tanrı öldü nietzschez şimdi

kendini de monica belluci zannetmesi muhtemel kadın.

shipp sakatlığından ötürü 2 haftadır oynamıyor, ayrıca 14 aralık çarşamba günü olimpija takımı ile zorlu bir maça çıkacaklar. lakovic ve shumpert de gününde olmazsa rahatlıkla kazanacağımız maçtır.

taraftar desteği şart.

portekizce, "sonsuza dek" anlamına gelen söz öbeği.

murat ertel'in sıkıcı enstruman icraatlarından birini sergilediği canlı performanslarında sıkıcılıktan öteye gidemeyen grup.

enstruman kabiliyeti yetersiz insanların toplanıp, basit işlerle tek şarkının onlarca dakika sürdüğü, tekdüze giden cool müzik yapıyoruz furyası artık bayatladı sanki.
en son disko kralı'nda samimi olmak gerekirse;
10 dakika süren parçada dayanabildik mi esra bezen bilgin'in sürtonelerine, dakikalarca aynı şeyi dönüp dolaştıran murat ertel sololarına. şahsen uyuyordum az daha.

tabi ki zamanında yaptıkları iyi işler de yadsınamaz. yanılmıyorsam zamanında babylon'da semiha berksoy'a çaldılar, gün geldi ralph carney üfledi yanlarında.
ama bu tarz müzikler için biraz farklı metabolizmalara sahip olmak gerekiyor, progresif kafalarda demlenmiş olmak gerekiyor. yoksa iki üç tane kaliteli iş sonunda üretim sorunu yaşarsınız, kalite yerlerde sürünür - bkz şekil a -

acilen murat ertel'in, kıyafetlere verdiği saatlerini beste yapmak için harcaması, esra bezen bilgin'in de danslara harcadığı enerjisini, sesini geliştirmek için kullanması gerektiğini düşünüyorum naçizane.

biraz rasyonel bri bakış açısıyla türkiye'nin en kötü spor spikeri olduğunu söylemenin zor olmadığı insan.

evet, inönü'de duygulara tercüman olmuştur vs. bunu yapmasının nedeni ise maç anlatımındaki yetersizliğini örtpas etme çabasıdır. gerçekten türkiye'nin gelmiş geçmiş en kötü spikeridir ilker yasin'den sonra.

zürafa sokakta tepkiyle karşılanan slogan.

satış stratejisini futbol dominasyonu üzerine kuran, önce hizmet sonra kazanç değil önce kazanç sonra hizmet düşüncesini benimsemiş, anadolu bölgelerinde çoğu şubesini kapatan firma.

örneğin; kocaelispor ligden düştüğü anda izmit'teki şubesini kapatmıştır bu firma.
tiyatro, konser, sergi vs umurlarında değil.

hoşbulmuştur.
bilinmesini ister ki galatasaraylıdır. ancak ne trollük yapmaya ne de sinirleri bozmaya gelmiştir.
takip ettiği bu sözlükte spor dışında birçok konuya olan ilgiyi ve izni gördükten sonra yazar olmak istemiştir.

yalnızca galatasaraylı diye de pat diye uçurulmayacağını düşündüğü için bunu yazmaktan çekinmemiştir falan filan.

asla bir terrestra silverstream olamayacak güzel top.

önce beşiktaş'tan istifa etse, sonra aday olup seçilemese, böyle dımdızlak ortada kalsa ne güzel olur dediğim hadise.

sırma saçlı forvet.

kendisine haksız bir avantaj sağlamıyor mu acaba diye düşündüm oynadığı her maçta. gerçi kimsenin saçını zorla bağlatamazsın ama, enteresan işte. bloğa kalkayım derken saçı ağzımıza falan girebilir.
netice olarak uzun saç basketbolculara yakışmıyor olsa da bu arkadaş karizmatik.

85-72 galatasaray'ın üstünlüğüyle bitmiş karşılaşma.

bir galatasaraylı olarak maunel fernandes'in gördüğü sarı kartla önümüzdeki hafta oynanacak galatasaray maçında cezalı duruma düşmesine üzüldüğüm maç.

o korner estetiğini görmeyi isterdim, ayrıca ortasahada kıran kırana bir maç geçecek gibiydi. şimdi büyük koz kaybetti beşiktaş.

kart galiba haksızmış, göremedim.

azofeifa'nın dar açıdan çektiği şutta, cenk'in büyük hatasıyla 2-2 olan maç.

fernandes
3-2

tff başkanlığının yanında beşiktaş kulübü başkanlığından istifa etmeyeceğini açıklayan kişi.
muhtemelen şu sebepten;http://www.kartalsozluk.com/yazino/177368

seçilme ihtimalinin düşük olduğunu bilip, bari kulüp başkanlığını da kaptırmayalım düşüncesiyle düşünülmüş bir hareket olarak gözüküyor.

çok enteresan adam.

kardeşi de galatasaraylı olursa babalara gelmesi kuvvetle ihtimal bir babaya sahip olacaktır.

tanju'nun özel bir omuzlukla sahaya çıkacağı söylenen karşılaşma.

nah şuraya yazıyorum, son yılların en centilmen maçı olacak.

aralarında hala tedavi olmayanlar var mı diye merak ettiren insanlar.

her takımın taraftarları arasında bulunduğu kadar angut barındıran taraftar grubudur. tıpkı diğer takımlar gibi.

şampiyon olduktan sonra da niçin utanmaları gerektiğini anlamış değilim. dün beşiktaşlı tek bir futbolcuya bile küfredilmedi, quaresma maç öncesinde şut çalışması yaparken attığı fantastik gollerde, volelerinde vs. alkışlamışlardır. hatta quaresma da bize ufak görsel bir kıyak geçerek gelen bütün ortalara vole vb vuruşlar yapmıştır.

ayrıca yine maç içindeki ufak tefek tahriklerine karşı da aşırı bi tepki göstermediler.
kısacası 26 şubat 2012 galatasaray beşiktaş maçında beşiktaş taraftarınca tepki çekecek hiçbir işe imza atmamışlardır.

geçmişi bilemem tabi. herkes kadar çirkef, herkes kadar kıllar.