wiijaan

her pozisyonda hakeme itiraz etmeyi kendisi için bir takım rolü olarak üstlenen golcümüz. bu davranışlarıyla emre belözoğlu'nun yerini doldurmaya çalışıyor sanırım. kaybettiği toplardan sonra hakeme itiraz yerine rakibi kovalasa fenerbahçe'den o golü yemeyecektik. aynısını bir hafta sonra karabük maçında oğuzhan yaptı. bu iki oyuncuya çok dikkat edilmeli. son zamanlarda sadece itiraz ediyorlar. 1 maç oynayıp 3 maç yatıyorlar. şenol güneş'in bu ikisinin kulağını acilen çekmesi lazım. yoksa bu tür davranışların takım ruhuna olumsuz yansıyacağını düşünüyorum.

en başından beri kaptanlığını sorguladığım beşiktaş kaptanı. beşiktaş'ımızın en büyük hatalarından biri mental olarak hazır olmayan oyunculara kaptanlık pazubandını erkenden vermesi. bir oyuncu çok yetenekli olabilir, müthiş bir yıldız olabilir fakat kaptanlık vasfı başka şeydir. her zeki, kariyeri parlak, eğitimli insanın yönetici olamayacağı gibi... daha önceki dönemlerde bu pazubant; delgado, nobre, quaresma'ya da performanslarını yükseltmeleri için verildi, fakat pazubantın asıl işlevi bireysel performans yükseltmek değil saha içi liderini seçmektir. sen saha içi liderini doğru seçersen, sadece pazubandı taktığın adamın performansı değil, bütün takımın performansını yükseltmiş olursun. ne yazık ki beşiktaş'ımızda lider ruhlu oyuncu sayısı çok az. quaresma'yı lider ruhlu sayabiliriz, fakat o da fevri davranışlarından dolayı kaptanlık için uygun değil. geriye bir tek atiba hutchinson kalıyor.

hem beşiktaşlı, hem delikanlı. adam, adam!

birkaç takım arkadaşıyla birlikte euro 2016'dan elenmemize neden olmuş topçu. performansına ve futbolculuğuna diyecek lafım yok fakat kişiliği ve karakteri tam bir felaket. sürekli bir sosyal mesaj verme ve ahkam kesme çabası içerisinde. beylik laflar etmekte üzerine yok. hele bir de kendinden bahsederken: "biz şöyleyiz, şunu yapmışız bunu eylemişiz" gibi nihat doğan vari konuşması yok mu? basıyorum kumandanın tuşuna: değiştir...

edit: başkanlık seçimlerinde evet oyu kullanacakmış sanırım. siyasi görüşünü belirtmesinde bir sakınca görmüyorum, ama kazananın yanında olmayı seviyor, pek belli...

demba ba gibi disiplinli ve özel yaşantısına dikkat eden futbolcular, yaşamış olduğu sakatlıkları en kısa sürede atlatacağından gelsin dediğim topçu. lakin cenk tosun'un gol krallığı yarışının zirvesinde olduğunu göz önünde bulunduruyorum ve gelsin, kadro derinliği oluştursun diyorum. 6 aylığına kiralanmış bir futbolcunun ilk 11'de oynamasındansa cenk tosun'un sürekli oynaması yeğdir.

yıllardır iyi mi yoksa kötü mü olduğunu anlayamadığım stoper. beşiktaş'tan çin'e transferinde olduğu gibi, çin'den de beşiktaş'a transferinde de muhtemelen küçük bir ali cengiz oyunu içeriyor. yoksa kimse bu adama 7 milyon euro vermezdi. bana şunun mantıklı bir izahını yapsın birileri: bir futbolcuya dünya para veriyorsunuz, sezon boyunca oynatıyorsunuz ve eski takımına tekrardan bedelsiz olarak kiralıyorsunuz. kusura bakmayın ama pek mantıklı gelmiyor bana. sezon sonunda da cüzi bir miktara beşiktaşa transfer olacağından eminim. bu ve atınç transferinin yapılma nedeni sadece finansal fair play kriterleri. takımın mali durumuna başkan ve yönetim finansal fair play kriterleri kapsamında destek veremediği için bunu başka bir takım yoluyla yapıyor. yani beşiktaş yönetimi hebei china fortuna takımına el altından para veriyor, bu para da transfer yoluyla tekrardan beşiktaş'ın kasasına giriyor, hepsi bu. fenerbahçe de aynısını musa sow transferinde yaptı. etik bir davranış mı? kesinlikle değil fakat işe yaradığını söyleyebiliriz...

ertesi gün editi: iki yıllığına kiralanmış. e zaten iki yıl sonra hebei china fortuna takımıyla sözleşmesi bitiyor ve bedavadan takımıza katılıyor. buradan da yukarıdaki önermenin doğruluğunu çıkarabiliriz. tişikkirlir fikrit bişkin...

muhteşem (!) spor medyamız sayesinde yine izleyemediğimiz maçtır. boyun devrilsin türkiye spor medyası...

trabzon'a 3,5 yıllık imzayı atmış. verdiğin emekler, attığın goller ve yaptığın asistler için ayrı ayrı teşekkürler. inşallah çok gol atar, asist yapar, ruhsuz trabzon'un ruhuna ruh, ligimize yeniden renk katarsın. golün açık olsun...

an itibarıyla trabzonsporla 3,5 yıllık anlaştığı açıklanan oyuncumuz. gitmesinin yanlış bir karar olduğunu düşünüyorum. yedekte durmasının kime ne zararı vardı anlayamadım. adamın istatistikleri ortada. ayrıca istatistik mini etek gibi de değildir. bir oyuncunun takıma ne kadar katkı yapıp kaç maçta sarı kırmızı kart gördüğünü anlama yoludur. yani alex ferguson'un "istatistik mini etek gibidir, aslolanı gizler" sözü tam bir demogoji ustalığı örneğidir. olcay'a dönecek olursak, yedekte dursa en ufak bir problem çıkarmayacak futbolcumuzdur. şu anda elimizdeki kanat oyuncularımızın hiçbirinin savunma yapmadığını düşünürsek, kontra oynayacağımız maçlarda sıkıntı yaşayabiliriz. velhasıl kelam gitmese iyiydi.

devre arası transferlerinin yeteri kadar faydalı olmadığı sonucundan yola çıkarak, "eğer iyi bir golcü alınmıyorsa sadece kadroda derinlik yaratmak için hiç alınmasın" dediğim futbolcu tipi. devre arasında iyi bir golcü almak zordur. alsan alsan santrafor veya forvet alırsın yani golcü alamazsın. santrafor veya forvet birer mevkidir. golcülük ise doğuştan gelir, damarı kesince damardan akar, taraftarı ayağa kaldırır, şut atmaz ateş eder. o sebepten golcü transferini yaza bırakmalıyız. alınıyorsa iyi bir santrafor alınmalıdır. onun dışında talisca'nın yeni bir transferden daha etkili olacağını unutmayalım. cenk+talisca ikinci yarı en az yirmi beş gol atar. ahan da yazdım. beşiktaş'ımızın esas problemi golcüden ziyade gollük pozisyon üretmedeki zayıflığıdır. talisca'nın gelişiyle bu problemin çözüleceğine hatta ve hatta oğuzhan, tolgay, gökhan inler'in performanslarının katlanacağına inanıyorum. kısacası talisca 90+3'te bir frikik çakar, sevinçten zıplamaktan koltuk masrafı çıkartır adama...

ismiyle birlikte yayın anlayışının ve izleyiciyi dürtmeye yönelik yayın politikasının da değişmesini istediğim/beklediğim spor kanalı. bein sports gibi dünyanın en büyük yayın organlarından birinin çatısı altına girdiği için değişimin şart olduğunu düşündüğüm kanal. umarım bu değişimle birlikte iş/istihdam, eleman yetiştirme gibi konularda bir nebze de olsa iyileşme olur. spor yayıncılığının yerlerde süründüğü ülkemizde, spora dair yeni bir umut olması dileğiyle...

mandzukic ile birlikte şenol hoca'nın santrafor listesinin başındaki topçulardır. ikisinden biri gelirse yeni bir mario gomez etkisi yaratabilir. huntelaar'ın kronikleşen sakatlık problemi olmasa benim için bir tık öndeydi fakat beşiktaşım sakatlık yüzünden çok çektiği için oyumu mandzukic'ten yana kullanıyorum.

kendisine kulüp bulunması istenen, "yoksa bir stoper transferi daha mı yapılacak?" sorusunu akıllara getiren kolombiyalı bjk topçusu. topu topu 4 + 1 stoperimiz varken, yani; rhodolfo, milosevic, ersan, pedro + devşirme necip, bu adamı satmanın mantıksız olacağını düşünüyorum. lig var, avrupa ligi var, kupa var, var oğlu var. 3 buçuk stoperle bitmez sezon. kaldı ki şu an orta sahaya yeni transfer yapılmaya çalışılıyor. bir de yeni bir stoper transferi için çaba harcamak mantıksız olur. bence satılmayacak.

#398489

fizigi ve oyun tarzıyla Ahmed Hassan'a fazlasıyla benzeyen gençlerbirliği futbolcusudur. Önümüzdeki sezon sonunda üç büyüklerden birine transfer olarak bir ilhan cavcav klasiği olacağını düşünüyorum. Umarım en az Ahmed Hassan kadar başarılı olur.

Hakkımdaki ilk entryi aylar oncesinde girmis olan, bir hoş geldini bana çok görmemiş yazardır. Kalemi keskin olsun...

özgür sancar adıyla bugün gazetesinde yayınlanan habere konu olmuş chelseali futbolcu. neymiş everton 9 milyon vermiş de beşiktaş demiş ki: durun! bu nikah kıyılamaz! yav 10 milyon avro ne? lan bu herife 10 milyon vereceksin de maaşını napıcaksın? kaldı ki gomis, bu heriften daha iyi topçuydu üstelik bonservisi elindeydi ama almadınız.

sakat ve cezalıların çoğaldığı dönemlerde forma şansı bularak kadro derinliği oluşturmasını beklediğim futbolcudur. şimdi herkes yalçın için atıp tutuyo da nerden bulacaksın körpe, taş gibi, ucuz bi de türk stoperi? varsa paran git al serdar aziz'i gönül öyle ister ama nah alırsın bence. bence yani...

2 takımın dünya kupası finallerinde 3. kez karşılaştığını, 86'da arjantin, 90'da da almanya'nın kupaya uzandığını varsayarsak sıranın arjantin'de olduğunu düşündüğüm finaldir. tamam lan totem yapıyoruz şurda nolmuş yani? kalbimin arjantin'den yana olduğu gibi, mantığım almanya diye bas bas bağırmaktadır. almanya'nın takım oyunu mu yoksa messi'nin maharetleri mi galip gelecek hep birlikte göreceğiz.

UEFA'dan men cezası almasak bile Serdal Adalı yüzünden Beşiktaş'ımızın bu durumlara getirildiğinin ağır bir kanıtıdır. Bu durumda Serdal Adalı'nın bi tarafları hafiften alev almaya başlamıştır zannımca.