gelmeden önce nefret ettiğim, geldikten sonra yaptığı işlere hayran oldugum ve dinamo kiev macından sonra 3lü çektirerek Beşiktaşlılığına inandıgım futbolcumuz
stada gidilmeyen maçları toplu olarak beşevlerde bir kafede izleyen grup
insana huzur veren sesin sahibidir.
1996 yılında da TRT'de Altın Anten yarışmasında "Yalıçapkını" isimli eseriyle birinci olur ve Kazakistan da 24 ülkenin katıldığı yarışmada Türkiye'yi temsil etmeye hak kazanır, yarışmada jüri tarafından beş yıldır kimsenin layık görülmediği ve birincinin de üstünde kabul edilebilecek "Grand Prix" ödülünü alır fakat bu kendi ülkesinin medyasında pek yer almaz.
1996 yılında da TRT'de Altın Anten yarışmasında "Yalıçapkını" isimli eseriyle birinci olur ve Kazakistan da 24 ülkenin katıldığı yarışmada Türkiye'yi temsil etmeye hak kazanır, yarışmada jüri tarafından beş yıldır kimsenin layık görülmediği ve birincinin de üstünde kabul edilebilecek "Grand Prix" ödülünü alır fakat bu kendi ülkesinin medyasında pek yer almaz.
en çok etkilendiğim sözlerin sahibi, şair ceketli çocuk,
Bu arada; hiç başımızdan eksik olmayan gökyüzüne, günün karanlık saatlerine, ara sıra kopsa da fırtınalara, bir gün boğulacağımız denizlere, eski günlere, neler olacağını bilmesek de geleceğe, kötülüklerle dolu olsa bile tarihe, tarihin akışını düze çıkarmaya çalışan tüm güzel yüzlü çocuklara, Donkişotlar a, ateş hırsızlarına, Ernesto çe Guevaraya, yollara-yolculuklara, sevgililere, sevişmelere, sadece düşleyebildiğimiz olamamazlıklara, üşürken ısınmalara, her şeyden sıcak annelere, babalara ve tadını bütün bunlardan alan şarkılara kendi sıcaklığımızı gönderiyoruz. Kötü şeyler gördük. Savaşlar, katliamlar, ölen-öldürülen çocuklar gördük. Kendi dilini, kendi kültürünü, kendisini kaybeden insanlar, topluluklar gördük. Yanan köyler, kentler, ormanlar, hayvanlar gördük. Yoksul insanlar, ağlayan anneler, babalar, her gün bile bile sokaklarda ölüme koşan tinerci çocuklar gördük. Biz de öldük. Ama her şeye rağmen bu yeryüzünde şarkılar söyledik. Teşekkürler dünya.
Bu arada; hiç başımızdan eksik olmayan gökyüzüne, günün karanlık saatlerine, ara sıra kopsa da fırtınalara, bir gün boğulacağımız denizlere, eski günlere, neler olacağını bilmesek de geleceğe, kötülüklerle dolu olsa bile tarihe, tarihin akışını düze çıkarmaya çalışan tüm güzel yüzlü çocuklara, Donkişotlar a, ateş hırsızlarına, Ernesto çe Guevaraya, yollara-yolculuklara, sevgililere, sevişmelere, sadece düşleyebildiğimiz olamamazlıklara, üşürken ısınmalara, her şeyden sıcak annelere, babalara ve tadını bütün bunlardan alan şarkılara kendi sıcaklığımızı gönderiyoruz. Kötü şeyler gördük. Savaşlar, katliamlar, ölen-öldürülen çocuklar gördük. Kendi dilini, kendi kültürünü, kendisini kaybeden insanlar, topluluklar gördük. Yanan köyler, kentler, ormanlar, hayvanlar gördük. Yoksul insanlar, ağlayan anneler, babalar, her gün bile bile sokaklarda ölüme koşan tinerci çocuklar gördük. Biz de öldük. Ama her şeye rağmen bu yeryüzünde şarkılar söyledik. Teşekkürler dünya.
transferinden sonra NBA'in başlamasından daha çok korkmaya başladım.umarım sezon sonunu görürler
deplasman yasağından sonra, bu karara karşı olarak trabzonsporluların çarşı'ya maçı birlikte izleyelim çağrısında bulunmuş.çarşı da bu çağrıya olumlu yanıt vererek 30 taraftarı trabzona göndermeye karar verirmiş. bu akşam maçı beraber izleyecekler.dostluk havasının kaybolmamasını umduğum maç
ülkemiz koşullarında ertesi günlerinin garantisi olmayan, en zor şartlarda madencilerin çalıştığı yer.
film çağan ırmak ın dedesinin gerçek hikayesidir. ayrıca bir röportajında filmin seferihisar' ın da hikayesi olduğunu ve hikayelerin hepsinin yaşandığını sadece kimseyi kırmamak için isimleri değiştirdiğini söylüyor
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?