confessions

simsiyah

1. nesil Yazar - - Yazar -

  1. toplam entry 1267
  2. takipçi 0
  3. puan 29593

istanbul da hoş bir kaşar olmak

simsiyah
öncelikle;http://tinyurl.com/4jrb942
<br>
<br>sonralıkla da kaşar olduğunuzu belli etmek için göt cebinize koyacağınız ipadiniz yoksa da farketmez, eksi bilmem kaç derece çatalınızı[ybkz]swh[/ybkz]açmanız yeterli olacaktır. her zaman ve heryerde hoş bir kaşar olarak anılcaksınız.

çello

simsiyah
bir kadının elinde olunca acayip seksi görünen müzik aleti. ne sesini bilirim ne ilgimi çeker bu enstrüman ama görsel olarak hatun kişi çalınca dikkatimi celbeder. tabiisi abisi olan kontrabası da unutmamak lazım.

iki gelsin iki

simsiyah
beşiktaşımızın attığı ilk golden sonra gerilimli dakikalarda avantajımızın skora yansımasını isteyen tribünlerin haykırışıdır.

"ooo iki gelsin ikiii
iki gelsin iki, iki gelsin iki
sikicem böyle işi."

cihan tekin ile evlenmenin dezavantajları

simsiyah
bi kere öncelikle gelinimize allah sabır versin diyerek başlıyorum;



- yazmaya olan kıvrak zekası sayesinde sofraya gelen her beğenmediği yemek için upuzun başlıklı entry'ler yazıp hanımına ironik laflar hazırlar,

"örn: sapları yeşilinden ayrılmamış ıspanak saplarını yemeğe katıp yoğurtsuz olarak buyur kocacığım afiyet olsun demek"

- beşiktaş'a olan sevdasının had safhada olması dolayısı ile ailevi sosyal programlarını lig fikstürüne göre yapar,

" ki bu madde burada ki bir çok yazar için geçerli"

- kurduğu uzun cümleleri gün içinde toparlamaya vakti kalmadığından uykuda konuşup cümleleri tekrar eder.

- bir hamamböceğine dahi methiyeler dizip duygusal şeyler yazan bir insan hanımına ne kadar romantik buhranlar yaşatır tezahür bile edemiyorum,

- kafam kocaman kafam kocaman diye gezen bi' adamın yastık sevdası da kocaman olduğundan çıkacak yastık savaşları felaketi.





şimdilik bu kadar aklıma geldikçe eklemeye devam edeceğim. benden ayrılmayın.[ybkz]swh[/ybkz]

rıdvan akar

simsiyah
gazeteci, haberci ve iyi bir beşiktaşlı. forza beşiktaş için yazdığı son yazısı ise hem ayar hem de akıl fikir vermekte renklilere.

işte o yazı;

---------------alıntı---------------

Sıkıldık artık yeter!

Maç bittiğinde hasbelkader Beşiktaş TV maçın yorumunu sordu.

“Yarın gazetelere bakın, golü sayılmadı ama Beşiktaş da yenecek futbol oynamadı” minvalinde yazılar okunacağını söyledim.

Yanılmışım.

Hürriyet Spor Servisi tarihe geçecek bir başlık attı.

FB Manisaspor’u 3-1 yenmiş, penaltı pozisyonu tartışmalıymış, filan. Ama Fenerbahçeperver Hürriyet Spor bakın maçı nasıl veriyor: “Q7 değil, Alex ve çetesi işbaşında.” Haberde çarşı’nın hazırladığı “Q7 ve çetesi” posteri de kullanılmış.

Hani herkes haddini bilecekti?!

Hani FB “en büyüktü?!”

Hani “gündemi Fener belirlerdi?!”

FB bu memleketin “üç büyüklerinden” biri değil mi?

Nedir bu özgüven problemi? Nedir bu Beşiktaş kompleksi?

Karabük maçı sonrası Mete Düren hakemlerin Beşiktaş’ın yıldızları karşısında kompleksli davrandığını söylemişti.
Sadece hakemler mi?

Fenerbahçeperver Hürriyet Spor servisi ‘takımının galibiyetine sevineceğine’ Beşiktaş üzerinden sevinç çığlıkları atıyor.

Türkiye’de Beşiktaş konuşuluyor.

“Ne kaçak stat yaparız, ne de devlete yaptırırız” diyor. Anıtlar Yüksek Kurulu “bugün git yarın gel” diye yanıt veriyor.

“Karabük’ün de penaltısı çalınmadı” diyecek kadar dürüst davranıyor. Eyyamcılar “doğruuuuuu” diye kafalarını sallıyor.
Erman Toroğlu diye Beşiktaş alerjisinden müzmin muzdarip yazar, sayılmayan gol için “hakemler bu tür hatalar yapar.

Ama Karabük’ün penaltısı verilmedi. iki de Beşiktaşlı oyuncu atılmalıydı” diyor.

Peki ya Simao’nun düşürülmesi ile verilmeyen penaltı?

Toroğlu o pozisyonu yazmıyor bile.

Karabük maçında Almedia’nın sayılmayan golü…

Ankaraspor maçında Nobre’nin sayılmayan golü…

Kasımpaşa’da Bobo’nun sayılmayan golü…

Fenerbahçe maçında Bobo’nun sayılmayan golü…

Hepsi nizami…maç sonrası herkes “tüh! Yazık oldu” diye hatırlıyor.

Hakemler Beşiktaş’ı liğme liğme ediyor. “Yayıncı kuruluş” bahanesiyle Beşiktaş’ın maçları iki haftadır gündüz oynanıyor. Hakemler üç-beş maç dinlendirilerek Federasyon bütün bu skandallardan yırtabiliyor.

Oysa son iki yıldır açıklamaları, tasarrufları ve izlediği politikalarla açıkça Beşiktaş düşmanlığı yapan Futbol Federasyonu asıl suçlu ve sorumludur. Serdal Adalı’nın verdiği örneği hatırlayın.

Stat dışında Beşiktaş-Bursa maçında olaylar çıkıyor. Olaylardan iki gün sonra Beşiktaş’ın sahası 2 maç kapatılıyor.

17 yaş FB-GS maçında saha içinde FB’li çocuklar dayak yiyor, karar 25 gün sonra üç maç olarak çıkıyor. Lobiler devreye giriyor, ligden atılması muhtemel GS kurtuluveriyor.

öylesine aciz bir federasyon ki Saracoğlu’nda Aziz Yıldırım hakem odasını basmasın diye kapının önünde 6 koruma bekletiliyor. Aziz Yıldırım da hakem kapısının önünden geçerken, “koruyun koruyun” diye söylenebiliyor.


“Sıkıldık artık yeter!”


Pc: Bir de Bursa ve GS tribünlerinde “gücüne güç katmaya geldik” üzerinden Beşiktaş aleyhine besteler yapıldığını gözledik. Sadece “biraz zeka pırıltısı beyler” demek geçiyor içimden. Azıcık daha yaratıcı ve zeki olmanızı beklemek hakkımız. Taklit taklit…nereye kadar?

---------------alıntı---------------

vermek vs vurdurmak

simsiyah
biri kaba diğeri daha kaba hatta aşağılayıcı argoda sevişmek anlamına gelir. şimdi sevişmek böyle basit kelimelerle tarif edilemez falan denilebilir, ama gerçekler acıdır ve böyle bir anlamda kullanımı vardır.
29 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol