beşiktaş'ımızın guiaro ronaldo'dan sonra gol yollarındaki en etkili stoperi. bu sezonun ilk yarısında attığı 3 golle beşiktaş'a hayat vermiştir. takımın vazgeçilmez isimlerinin başlarında gelmektedir.
beşiktaş'ın kaptanı ve tam bir görev adamı. stoper, libero, sağ bek, ön libero ayırt etmeksizin görev verilen her yerde canını dişine takarak futbolunu oynayan futbolcumuz. 2012 2013 sezonu ilk yarısında da gayet başarılı bir performans sergiledi. ikinci yarıda da kendisine çok ihtiyacımız olacak.
geçirdiği sakatlıklar sebebiyle eski formundan çok uzak olan futbolcu. ilk yarı boyunca defansın solunda çoğu zaman aksadı ve taraftarı çıldırttı. bu durumun kendisi de farkındadır. fakat kendisi yine de iyi niyetli bir şekilde mücadele etmektedir. ama ne kadar mücadele ederse etsin beşiktaş'ın geride kalan 17 maçı için sol bek görevi için yeterli değildir. ismail köybaşı'nın da sakatlığını göz önünde bulundurursak 2012 2013 sezonu ara transfer dönemi için yerine başka bir isim düşünülen futbolcudur.
aşırı derecede iyi niyetli olan futbolcumuz. beşiktaş'a gelmeden önce stuttgart takımında genelde orta sahanın sağ tarafında görev almasına rağmen beşiktaş'a geldiği günden beri sağ bek bölgesinde görev almaktadır. olası bir sakatlık(aman nazar değmesin) ya da ceza durumunda yerinde oynayabilecek bir isim yoktur. ibrahim toraman akıllara gelse de stoper mevkinde oynayan bir ismi sağ bek yapmak çok risklidir ki benzeri ilk yarıda oynanan fenerbahçe maçında escude ile yapılmış ve hatanın sonuçlarına katlanmıştık. zaman zaman isabetsiz ortaları olsa da gerek çalışkanlığı, gerekse ruhu ile beşiktaş'lılık duruşunu sergileyen yabancı futbolcularımızdan biridir. ayrıca 2012/2013 sezonu için an itibariyle alternatifi de olmayan futbolcudur.
oynadığı maçlarda kalesinde güven vermeyen kalecimiz. refleksleri gayet iyi olmasının yanı sıra uzaktan atılan şutlarda başarı yüzdesi düşüktür. ayrıca hatalı çıkışları çoğu zaman canımızı yakabiliyor. fakat en büyük artısı yaşının çok genç olması. önünde çok uzun yıllar var. beşiktaş'ın efsane kalecileri arasına ismini yazdırması için hiç bir neden yok. fakat bunun için çok çalışmalıdır.
5 ocak 2013 tarihinde başlayıp 1 şubat 2013 tarihinde sonra erecek olan transfer dönemidir.
kelimelerin tarif edemeyeceği bir sevgidir. bazen sevinç bazen kederdir beşiktaş'lılık. her iki durumda da ölümüne bağlılıktır.
beşiktaş'ımızın top 16 gruplarındaki ilk mücadelesi. futbol maçlarımızın da devre arasına girdiği bu zamanlarda takımımıza tam destek vermeliyiz.
silahla ateş eder tarzdaki gol sevinçleri hafızalardan silinmeyen golcü futbolcu. ayrıca bir ara da beşiktaş'a transferi söz konusu olmuş fakat gerçekleşmemiştir.
http://ilk11.blogspot.com/2009/12/akllarda-kalan-gol-sevincleri.html
http://ilk11.blogspot.com/2009/12/akllarda-kalan-gol-sevincleri.html
maçı tribünden trakya kartalları ile beraber pür destek takip ettiğim beko basketbol ligi 12. hafta maçı. takımımız akıllı oyunla maçı kazanmasını bildi .olin edirne zaten dış atışlarla ayakta durmaya çalışan bir takım ve sadece mehmet yağmur'un eline bakıyorlar. bizim takımda özellikle gasper vidmar, cevher özer ve patrick christopher çok etkiliydi. ayrıca cemal nalga da ribaundlarda etkiliydi ve maç eksikliğini de yavaş yavaş kapatıyor. takımda vasat diyebileceğim bir oyuncu yoktu. sadece serhat çetin biraz tutuk gibiydi. bu arada salonda da genel olarak fair-play hakimdi. maç sonrası olanlar hakkında hiç bir bilgim yok. ayrıca optik başkan için açılan muazzam pankart da büyük beşiktaş taraftarına yakışan cinstendi. bizler trakya kartalları olarak edirne'de beşiktaş'ımızı elimizden geldiğince destekledik.
