yazmak isteyip de yazacak bir şey bulamamak

la vittoria sara nostra
şahsi bir konudur belki ama son dönemlerde yaşadıklarımın tarifidir efendim bu durum.

yazmak isteyip de yazacak bir şey bulamamak

gerçekten çok ironik gibi görünüyor buradan bakınca. sürekli olarak okuyan, gündemi bir şekilde takip eden, araştıran, "lan bir de şuna bakayım neymiş" diyen birinin yazacak bir şey bulamaması. ancak ne yazık ki durumum bundan ibarettir.

aşktan bahsedeyim diyorum mesela; bir de bakıyorum ki benden önce herkes aşktan söz etmiş. çektirdiklerinden, getirip götürdüklerinden falan bahsetmiş. leb demeden leblebiyi anlar olmuş. gerçi bu iyi bir şey de, sanırsın aşkı yalayıp yutmuş herkes. ortalık leyla'lardan, mecnun'lardan, dağları delen ferhatlardan, ferhata dağları deldiren şirinlerden geçilmiyor anasını satayım. gerçi ortalıkda dağları delme potansiyeline sahip çok ferhat var ama ne onlar gerçek ferhat ne de onlara dağı deldirecek olan aşk. o başka bir zaman tartışılacak bir konu.

adaletten söz edeyim diyorum, bir de bakıyorum ki ortalıkta öyle bir şey yok. bu durumda benim sözünü edeceğim şeyler ütopya muamelesi görecek. en azından george orwell'ın bin dokuz yüz seksen dört'ünden daha kayda değer bir ütopya olacak, bu şekilde teselli edebilirim kendimi ama düşünce suçundan yargılanmam da söz konusu olabilir tabi demokrasi ve cumhuriyet ile yönetilen güzel ülkemde.

sanattan konuşmaya kalkınca ucube damgası yiyoruz. hadi onu geçtim aynı heceyle biten kısa cümleleri küçük kağıtlara yazan, bu kağıtları bir torbaya attıktan sonra aralarından rastgele seçilen sekiz on tanesinde yazılanları alt alta yazıp şarkı yapan adamları sanatçı diye karşımıza çıkartanlar ve onların peşinden koşanlarla sanattan, sözden, müzikten ne konuşabilirim onu da bilmiyorum. işin görsel sanatlar boyutu zaten apayrı bir muamma. nitelikli eser sayısı bu alanda zaten oldukça az. nitelikli olabilecek eserlerde de toplumun gözüne hoş gelen modeller ve mankenler oyunculuk vasıflarına bakılmadan kadroya dahil edilerek potansiyelde var olan nitelik sıfıra indiriliyor. ne yazık ki toplumumuz da niteliğine bakmadan benimsiyor bu tarz yapımları. gerçi son dönemde sürekli yapımlardan bir kaçı gerçekten kadro bakımından da nitelik bakımından da oldukça doyurucu özelliklere sahip. ancak onlardan biri resmi olarak sonlandırılma tehdidi ile karşı karşıya bir diğeri de sezon finalini yaptı.

sıcaklardan bahsedecek olsam "be adam kışın soğuklardan şikayet ediyordun" diyecek çok insan var. hadi bunu demelerini anlayışla karşılarım da işi hakaret boyutuna taşıyanları hiç kimsenin anlayışla karşılayacağını sanmıyorum.

demem odur ki bu aralar sanki zevk alamıyorum hiç bir şeyden. aslında konuşulacak o kadar konu varken susmak bana göre bir şey değildir. fikir sahibi olduğum konularda yazmak isteyip de yazamamak, çok şey söylemek isteyip hiçbir şey söyleyememek pek sık yaşadığım bir durum olmadığı için de böyle bir iç dökme eyleminde bulundum.

kimseyi kırmak, incitmek, eleştirmek veya tenkit etmek niyetinde değildim bunları yazarken. okuyup da kırılanlar olur ise bu durumu göz önüne alsınlar lütfen.

saygı ve sevgilerimle

kartal sözlük 1. nesil yazarlarından siyahbeyazbiradam.
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol