real madrid'in 'akılcı' oyunun hücumdan ibaret olmadığını gösterdiği maçtır. mourinho o çılgınlığı bir kere yapıp kendi stilinden ödün verdi ve barça real'i 5'ledi. basit bir tanım yapmaya çalışayım bari; 'akılcı' oyun, bir takıma en iyi uyan oyun sisteminin minimum hatayla uygulandığı oyundur. bu konuda oldukça antipatik iki örnek verelim hatta; euro 2004 şampiyonu yunanistan ve premier lig'e çıktığından beri futboldan çok rugby oynar gibi gözükmesine rağmen hiç küme düşme korkusu yaşamamış hatta kupa finali oynamayı başarmış stoke city.
euro 2004'de futbolun başına catenacciodan sonra gelen en korkunç şey olarak gösterilen yunanistan eleştirilerin odağı olurken tecrübeli teknik direktör otto rehhagel, 'elimdeki oyuncularla oynatabileceğim en mantıklı oyun bu' demişti, adam haklıydı da, zagorakis-karagounis-basinas ile tiki taka futbolu oynatacak hali yoktu. makyavelist bir düşünce, ama olan bu. sen barcelona karşısında bir kupa maçı oynuyorsan ve o maç camp nou'daysa amiyane tabirle 'amı götü dağıtamazsın', kaldı ki real, barça'dan farklı olarak çok kısa sürede hızlı bir şekilde rakip kaleye gidip golü atan bir takım. bu adamlar granada'ya bile kontra golü atıyor,mourinho denilen adamın karakteri, sistemi bu. ha biz de 4 atıp 5 yiyen takımların hastasıyız, boş zamanlarımızda vitesse'nin total futbol mucizesi yaratmasını bekliyoruz ama bu kadar üst düzey futbolda işler çok makyavelist gelişiyor. senin elinde di maria varsa, dikine ve hızlı oynarsın ki adam fark yaratabilsin, yoksa o adam çok sıradanlaşıyor.
ayrıca deplasmandaki 1-1'lik avantajına rağmen skor koruyamayan, dünya yıldızlarına rağmen pozisyona giremeyen barcelona'nın hiç mi suçu yok? messi'yi stoperlerin arasında mundar eden yardımcı antrenörün hiç mi suçu yok? messi'yi orta sahada daha serbest oynayabileceği bir role çekip ileriye eski formundan örnekler sergilemeye başlamış david villa'yı almayı akıl edemeyen barça kurmaylarının hiç mi suçu yok? sürekli kendini yere atıp faul, penaltı almaya çalışan, hakemi hedef haline getirip eksiklerini örtme çabasındaki kurnazların hiç mi suçu yok?
ama yok, biz tv karşısına geçtik maç izliyoruz ya, iki takım da deli atak oynayacak, 5-3 falan bitecek, ancak keser bizi. gerisi ilkellik,futbol katilliği. ulan şunca birikime ömer üründül oldum ya, futbolu bırakıp curlinge geçmenin zamanıdır ha.
not: ispanya'da tuttuğum bir takım yok, belki biraz valencia sempatisi var, o kadar. el clasicoların nazarımda hiçbir heyecanı yok ve bu maçları izleyeceğime liverpool-sunderland maçına gitmeyi bin kere yeğlerim.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?