suriye'de ki emellerini gerçekleştiremeyince memlekette bir mezhep çatışması çıkarmaya çalışanların planladığı katliamdır.
bütün bu tutuklamalar hedef şaşırtıp milleti birbirine kırdırtma adına yapılmıştır hatta ve hatta patlama olduktan hemen sonraki canlı yayın açıklamasında bölge ismi verilerek insanların birbirleriyle çatışmaya sürüklendiğini de görmemiz için profesör olmaya gerek yok bütün bunlar yetmiyormuş gibi benim 53 sünni vatandaşım öldü demeci de bütün bu katliamın özeti gibi, tabi anlayana.
11 mayıs 2013 reyhanlı patlaması
--spoiler--
Başbakanın Reyhanlı katliamına yorumu"Ölenler cennete,bu işi yapanlar cehenneme gidecektir" eveet,sorun çözüldü.Hadi,lunapark açılışına...
--spoiler--
[ybkz]swh[/ybkz]
Başbakanın Reyhanlı katliamına yorumu"Ölenler cennete,bu işi yapanlar cehenneme gidecektir" eveet,sorun çözüldü.Hadi,lunapark açılışına...
--spoiler--
[ybkz]swh[/ybkz]
gelen itiraf sonrası asıl hedefin ankara olduğu, güvenlik önlemleri sebebiyle vazgeçildiği ve bunu yapan allah'ın cezalarının kendi aralarında şeref ve namus sözü verdiği patlama.
acı çekerek ölün.
acı çekerek ölün.
olayı kavrayabilmek için aynştayn olmaya gerek olmayan :https://www.facebook.com/photo.php?v=587265657973230
sonucunda tutuklamaların devam ettiği acı katliam.
http://www.radikal.com.tr/turkiye/reyhanli_patlamalarinda_dort_gozalti_daha-1134017
http://www.radikal.com.tr/turkiye/reyhanli_patlamalarinda_dort_gozalti_daha-1134017
normal yani medeni bir ülkede olsa başta başbakan olmak üzere istifa eder, yargılanırlardı. ama burası türkiye maalesef. bu da unutulur gider. olan yiten canlara ve ailelerine olur.
ha bir de halk yutarsa bu numarayı ve savaşa girersek komple hepimize olur olan.
ha bir de halk yutarsa bu numarayı ve savaşa girersek komple hepimize olur olan.
hatay valisinin konu ile ilgili açıklamaları ;
http://www.ntvmsnbc.com/id/25443217
http://www.ntvmsnbc.com/id/25443217
--spoiler--
Hakan Albayrak isimli gazeteci ve aktivist müsveddesi bir zavallının haber kanallarının birinde Reyhanlı ve Reyhanlı halkına dönük kabul edilemez ve gerçekle hiçbir bağı olmayan yorumlarına tanıklık ettik.
Öncelikle kendisinin hiçbir ayrımcılığa maruz kalmadan bir Psikiyatri uzmanına muayene ettirebileceğimizi iletmek isteriz.
Diğer yandan zaten acımızın bunca yoğun olduğu bugünlerde, televizyon kanalına çıkıp bölgedeki alevi doktorlar Sünni Suriyeli sığınmacılara bakmıyorlar iddialarının yalan, hiçbir şekilde gerçekle bir bağı olmadığını, bunu en iyi bilenlerin de kendi vatandaşlarımız ile Suriyeli sığınmacılar olduğunu tüm Türkiye kamuoyu ile paylaşmak isteriz.
Gazeteci müsveddelerinin bu tarz yorumlarına da itibar edilmemesi gerektiğini tekrar hatırlatırız.
Ayrımcılık yaptığını iddia ettiği isim listesini derhal ilgili makamlara ve Hatay Tabip Odası’na iletmesi halinde gerekli soruşturmanın da yapılarak, ayrımcılıkla bizlerin de mücadele edeceğimizi tüm kamuoyu ile paylaşmak isteriz.
Gerçekle hiçbir şekilde örtüşmeyen bu iddialarla ilgili olarak ayrı ayrı Halk Sağlığı Müdürümüzden, İl Sağlık Müdürümüzden ve Sayın Hatay Valimizden gereken duyarlılık ve açıklamayı beklediğimizi basın aracılığı ile iletmek isteriz.
Hatay Tabip Odası Yönetim Kurulu
--spoiler--
8 ay öncesinden bütün halkın hep bir ağızdan uyarmasına rağmen, ego tatmini ve söz dalaşından başka bişey yapmayan vekiller pek oralı olmamış ve olanlar olmuştur.Bir de yayın yasağı gelmiş ki buradaki vurdumduymazlıktan kimsenin haberi olmasın.Yazık ki ne yazık.Vurgulanmak istenen videonun sonlarındaki istifa sesleri değil.Aylar önce olacakları halk görüyor da devlet büyüklerimiz ne yapıyor acaba?Ayrıca bugün Hatay'lı bir arkadaşımdan aldığım bilgiye göre dün canlı bomba yakalanmış.Olayların devam edebileceğini söyledi kendisi.
http://www.youtube.com/watch?v=qZAxn2aZw_Q
http://www.youtube.com/watch?v=qZAxn2aZw_Q
olaydan sonra reyhanlı'ya giden emine ülker tarhan'ın, mecliste yaptığı konuşma:
https://www.facebook.com/photo.php?v=190640434421783
--spoiler--
- kendilerini terk edilmiş hissediyorlar. neden gitmediniz?
cevap: homurtular, kuru gürültü ve sessizlik...
--spoiler--
https://www.facebook.com/photo.php?v=190640434421783
--spoiler--
- kendilerini terk edilmiş hissediyorlar. neden gitmediniz?
cevap: homurtular, kuru gürültü ve sessizlik...
--spoiler--
bir iki gün önce olmuş olan acı katliam.fakat bu gün televizyonlarda her şey gayet eğlenceli ve tıkırında,reyhanlı'nın adı yok.gerçekten utanıyorum!
ülkede ulusal yas ilan edilmesine sebep olmayan olay. ama ulusal bayram iptali için yeterli olmuş.
(bkz: 19 mayıs atatürk'ü anma gençlik ve spor bayramı)
(bkz: 19 mayıs atatürk'ü anma gençlik ve spor bayramı)
--spoiler--
Düşünüyorum da, bizim Keşan da Reyhanlı gibi bir ilçe aslında. Yunanistan sınırında sayılır. Mesela birileri Keşan'ı komple havaya uçursa bi gün. Hükümet konağının önünden itibaren otobüs garajları filan komple yerle bir olsa. Konu komşu kömür olsa. Ve aynı saatlerde hükümetin önde gelenleri kendi düğünlerinde olsa. "Düğünümüzün tadı kaçtı" diye tweet atsa. Birinin(!) annesi vefat etti diye programını erteleyen yavşak/yalaka Acun'un survivor yarışması tam gaz devam etse. Ben bilmem eşim bilir'deki adamlar topuklu ayakkabıyla muza basıp düşse, derbi maç öncesi kadıköy'deki son durumu almak için muhabirimize bağlansak, böyle bir haberi tamamen tasadüf eseri Eurosport'ta bisiklet yarışı seyrederken öğrensem, diğer kanallarda tık olmasa. Evet, resmen bütün kanallar geyik çevirdiğinden emin olmak için interneti açıp baksam ve "yapma be, gerçekmiş" desem!! Neler hissederdim acaba? Bu kadarı da olmaz derdim ama olurmuş. Oldu işte. Kendi insanımız yanıyor, birileri önüne perde çekiyor. Bildiğin davar gibi başka çayırlara güdüyorlar sürüyü. Kasap bıçağı arkasına saklıyor yaklaşırken. Kim ne derse desin; kendi insanına, kendi toprağına bunu yapanın yatacak yeri olamaz. Bütün satılık kalemler, medya kuklaları, korkaklar, malum büyük(!)ler. Hepinizi lanetliyorum. Reyhanlı kardeşler siz bizi affedin. Sizi bu gününüzde yalnız bıraktı
--spoiler--
bu memleket. Bazılarımızın umurunda olmadı, bazıları kendi menfaatine zarar gelsin istemedi, bazılarımız da sadece korktu. Korkunun ecele faydası yok...
