21 ekim 2012 beşiktaş trabzonspor maçı

taraftarın maç sonu bünyelerinden yavaş yavaş yd. dönemi kötü izlerini silmeye başladığını, artık skoru değil mücadeleyi düşündüğünü gösteren bir maç oldu benim için.

---------------alıntı---------------
BJK taraftarı yıllardır futbolcusuna futbol öğretmeye çalıştı ama başaramadı. Dün roller değişti; futbolcu, taraftara taraftarlık öğretti.
---------------alıntı---------------

1- sonunda cafe ortasında resmen ağladığım
2- sinir krizi geçirdiğim
3- oğuzhan'ın bu takımda, fernandes'in yanında banko 11'de oynamasının farz olduğunun idrak edildiği
4- cenk yerine mcgregor'un oynuyor olmasının hiç bir extra fayda sağlamadığının bir kez daha fark edildiği
5- olcay'ın harcadığı 2 pozisyona bahtsızlık mı yoksa mallık mı demenin yerinde olacağının bilinmediği

ve her şeyden öte şöyle bir fotoğraf karesiyle hayatım boyunca hafızamdan çıkmayacak olan maç:

https://twitter.com/furkan_furat/status/260078100187082752

bahtsızlığımızın tescillendiği maçlardan biri olarak hafızalarımızdaki yerini almıştır.

trt'de 7 kişi saydılar ama son pozisyon gol olmayınca allan mcgregor dahil 8 futbolcu kendini yere bırakmıştır. takım böyle olunca taraftar sorun etmiyor puan kaybını. ilginçtir, ben eve mutsuz dönmedim dün gece. zira geçen senenin aksine sahada birbirini seven bir takım görüyorum ben. başarının öncelikli koşuludur bu, azımsanmasın. almeida devesinin bile ilk kez birşeyleri kafaya taktığını, top kovaladığını, hatta taraftara "hadi amk bağırın" gazlaması yaptığını gördüm. sırf oğuzhan özyakup bile benim için bu kadrodan ümitli olma sebebidir.

takımda bir şeyler iyi gidiyor, bir şeyler kötü gidiyor. kötü giden şeylerin tespiti ve ortadan kaldırılması da tamamen samet aybaba'ya bağlıdır.

biraz sabır ey beşiktaş taraftarı...

mücadelenin hayli yüksek olduğu bir karşılaşma.
kader bize gülmek istemedi.
yetersizdik ama o zilyon tane gol denemesinden biri daha gol olsaydı ; yetersizliğimizi göremeyecektik.
daha çok çalışmak lazım. hep beraber. bunu bilerek oynayalım yeter.

kapalı altta nedendir bilinmez kendimi deplasmanda gibi hissettiğim maçtır.... Etrafımda Türkçe konuşmayı bilen 3 kişi vardı gerisi komple turist kardeşim bu nedir ?? Bir Allahın kulu da tezahurat yapmak bi yana sanki ingiltere liginde maç izliyor... oturan ve hangi takım oynuyor ondan bile haberi olmayan türkçe billmeyen adamlarla maç izledik doğal olarak ta kapalı yerine yeni açıktan ses geldi bu bağlamda tahminimce kapalının %80 i davetiye amaçlı basılmış ve bu turistlere dağıtılmış kapalıyı temizleme mücadelesi adına çok kurnazca bir hamle....ama yemez.....
he bir de o bileti göbekten yırtan ablacım orda yer yapmışlar yırt diye bilgin olsun....
(bkz: çizdiğimiz yerden makas vasıtası ile kesiyoruz)

erken girelim sıkıntı yaşamayalım tezimizi bu seferde özel güvenliğin sekteye uğrattığı maç.

eski açık tribünü önünde geniş bir arama noktası bariyerlerden uzun bir koridor oluşturulmuş 17:00 da açılacağı söylenen kapılar 17:25 de açıldı bizden sonrakilerin izdiham yaşamamalarını umut ederek girdik maça...

maçın öncesinde plaj futbol takımı şampiyonluk kupasını tribünlerde dolaştırdı , takıma en çok alkış hazır durumda olan yeni açıktan geldi...

maç öncesi eski açıkta onursal başkanımız süleyman seba için geçmiş olsun ve hentbol takımımızın kaptanı utku ergüder için teşekkür pankartı açıldı kapalıda ise aile içi şiddete dikkat çeken bir pankart ile ebgelleri aşıyoru pankartı dikkat çekti...

