zıkkımlandığı her şeyi sanal platformda ifşa etmezse ölecek hastalığı

takriben 1-2 senelik bir geçmişi olan, kendisinden muzdarip kişinin ağzına altı bir gece önceden ıslatılmış 44 numara sabo terlikle girişme isteği uyandıran hastalık türü.

twitter yahut facebook kullanıcısı bir kimsenin, yediği/içtiği her zıkkımı fotoğraflayıp "dışkı püsüroğulları ile bok dolgulu pasta keyfi :))))))" minvalinde başlıklarla kamuya arz etmesi şeklinde kendini gösteren bu amansız hastalık; maruz kalan kişilerin tatlı krizinde, aç yahut parasız olduğu durumlarda hiç acımaz, türlü acılara gark eder.

bu hastalığa dair en büyük ironi ise; herhangi bir konudan konuşurken yemek ile alakalı bir cümle kurması gerektiğinde, cümleye "ayıptır söylemesi" demeden başlamayan kişilerin evlatlarını vuruyor olmasıdır.

bir an evvel sonlansın, analar artık ağlamasın.

sosyal platformlarda anında fotoğraf paylaşma modasının çıkmasıyla tavan yapmış hastalıktır.

gecenin bir vakti okudugu tvitler, iletiler nedeniyle kendini camdan atmaya hazırlanan insanlar bırakır ardında, lakin bu hastalığa tutulmuş arkadaşın pek umurunda olmaz.

(bkz: yapma diyorum hobi olarak da yapma)

"qhanqamla bhurger'da nefhisssssss akşham ymeqi" gibi ucube güncellemeleriyle karşımıza çıkabilecek insan türü,ucube.

engelleyebildiğim kadar engellerim bunu yapan ya görgüsüzdür yada ergendir alternatifi yoktur.bu hastalığın ileri boyutlarında insanlar sadece yazmak için bir yerlere giderler yada eyleme geçerler en kötü ve son boyutu ise gidemediği zaman hayal gücünü kullanıp oradaydım demeleridir.uzak durun uzak olabildiğince uzakkk... tehlike arz ediyor.

(bkz: simsiyah)

genel anlamda sosyal medya insanının hastalığıdır. herkesin onu takip ettiğini iyi bilir, kendi öneminin farkındadır. en önemli bahanesi ise,
---------------alıntı---------------
size ne olm, ben kendimi ifşa ediyorum, takip etmeyin siz de
---------------alıntı---------------

olur. benim arakadaşlarım için özel olarak;içki sofrasında çekilmiş fotoğrafları sayesinde, her an baskın yiyebilir kişidir

konuştuğu, düşündüğü, hayal ettiği, yorumladığı, tartıştığı, isyan ettiği herşeyi facebook'ta paylaşan insandan bir farkı olmayan insandır..kimisi yediğine kimise lafına önem verir, aradaki fark budur.

(bkz: kezban)

ben o bahsettiğiniz şahsiyetlerdenim..(burda kocaman bi gülücük koymak istiyorum yönetim)
gezdiğiim her şehri yazarım ki o şehirdeki arkadaşlarım müsaitlerse bana dönerler..diceksiniz ki ara ölese öküz,yok ararsam ve müsait değilse sıkıntı olur bana karşı mahçup hisseder ya da o gün dinlenme günü yapmıştır ama sırf bana ayıp olmasın die görüşmek zorunda hisseder,üzülürüm..ama facete yazdığında adam müsaitse kendi dönüyo zaten sana..
yediklerini resimlemeye gelince..akçabat köfteyi,izmir kumruyu,hamsiköy sütlacını ya da sütlüce uykuluğunu koymanın nesi ayıp?..ben ücretsiz rehberlik yapıyorum herkese..gidin gezin görün ya da bence sıkıcı uzak durun gibisinden..google dan daha sağlıklı bi danışmanım o konuda..
ki bu durumlardan rahatsız olan varsa facebook gayet yardımcı oluyo..fotoğraf güncellemelerinden çıkabiliyosun kişinin ya da durum güncellemelerinden..zorla değil yani(burda da umursamaz bi ifadeye ihtiyacım vardı yönetim)
mesleğim gereği lafım da önemlidir..sadece yediğimle ifade etmiyorum kendimi..bilmem o dediğiniz şahsiyetlerin bir örneği olarak doğru kişi miyim?..ama bu mudur?bu dur..