kronik bir rahatsızlığımızın bir göstergesidir. sanki her şey planlanmış ve yıllardır belirli aralıklarla gerçekleştirilen insan kıyımı. 1990 yıllarla birlikte örneklerini çok fazla gördük. buna en yakın tarihte bir benzerini roboski'de gördük. hala yapılanın bulunamadığı bir ülke burası. şanlıurfa'dan tutun hataya kadar suriye'ye sınırı olan illerimiz. suriye bu denli karışıkken sınır hattı hala piyade askerlerinin himayesi altında.
bu böyle devam edecek arkadaşlar, dün roboski, bugün reyhanlı, yarın bir başka yer... ilmik ilmik tüketecekler bizleri. ihmalkarlığa kurban edecekler. ama elbet bir gün hesap dönecek, o zaman sap ne olur muamma...
bu böyle devam edecek arkadaşlar, dün roboski, bugün reyhanlı, yarın bir başka yer... ilmik ilmik tüketecekler bizleri. ihmalkarlığa kurban edecekler. ama elbet bir gün hesap dönecek, o zaman sap ne olur muamma...
-----alıntı-----
Bugün, AKP hükümetine sorulması gereken sorular şunlar:
1) hatay reyhanlı'da cumhuriyet tarihimizin en kanlı bombalı saldırısının olduğu gün ve öncesindeki gün, reyhanlı'daki 73 adet mobese kamerası arızalı mıydı; değil miydi? değilse, görüntüler nerede?
2) reyhanlı'daki bombalı saldırı günü, her gün tezgah açan suriyeli işportacılar o gün niçin tezgah açmamıştır?
3) aynı gün, 40.000'i aşkın suriyeli mülteciden hiçbiri niçin şehirde ortalarda yoktu ve olayda hayatını kaybeden suriyeli sayısının tüm hayatını kaybedenlere oranla, yüzde 1 ya da bilemediniz yüzde 2 olması da tesadüf müdür?
4) olaydan hemen sonra niçin suriyeli mülteciler şehri anında terk etmiştir ve hatta bu gece itibariyle niçin apar topar mersin ve adana'daki yazlık kamplara otobüslerle devletimiz tarafından taşınmıştır? bu suçlu psikolojisinin nedeni sizce nedir?
5) koyduğunuz yayın yasağı nedeniyle izleyemeyeceğimizi düşündüğümüz fakat sağ olsun sosyal medya aracılığıyla izleyebildiğimiz hataylı kardeşlerimizin ve olayın görgü tanıklarının ifadelerinin, beşar esad'ı değil de akp hükümeti'ni suçlayan tonda olmasını nasıl açıklıyorsunuz?
6) bu olayda suriye derin devletinin yerine el kaide vb. "embedded" örgütlerin payının olma ihtimali tüm dış basında dillendiriliyorken, siz niçin ısrarla esad'ı hedef göstermektesiniz? bunun net gerekçesi ve kanıtları kamuoyuyla paylaşılmış mıdır? hedef olan hatay-reyhanlı nüfusunun ve hedef gösterilen suriye yönetiminin alevi/şii kökenli olmasıyla sizin ideolojinizin ve dini referans noktalarınızın örtüşmüyor olması sizce tesadüf müdür? binlerce yıllık ordu geleneği bilinen ve terörden dili çok yanmış türkiye cumhuriyeti devletinin, resmi olarak el kaide militanlarına alan açması, üstelik bunu hoşgörü ve kültürlerin karışım merkezi hatay'da uygulamaya sokması normal midir?
