14 ekim 2012 beşiktaş türk telekom maçı

gidiyorum bu
ciddi efor harcadığımız 12 ekim 2012 beşiktaş partizan euroleague maçı sonrasında konsantre olmakta sıkıntılar yaşadığımız karşılaşma olmuştur. yanılmıyorsam türk telekom'a 13 hücum ribaundu verdik ki bu bizim savunma esnasında pozisyon almada sıkıntılar yaşadığımıza işarettir. zira ankara ekibinin kadro yapısı açısından boyalı alanda bize karşı öyle müthiş bir boy üstünlüğü yok. net ribaundlar çekmekte çok zorlandık, kazandıklarımızın önemli bir kısmı da ikinci, üçüncü hamleden sonra gerçekleşti. galiba bunun üzerinde biraz daha çalışmamız gerekecek.

bu maçla birlikte kanaatlerim daha da pekişti. curtis jerrells bu takımın iki numarası, oyun kurucusu değil. oynadığı dakikalarda takımın pas trafiği birden kesiliyor. screen'den faydalanarak içeriye penetre veya dripling gösterir gibi yapıp da bir adım geriye çekilip kullandığı jump shotlarla sayı bulduğu sürece belki eleştirilerden en az şekilde etkilenir. ancak sayı kaydına muvaffak olamadığı andan itibaren çekilmez bir adam hâline de gelebilir. çünkü ister hızlı hücum ister set hücumu olsun boştaki yahut hareket hâlinde arkadaşını görmek gibi bir alışkanlığı yok.

vladimir dasic, yapabileceklerinin henüz yüzde 10'nu sahaya yansıtmış durumda. erman kunter de bunun farkında olduğu için kredi vadesini olabildiğince uzun tutuyor. kendini bulmuş bir dasic bu tip maçları son hücuma/savunmaya bırakmadan kazanmamızda etkili bir faktör olacaktır.

takım hâlinde iyi oynamadan[ybkz]swh[/ybkz] takım hâlinde kazanmayı bildi beşiktaş. dikkat ederseniz ortak sözcük "takım". ki maçı izlerken gözüme takılan birkaç enstantane aslında bu noktada bizi bir fikir sahibi yapacaktır:

* bir hücum esnasında top serhat çetin'in elindeyken vladimir dasic kendisini boşa çıkarıyor ve adeta yırtınarak pas istiyor. serhat çetin topu boyalı alana, damir markota'ya indirmeyi tercih ediyor ve hırvat dört numarada hücumu sayıyla noktalıyor. o an gözüm dasic'e takılıyor. dasic, serhat çetin'i alkışlayarak kendi yarısı sahasına, savunmaya koşuyor.

* ilk çeyrekte bir hücumda gasper vidmar'ın basket faul ile neticelendirdiği pozisyon sonrası bütün beşiktaş benchi ayağa kalkarak coşkuyla kendisini alkışlıyor. bu önemli çünkü, vidmar'ı geçen sene oynadığı takım ve taraftarı pek çok maçta ıslıklayıp protesto ederek oyundan düşmesine, özgüvenini kaybetmesine neden olmuştu. şimdi her şeyden ve herkesten önce vidmar'ın koçu ve takım arkadaşları kale gibi arkasında duruyor.

* başta patrick christopher olmak üzere; vladimir dasic, cevher özer, serhat çetin'in skor yönünden bu kadar verimsiz olduğu bir maçı beşiktaş, türk telekom gibi önemli bir rakibe karşı kazanıyorsa, erman kunter'in bir takım yaratma sürecinde emin adımlarla ilermekte ve belli bir noktaya gelmekte olduğunu düşünmememiz için hiçbir neden yok.

şimdi on puanlık uzmanlık sorusu: david hawkins'in, carlos arroyo'nun, zoran erceg'in hücum açısından hiç de gününde olmadığı bir maçı beşiktaş milangaz kazanabilir miydi? geçen sezon ile bire bir bu sezonki kadroyu kıyaslayan taraftarların mutlaka bir karşılaştırma yapacaklarsa işin bu yanına da kafa yormalarına ihtiyaç var.
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol