''Bugün seçim olsa, hangi partiye oy verirsiniz?'' sorusuna şu oranlarda yanıtlar bulan anket:
AKP: % 56
CHP: % 25.8
MHP: % 8.9
HDP: % 7.3
Yorum:
Çağdaş devlette MHP ve HDP gibi siyasi partilerin yeri olmamalıdır. Siyasi parti, toplumun bütün sorunlarıyla ilgili olmalı ve insanlarını ayırmamalıdır. T.C devleti kanunları, bir şehirden seçilen milletvekilinin, 81 şehri temsil ettiğini söyler.
Seçim sonuçları bu şekilde olsaydı mutlu olurdum. Yine de AKP-CHP arasında oy oranı farkı 10'u geçmemeli.
Yapmayın abiler, gelsin bu çocuk, gelsin.
Tanım; Hollandalı kel.
Tanım; Hollandalı kel.
(bkz: Aziz Yıldırım)
(bkz: Bir avuç ibne)
isyanateşi hocamızın, vakti zamanında, oy vermeye niyetlenen her sözlük yazarını caydırmak maksadıyla haykırdığı beddua. İşe de yaramıştır. Kimse ne eksi ne de artı oy veriyor.
Kötü topçulardan oluşmayan ikili. Bu en baştan belliydi. Asıl mesele, Rodo'nun da eklenmesiyle oluşacak üçlüye doğru transfer katkısını yapmak. Ben bu oyuncunun 19 yaşında bir deneyimsiz olmaması gerektiğini düşünüyorum. Hele 2 milyon avroya.
Kanımca bu maç %50 berabere biter, %25 kazanırız. Böyle düşünmemin sebebi Douglao'nun, Quaresma-Gomez organizasyonuna ters gelmesi ve Gomez'in bozuk zeminlerle olan rahatsızlığı. Şenol hoca en iyisini bilir ama, ben bu maça Cenk(Gomez yerine) ve Gökhan(Quaresma yerine) ile çıkardım.
Douglao oynamazsa işler değişir tabii.
Tanım; Koyup geçeceğimiz maç.
Douglao oynamazsa işler değişir tabii.
Tanım; Koyup geçeceğimiz maç.
Kendisinden hoşlanmıyorum.
Sportif başarı benim için ikinci plandadır. Öncelikli olan "Beşiktaşlılık duruşu" dediğimiz; mertlik, hakkaniyet, dürüstlük, cesaret... Fikret Orman, ilk başkanlık zamanlarında, Aziz Yıldırım gibi, bu saydığım kavramların tam tersini temsil eden bir kişiye gereksiz ve abartılı saygı gösterilerinde bulunuyordu. Bunları görmezden geldim. Giderek dilini sertleştirdi. İlk başta camia içinde sertleşti ve bunun dozu giderek artıyor. Sırf öfke değil; öfkeden öte kin, kıskançlık, ego var... Bunlarla birlikte bir samimiyetsizlik de hakim... Hani konuşurken "hmm" sesi çıkarıyor ya sık sık; bu onun biraz sonra üfüreceğine işaret... Üfürerek algı oluşturuyor. Bu algı, iyimserlik algısı... Sürekli bir sahte olumluluk pompalıyor ve bunu hep yapacak gibi duruyor.
Yalakalığı(daha hafif kavram bulamadım) kendine âdet edindi. Nedir bu yalakalık! Bir zaman Aziz Yıldırım'a, bir zaman TFF, bir zaman MHK, en son siyasi iktidar... Dürüst ol kardeşim, dürüst! Pragmatizmini bu şekilde uygulamak zorunda mısın? Pragmatizm yalnızca bu yöntemle uygulanmak zorunda değil.
Sen Beşiktaş başkanısın. 30 yıllık kongre üyesi olman Beşiktaş'ı gözünde basitleştirdi, belli. "Ben neler gördüm, ne ilkesi ne duruşu" zihniyeti bu. Ben böyle algılıyorum. Ama senin esas söylenemeyenleri söylemen gerek. Düzen içinde denge kurarak başarı mı yakalamaya çalışıyorsun? Senin dengeleri bozman gerekiyor. Dengeleri, senin camianın ilkelerine uyumlu şekilde kurmalısın. Dikleşmeden dik durman gerek. Ama bunu gerçekten yapman gerek, Tayyip Erdoğan gibi sözde değil.
Çok fazla gülümsüyorsun. Gülünç olan ne! Türk futbolu mu, Beşiktaş'ın verimli(!) alt yapısı mı, sana "içten" duyulan saygı mı? Sert ol be adam. Namerde ve namert düzene karşı sert ol. Saygısızlık yapmadan bunu yapabilirsin.
Allah kahretsin, bu karadeniz insanı fakirken adamın hası oluyor. Parayı/şöhreti bulunca âdileşiyorsunuz be kardeşim. azıcık asi olun. Aklı bağımsız ve yüreği temiz olun.
Ya Sinan Engin ekolünü yaşatacağız -ki Fikret Orman bunu yaşatıyor- ya da özgün soyut değerlerimizle başarıyı kovalayacağız. Bizi biz zaman "sevinmek için sevmedik", "şerefinle oyna hakkınla kazan", "halk takımı..."
Canımı yakıyorsun, yapma!
Sportif başarı benim için ikinci plandadır. Öncelikli olan "Beşiktaşlılık duruşu" dediğimiz; mertlik, hakkaniyet, dürüstlük, cesaret... Fikret Orman, ilk başkanlık zamanlarında, Aziz Yıldırım gibi, bu saydığım kavramların tam tersini temsil eden bir kişiye gereksiz ve abartılı saygı gösterilerinde bulunuyordu. Bunları görmezden geldim. Giderek dilini sertleştirdi. İlk başta camia içinde sertleşti ve bunun dozu giderek artıyor. Sırf öfke değil; öfkeden öte kin, kıskançlık, ego var... Bunlarla birlikte bir samimiyetsizlik de hakim... Hani konuşurken "hmm" sesi çıkarıyor ya sık sık; bu onun biraz sonra üfüreceğine işaret... Üfürerek algı oluşturuyor. Bu algı, iyimserlik algısı... Sürekli bir sahte olumluluk pompalıyor ve bunu hep yapacak gibi duruyor.
Yalakalığı(daha hafif kavram bulamadım) kendine âdet edindi. Nedir bu yalakalık! Bir zaman Aziz Yıldırım'a, bir zaman TFF, bir zaman MHK, en son siyasi iktidar... Dürüst ol kardeşim, dürüst! Pragmatizmini bu şekilde uygulamak zorunda mısın? Pragmatizm yalnızca bu yöntemle uygulanmak zorunda değil.
Sen Beşiktaş başkanısın. 30 yıllık kongre üyesi olman Beşiktaş'ı gözünde basitleştirdi, belli. "Ben neler gördüm, ne ilkesi ne duruşu" zihniyeti bu. Ben böyle algılıyorum. Ama senin esas söylenemeyenleri söylemen gerek. Düzen içinde denge kurarak başarı mı yakalamaya çalışıyorsun? Senin dengeleri bozman gerekiyor. Dengeleri, senin camianın ilkelerine uyumlu şekilde kurmalısın. Dikleşmeden dik durman gerek. Ama bunu gerçekten yapman gerek, Tayyip Erdoğan gibi sözde değil.
Çok fazla gülümsüyorsun. Gülünç olan ne! Türk futbolu mu, Beşiktaş'ın verimli(!) alt yapısı mı, sana "içten" duyulan saygı mı? Sert ol be adam. Namerde ve namert düzene karşı sert ol. Saygısızlık yapmadan bunu yapabilirsin.
Allah kahretsin, bu karadeniz insanı fakirken adamın hası oluyor. Parayı/şöhreti bulunca âdileşiyorsunuz be kardeşim. azıcık asi olun. Aklı bağımsız ve yüreği temiz olun.
Ya Sinan Engin ekolünü yaşatacağız -ki Fikret Orman bunu yaşatıyor- ya da özgün soyut değerlerimizle başarıyı kovalayacağız. Bizi biz zaman "sevinmek için sevmedik", "şerefinle oyna hakkınla kazan", "halk takımı..."
Canımı yakıyorsun, yapma!
Git diyorum, gitmiyor.
Tanım; Allah'ın cezası
Tanım; Allah'ın cezası
Eğer kazma stoper kovalıyorsak, ''bir de bu çocuğu yoklayalım'' diyerek adını işaret ettiğim futbolcu. Skrtel'den farkı, bir derece daha teknik ve daha genç oluşu...
Tuchel bu sezon yüzüne bakmadı. Ama yüzüne baktığı (bkz: sokratis papastathopoulos) sanki büyük(!) oyuncu... Hummels'in de (bkz: overrated) olduğu ufaktan anlaşılıyor.
Tuchel hocam, savunma hattında değişikliğe gider; bu çocuğu takımda tutmaz. Kazma alacaksak, kazığı BvB'den yiyelim hiç olmazsa.
Tuchel bu sezon yüzüne bakmadı. Ama yüzüne baktığı (bkz: sokratis papastathopoulos) sanki büyük(!) oyuncu... Hummels'in de (bkz: overrated) olduğu ufaktan anlaşılıyor.
Tuchel hocam, savunma hattında değişikliğe gider; bu çocuğu takımda tutmaz. Kazma alacaksak, kazığı BvB'den yiyelim hiç olmazsa.
Hava toplarında etkili ve kuvvetli oyuncu. Rhodolfo ve Marcelo varken gereksiz transfer olur. Götüm tavana vurmadı, yanlış anlaşılmasın. Ergen de değilim. Eğer EPL'den topçu almak istiyorsan, büyük paralar vereceksin. Skrtel'a büyük paralar vermek doğru olmaz. Yoksa bin yöroya alacaksak alalım tabii.
Mutlu yıllar, uzun seneler dilediğim sözlük yazarı...
Zehir gibi cesaret kokan iddiadır.
#429861
#429861
Dosta korku, düşmana güven verir.
https://www.youtube.com/watch?v=BvGVRXMZW_8
27 yıl önce aramızdan ayrılan Beşiktaş efsanesi.
https://twitter.com/AkarRidvanakar/status/720889882374246400
15 Mayıs tarihinde yeniden satışa sunulacakmış.
15 Mayıs tarihinde yeniden satışa sunulacakmış.
Ergen önermesidir. Bilic'i kaliteli bulmak farklı şeydir ve tartışılır. Ancak bu, evinde kedi besleyen insan tipinden çıkacak cümledir.
Türkiye'nin en şöhretli ilçesi olup, Rize iline bağlıdır.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?