sergen atti sampiyonluk geldi

futbol bilgisinin düşük olması sebebiyle teknik direktörlük yerine kahvede okeye dördüncülük yapması gereken eski topçu.
ha fenerin başına gelecekse o ayrı, inşallah gelir. mersin idman yurdu'nun başındayken beceriksizliğine bizzat şahit olduğum için içim rahat olur.

kurdele bağlayıp başka bir takıma hediye diye verebilsek keşke.

bu yaz döneminde şu ana kadar malesef beşiktaş yönetiminin çok da başarılı olamadığı konu. gidenlerden değil de getirilemeyenlerden dolayı böyle düşünüyorum. gustavo gomez, domagoj vida, balotelli, loic remy ve nice ismi geçen oyuncu. burada belirtmek istediğim bu adamların mutlaka gelmesi gerekliliği değil, yönetimin el atıp isteyip getirememesi. elbet piyasayı oyalamak için servis edilen isimler de çoktur ama ciddi girişimlerin yapıldığı oyuncuları biliyoruz ve henüz netice alınabilmiş yalnızca adriano var. fabricio zaten geçen yıldan anlaşılan bir isimdi.

eğer olur da gittiği premier lig'de iyi bir sezon geçirirse 16 milyon euro kendisi için cidden güdük bir bonservis bedeli olacaktır. o ligde takımlar ne oyunculara ne paralar döküyor, gökhan'ın 16'ya gitmesi ucuza gitmesi demek olur. bizim için iyi para olabilir ama ederinin altına gittiği gerçeğini değiştirmez.

gelmesi çok iyi olacaktır, zira kendisi rhodolfo gibi havadan etkili, yerde kesici, ama aynı zamanda ondan daha hızlı ve çevik. kiralama konusu da fazla bir maliyeti olmayacağını gösteriyor. kesinlikle fayda sağlar.

yedi sekiz sene önce neyse de şu vakitte getirilmesi öyle yanlış olur ki. arap liglerinde sürtmüş, parayla skandallarla absürd bir yaşam tarzı olan adamın şampiyon takımın forveti olarak sahada ne işi var. koca avrupa'da forvet mi kalmadı arkadaş.

(bkz: göbekli )

göbekli topçu mu olur? olmuş.

zamanında iyi kaçmışız bu serseri kurşundan da. daha bunun gibi diegolar, van pörsükler, mehmet topuzlar var renklilerin bizi dertlerden kurtardığı. ne diyelim, eyvallah!

kendi yağında kavrulabilen bir beşiktaş amacıyla çok dikkatli adımlar atmaya çalışan yönetim. transferlerin doğruluğu yanlışlığı zamanla performanslarla anlaşılır. ayrıca bu transfer konusunda ben yönetimin tek karar verici olduğunu düşünmüyorum. beşiktaş'ta şenol güneş gibi bir hoca varken onun istemediği oyuncuları alıp satmaları mümkün değil. şimdiye kadar gözüken de şenol hocanın bu işi gayet iyi kotardığını gösteriyor. bu yönetimin önemli parçalarından biri kesinlikle şenol güneştir. ve önceki yönetimlere bakınca da "iyi ki var" dedirtmektedir.

bana göre en çok kapanan takımlara karşı işimize yarayacak olan çok yönlü orta saha oyuncumuz. oyunu hem önde hem geride oynayabiliyor, ki bu günümüzde nadir bulunan bir özellik. teknik kapasitesi yüksek, pasları ve şutları isabetli. bana göre sosa alternatifi olmayıp atiba'nın alternatifidir. orta saha göbekte oğuzhan ve tolgay, önlerinde sosa'yla birlikte bir düşünsenize takımın hücumdaki pas oyunlarını, aksamazlarsa açamayacakları defans olmadığını düşünüyorum.

önceden zaten dinamo moskova'ya giderek kariyerini daha o zaman bitirmiş macar hücumcu. parayı seçtiğini rusya'ya giderek zaten göstermişti. türkiye'de geçirdiği kısa zamanın sonrasında da soluğu yine para dağıtan birleşik arap emirlikleri'nde almıştır. muhtemelen de futbolu çok yaşı ilerlemeden bırakacaktır.

takımda kalma kararı ve affedilmesi ile yüreğime su serpti açıkçası. bu takımda sosanın muadili bir adamımız daha ok, bunu anlamak gerek. oğuzhan da tolgay da çok yetenekli evet ama ikisi de 10 numara oynayacak, yeri geldiğinde kanada kaçacak orta yapıp pozisyon üretecek oyuncular değiller. ikisi de orta saha göbek orijinli. yaratıcılar belki ama kafaları her daim sosa gibi karşı kaleye gitme düşüncesinde değil. velhasıl, takımda kalması bana göre çok iyi olmuş oyuncudur. geçen senenin ikinci yarısındaki performansını bütün bir sene sahaya yansıtırsa neden bir alex de souza istatistikleri beklemeyelim kendisinden? gayet de buna yetecek kapasitesi vardır.

bu sezon da şampiyonlar ligi gruplarında üçüncü olarak avrupa ligi'ne kalacağını ve kupayı kazanacağını düşündüğüm takım. adamlar resmen uefa'nın neredeyse kendilerinin avrupa ligi ambargosunu kırmak için çıkardığı "avrupa ligi şampiyonu ertesi sene şampiyonlar ligi'ne katılır" kuralının hukuki açığını bulmuşlar, her sene faydalanıyorlar üçüncü olup yine avrupa ligi'ne kalarak.

acaba bunlar da ispanya'da bizim buradaki beyoğlu yosmaları gibi "ama bizim uefa kupamız var taam mı" triplerine giriyorlar mıdır? malum, adamlarda 1 tane de değil.

yeni sezonda pektemek yerine rezerv forvet olarak takımda tutulması gereken ne zaman ne yapacağı pek de belli olmayan forvet.
en azından her zaman sıçacağından emin olduğumuz pektemekten iyidir diyorum.

kaliteli bir kanat olduğu aşikar. ama hala bir çocuk olduğu da ortada. kafa yapısını geliştirmesi lazım öncelikle. oyuna küsmek, kaptırdığı topun peşinden koşmamak vesaire ile yıldız olamaz ne yazık ki. en azından beşiktaş'ın ve şenol güneş'in sisteminde olamaz. yaşlandı dediğimiz, canı istediğinde oynuyor dediğimiz quaresma bile şenol hocanın sisteminde yapması gerekenleri yapmaya nasıl çalışıyorsa kerim de yapmalı.

kesinlikle yetenekli, yedek olmasına rağmen ciddi talipleri olmasından da anlayabiliriz bunu. ama oyun bilgisini ve anlayışını, sahadaki duruşunu değiştirmeli. her kaybettiği toptan sonra daha aç şekilde kazanmak için koşmalı, bir iki pozisyonda pas tercihi kendisi olmadığı için küsmemeli. takım içinde herkes birbirinin başarılı olmasını tabi ki istiyor, kimsenin kendisine bilerek pas atmayacak kafada olmadığını anlamalı.

eğer karakter olarak gerçekten olgunlaşırsa gökhan töre'den de iyi bir kanat oyuncusu olacağına inanıyorum.

ha bu arada, kendisi fm 2016 oyununda bir iki sezon sonra öyle bir gelişiyor ki peeeh. kendisinden bu gelişimi gerçek hayatta da bekliyoruz.

tanım: asıl ismi kerim koyunlu olan isviçre doğumlu türk asıllı kanat oyuncusu.

yıllardır ettiği zararda döviz kurlarının oynaklığının etkisinin yüksek olduğu kulüp. ayrıca verileri yanlış okumuyorsam ettiği zarar yıldan yıla azalmakta olan kulüp. gün gelecek bu tablo elbet tersine dönecek.

güneşli günler yakın.

denenmiş ve tutmuş bir mario gomez varken loic remy transferi büyük bir macera olur. geçen sene gomez geldiğinde de maliyeti dolayısıyla bir maceraydı belki ama şampiyonluk dışında bir beklenti yoktu. lakin bu sezon önümüzde ciddi rakiplerin olacağı şampiyonlar ligi gruplarında yer alacağız ve aynı maceraya bu kez atılma lüksümüz yok. evet mario gomez çok istiyor, fazla istiyor. ama bir de şöyle düşünün, manchester united pogba transferi ile büyük bir mali külfet altına girdi, verim alıp alamayacağı kesin olmamasına rağmen. demem o ki, her şey verim değil. mario gomez bu takıma attığı gollerden fazlasını kazandırıyor. winner ruhu her zaman sahada, her topun peşinde ve hepsinden ötesi geçen sezonun ardından rakip defans oyuncularının dizlerini titretebilecek bir forvet. beşiktaş mario gomez'i takıma geri kazandırması durumunda yalnızca bir forvet değil winner ruhunu da geri kazanmış olacak. öyle ya da böyle gerekirse sponsor desteğiyle bu iş bir sona bağlanmalı ve mario gomez takımdaki yerini almalıdır.

cha cha ulan.

edito: imla.

doğum yeri olarak artvin, hopa gözüken fakat tabi aslen nereli olduğunu bilmediğim top yakalayıcı.

futbol okullarında oyun tarzının videoları küçüklere izletilmeli, "futbol bu değildir" denilmelidir. profesyonelden çok mahalle topçusu karakterindedir.

spiker yanlış söylemediyse ilk "smaç" yapan kadın basketbolcunun bulunduğu takımla yaptığımız ve kendi beceriksizliğimiz yüzünden kaybettiğimiz olimpiyat oyunları kadınlar basketbol karşılaşması.

o dedikleri kadın türk filmlerindeki gulyabani kadar vardı yalnız. sulak yerde yetişilir de peh yani bu kadarına.