15 şubat 2013 fenerbahçe ülker beşiktaş maçı

ilk yarısını izlemediğim maç.
önde tamamlamışız lan. ben izlemeyip totem mi yapsam? tutamıyorum bir yandan da kendimi...bi 5 dk izleyeyim momentum kaçarsa hemen kapatırım.

vidmar'ın euroleague'de haftanın bloğunu yaptığı maç. insanlıktan çıkıp 'wohohoghohouuu' diye bağırmışım ki, kaan kural'dan başkası yapmaz şunu.
blok sonrasında talihsizlikler oldu ama..hayırlısı.

ntvspor işi abarttı markota sayıyı atıyor oğuza yazıyorlar. [ybkz]swh[/ybkz]

emir oyuna giriyor. şu andan itibaren daha zorlu bir karşılaşma bekliyor olacak bizi.

attığımızın üçlük olduğu karşılaşma.

ewing'in iki üçlükle alev aldığı maç.

hadi olm be yüving, al bu maçı. eski günlerdeki gibi, yüving, ceyar, su elın.. dallas...[ybkz]swh[/ybkz]

üçüncü çeyreğini 48-55 önde tamamladığımız karşılaşma.

üçüncü çeyreğini 55-48 önde kapadığımız.
üçlüklerde başarılıyız, tutku boş alan yaratmada harika, ewing de formda. kaldı 10 dakika.

(bkz: ay hadi inşallah)

pota altından gelebilecek sayılara ihtiyacımız varken oyunda randal falker ın oyunda olduğu karşılaşma. üçlüklerde çok çok iyiyiz

ülker'in öne geçtiği maç.

ya ben skmek neyse hemen kaçıyorum

izleyemeyeceğim.

bojan bogdanovic ve david andersen i ihya ettiğimiz karşılaşma. her şeyi geçtim oğuz savaş malına kariyerinin maçını oynatıyosunuz ya

(bkz: siktirin gidin)

takımın sınırlarını aşmasına, müthiş oynamasına rağmen yettiremediği, mağlup olduğu maç. şanssızlık, yetersizlik ama insan 'bu takım bu oyunla da kaybediyorsa nasıl kazanabilir ki?' demeden edemiyor. takımı tebrik ediyoruz, önümüzdeki maçlara artık ne diyeyim.

edit: sonucu yazmayı unuttum, 78-72

sıçacam böyle işe. top kaybınıza sokayım.

tanım : kanser eden maç

üçüncü çeyrekten sonra ne olduğuna anlam veremediğim karşılaşma.

erman hoca'ya teessüflerimi, sitemlerimi ve isyanlarımı iletmek istediğim karşılaşma. çok sinirliyim. yine en kritik anda mola almayarak maçı verdi. jerrells ile el birliğiyle tabi; o da olabilecek en zor pozisyonda, hiç gereği yokken üçlük denedi ve maç gitti. erman kunter'in bu mola almayışları 1 değil 2 değil, kaç oldu bilmiyorum. ligdeki fenerbahçe maçını da aynı sebepten verdik, karşıyaka maçını da, sayamıyorum o kadar çok ki. geçen sene aynı skor, aynı fark ve aynı sürede geri dönüp maçı uzatmaya götürebilen bir beşiktaş'tan, önde götürdüğü her maçı son çeyreğin son 3 dakikasında veren bir beşiktaş'a. olmuyor hocam, olmuyor böyle.

--alıntı--

Çok hata yapıyoruz. Üçüncü maçı böyle kaybediyoruz. Barcelona ve Siena ile bu maç. Top kaybediyoruz. Oyun disiplininden dışarı çıkıyoruz. Savunmada çalıştıklarımızı yapamıyoruz. Belki daha fazla tekrar etmemiz gerek. Savunmamız iyiydi ve bizim için çok iyi giden bir maçtı. Yediğimiz sayılara yapacak bir şey yoktu ama kritik anda iki turnike atmamız lazım atamadık. Olmadık yerde top kaybı yaptık ve oyun disiplininden dışarı çıktık. Mola da aldık ama baskı altındayken maalesef hata yapıyoruz. Bunların neticesinde sonuna kadar getirip belki hakettiğimiz maçı kaybettik.

Takımın ileriye doğru bir gidişi var, bunda biraz daha fazla idman yapma şansı bulmamızın payı var. Bir parça daha iyi duruma geldik. Önümüzde yoğun tempo var. Önemli bir maçtı kazansaydık şansımız vardı ama şimdi çok azaldı. 7 maçın 6′sını kaybetmemek lazım. Çok zor ama oynamaya devam edeceğiz.

Tutku kendisi de çıkmak istedi çünkü kasığı ağrıdı. Oynadığı zaman farkediyor ama maç eksiği de var. Son 5 dakikayı genelde kötü oynuyoruz. Kolej maçı, kupa maçı, son periyotlardaki kırılma anında ayakta kalamıyoruz. Her seferinde başka bir 5 sahada oluyor. Hep başka 5 varken kırılma oluyor. Kazanmak lazım, kazanmadıkça ilerleme farketmiyor. Antrenman yapınca daha derli toplu gözüküyoruz bunu devam ettirmek zorundayız.

Markota’yı bir ara almak istedim o sırada bana, “Cevher iyi durumda koç bırak kalsın” dedi mesela. Oyuncu da insiyatif alıyor. Son periyot iyi savunma yapamadık.

Bir kazanmaya bakacak her şey. Kaybetmeye alışıyor takım tabii bu durum olumlu değil. Ancak ben bir çıkışın olduğunu görüyorum.

--alıntı--[ybkz]swh[/ybkz]

salonda kavgaların çıktığı maç. bizim oturduğumuz yerin az ilerisinde hem de. sebebini anlayamadık ama çok büyük ihtimalle, salonda beşiktaş taraftarı olduğu fark edildi. çünkü kargaşanın ardından beşiktaş'a küfürler havada uçuştu. ("genç fenerliler, kolpa çarşı'yı..." gibi.) sonra ortalık sakinleşir gibi oldu ama üçüncü çeyrek başlayınca yine karıştı ortalık. baktık git gide kalabalık büyüyor ve bize doğru yaklaşıyor, başka tribüne kaçtık. yine de ibrahim kutluay'a tercih ederim bu olayları ve küfürleri. zira fenerbahçe taraftarı sonuçta, şaşırtmıyor.

son 4 dakikaya kadar bir oyunun kontrolü bu kadar iyi sağlanabilirdi ancak neyin telaşesi ve amatörlüğüne yine kurban gittik anlamak güç.

diknot : bir bok olmaz o taraftardan tüm sinirlerimin alt üst olacağını düşünüyordum maçı kaybetmekten başka hiçbir şey moralimi bozmadı. ciddi anlamda sarımsak bir taraftar oluşumu, takım tribünü ateşliyor biraz, biraz da finnöööreeearbahhjjee taraföötrüü şeklinde anons yapan çirkinin gazıyla ancak harekete geçebiliyorlar. ayrıca yürüyen merdivenli yer mi olur yahu o ne öyle.

olmasaydı sonumuz böyle.

bir aksilik çıkmazsa beşiktaş atkımı belime dolayarak, avucumda sımsıkı beşiktaş anahtarlığımı tutarak izleyeceğim müsabaka, eğer yenersek bütün stadın çıkmasını bekleyeceğim, herkesin çıktığından emin olduktan sonra koyduk mu? adlı bağır çağır benimle hadi şarkısını seslendireceğim. en az 7 yankı istiyorum