. hepsine teşekkürler.

ciddi bir kondisyon sorunumuzun belli olduğu maçtır. özellikle 72-73. dakikalarda bir atakta arsenalli oyuncu bizim yarı alanımızda topla resmen bekledi bizim oyuncular koşamadan yavaş yavaş geri döndüler. neyse ne yine de mücadelenize emeğinize sağlık çocuklar. böyle oynayın varsın elenelim hiç sorun yok.

arsenal'in akıllı oynayarak kazandığı maç. bildiğin belediyespor gibi geriye çekilip hızlı ataklarla geldiler. ilk yarının son anında gol yemesek arsenal'i elerdik. neyse uefa avrupa liginde en az yarı final hedeflemeliyiz artık. moral bozup ligde de saçmalamanın anlamı yok.

2014-2015 sezonu uefa şampiyonlar ligi'ne katılma umutlarımızı yitirdiğimiz karşılaşma olmuştur.

rakip kaleye gidemedik; rakip 10 kişi kaldığında oyunu geniş alana yayarak, beklerle bindirme organizasyonlarını da gerçekleştiremedik; doğal olarak, ciddi bir pozisyona da giremeden, maçı kaybettik.

adettendir v2:http://www.youtube.com/watch?v=ngJ3akHwsdM

(vurgula:
''başın öne eğilmesin
aldırma kartal aldırma.
en büyük sen değil misin?
aldırma kartal aldırma.'')

final paslarının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösteren ve bizim bu tarz bir oyuncunun eksikliğini ne kadar çok yaşadığımızı yine yine yine yine gösteren maç oldu. çok mu iyi oynadık hayır ama gereken mücadeleyi, azmi gösterdik. tecrübe eksikliği kendini o kadar çok belli etti ki.

final anına kadar çok iyi getirdiğimiz topları gerek heyecandan, gerek tecrübesizlikten, gerek beceriksizlikten, gerekse toptan vedalaşamadığımız için veremedik. ismail heyecan, motta beceriksizlikten, töre topu ayağından çıkartacağı anı kestiremediğinden son pasları veremediler. demba ba ileride çok yalnız kaldı, top ona gelmediği için o topa gitmek zorunda kaldı. oğuzhan ise nedenini bir türlü kestiremediğim bir şekilde final pasında sıkıntı yaşadı. hele son dakikalarda sağ içten çok güzel gelmişti ama orada demba ba'yı göremeyip arsenallilerin arasına gönderdiğinde ben de kafamı duvara vuruyordum. işte oğuzhan sonradan girip bu anlarda hamle yapmalı kendini geliştirmeyecekse. onun için oraya tecrübeli bir on numara yerleştirmeliyiz.

ah be yönetim, size de kızamıyorum durumunuzu biliyorum. fakat klasik türk mantığı işte. elendikten sonra sen muhteşem bir on numara alsan ne olur ki şimdi. alacaktın arsenal maçı öncesi sıkıştığın anda noktayı koyacaktı.

of çok doluyum. boğazıma koskocaman bir yumru var şu an. yaptığım eleştirilerin hiçbiri oyuncularımız için değil. ellerinden geleni yaptılar fakat olmadı. ilk yarıda mustafa kaçırdı, alexis attı. olmadı, yapamadık. çok üzgünüm. fakat bilic gerçekten çok iyi bir plan kurgulamış, hayallerimizi gerçekleştirmeye çok yaklaştık ama olmadı. hepsine helal olsun yine de, başımızı öne eğdirmediler.

(bkz: bazen ne yaparsan yap olmuyor bazen)

hani zamanı geri almak istersin ya...20 dakika yahu sadece.

1-0 biten maç.

72. dakikada debuchy'nin çift sarıdan atıldığı maç. tam da çok kötü pozisyonlar veriyorduk onun dönüşünde kontrayı keserken sarı gördü ve atıldı. haydi artık her şey bizim için, bizim elimizde. ne olur çocuklar bir gol be bir gol. yalvarırım.

golden sonra korktuğumuz başımıza geldi ne yazık ki. takımımız iyice afalladı. hiç kimse ne yaptığını bilmiyor, allah'a emanet gidiyoruz resmen. ikidir ucu ucuna yırttık golden, biraz toparlanmazsak devamında bu kadar şanslı olabilir miyiz bilmiyorum. haydi çocuklar, silkinin biraz!

adam direkt arkadan net bir metre kayarak dalıyor, ayın karanlık yüzünden göründü, 5 metre öteden hakem göremedi.

10 saniye daha dişimizi sıkamadığımız maç. hakemin ilk başlarda güzel maç yönettiğini söyleyen spikerin de şom ağzını sikeyim.

Orospu cocugunun 2 penaltimizi yedigi mac.
45+ 1-0

tam toparlandık, işler iyi gidiyor derken yedik golü. özellikle 41. dakikadaki pozisyon çok kritikti. düşük pikselle izlediğim için tam olarak göremedim lakin bana penaltı gibi geldi, bilemiyorum. oyunu kontrolümüze almıştık, en azından arsenal'i yine şaşırtıyorduk ki gol geldi. çok kötü bir pozisyonda yedik golü.

neyse, kaybedilen bir şey yok henüz. turu atlamak için bir gole ihtiyacımız vardı, yine öyle. yeter ki ikinci yarıya bu golün etkisiyle kötü girmeyelim. eğer biz kendi oyunumuzu göstermeye devam edersek gol gelecektir.

arsenal in alexis sanchez in golü ile devreyi 1-0 önde kapattığı maç.

ilk yarısını 1-0 geride kapattık.

hakem gibi sülaleni sikiyim senin ben. uefa gibi ta 7 sülalenin amına koyiyim

45. dakikada 1-0 geri düştüğümüz maç.

veli kavlak ın 23. dk da oğuzhan özyakup un 32. dakikada sarı kart gördükleri maç.

tribünlerin az evvel musalla taşı ile inlediği maç. mükemmel taraftar!

umarım bu heyecanla bir hata yapmayız, dk 18. maçı kontrol altına almaya başlıyoruz.

devre arası editi: kontrol altına almaya başlayıp bırakmışız.