26 şubat 2013 barcelona real madrid maçı

2 /
forzaquila
real'in çok doğru oynayarak turu geçmesinin yanı sıra barça'nın teknik direktörsüzlüğün de etkisiyle son maçlardaki silik görüntüsünün devam ettiği maç.
'ohoo barça'yı ben bile şampiyon yaparım, teknik direktörsüz de oynar lan o adamlar' demekle olmuyor, hele karşında milan, real gibi takımlar varsa hiç olmuyor, ayrıca barcelona son zamanlarda oldukça kolay tahmin edilebilir hale geldi. yakında aynı şeyleri ispanya milli takımı da yaşayacak gibi gözüküyor.
miglate
gerçekten bazı insanlardan nefret etmeme sebep olan maç.maçı izliyoruz yurtta 20 kişi.herkes barça düşmanı.neden diye soruyorsun bir cevap bile veremiyor.sıkılıyorum diyor.yahu ben yıllardır futbol diye başka bir oyun mu izledim..futbol budur.futbol taktik işidir.bir taktiğiniz olur ve bunu oynarsınız..en önemlisi futbol pas oyunudur.mücadele kavga istiyorsanız gidin box maçı izleyin,ya da illa futbol diyorsanız gidin amatör küme maçlarını izleyin gayet çekişmeli kavgalı dövüşlü oluyor..benim için büyük hayal kırıklığı oldu bu maç..pas yapamadık,baskı yedik.oyuncular gerçekten mental anlamda çökmüş.bu hocalarının olmayısından da olabilir.bilmiyorum.temennim şu ki bu maç bazı seyleri değiştirsin..lig elimizde zaten.şu milan'ı bi 5'leyelim çocuklar.
darthanakin
madrid'in akılcı oyunu(!). bildiğin anadolu takımı istanbul deplasmanına gelmiş. fark sadece son vuruş becerisinde. ronaldo hariç herkes kendi sahasında kapansın arada hakemin çalmadığı fauller yapsın (sahi Pepe kart gördü mü?) ya bir de allah aşkına sözlükte ömer üründüllerin ne işi var?
forzaquila
real madrid'in 'akılcı' oyunun hücumdan ibaret olmadığını gösterdiği maçtır. mourinho o çılgınlığı bir kere yapıp kendi stilinden ödün verdi ve barça real'i 5'ledi. basit bir tanım yapmaya çalışayım bari; 'akılcı' oyun, bir takıma en iyi uyan oyun sisteminin minimum hatayla uygulandığı oyundur. bu konuda oldukça antipatik iki örnek verelim hatta; euro 2004 şampiyonu yunanistan ve premier lig'e çıktığından beri futboldan çok rugby oynar gibi gözükmesine rağmen hiç küme düşme korkusu yaşamamış hatta kupa finali oynamayı başarmış stoke city.

euro 2004'de futbolun başına catenacciodan sonra gelen en korkunç şey olarak gösterilen yunanistan eleştirilerin odağı olurken tecrübeli teknik direktör otto rehhagel, 'elimdeki oyuncularla oynatabileceğim en mantıklı oyun bu' demişti, adam haklıydı da, zagorakis-karagounis-basinas ile tiki taka futbolu oynatacak hali yoktu. makyavelist bir düşünce, ama olan bu. sen barcelona karşısında bir kupa maçı oynuyorsan ve o maç camp nou'daysa amiyane tabirle 'amı götü dağıtamazsın', kaldı ki real, barça'dan farklı olarak çok kısa sürede hızlı bir şekilde rakip kaleye gidip golü atan bir takım. bu adamlar granada'ya bile kontra golü atıyor,mourinho denilen adamın karakteri, sistemi bu. ha biz de 4 atıp 5 yiyen takımların hastasıyız, boş zamanlarımızda vitesse'nin total futbol mucizesi yaratmasını bekliyoruz ama bu kadar üst düzey futbolda işler çok makyavelist gelişiyor. senin elinde di maria varsa, dikine ve hızlı oynarsın ki adam fark yaratabilsin, yoksa o adam çok sıradanlaşıyor.

ayrıca deplasmandaki 1-1'lik avantajına rağmen skor koruyamayan, dünya yıldızlarına rağmen pozisyona giremeyen barcelona'nın hiç mi suçu yok? messi'yi stoperlerin arasında mundar eden yardımcı antrenörün hiç mi suçu yok? messi'yi orta sahada daha serbest oynayabileceği bir role çekip ileriye eski formundan örnekler sergilemeye başlamış david villa'yı almayı akıl edemeyen barça kurmaylarının hiç mi suçu yok? sürekli kendini yere atıp faul, penaltı almaya çalışan, hakemi hedef haline getirip eksiklerini örtme çabasındaki kurnazların hiç mi suçu yok?

ama yok, biz tv karşısına geçtik maç izliyoruz ya, iki takım da deli atak oynayacak, 5-3 falan bitecek, ancak keser bizi. gerisi ilkellik,futbol katilliği. ulan şunca birikime ömer üründül oldum ya, futbolu bırakıp curlinge geçmenin zamanıdır ha.

not: ispanya'da tuttuğum bir takım yok, belki biraz valencia sempatisi var, o kadar. el clasicoların nazarımda hiçbir heyecanı yok ve bu maçları izleyeceğime liverpool-sunderland maçına gitmeyi bin kere yeğlerim.
darthanakin
makyavelist olduğu belli olan 'akılcı' oyunun hakem tarafından desteklenen versiyonu. (faul ve kart istatistiklerine bkz.) xabi alonsoyla pedro'nun ceza sahasındaki pozisyonu da zaten omuz omuza mücadeleydi(!) ama pedronun pozisyonunu türk spikerlerin anlatmadığı haliyle tekrar izlemeli .messi varken artık hiç kimse santrfor olmayı beklemesin kanatlara gidecekler bu belli oldu (savunduğumdan değil) bu sene de şampiyonlar ligi hedefi ellerinden gidiyor görünüyor bu teknik kadro bu akılla devam ederse. barcalılara kartlar ne kadar kolay çıkıyordu bu arada ben cevabımı alamadım hala (pepe kart gördü mü?)
newcastle
real madrid'in sözlükte bu kadar çok taraftarı olmasına gıcık olarak kendimi fc barcelona sempatizanı ilan ettiğim maçtır.[ybkz]swh[/ybkz]

harbi diyorum, bu ne la? babanız franco'nun arkadaşı mıydı? bir de iticiler ki sorma gitsin. real yapsa "hakemi çok güzel baskı altına alıyorlar" olur, barca yapınca "iniesta'ya enteresan bir düdük çalındı" oluyor; yok efendim "burak yılm... jordi alba" falan... siz kimsiniz ya? noldu oğlum size?[ybkz]swh[/ybkz]

şaka len şaka, seviyorum bu muhabbetleri. gerçi ben oldum olası ne barca'yı ne de real'i bir türlü sevemedim, benimseyemedim zaten ama barca'ya hep nötr olup ilginç bir şekilde real'i fener'e benzetmem nedeniyle hiçbir zaman sevemedim, nötr bile kalamadım.
2 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol