2015-2016 sezonunda istediği başarıyı yakalayamamıştır. İlk 3 şansını neredeyse kaybetmiştir. Şampiyonlar ligine katılamayacak ve -Melo transferinin anlaşması gereği- Galatasaray'a 1.8 milyon euro ödemeyecektir. Ayrıca Alex Telles için yüksek bedel ödemesi güç gözükmektedir.
Not: Beter olsunlar.
Not2: Forza Venezia
Transferindeki anlaşma gereği takımı Bundes Liga'ya yükseleceği için, Beşiktaş'ın kasaya 1 milyon euro daha kazandıracaktır kendisi.
Danışıklı dövüşe katkı vermeyendir. Her ay 25 bini tokatlayanın partisini önemsemeyendir. Mesele milletvekili maaşlarında zam ya da şike kanununda değişiklik ise uzlaşmanın ne de güzel(!) olduğunu görendir.
Olmasaydı, olmazdık.
Tanrı'nın değil, kulun icadıdır.
Fikret Orman 3 dönemi tamamlayınca, kendisini başkan olarak görmek isteyeceğini düşündüğüm yönetici. Fikret Orman'ın ise başkanlık koltuğunda ANÇ'yi görmek istemediğini tahmin ediyorum.
Kaynak: yok.
Kaynak: yok.
Fethullah Gülen ve cemaatinin egemenlik sınırları için yapılan benzetmedir. Bilinenin aksine, Tayyip Erdoğan'ın icadı değildir. 2011'de bu kavram, tarafımca dillendirilmekteydi. Kavramı öğrendiğim kişi yazar Mustafa Yıldırım'dır. Sivil Örümceğin Ağında isimli kitabında, 23 maddede paralel devlet yapısından söz etmektedir.
Başarıya etkisi, futbolcuya kıyasla oldukça zayıftır. İsmail Kartal döneminde Fenerbahçe'nin lig ikincisi olması, en yakın örnektir.
Balondur. Boyunu kısalt, makyajını kes; sıradandır.
Bu kadroyu şampiyon yapmaya çalışıyor. Bakın bu kadroda banko oynayan beck ve İsmail Fener'de 18'e giremez.
Muhtemelen Beşiktaşlıdır. Aksini düşünmek akla ihanet olur.
Parti içi devrimle CHP'nin sınırlarını genişletmek arzusunda oldu. Bu, ideolojik bir devrim olabilir. Ama esasında ideolojisizlik devrimi idi. İdeolojisizliğin çekici tarafı her kesime göz kırpma yeteneğidir. Elbette partinin ''resmi'' değerlerine bağlı bir topluluk vardır. Nihayetinde CHP 90 yıllıktır. Ancak, önceki dönemlerde partinin hapsolduğu oranı aşmak istedi. Kemik, iktidar olmak için yeterli değildi.
İdeolojisizleşme kadrolarla başladı. Söylem(aslında söylem çeşitliliği) bunun uzantısı oldu. Baykal döneminin tek tip karakterleri, yeni CHP'de yalnızca bir pay sahibi oldu. Bu çeşitlilik sürekli farklı eleştiriler doğurdu. Eleştirinin kaynağı önceki dönem eleştirilerinin kaynağından daha çeşitlilik arz etti. Çeşitliliğin hem bir girdisi hem de bir çıktısı oldu. %10 barajı, Kemal Kılıçdaroğlu'nun silahıydı. Kemik kitle, partinin geçmiş değerlerini benimseyen alternatifleri buldu bulmasına ama bu alternatifler mecliste yer almayan, oy oranı son derece düşük siyasi partilerdi. Küçük bir kısım MHP'ye kaydı. Bu kalabalığın ciddi bir sayı olmadığı anlaşılabiliyor. Bununla birlikte CHP'ye ekstra oy kazandıran en başta Kemal Kılıçdaroğlu'nun Alevi kimliği(veyahut mezhebi) oldu. Kadrolardaki karakter çeşitliliği muhafazakar kesimin kuşkucu tabularını yıkmadıysa da zayıflattı. Kürtlere ''biz de sizin sorunlarınızla ilgileniyoruz'' mesajı verildi. MHP'nin genel başkan basiretsizliği de, MHP'nin okur yazar kesiminden CHP'ye kaymalara neden oldu.
Yeni CHP için ''HDPleşme'' benzetmesi yapılır, lakin Kemal Kılıçdaroğlu yalnızca Ak Part'nin yolunu takip ediyor. Partiye yapılan her eleştirel konunun aynı Ak parti'de de mevcuttur. Zira çeşitliliğin en uygun örneği Ak partidir. Yine Ak parti'ye yöneltilen bir çok suçlamanın da, CHP iktidarında yaşanmayacağı kesin değildir. Kuram çok basit ve anlaşılır: İdeolojilerden ne denli uzaklaşırsan eleştiri o kadar artar ama eleştirinin kaynağı o kadar bölünür ve örgütlenme etkisizleşir.
Her ne kadar Kemal Kılıçdaroğlu imajı güven vermiyorsa da şöyle bir gerçek var: CHP'nin, 1980 hükumet darbesinden, Kemal Kılıçdaroğlu'na kadar, genel seçimlerde ''en büyük'' başarısı %20.9'dur. Kemal Kılıçdaroğlu'nun genel başkan olarak katıldığı 3 genel seçimde ise ''en başarısız'' oran %25'tir.
not:Bütünüyle kişisel analizdir. Tahrik amacı içermez.
İdeolojisizleşme kadrolarla başladı. Söylem(aslında söylem çeşitliliği) bunun uzantısı oldu. Baykal döneminin tek tip karakterleri, yeni CHP'de yalnızca bir pay sahibi oldu. Bu çeşitlilik sürekli farklı eleştiriler doğurdu. Eleştirinin kaynağı önceki dönem eleştirilerinin kaynağından daha çeşitlilik arz etti. Çeşitliliğin hem bir girdisi hem de bir çıktısı oldu. %10 barajı, Kemal Kılıçdaroğlu'nun silahıydı. Kemik kitle, partinin geçmiş değerlerini benimseyen alternatifleri buldu bulmasına ama bu alternatifler mecliste yer almayan, oy oranı son derece düşük siyasi partilerdi. Küçük bir kısım MHP'ye kaydı. Bu kalabalığın ciddi bir sayı olmadığı anlaşılabiliyor. Bununla birlikte CHP'ye ekstra oy kazandıran en başta Kemal Kılıçdaroğlu'nun Alevi kimliği(veyahut mezhebi) oldu. Kadrolardaki karakter çeşitliliği muhafazakar kesimin kuşkucu tabularını yıkmadıysa da zayıflattı. Kürtlere ''biz de sizin sorunlarınızla ilgileniyoruz'' mesajı verildi. MHP'nin genel başkan basiretsizliği de, MHP'nin okur yazar kesiminden CHP'ye kaymalara neden oldu.
Yeni CHP için ''HDPleşme'' benzetmesi yapılır, lakin Kemal Kılıçdaroğlu yalnızca Ak Part'nin yolunu takip ediyor. Partiye yapılan her eleştirel konunun aynı Ak parti'de de mevcuttur. Zira çeşitliliğin en uygun örneği Ak partidir. Yine Ak parti'ye yöneltilen bir çok suçlamanın da, CHP iktidarında yaşanmayacağı kesin değildir. Kuram çok basit ve anlaşılır: İdeolojilerden ne denli uzaklaşırsan eleştiri o kadar artar ama eleştirinin kaynağı o kadar bölünür ve örgütlenme etkisizleşir.
Her ne kadar Kemal Kılıçdaroğlu imajı güven vermiyorsa da şöyle bir gerçek var: CHP'nin, 1980 hükumet darbesinden, Kemal Kılıçdaroğlu'na kadar, genel seçimlerde ''en büyük'' başarısı %20.9'dur. Kemal Kılıçdaroğlu'nun genel başkan olarak katıldığı 3 genel seçimde ise ''en başarısız'' oran %25'tir.
not:Bütünüyle kişisel analizdir. Tahrik amacı içermez.
2016-2017 sezonunda Arsene Wenger, José Mourinho, Jürgen Klopp, Pep Guardiola, Rafael Benítez ve Guus Hiddink'in rekabetine sahne olma olasılığı vardır. Evet, bence de eğlenceli gözüküyor.
Fiyatının karşılığını veren tek ''marka'' sigaradır.
not: Lark kullanıcısıyım.
not: Lark kullanıcısıyım.
Birbirinin tekrarı sezonları bir bir devirmiştir.
spoiler--
İlk sezonlar iyi gibiydi gerçi. En azından sıradışı bir macera vardı ve ilerleyen aşamaları kestirmek için orta zeka yeterli olmuyordu. Sonraları iyice boka sardı. Kötü insanlar peydahlanıverdi. Ama bunlar öyle böyle kötü değil. Kimi insan eti yer, kimi odasında zombi besler, kimi cinayeti ibadet sayar. Rick denen vitaminsiz bu grupları tek tek haklar. Bu kötü adamlar Rick'i neden mi deviremez? Nasıl devirsinler amk, herifler kötü oldukları kadar işsizler de. Öldürmeden önce bağlıyorlar Rick ve tayfasını, 2 saat vır vır vır... Sonra biri gelip kurtarıyor da falan filan... Aynı kötülere Person of Interest dizisinden aşınayız zaten. Neyse, kötüler hep aptaldır(!)
Bir de yerleşim mevzuları var. Bu hacılar bir yere yerleşiverir. İlk önce zombiler bunları evlerinden tasfiye eder. Sonra başka mekanlar bulunur. O mekanlarda bu kez kötü insanlar tarafından tarumar edilir. Başka mekan, başka kötü; başka mekan, başka kötü... Bu, faklı meşrep sahibi kötüler, bu heriflerin tüm mekanlarında itinayla ziyaretçi olur.
spoiler--
Bu kadar basitliğe rağmen izliyorum ve izleyeceğim. Çünkü en azından bir hareketlilik, bir akıcılık var. Can sıkıntısı başka nasıl ölür?(Hele ki modern çağda)
spoiler--
İlk sezonlar iyi gibiydi gerçi. En azından sıradışı bir macera vardı ve ilerleyen aşamaları kestirmek için orta zeka yeterli olmuyordu. Sonraları iyice boka sardı. Kötü insanlar peydahlanıverdi. Ama bunlar öyle böyle kötü değil. Kimi insan eti yer, kimi odasında zombi besler, kimi cinayeti ibadet sayar. Rick denen vitaminsiz bu grupları tek tek haklar. Bu kötü adamlar Rick'i neden mi deviremez? Nasıl devirsinler amk, herifler kötü oldukları kadar işsizler de. Öldürmeden önce bağlıyorlar Rick ve tayfasını, 2 saat vır vır vır... Sonra biri gelip kurtarıyor da falan filan... Aynı kötülere Person of Interest dizisinden aşınayız zaten. Neyse, kötüler hep aptaldır(!)
Bir de yerleşim mevzuları var. Bu hacılar bir yere yerleşiverir. İlk önce zombiler bunları evlerinden tasfiye eder. Sonra başka mekanlar bulunur. O mekanlarda bu kez kötü insanlar tarafından tarumar edilir. Başka mekan, başka kötü; başka mekan, başka kötü... Bu, faklı meşrep sahibi kötüler, bu heriflerin tüm mekanlarında itinayla ziyaretçi olur.
spoiler--
Bu kadar basitliğe rağmen izliyorum ve izleyeceğim. Çünkü en azından bir hareketlilik, bir akıcılık var. Can sıkıntısı başka nasıl ölür?(Hele ki modern çağda)
alıntı--
Benim hayalimdeki aşk, iki insanın birbirini sahiplenme duygusundan çok daha öte bir şey.
alıntı--
Benim hayalimdeki aşk, iki insanın birbirini sahiplenme duygusundan çok daha öte bir şey.
alıntı--
Şebnem Ferah dışında, hatun solistlerin bulunduğu tüm yerli rock gruplarını üst üste koy, bir vega etmez. 10 senedir eser vermiyorlar. Yine de dinliyorum, dinlerim.
Bu aralar favorim:
https://www.youtube.com/watch?v=urBxPT_gT2A
Bu aralar favorim:
https://www.youtube.com/watch?v=urBxPT_gT2A
Daha önce, internette edindiğim bilgiye göre kendisi Beşiktaş taraftarıymış. 3. forvet için daha olumlu bir aday var mı? Yoksa bu çocuğu alalım.
İbrahim Üzülmez, Mehmet Özdilek, Samet Aybaba ve bizim hocamız Şenol Güneş gibi futbolcularına "yatmayın, adam gibi oynayın" diyemeyen teknik direktör.
Yıllarca Beşiktaş'a hizmet vermiştir. Karşılığında ücretini almıştır. Daha toyken Beşiktaş'ın teknik direktörlüğüne getirilmiştir. Ben burada aman aman bi' mevzu görmüyorum. Ama mesela bizim Aydınlı Fatih vardı. Fatih tam bir efsanedir. 7/24 Beşiktaş'la yaşar. Üç kuruşluk maaşından arttırıp kongre üyesi olmaya çalışır. Fatih akıllıdır, Fatih gibi olun.
not:Şenol hocanın ismi geçti çünkü Bursa'da takımı götü kaldırmıyordu. Volkan Şen, Josue gibi emek hırsızlarını da hiç uyarmadı.
Yıllarca Beşiktaş'a hizmet vermiştir. Karşılığında ücretini almıştır. Daha toyken Beşiktaş'ın teknik direktörlüğüne getirilmiştir. Ben burada aman aman bi' mevzu görmüyorum. Ama mesela bizim Aydınlı Fatih vardı. Fatih tam bir efsanedir. 7/24 Beşiktaş'la yaşar. Üç kuruşluk maaşından arttırıp kongre üyesi olmaya çalışır. Fatih akıllıdır, Fatih gibi olun.
not:Şenol hocanın ismi geçti çünkü Bursa'da takımı götü kaldırmıyordu. Volkan Şen, Josue gibi emek hırsızlarını da hiç uyarmadı.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?