18 temmuz 2013 beşiktaş queens park rangers maçı

1-0 kaybettiğimiz hazırlık maçı.

* slaven bilic'in ilk iki maçı gösterdi ki, geçen sene takımın yaşadığı zaafların kesinlikle farkında ve bu nedenle takım savunması adına olumlu işler yapmakta.

* #269847

tanju hakkında zamanında yukarıdaki entry'i girmiştim. iki maçtır beni haksız çıkarmıyor, üstüne bir de kondisyon problemi yaşadığını gördük son maç itibariyle. iki takıma da yenilmiş olduğumuza bakmayın, hiçbiri bizim seviyemizde takımlar değildi ve tanju'nun savunduğu adamlar da über yetenekli değildi. hem sağ hem de sol bekte oynamasıyla iyi bir 18 oyuncusu olur, bilic klasik 4-4-2'ye dönmediği sürece ilk 11'de yeri yok ne yazık ki.

* ersan üzerindeki kırılganlığı atmış görünüyor, dikkatli şekilde kuvvetlendirilir ve soğukkanlılığını geliştirebilirse harika bir defans oyuncusu kazanabiliriz.

* gökhan töre takım oyununa müsait bir yapıda değil, topsuz oyunda hiç yok bu nedenle etkili olduğu alanlarda topla buluşamıyor, buluşturamıyoruz bir türlü. bilic'in buna çözüm bulması gerekiyor. serdar gürler'i alaydık iyiydi.

* fernandes'i aybaba gibi bilic de orta 2'linin önünde değerlendiriyor. anlamakta güçlük çekiyorum, bu kadar fantastik top saklama yeteneğine ve soğukkanlılığa sahip bir oyuncu orijinal mevkisinde neden değerlendirilmiyor? oğuzhan önde, fernandes arkada olmalı.

* holosko ömrümüzü yemeye devam edecek gibi. bilic, 4-4-2 oynatmadığı sürece onun da takımda yeri yok. topla beraber bu kadar etkisiz bir oyuncu büyük takımda nasıl oynayabiliyor şaşırıyorum. anca koşu yoluna topu atacaksın ki beyefendi etkili olacak. yandık ki ne yandık.

* almeida kafasında beşiktaş'ı bitirmiş gibi oynuyor. ne konsantre, ne de motive. umarım kurtuluruz kendisinden artık.

* mustafa pektemek'te her şeyden biraz var ama hiçbir şeyi tastamam değil. şu haliyle mükemmel bir rotasyon oyuncusundan fazlası değil ne yazık ki. alan savunmasının içinde çok kayboluyor. artı golcü özgüveni denen şey bu adamda yok. ömer bir adım önde bana kalırsa.


yorumlarım böyle. ama başta da belirttiğim gibi sadece bir hazırlık maçı, pek takılmamak gerekiyor.

hiç bir bok göstermemiştir. zaten hazırlık maçlarından sonuç çıkarmaya çalışmak kanımca yapılan en büyük saçmalıktır. ha 5 yemişsin ha 5 atmışsın , iki pas yapamamışsın , süper oynamışsın hiç bir önemi yoktur.

tarftarın yaptığı değerlendirme sonuçlanan maç.

En iyi üç: Olcay Şahan/Tomas Sivok, Pedro Franco.

En kötü üç: İbrahim Toraman, Mehmet Akgün, Gökhan Süzen

http://eksibesiktas.blogspot.com/2013/07/mac-raporu-besiktas-qpr.html

izleyemediğim, telefondan pestenkerani yorumları okumaya mahkum olduğum karşılaşma.

anlasilan bu sene de feda dedirten mactir bence!

ayrıca ;

- tanju kayhan'ın neden geçen sene kadroya giremediğini
- sivok'un reyizliğini ve sivok-escude tandeminin başarılı oldukça başarılı olduğunu
- escude'nin sivok ile iyi bir ikili olduğunu
- ersan'ın sol bekte kötü oynamadığını
- fernandes'in oğuzhan ve olcay haricinde bir de sağ kanatta pas atabileceği adam olması gerektiğini
- oğuzhan'ın yine takımın en iyilerinden olacağını
- olcay'ın güvenilir bir oyuncu olduğunu
- holosko'nun tıraş olduğunu


gösteren karşılaşma olmuştur. cenk'e top gelmedi, veli ve almeida hakkında ise ne iyi ne kötü bişey söylenebilecek bir maç değildi. kırklareli ile oynanan maçı izlerim beşiktaş'ı izlemek için, ikinci yarıyı seyredemedim böyle bi maçtı.

seyir zevki sıfır olan maçtı. kameranın tribünden çekim yapması yetmez gibi, siyah beyaz çubuklu formamıza karşılık mavi beyaz parçalı formayla çıkan qpr maçın içine işedi

taraftarımızın değerlendirmesine açık maç.

http://eksibesiktas.blogspot.com/2013/07/karne-besiktas-0-1-qpr.html

müsabakanın en sevindirici yanı nihayet geldi: hakemin bitiş düdüğü.

dakika 90 ve facebook'ta arkadaşımın paylaştığı "denizde qızlarla deve güreşi qeyfi" isimli video bile bu müsabakadan daha heyecanlı ve çekişmeli.

heh bir de bir zencinin kafasını yardık. müsabaka bir de böyle durdu. emin olun bu bile daha zevkli.

biliç'in hiç hatası olmadığı halde devre arasında en kötü sene sonunda yollar ayrılır diye düşündüren maç. maç maç değil, horoz dövüşü.

kız arkadaşımla viski içecekken, o candy crush oynuyor ben müsabakayı takip ediyorum. cinsel hayatıma sekte vurdun beşiktaş.
bunda size beslediğim merhamet ve mükellefiyet duygusunun da payı var tabii.

dakika 80 ve son iki müsabakanın ana fikri, eğer iade alınıyorsa fişini gösterip kombinelerini geri versin taraftarlar.

75. dakikada, muhammed demirci, uzun, sert ve yerden sağ çaprazdaki sarışın sakallı çocuğa şık bir pas verdi. o da topu üstten dışarı yollayarak değerlendirdi bu pası.

70. dakikada qpr'lı oyuncu topa yetişmeye çalışırken kaleciye takılınca penaltı bekliyor, hakem siklemiyor bu zenciyi. ırkçı olabilir hakem.

beşiktaş'ın bu maçta elle tutulur tek yanı, tüm bu eziyeti yurt dışındakilere yaşatıyor oluşu.

soldan bindiren zenci sıska bir adamın uzak direğe kestiği ortada zamora topu kafayla kale çizgisine yakın bir yerde adam johnson'a indiriyor ve o da vaha kadar boş bir alanda-tekrarlıyorum: kale çizgisi- golü atıyor. ceza sahasında tüm bunlar yaşanırken beşiktaşlı oyuncuların tek eksiği ellerinde çekirdek olmayışı.
65. dakika 1-0 mağlubuz.

65. dakikada andrew johnson'un kafa golüyle 1-0 olan çok sıkıcı maç. adı üstünde hazırlık maçı, ayrıca dsmart'ta sesin çok geç gelmesi sorunu sinir bozuyor.

dentinho'nun şutu korner direğini yalayarak geçti.