7) başbakan recep tayyip erdoğan'ın suriye'ye bombalı saldırıda bulunan israil'in ana müttefiki abd'ye yapacağı ziyaret sonrası hatay'a gidecek oluşu ve "sınır ilimiz"de yapacağı açıklama, tüm dünyayı ilgilendiren ve suriye'ye karşı abd-israil-türkiye üçlüsünün başını çektiği bir topyekün savaş kararının açıklama günü olabilir mi? bu olay, size, 11 eylül saldırılarını ve sonrasında abd ve müttefiklerinin ırak'a ve afganistan'a savaş kararı almasını hatırlatmıyor mu? bu paralel tarz ve müttefik benzerliklerini nasıl açıklıyorsunuz?
8) hatay reyhanlı'da, hiçbir suçu olmayan ve kimine göre 46, hataylı dostlarımıza göreyse 200'ü aşkın sivil insanımızın ölümü, yüzlercesinin yaralanması karşısında nutkunuzun tutulmadığını biliyoruz; hatta nutuk attığınızı da biliyoruz fakat, vicdanen küçük çapta da olsa bir sızlama belirtisi hissediyor musunuz ve/ya odtü gibi okulların öğrencileri reyhanlı saldırılarını kınamak ve yas ilan etmek için dersleri boykot ederken, siz niçin cumhuriyet tarihinin en kanlı bombalı saldırıları sonrasında ulusal çapta yas ilan etmeyi halen düşünmüyorsunuz?
9) hükümetinizin yetki alanları dahilinde halen aydınlatılmamış olan uludere katliamı sonrasında gündemi değiştirmek için açtığınız kürtaj tartışması gibi, bu olay sonrasında da gündemi değiştirmek için ne gibi alternatif bir gündem maddeniz sırada bekliyor? gündemi değiştirmek için ortaya atacağınız konuları önceden belirleyen ve bunları bir ajandaya kaydeden ekibiniz, "milli içkimiz ayrandır" gibi bir konuyu gündeme taşımak için beyin fırtınası yapıyorken, ayran mı içiyordu, rakı mı?
10 ve son: suriye devlet başkanı beşar esad ile kamuoyuna daha önce yansımış olan eşli ve mutlu fotoğraflarınızdan yola çıkarak soruyorum: "harika komşu"muz ve "sıfır sorun" politikamızla "vizeleri kaldırdığımız" suriye'yle bir anda "milli düşman" ve "maksimum sorun" seviyesine geçmemizin kırılma noktası dış politika felsefimize göre nedir? mustafa kemal atatürk ve arkadaşlarının yoğun diplomatik ve fiili çabaları sonucunda topraklarımıza katılan hatay ilimiz ve hataylı vatandaşlarımızın bugün düşürüldükleri durum, suriye sınırında bir diktatörün karşısındaki "kobay fareleri"ymişçesine bile bile çatışma sahasında bırakılmaları değil midir? diplomasi, kurnazlıktan daha ziyade kıvrak ve parlak bir zeka ve milletiyle bütünleşik bir cesareti gerektirmez mi? siz bugün itibariyle, her gün sınırdan bombaların yağdığı rehyanlı'ya ayak basabiliyor musunuz? ayak basamayacaksanız, o koltukta niçin oturuyorsunuz? mustafa kemal, hatay'a giderek ve hatay'ın ana yerel gazetesinde asım devrim us takma adıyla yazılar yazarak hatay meselesini savunuyor ve ince ince hesap ederek hatay'ı topraklarımıza kazandırıyordu; sizin, aynı coğrafyadaki tarihi diplomatik zaferlerimiz karşısındaki bu durumunuz, tarihi bir başarısızlık örneği olarak tarih kitaplarına şimdiden yazılmış olabilir mi?