özellikle futbol maçlarına ara verilmişken taraftarlarımızın yoğun ilgi gösterip abdi ipekçi arena'da tam destek vermesi gereken müsabaka.
bülent korkmaz'ın kendisi için ''salmam, gitmesini istemiyorum'' dediği futbolcu.
önceden yazılmış bir senaryodur. gündem değiştirmeye bayılan fenerbahçe camiasının son ürünüdür.
lig tv 3 kanalından canlı yayınlanacak olan maç. ayrı şahsım olarak beşiktaş'ımızı mimar sinan arena'da destekleyeceğim.
lig başlarındaki savunma zaafiyetleri yüzünden yediğimiz gollerin neticesinde kalesinde çok gören, fakat defansın toparlanması ve defans futbolcuları olan iletişiminin güçlenmesi ile iyiden iyiye kalede güven vermeye başlayan kaleci. özellikle 15 aralık 2012 gençlerbirliği beşiktaş maçında yaptığı kurtarışlar çok kritikti. yine dün akşam oynanan 21 aralık 2012 beşiktaş kayserispor maçında da maçın başında maç 0-0 iken rakibiyle karşı karşı kaldığı pozisyonda son derece önemli bir kurtarış yapmıştır ki belki de bu kurtarış maçın kırılma noktası olmuştur. ayrıca yine aynı maçta skor 3-1 lehimize iken ve dakikalar 88'i gösterdiğinde de artık mağlubiyeti kabullenen kayserispor'un geliştirdiği bir atakta hata yapan kademeye tepki göstererek ne kadar profesyonel bir kaleci olduğunu kanıtlamıştır. yine fikrimce kendisi savunma ile olan iletişimi artık sağlamıştır. ikinci yarıda takıma ve taraftarlara güven vereceğinden şüphem yoktur kendisi için.
beşiktaş'ımızın sahadan 3-1 galip ayrıldığı maçtır. açıkçası maçtan önce bazı çekincelerim vardı. rakipte cleyton, bobo, mouche gibi topu ayağına aldığında etkili olabilecek isimler varken, 2 hafta önceki eskişehirspor maçındaki gibi geride bekleyip rakibin pas yapıp üzerimize gelmesini bekleyip tehlikeyi savuşturmak bu maç için hazin bir son hazırlayabilirdi bize buz gibi bir aralık akşamında. ama neyse ki çekindiğim şey başımıza dert açmadı ve akıllı futbol ile galip geldik. bana göre maçın yıldızı allan mcgregor'du. eğer maçın başındaki pozisyonda (sanıyorum abdullah durak'tı) rakibiyle karşı karşıya kaldığında topu çok iyi savuşturup gole izin vermeyerek olası bir erkenden mağlup duruma düşme senaryosunu yaşayabilirdik. ayrıca holosko'ya da ayrı bir parantez açmak gerek. taraftarın gözünde geri planda iken şimdi takımın dinamosu haline geldi ve kendine güveni artınca daha da faydalı oluyor takıma.
tff'nin reddinden sonra günü ve saati değişmeyen maç. yüksek ihtimal abim ve bir kaç tayfa ile kırklareli'den şeref bey'e akacağımız maç.
kırklareli/pınarhisar doğumlu müzisyen yazar. hoş buldu.
beşiktaş'ımızın fazla zorlanmadan kazanacağı maç.
fırat aydınus'un kariyerinde en kötü yönettiği maçlardan birisiydi. ayrıca ben gollerdeki hataların mcgregor'dan önce savunma 4lüsünde aranması gerektiği kanaatindeyim. zira ilk golde belki bir hamle yapabilirdi ama 2. ve 3. golde yapabileceği fazla bir şey yoktu. zaten 2. gol de ofsayttı. eğer bu takım böyle amatörce goller yemezse, bazı futbolcular kırmızı kart görmek için çabalamazsa mutlaka iyi yerlere gelecek, devre arası transferlerle üst sıraları zorlayacaktır.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?