aile içi şiddet demişken eski açık da sezon başından beri yaşanan kavgalar geleneksel hale gelmeye başladı önce sette durma tartışması kavgaya dönüşmeden sonlandı ardından numaralıya doğru olan tarafta bir kavga patladı kavga devre arası alevlendi neden sonra spor büro ve çevik kuvvet kavgaya müdahale etti bu arada kapalı yanı eski açıkta ki kavgaya da özel güvenlik müdahale etti ardından kapalı altta bir kavga patladı aile içi şiddete karşı olmak yetmiyor sanırım ...

rakip takım tribününe bilet basılıp o tirübün açılmayınca küçük bir izdiham yaşandı özellikle numaralı taraf eski açıkta ...en iyi performans yeni açık diyebilirim ...bu arada biri ilk yarı biri golden sonra olmak üzere yeni açık numaralı tarafta 2 meşale yandı sanırım ilkine müdahale edilemedi ama ikincisine müdahale sert oldu...

yine bilet koleksiyonu yapıyoruz dedikçe adamlar göbekten yırttılar canım biletleri ... son olarak o gol olsaydı stad yıkılırdı olmadı topçular yıkıldı...

beşiktaş'ın mücadele ve azmine karşın yetenek eksikliğinden dolayı kazanamadığı maç. 93. dakikada olcay'ın kaçırdığı golden sonra oyuncuların üzüntüsü ve taraftarın desteği gerçekten çok güzeldi,tabi devre arasına doğru 'quaresma' diye bağıran adamların bir saat sonra takımı alkışlaması enteresan ve ironik ama neyse.

maalesef kadro kalitemizin yetmediği maçlardan biriydi, açık konuşmak gerekirse manuel fernandes dışında trabzonspor'un kadrosu bizden iyi. bir manuelleri eksik yani. ama her maç bu kadro olayını konuşacak halimiz yok.elinizde böyle bir kadro varsa savunmayı çok sağlam kurarsınız, hücumu da fernandes liderliğinde varyasyonlar ile zenginleştirirsiniz. iddia ediyorum lucescu'da olsaydı bu kadro şuan beşiktaş yediği golün yarısını yemiş olurdu. kaldı ki sivok,escude,ersan,hilbert kötü oyuncular değil, başarılı bir savunma hattı oluşturulabilir bu oyuncularla.

almeida'nın sağ açık oynadığı maçtır ayrıca,samet aybaba bu konuda 'almeida kenarlara kaçtıkça forvet bölgesi boşalıyor,olcay da bunu dolduramıyor. işte o yüzden' demiş. televizyon karşısında gayriihtiyari 'e kaçmasın o zaman' demekten kendimi alamadım. almeida kanat oynayacağına mehmet akyüz, hasan türk, erkan kaş gibi oyuncular oynasa çok daha iyidir.

ilk 45 dakikasında 7 - ikinci kırk beş dakikasında pozisyon zenginliğinden dolayı unutarak ve fırsat bulamamdan ötürü 4 / maç bitiminden sonra 12 sigara içerek yaklaşık olarak ömrümden 2 ay daha yemiş maç. stres ve alkol faktörünü hesaba katmadan bu yorumu getirdim hesap doğru yani 4 ay demeyin boşuna

1-1 berabere biten karşılaşmamız.

Ayakta izlediğim maçtır.

Son 10 dakikasında beşiktaş gibi oynadığımız maç.

puan kaybı halinde bazıları için sonun başlangıcı niteliği taşıyan maçtır.

önceden sadece marsis'ten dinlediğim borçka hemşin[ybkz]swh[/ybkz] parçasının daha güzel bir versiyonunu bulmamı sağlayan maçtır.

ulan bi şarkı açayım da moda gireyim derken kendimi karadeniz yaylalarında buldum, saçmasapan bir klibi olsa da müziği günün şu saatlerinde bile insanın kalkıp horon tepmesini sağlayacak kalitede.

http://tinyurl.com/9cdxepc

(bkz: hold on i m coming)

meteoroloji tarafından ilk yarısının yağmurlu 2. yarısının açık havada 18 derecede oynanacağını tahmin edilen maç.

takım elbiseli takım elbiseli gidip nevzat demirin önünde stada gidişlerini izleyerek uğurlayacağım maç.

bu sezon gideceğim ilk maç. eski açıktan maç izlemekte ayrı bi zevk tabiki..