-----alıntı-----
Bugün, AKP hükümetine sorulması gereken sorular şunlar:
1) hatay reyhanlı'da cumhuriyet tarihimizin en kanlı bombalı saldırısının olduğu gün ve öncesindeki gün, reyhanlı'daki 73 adet mobese kamerası arızalı mıydı; değil miydi? değilse, görüntüler nerede?
2) reyhanlı'daki bombalı saldırı günü, her gün tezgah açan suriyeli işportacılar o gün niçin tezgah açmamıştır?
3) aynı gün, 40.000'i aşkın suriyeli mülteciden hiçbiri niçin şehirde ortalarda yoktu ve olayda hayatını kaybeden suriyeli sayısının tüm hayatını kaybedenlere oranla, yüzde 1 ya da bilemediniz yüzde 2 olması da tesadüf müdür?
4) olaydan hemen sonra niçin suriyeli mülteciler şehri anında terk etmiştir ve hatta bu gece itibariyle niçin apar topar mersin ve adana'daki yazlık kamplara otobüslerle devletimiz tarafından taşınmıştır? bu suçlu psikolojisinin nedeni sizce nedir?
5) koyduğunuz yayın yasağı nedeniyle izleyemeyeceğimizi düşündüğümüz fakat sağ olsun sosyal medya aracılığıyla izleyebildiğimiz hataylı kardeşlerimizin ve olayın görgü tanıklarının ifadelerinin, beşar esad'ı değil de akp hükümeti'ni suçlayan tonda olmasını nasıl açıklıyorsunuz?
6) bu olayda suriye derin devletinin yerine el kaide vb. "embedded" örgütlerin payının olma ihtimali tüm dış basında dillendiriliyorken, siz niçin ısrarla esad'ı hedef göstermektesiniz? bunun net gerekçesi ve kanıtları kamuoyuyla paylaşılmış mıdır? hedef olan hatay-reyhanlı nüfusunun ve hedef gösterilen suriye yönetiminin alevi/şii kökenli olmasıyla sizin ideolojinizin ve dini referans noktalarınızın örtüşmüyor olması sizce tesadüf müdür? binlerce yıllık ordu geleneği bilinen ve terörden dili çok yanmış türkiye cumhuriyeti devletinin, resmi olarak el kaide militanlarına alan açması, üstelik bunu hoşgörü ve kültürlerin karışım merkezi hatay'da uygulamaya sokması normal midir?
7) başbakan recep tayyip erdoğan'ın suriye'ye bombalı saldırıda bulunan israil'in ana müttefiki abd'ye yapacağı ziyaret sonrası hatay'a gidecek oluşu ve "sınır ilimiz"de yapacağı açıklama, tüm dünyayı ilgilendiren ve suriye'ye karşı abd-israil-türkiye üçlüsünün başını çektiği bir topyekün savaş kararının açıklama günü olabilir mi? bu olay, size, 11 eylül saldırılarını ve sonrasında abd ve müttefiklerinin ırak'a ve afganistan'a savaş kararı almasını hatırlatmıyor mu? bu paralel tarz ve müttefik benzerliklerini nasıl açıklıyorsunuz?
8) hatay reyhanlı'da, hiçbir suçu olmayan ve kimine göre 46, hataylı dostlarımıza göreyse 200'ü aşkın sivil insanımızın ölümü, yüzlercesinin yaralanması karşısında nutkunuzun tutulmadığını biliyoruz; hatta nutuk attığınızı da biliyoruz fakat, vicdanen küçük çapta da olsa bir sızlama belirtisi hissediyor musunuz ve/ya odtü gibi okulların öğrencileri reyhanlı saldırılarını kınamak ve yas ilan etmek için dersleri boykot ederken, siz niçin cumhuriyet tarihinin en kanlı bombalı saldırıları sonrasında ulusal çapta yas ilan etmeyi halen düşünmüyorsunuz?
