1-1 berabere sonuçlanan, spor toto süper lig 2012 2013 sezonundaki ilk maçımızdır.
istanbul büyükşehir belediyespor'u yine sahasında yenemedik; aslında yenecek kalitede bir futbol da sergilemedik sözlük. hücuma çıkışlarda çoğalamadık, çoğalsak da yakın oynamayı beceremedik; orta sahanın ortasında, manuel henriques tavares fernandes dışında, oynayan genç oyuncular kendine güvensizdi; bekler hücuma çıkışlarda, fazlasıyla, yetersizdi; hugo miguel pereira de almeida ve mustafa pektemek uyumsuzdu; pektemek ayrıca, alışkın olmadığımız derecede, tutuktu. dolayısıyla, maç içinde gelişen pozisyonlar da göz önüne alındığında, kaybetmediğimize bir şekilde sevinmek durumunda kaldık. benim içim elvermiyor beşiktaş'ın galibiyet dışında bir sonuç almasına, orası ayrı.
bireysel bazda da nacizane değerlendirme yapacak olursak:
cenk gönen: bariz bir hatası olmadı kendisinin. bilâkis, oldukça kritik 1-2 pozisyonda, takımı kurtaran isimdi desek abartmış olmayız. fakat, yine de, olur olmadık hatalar yapmayı da bırakamıyor nedense.
roberto hilbert: olmadı başkan, bugün gerçekten verimsizdin. kritik müdahalelerin oldu belki rakibin kanat organizasyonlarında; fakat, hücum organizasyonlarında hiç yer almadın.
ibrahim toraman: seni sevmiyorum sütoğlan, yalan yok. bugün, neredeyse tüm topları şişirerek antipatikliğin resmini çizdin; fakat gol öncesindeki inatçılığınla, günün bir şekilde gizli kahramanı olmayı başardın. bu nedenle, asıl eleştirilerimi daha sonraki maç sonlarına saklıyorum kaptan.
tomas sivok: seni böyle görmek, beni ziyadesiyle üzüyor. bu ülkedeki en iyi stoperlerden birisin; ama aklın neredeydi bugün, doksan dakika boyunca bana hep bunu düşündürdün.
uğur boral: hiç sırıtmadı bugün takımda. hilbert'in aksine, hücuma çıkışlarda daha cüretkârdı. yine de gözle görülür bir değer ürettiğini söylemek güç. savunmada hata yapmamasının yanında; golün, aslında kendisinin bulunması gereken yerden gelmesi, onun şanssızlığıydı. zira, golün sahibi cihan haspolatlı'nın adamı kendisi değildi.
veli kavlak: sakatlanıp oyunu terk edene kadar, rakibin top yapamamasını sağlayan adamdı. hücum varyasyonlarında ortalıkta görünmedi belki ama, takımımızda bu sene ilk 11'in bir parçası olacağı bir gerçek. bu cümleyi kurmak benim için acı olsa da...
hasan türk: zayıf halkalardan bir diğeri idi. sol ayaklı olmasını avantaj olarak kullanmak bir yana, geri paslarda takım arkadaşlarını zor duruma düşürdü. bir kontratakta, ofsaytı bozup, üstüne bir de önünden geçen topa müdahale edemeyerek, neredeyse gol yememize neden oluyordu. velhâsıl, zamana gereksinimi var kendisinin. ilk 11'de yer alması, şimdilik, çok da sağlıklı görünmüyor.
manuel henriques tavares fernandes: oyunun çoğu bölümünde tutuk olsa da, reyiz olduğu bir gerçek. goldeki güzel ortası bir yana, tehlikeli hücumlarımızın tümünde onun imzası vardı. alıştığımız günlerindeki performansını sergilemiş olmasa da, elinden geleni yaptı. işin ilginç tarafı ise, takımın oyunu domine ettiği ilk 20 dakikada hiç bir varlık gösterememiş olmasıydı. bu süreçte, rakip takım oyuncularının hataları hariç, pozisyon bulamamış olmamızın da nedeni kendisidir.[ybkz]swh[/ybkz]
olcay şahan: ilk yarıda hiç yoktu; savunma he hücumda, hiçbir işe yaramayan koşular yapıp durdu. ikinci devrede ise, çizgiden ayrılıp içeride oynamaya başlayarak, kalitesini bir nebze gösterdi. fakat, ne yazık ki, performansı yeterli olmadı. ikinci bir serdar özkan vakâsı olmasından korkuyorum ben bu adamın.
mustafa pektemek: paşam ne yapıyorsun allasen? senden çok şey bekliyoruz; ama seni böyle görünce, beklentilerimizi fazla yüksek tuttuğumuzu düşündürüyorsun. adam eksiltemedin, ara pasların yerini bulmadı; bildiğin bal yapmayan arıydın bugün. kendine çeki düzen vermezsen, formayı görmen çok da olası değil. benden söylemesi.
hugo miguel pereira de almeida: günün ayakta kalan isimlerinden biriydi. elinden geleni yaptı; gereksiz şişirme top takıntımızın sonuç vermeyişi, onun eksikliğinden değildi kanımca. boş kaleye topu gönderecekken rakibin araya girmesi ise, ağır kalmasından ve topun dibine girmeyişinden kaynaklandı. nitekim, golünü atarak, bugünkü görevini yerine getirdi. rakip defansı hırpaladı; yanında kendisi gibi bir oyuncunun varlığı, bizim lehimize olacaktır.
necip uysal: agresiflik de bir yere kadar adamım. pres yapıyorsun, rakibi bozuyosun eyvallah; ama faul yaptığın zaman neden olduğun şey, kalemizde yaşanan bir karambol oluyor; ki bu da yaptığın işleri tamamen nötrlüyor. futbolunun üstüne koymamayı sürdürdüğün müddetçe, formayı kaptırman kaçınılmaz.
mehmet akyüz: bu adam hakkında çok da yorum yapmak istemiyorum. zira, şu takımın oyuncusu değil kendisi, olamaz da. koşuları, hızı, tekniği bariz bir şekilde yetersiz. hâliyle, oyunda kaldığı süre içerisinde, pek de olumlu bir katkısı olmadı. 18 kişilik kadroda dahi olmamalı bence.
oğuzhan özyakup: maçın devre arasında, oyuna girip sazı eline almanı hayal edenlerdendim. fakat, şansını hiç de iyi kullanamadın bugün. topa gitmedin ve topla çok az sayıda buluşabildin; bunları da olumlu kullanamadın. hazırlık maçlarına ve ingiltere ligine benzemiyor ne yazık ki bizim ligimiz ve oynanan futbol; topu istemeli ve aldığında da hızlı bir şekilde doğru hamleyi yapabilmelisin. baltayı yiyorsun yoksa...
ve son olarak;
samet aybaba: hocam ilk 11 tercihine laf edecek bir durum yok şu an. fakat, mehmet akyüz tercihinin nedenini cidden merak ediyorum. maçın kırılma dakikaları olabilecek bir dönemde bu oyuncuyu sahaya sürmek, kumarın daniskasıydı. müdahale zamanlaman takdir edilesi; fakat müdahale yöntemin biraz sıkıntılıydı bugün. he, bir de, maç öncesi söylemin hiç hoş değildi. beşiktaş takımı, şartlar ne olursa olsun, kazanmak için oynar. kazanmaya inanır ve aksi bir sonucu, en azından maç öncesinde, asla düşünmez. sen maçı kazanamamayı da göze alarak başladın. gerçekçilik başka bir şeydir, gerçeği şekillendirmek bambaşka. tıpkı oyun ve skor gibi, sen de vasat kaldın.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?