http://www.sozcu.com.tr/2015/yazarlar/yilmaz-ozdil/paris-985107/
alıntı--
Paris
Kimin kimi öldürdüğüne değil… Para kimin cebine giriyor, daima ona bakmak lazım.
*
Dünyada her gün 88 milyon varil petrol tüketiliyor. 20 sene sonra, her gün 100 milyon varil tüketilecek. Aradaki farkı kim karşılayacak? Nereden gelecek bu değirmenin suyu? Irak’tan…
*
Uluslararası Enerji Ajansı’na göre, dünya petrol talebindeki artışı tek başına Irak üstlenecek. Hani Saddam’dan kurtarıp, özgürlük getirmişlerdi ya… Son damlasına kadar inek gibi sağacaklar o özgür Irak’ı!
*
Şii bölgelerindeki yataklarda 115 milyar varil rezerv bulunuyor. Kuzey Irak’ta 45 milyar varil rezerv olduğu tahmin ediliyor. Ne demek bu? En az beş-altı nesile yetecek kadar petrol geliri demek… Doğalgaz rezervlerini saymıyorum bile, varın siz hesap edin.
*
Kuzey Irak’ın kendi başına petrol ihraç etmesine izin vermeyen Şii Bağdat yönetimi, 10 sene içinde, Irak’ın günlük üretimini 10 milyon varile çıkarmayı hedefliyordu. Bunu başarırsa… Petrol gelirinde Suudi Arabistan’la kafa kafaya gelecekti. Petrol piyasasında Suudilerin Katar’ın Kuveyt’in borusu eskisi kadar ötmeyecekti.
*
Zart diye IŞİD çıktı ortaya!
*
Ne idüğü belirsiz, ne zaman, nerede, kimler tarafından kurulduğu belirsiz, toplama katiller sürüsü… Suriye’de dehşet dengesi kurdu, Tahran-Bağdat-Şam hattını kopardı, Şii Bağdat’ın Suudi Arabistan’a rakip olmasını güçleştirdi. Tesadüf işte… Sadece Kuzey Irak’a dokunmadı, tampon bölge gibi kuzeyle güneyin arasına girdi, Irak’ı ikiye böldü, hatta, Barzani’nin Kerkük’ü almasına vesile oldu. IŞİD, sadece Suudilere ve Barzani’ye yaradı.
*
Akp’den önce şıpıdık terlikle dolaşan Barzani’nin, şu anda, Katar emiri kadar, Dubai şeyhi kadar petrolü var. Exxon Mobil, Chevron, Hunt Oil, Addax, Heritage Oil, Oryx Petroleum, BP, Shell, Total gibi dünya devleriyle anlaşma imzaladı.
*
Peki, kuzeyde bunlar olurken, güneyde neler oluyor?
*
Rus petrol devi Lukoil, 20 milyar varil rezerviyle, dünyanın henüz delinmemiş en büyük petrol alanı Batı Kurna-2’de üretime başladı. Çin devlet şirketi PetroChina, güneyde petrol sahaları satın aldı, 10 bin Çinli işçiyi bölgeye taşımak için, kendi havaalanını inşa etti. PetroChina’nın satın aldığı bölge, eskiden Exxon Mobil’e aitti, Amerikalılar sepetlendi, onların yerine Çinliler oturdu.
*
(Parantez açalım, fantastik bir film senaryosu uyduralım… Arap baharı ayaklarıyla Libya petrolüne oturan Batı bloğu, gözünü Suriye’ye dikmişti. Kuzey Irak’ın petrolünü Akdeniz’e akıtmak için, Kuzey Suriye’de koridor açılacaktı. Müdahale an meselesiyken, Rusya hamle yaptı, zurt diye Ukrayna’ya daldı. Ukrayna’da çarşı karışınca, Suriye geri planda kaldı, Esad rahat nefes aldı. Batılı ülkeler, Rusya’ya ambargo uygulamaya kalktı. Sadece bir kişi itiraz etti… Fransız petrol devi Total’in ceo’su Christophe de Margerie, Batı’nın Rusya’ya ambargo uygulamasına karşı çıktı. “Oyun kuralları”nın dışına çıkmıştı. Kendi ülkesinin kararını bile sallamamıştı. Total dediğin zurna değildi, dünyanın en büyük 11’inci şirketiydi, 130 ülkede faaliyet gösteriyordu. Total ceo’sunun görüşü, pekçok ülke liderinden önemliydi. Ve o da, Putin’in yanında saf tutmuştu. Sonra ne oldu biliyor musunuz? Geçen sene ekim ayında Moskova’ya gitti, Putin’le görüştü. Paris’e dönmek üzere Vnukova havalimanına geldi, özel uçağına bindi, havalanmak üzere pistte hızlanırken, haşırt, önlerine kar küreme aracı fırladı, burnundaki dört metrelik kar küreme kepçesi uçağa çarptı, tekerlekleri yerden kesilmiş olan uçak, piste çakıldı, alev alev sürüklendi. Total ceo’su, pilotlar, hostes, uçakta dört kişi vardı, hepsi öldü. Batı bloğunda yeralıp, Putin’i destekleyen tek kişi, kendisini en güvenli hissettiği yerde, Putin’in başkentinde, tuhaf bir kazayla can vermişti. Talihsizlik işte!)
*
(Filler tepişirken çimenler ezilir.
Bu defa, filler tepişirken gergedan ezilmişti.)
*
(Üç ay sonra… Libya petrolüne oturan Batı bloğunun, Libya harekatını yürüten merkezi Paris’te, Charlie Hebdo basıldı.)
*
(Paris’e mesaj mıydı acaba?
Çalma kapımı, çalarlar kapını mıydı?)
*
(Işid görünümlü iki tetikçi saldırmıştı. Peki gerçekten öyle miydi? Kuklaların, kuklacıyı tanıması mümkün müydü?)
*
(Enteresan ötesi iki açıklama geldi. İran cumhurbaşkanı, İslam adına başvurulan terörizmi kınadı. Hizbullah lideri Nasrallah ise “radikal İslamcılar, Hazreti Muhammed’e hakaret eden karikatüristlerden daha fazla zarar veriyor” dedi. Yani… Şiiler, Sünni kökenli terörizmi kınıyordu. Charlie Hebdo baskını yüzünden, Işid’e destek veren Sünni İslam ülkeleri zor durumda kalmıştı.)
*
(Sonrası malum, Almanya, İngiltere, İtalya, elli kadar Batılı ülkenin başbakanı, Paris’te protesto yürüşüne katıldı. ABD ise, şaşırtıcıydı, sadece büyükelçisiyle katıldı. ABD adalet bakanı Paris’teydi, buna rağmen katılmadı. Acaba… Hakikaten katılmadı mı, yoksa, Fransa’nın tepkisi yüzünden katılamadı mı? Yoksa hakikaten, onca başbakan karikatüristler öldürüldü diye mi yürüdü zannediyordunuz?)
*
(Charlie Hebdo’dan sonra bazı sürprizler oldu… Fransa, Rusya’yla 1 milyar 200 milyon euroluk anlaşma imzalamıştı, iki adet helikopter gemisi satacaktı, 210 metre uzunluğundaki gemiler 70’er adet helikopter taşıyabiliyordu, ismi helikopter gemisiydi ama aslında indirme-çıkarma gemisiydi, güvertesinde 16’şar helikopter taşırken, kargosunda 55’er adet tank taşıyabiliyordu. Şak… Paris bu anlaşmayı iptal etti, bu sene teslim etmesi gereken gemileri vermedi.)
*
(Aynı şekilde, Charlie Hebdo’dan 10 gün sonra… Rusya enerji bakanlığı, taahhütlerini yerine getirmeyen, imzalanmış sözleşmelere uymayan Total’i uyardı. Çünkü, Total’in ceo’su değişince, Total’in Rusya’ya bakışı da değişmişti. Eski ceo zamanında yatırım üstüne yatırım yaparken, yeni ceo gelince, yeni yatırımları boşver, yaptığı anlaşmaları bile iptal etmişti. Total artık Rusya’nın yanında değildi.)
*
(Ve, 14 gün önce… Mısır’da tatil yapan Rus turistlerin bulunduğu Rus yolcu uçağı, Şarm El Şeyh’ten Sankt Petersburg’a gitmek üzere havalandı, 20 dakika sonra patlama oldu, Sina’ya düştü, 224 kişi hayatını kaybetti, bavulların arasına bomba konulduğu ortaya çıktı. Sıradan Rus vatandaşları hedef alınmıştı.)
*
(14 gün sonra… Paris’te silahlar patladı, canlı bombalar patladı. 152 kişi hayatını kaybetti. Sıradan Fransız vatandaşları hedef alınmıştı. Acaba gene… Çalma kapımı, çalarlar kapını mıydı?)
*
(Neyse… Sakın ola ciddiye alınmasın. Uydurduğumuz fantastik bir film senaryosuydu, gerçek değildi, kapatalım parantezi.)
*
Demem o ki…
*
Bu yaşanan hadiselerin etnik kökenle, mezheple filan uzaktan yakından alakası yoktur.
45 milyar varil petrolü ver…
Danimarkalılar bile Kürt olur.
Arjantinliler bile Sünni olur!
*
CIA, FSB, MI6, DGSE, Mossad coğrafyasına İETT’yle girmek, intihardır.
*
“Misak-ı milli” denilen kavram, akıldır. Akıl yoksa… Bir koyayım üç alayım, Şam’da namaz kılayım filan derken, anca şehit tabutu alınır.
alıntı--
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?