9) hükümetinizin yetki alanları dahilinde halen aydınlatılmamış olan uludere katliamı sonrasında gündemi değiştirmek için açtığınız kürtaj tartışması gibi, bu olay sonrasında da gündemi değiştirmek için ne gibi alternatif bir gündem maddeniz sırada bekliyor? gündemi değiştirmek için ortaya atacağınız konuları önceden belirleyen ve bunları bir ajandaya kaydeden ekibiniz, "milli içkimiz ayrandır" gibi bir konuyu gündeme taşımak için beyin fırtınası yapıyorken, ayran mı içiyordu, rakı mı?
10 ve son: suriye devlet başkanı beşar esad ile kamuoyuna daha önce yansımış olan eşli ve mutlu fotoğraflarınızdan yola çıkarak soruyorum: "harika komşu"muz ve "sıfır sorun" politikamızla "vizeleri kaldırdığımız" suriye'yle bir anda "milli düşman" ve "maksimum sorun" seviyesine geçmemizin kırılma noktası dış politika felsefimize göre nedir? mustafa kemal atatürk ve arkadaşlarının yoğun diplomatik ve fiili çabaları sonucunda topraklarımıza katılan hatay ilimiz ve hataylı vatandaşlarımızın bugün düşürüldükleri durum, suriye sınırında bir diktatörün karşısındaki "kobay fareleri"ymişçesine bile bile çatışma sahasında bırakılmaları değil midir? diplomasi, kurnazlıktan daha ziyade kıvrak ve parlak bir zeka ve milletiyle bütünleşik bir cesareti gerektirmez mi? siz bugün itibariyle, her gün sınırdan bombaların yağdığı rehyanlı'ya ayak basabiliyor musunuz? ayak basamayacaksanız, o koltukta niçin oturuyorsunuz? mustafa kemal, hatay'a giderek ve hatay'ın ana yerel gazetesinde asım devrim us takma adıyla yazılar yazarak hatay meselesini savunuyor ve ince ince hesap ederek hatay'ı topraklarımıza kazandırıyordu; sizin, aynı coğrafyadaki tarihi diplomatik zaferlerimiz karşısındaki bu durumunuz, tarihi bir başarısızlık örneği olarak tarih kitaplarına şimdiden yazılmış olabilir mi?
-----alıntı-----
yürekleri dağlayan katliamdır.
tayyip erdoğan hükümeti'nin "11 eylül"ü.
http://www.aksam.com.tr/guncel/mobese-bilmecesi/haber-205577
allah belanızı versin.
http://www.aksam.com.tr/guncel/mobese-bilmecesi/haber-205577
allah belanızı versin.
cengiz çandar'ın ölenler için maliyet yakıştırması yaptığı hadise.
http://www.radikal.com.tr/yazarlar/cengiz_candar/israile_vuramayan_reyhanliya_nicin_vurur-1133191
günlerdir küfür ediyorum sen ve senin gibilere. çok iğreniyorum sizden. aynı havayı solumak istemiyorum.
hoşgörünün memleketine çok uzak olan şeyler artık dibimizde. biz bunları haketmedik. biz böyle büyümedik. ilkokulda en sevdiğim arkadaşım kürttü. lise 1'de en sevdiğim kız arkadaşım hristiyandı. lise boyunca sıra arkadaşım sunni idi. ben aleviyim. böyle bir memleket orası. maliyetiz değil mi çandar? maliyet.
bu haysiyetsiz adama da en güzel cevabı memleketlim vermiş. ağzına sağlık;
http://antik.eksisozluk.com/show.asp?id=33837879
"demin sana mail atmaya çalıştım cengiz'cim, ama radikal'in sunucuları bana adresini beğenmedik, ulaştıramadık dedi senin için.
demek hem yorum yapmaya, hem de sitem almaya kapalısın. bu yüzden kapalı mektubumu, senin yaptığın şekilde, açık açık yazıyorum.
bak cengiz'cim, sana bir hataylı olarak yazıyorum.
ne kadara satın alındın gerçekten bilmiyorum ama, sana satın alınmamış bir kalem olarak birkaç kelam edeceğim.
reyhanlı, hatay'da ak partisi'ne oy çoğunluğunun çıktığı iki üç ilçeden birisi. geçmişte de mhp'nin kalesiydi burası. ben bir samandağlı olarak gurur duyuyorum, çünkü faşist düşünceye biz hiçbir zaman geçit vermedik. ama reyhanlılı kardeşlerimiz bu hatadan bir türlü dönemediler.
orada yaşananlar yüzünden kan ağlıyorum, çünkü siyasi düşüncelerimiz taban tabana zıt bile olsa, hatay'dan asla karşıt grup çatışması haberi gelmez, gelmedi, gelmeyecek de. biz "sağduyulu" konuşmak için sizin gibi satmayız kendimizi, biz zaten sağduyuluyuz. musevi arkadaşımızın cenazesine sinagogda katılıp, ertesi gün kilisedeki düğüne gideriz. sunni kardeşlerimizle birlikte oruç tutup teravih namazında saf tutarız. onlar da bizim ziyarethanelerimize gelip hrisi'mizi yerler. ama sen hrisi nedir şimdi diye sorarsın, çok yabancı olduğun şeyler çünkü bunlar.
biz savaşmasını bilmeyiz cengiz'cim, biz savaşarak bir şeyin elde edileceğine inanmayız. o yüzden referandumla katarsın hatay'ı türkiye'ye, savaşarak değil. çünkü burada cephe açılmadı, açılamaz da. bu yüzden terörist gördüğümüzde ne yapacağımızı bilemedik. dokunmadık. suriye'nin muhalif askerlerinin hatay'da ne bok yediklerini eğer gerçekten bir gazeteciysen araştırır öğrenirsin. dükkanları yağmalayan, herkesi rahatsız eden, sokakta makineli tüfeğiyle poz verip kendisine ses çıkarana "`biz erdoğan'ın misafirleriyiz, istediğimizi yaparız`" diyen adamların hikayelerini ben anlatmayayım sana.
cengiz'cim. ortadoğu politikasında etkili olmak istemiyoruz biz. bizim böyle çorbada tuzumuz da olmasın, kaşığımız da! istemeyiz!
ama biz öldük cengiz'cim. ve arkamızdan sen "maliyet" dedin bizim için. şimdi sana soruyorum cengiz'cim, rica ediyorum, açık yüreklilikle cevap ver kardeşim. şimdi seni öldürse birisi, bir başkası da arkandan "satılmış kalem olmanın maliyeti bu, mukadderat" dese senin sevenlerin, komşuların ne hissederdi?
cengiz kardeşim, inşaallah aklın başına gelene kadar ölmezsin, inşaallah satılmış / korkak bir kalem olduğun için kömürleşerek can vermezsin. biz satılmadığımız halde, kendimizi satmadığımız, düşüncemizi satmadığımız halde yanarak, kömürleşerek, parçalanarak can verdik. ama sen umarım bu şekilde can vermezsin.
insana değil, hayvana değil, recep tayyip erdoğan'a bile yakışmayan bir ölüm şekli bu. ama bize yakıştırdınız. teessüf ederim."
http://www.radikal.com.tr/yazarlar/cengiz_candar/israile_vuramayan_reyhanliya_nicin_vurur-1133191
günlerdir küfür ediyorum sen ve senin gibilere. çok iğreniyorum sizden. aynı havayı solumak istemiyorum.
hoşgörünün memleketine çok uzak olan şeyler artık dibimizde. biz bunları haketmedik. biz böyle büyümedik. ilkokulda en sevdiğim arkadaşım kürttü. lise 1'de en sevdiğim kız arkadaşım hristiyandı. lise boyunca sıra arkadaşım sunni idi. ben aleviyim. böyle bir memleket orası. maliyetiz değil mi çandar? maliyet.
bu haysiyetsiz adama da en güzel cevabı memleketlim vermiş. ağzına sağlık;
http://antik.eksisozluk.com/show.asp?id=33837879
"demin sana mail atmaya çalıştım cengiz'cim, ama radikal'in sunucuları bana adresini beğenmedik, ulaştıramadık dedi senin için.
demek hem yorum yapmaya, hem de sitem almaya kapalısın. bu yüzden kapalı mektubumu, senin yaptığın şekilde, açık açık yazıyorum.
bak cengiz'cim, sana bir hataylı olarak yazıyorum.
ne kadara satın alındın gerçekten bilmiyorum ama, sana satın alınmamış bir kalem olarak birkaç kelam edeceğim.
reyhanlı, hatay'da ak partisi'ne oy çoğunluğunun çıktığı iki üç ilçeden birisi. geçmişte de mhp'nin kalesiydi burası. ben bir samandağlı olarak gurur duyuyorum, çünkü faşist düşünceye biz hiçbir zaman geçit vermedik. ama reyhanlılı kardeşlerimiz bu hatadan bir türlü dönemediler.
orada yaşananlar yüzünden kan ağlıyorum, çünkü siyasi düşüncelerimiz taban tabana zıt bile olsa, hatay'dan asla karşıt grup çatışması haberi gelmez, gelmedi, gelmeyecek de. biz "sağduyulu" konuşmak için sizin gibi satmayız kendimizi, biz zaten sağduyuluyuz. musevi arkadaşımızın cenazesine sinagogda katılıp, ertesi gün kilisedeki düğüne gideriz. sunni kardeşlerimizle birlikte oruç tutup teravih namazında saf tutarız. onlar da bizim ziyarethanelerimize gelip hrisi'mizi yerler. ama sen hrisi nedir şimdi diye sorarsın, çok yabancı olduğun şeyler çünkü bunlar.
biz savaşmasını bilmeyiz cengiz'cim, biz savaşarak bir şeyin elde edileceğine inanmayız. o yüzden referandumla katarsın hatay'ı türkiye'ye, savaşarak değil. çünkü burada cephe açılmadı, açılamaz da. bu yüzden terörist gördüğümüzde ne yapacağımızı bilemedik. dokunmadık. suriye'nin muhalif askerlerinin hatay'da ne bok yediklerini eğer gerçekten bir gazeteciysen araştırır öğrenirsin. dükkanları yağmalayan, herkesi rahatsız eden, sokakta makineli tüfeğiyle poz verip kendisine ses çıkarana "`biz erdoğan'ın misafirleriyiz, istediğimizi yaparız`" diyen adamların hikayelerini ben anlatmayayım sana.
cengiz'cim. ortadoğu politikasında etkili olmak istemiyoruz biz. bizim böyle çorbada tuzumuz da olmasın, kaşığımız da! istemeyiz!
ama biz öldük cengiz'cim. ve arkamızdan sen "maliyet" dedin bizim için. şimdi sana soruyorum cengiz'cim, rica ediyorum, açık yüreklilikle cevap ver kardeşim. şimdi seni öldürse birisi, bir başkası da arkandan "satılmış kalem olmanın maliyeti bu, mukadderat" dese senin sevenlerin, komşuların ne hissederdi?
cengiz kardeşim, inşaallah aklın başına gelene kadar ölmezsin, inşaallah satılmış / korkak bir kalem olduğun için kömürleşerek can vermezsin. biz satılmadığımız halde, kendimizi satmadığımız, düşüncemizi satmadığımız halde yanarak, kömürleşerek, parçalanarak can verdik. ama sen umarım bu şekilde can vermezsin.
insana değil, hayvana değil, recep tayyip erdoğan'a bile yakışmayan bir ölüm şekli bu. ama bize yakıştırdınız. teessüf ederim."
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?